Geçtiğimiz yıl ülkemizde toplam 428 bin 74 trafik kazası meydana gelmiş ve bu kazalarda 3 bin 373 insanımız hayatını kaybetmiş. 310 bin civarında insan da yaralanmış…
Çoğu savaşta bu kadar insan ölmüyor…
Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre; bu kazaların 336 bin 556'sı yerleşim yerlerinde, 91 bin 518'i yerleşim yeri dışında yaşanmış. Kazaların 2 bin 712'si ölüm, 183 bin 710'u yaralanma, 241 bin 652'si maddi hasarla sonuçlanmış. Trafik kazalarına en çok karışan araç türleri ise otomobil, kamyonet ve motosiklet…
Trafik kazası sonucu can kaybının en çok yaşandığı il, 12 bin 652 kazada 199 kişinin öldüğü Ankara. İkinci sırada ise 10 bin 365 trafik kazasında 160 kişinin yaşamını yitirdiği İzmir var. Bunları sırasıyla İstanbul, Antalya ve Konya takip ediyor. Dikkat ederseniz turizmin başkenti Antalya ölümlü kazalarda 4’üncü sırada. Antalya’nın istatistiğini yükselten ise motosikletler. Antalya'da trafiğe kayıtlı toplam 1 milyon 66 bin 685 aracın yüzde 26,2'si motosiklet. Yani kentteki motorlu taşıtların dörtte biri motosiklet. Antalya, 279 bin 391 motosiklet sayısıyla İstanbul'dan sonra 2'nci sırada yer alıyor.
Motosiklet kazalarının tüm trafik kazaları içindeki oranı bir hayli yüksek. Araba kazalarında yaralanma oranı yüzde 20 iken motosiklet kazalarında bu oran yüzde 80'in üzerinde. Motosiklet sürücüleri trafik kazalarında araç içinde olanlara oranla 16 kat daha fazla ölüm ve 4 kat daha fazla yaralanma riskine sahip. Araba kazalarında sürücü ve yolcu güvenliğini artıran çok sayıda donanım varken motosikletlerde en önemli koruma malzemesi koruma başlıkları. Yani kasklar. Tabi deri ceket, pantolon, eldiven, uygun ayakkabılar ve koruma gözlükleri de önemli. Ancak tüm bu donanımı kullanan motosikletli sayısı azdan da öte. Neredeyse hiç yok.
Antalya Valiliği himayesinde geçtiğimiz günlerde motosiklet kazalarında ölüm ve yaralanmaların önüne geçmek amacıyla 'Hayatıma Kastım Yok, Kaskım Var' kampanyası başlatıldı. Kampanyanın tanıtım toplantısında Vali Karaloğlu, “Son beş buçuk yıla baktığımızda çok sayıda insanımızı motosiklet kazalarında kaybettiğimizi ve yaralandığını gördük. Buna mutlaka bir çözüm üretmeliydik. Aslında kask takmak mecburi. Bizim de trafik denetimlerinde bunları denetleme mecburiyetimiz var. Ama mecburiyete rağmen aynı motorun üstünde birden çok insanın hiç kask olmadan seyahat ettiğini görebiliyoruz” dedi. “Yaşamın bu kadar ucuz olmaması lazım” dedi. Maalesef yaşam bu kadar ucuz. Vali Karaloğlu’nun vurguladığı gibi, her şeye rağmen, alınan her türlü tedbire, denetimlere, uygulanan cezalara rağmen birileri ölümle danstan vazgeçmiyor. Motosikleti toplu ulaşım aracı gibi kullanan, eşini, çoluk çocuğunu istif edip trafiğe çıkan, yoğun trafikte tek teker üzerine kalkmaya kalkışan, araçlar arasında makas yapan vs. ne ararsan var…
Önceki gün trafikteyim, önümde bir motosikletli. Kırlaşmış saçlarından, vücut hatlarından 50-55 yaşlarında olduğunu tahmin ediyorum. Caddenin ortasında ortalama bir hızda seyir halinde. Arkasındaki araçlar korna çalıyor, selektör yapıyor ama şahıstan en ufak bir tepki yok. Ne kenara çekilip yol veriyor, ne hızlanıyor. Biraz dikkatli bakınca cep telefonuyla konuştuğunu gördüm. Resmen kanım dondu. O yoğun trafikte adam tek eliyle motosikleti idare ediyor. Kendi canını düşünmediği gibi başkalarınınkini de düşünmüyor. Hani genç olsa, gençlik, tecrübesizlik, cahillik filan diyeceğim ama genç de değil.
Antalya Valisi Karaloğlu, bu savaşlardan daha çok can alan trafik kazaları konusunda son derece hassas. Şimdiye kadar birçok önemli projeyi hayata geçirdi. Geçen yıl emniyet kemerinin önemine dikkat çekmek, emniyet kemeri alarmını susturmak için kullanılan sahte toka kullananları uyarmak amacıyla ‘Ölümle Tokalaşma’ kampanyası da başlatmıştı mesela. Ama gerek Vali Karaloğlu’nun, gerek paydaşlarının tüm bu çabaları yeterli olmuyor. Özellikle bir kesim var ki, onları bir türlü bilinçlendiremiyoruz. Yaşamın bu kadar ucuz olmadığını bir türlü anlatamıyoruz. İçimizdeki trafik canavarını bir türlü durduramıyoruz.