Günümüzde ‘işsiz ordusu’nun önemli bir bölümünü üniversite mezunları oluşturuyor. Son yıllarda sayıları bir hayli artan üniversiteler ve bunlardan mezun olan yüzbinlerce gencin büyük bölümü iş bulamıyor. Bulanların çoğu da eğitim aldığı alanın dışında işlerde çalışmak zorunda kalıyor…
Bu tabloyu oluşturan birçok neden var. Plansız bir şekilde birbiri ardına açılan üniversiteler, bu üniversitelerde arz-talep dengesi gözetilmeksizin açılan bölümler, istihdam alanlarının daralması bu nedenlerden bazıları. Bir başka neden ise üniversite mezunlarının ‘iş deneyimi’ne sahip olmadıkları için özel sektör tarafından tercih edilmemesi.
Haliyle, özel sektörün iş ilanlarında ‘deneyim’ şartını koşması üniversiteden mezun olup iş arama sürecine giren tüm gençlerin ve ailelerin ortak sorunu…
Deneyim yoksa iş de yok.
Deneyim için iş, iş için deneyim gerek…
Bu kısır döngünün kırılması ve sorunu aşılabilmesi için gençlere bazı tavsiyelerim olacak…
Bir kere yapılması gereken ilk ve belki en önemli şey pratik kazanmak. Ve bunu daha eğitim aşamasındayken, yani üniversitede okurken yapmak. Bunun yolu ise okuduğunuz alanla ilgili zorunlu olsun veya olmasın mutlaka staj yapmak. Gönüllü çalışın, birilerine yardım edin, anket yapın, bir şeyler satmaya çalışın, okulun sosyal faaliyetlerinde görev alın…
Bunlar çok kısa süreli olmamalı. Yapılan her iş veya faaliyet, özgeçmişe yazılacak değerde birer deneyimdir çünkü. Bunları deneyim kısmına, detaylandırarak yazacaksınız. Tam olarak ne yaptınız? Ne kadar süreyle? İşi size kim verdi? Sonuçları ne oldu? Siz ne öğrendiniz? gibi.
Bunları yaptığınızda özgeçmişine sadece kişisel bilgilerini ve mezun olduğu okulu yazan kitleden sıyrılıp farkınızı ortaya koydunuz demektir.
Bu satırları okuduğunuzda çoktan mezun olmuşsanız ve okul yıllarınızı verimli geçirmediyseniz işiniz daha zor ama imkansız değil. Sizinle aynı durumda yüzlerce, hatta binlerce insan olduğunu düşünerek ‘fark yaratacak’ donanımlar edinmeye çalışın. Uzmanlaşmak istediğiniz alanınızda çalışan kişilere ulaşın. Onlarla konuşup eksiklerinizi öğrenin. Özgeçmişinizde sizi diğerlerinden ayıracak, öne çıkaracak unsurları çoğaltmaya gayret edin. “O kadar yıl okudum, iyi bir unvan ve iyi bir maaşım olsun” diyebilirsiniz fakat en alt seviyeden başlamaya istekli olun. Çünkü hangi eğitimi almış olursanız olun başlangıçta kolay kolay hiçbir firma size en üst kademeden görev vermez. Bazı giriş seviyesindeki işler, belki niteliklerinizin altında olabilir ancak bir yerden başlamak zorundasınız. En alt seviyeden başlamak işi temelden ve en iyi şekilde öğrenmeyi sağlar.
Bazı işler tanımı gereği size uygun olmayabilir ancak yaratıcılığınızla ve enerjinizle bunu kendi lehinize çevirebilirsiniz. Çünkü çalıştığınız yerde edindiğiniz deneyimler size iş yaşamınız dışında da katkı sağlayacaktır. Hatta gerçek alanınızla ilgili konularda da size ilham verecektir. Ayrıca farklı deneyimler yaşamak ufkunuzu genişletir ve her alanda başarılı olmanıza yardımcı olur. İş başvurusu yapmadan önce şirketlerin internet sitelerindeki ve sosyal medyadaki insan kaynakları sayfalarını inceleyerek bir hedef listesi oluşturun. Diğer şirketlerin kariyer hedeflerini takip etmek sizin düşüncelerinize yön verir ve alanınızla ilgili fikir geliştirmeye yardımcı olur. Sağlam bir başlangıç yapabilmek için hızlıca yapabileceğinizi düşündüğünüz bir veya daha fazla öneriyi hayata geçirin.
En zor ve en önemli kısmı ne yapabileceğinizi göstermek. Çünkü iş ve kariyer hayatını en önemli iki niteliği deneyim ve potansiyeldir. Deneyimi nasıl kazanabileceğinizi anlattık, potansiyel değer ise kişinin tutum, coşku, iş ahlâkı, iletişim becerileri, öğrenme isteği gibi faktörlerle belirlenir. Bunun için de bu değerlerinizi ortaya koymak, göstermek zorundasınız…
Sevgiyle kalın…