Bir süre önce bu köşede sizlere, engelli oğlunu götürdüğü bir restorandan ‘kibarca’ kovulan bir annenin yaşadıklarını aktarmış ve asıl engelin bazı insanların ‘beyinlerinde’ olduğunu ifade etmiştim. Sonrasında özür dileyen ve bunu yaparken, “Diğer müşterilerimize karşı da sorumluyuz..” mealinden bir şeyler söyleyerek beyinlerindeki engelin hangi boyutta olduğunu gösteren işletme sahiplerini kınamış ve bu tür insanları ifşa edeceğimi belirtmiştim…
Dün yine sosyal medyada benzer bir hadise gözüme ilişti. Bu kez adres Antalya’nın son dönemlerde en gözde gezi mekanlarından Markantalya AVM. Kaynak sosyal medya olduğundan her zamanki gibi kesin konuşmak istemem ancak iddiaya göre olay şöyle gelişiyor; Sözkonusu AVM’ye engelli oğlu ile giden bir anne, bir süre dolaştıktan sonra en alt kata iniyor. Burada çocuklar için bulunan kum havuzuna oğlunu bırakmak istiyor. Ancak oradaki görevli, engelli olduğu için çocuğu kum havuzuna almıyor.
Gerekçe ise diğer olaydakiyle aynı; ‘Diğer aileler rahatsız oluyor.’
Anne karşılaştığı bu durum karşısında şok oluyor ve tabi çok üzülüyor. Çünkü küçük oğlu kum havuzuna girmek, orada gördüğü diğer çocuklar gibi oynamak istiyor. Kadın yetkili birisini soruyor, gösteriyorlar. Onunla konuşuyor ve iddiasına göre yetkili şahıs ‘sadece bir seferlik’ diyerek çocuğun kum havuzuna alınmasına izin veriyor. Günü atlatıyorlar ancak bu durum kadının içine dert oluyor. Bunu sosyal medyada paylaşırken de şöyle diyor; “Diğer çocuklar oyuncaklar için birbiriyle kavga ederken benim sırf engelli diye alınmak istemeyen yavrum bir köşede kendi başına sessizce oynadı. Kimseye bir rahatsızlık vermedi. Yapılan bu ayrımcılığı kınıyorum. Haftaya tekrar gideceğim ve bu haksız uygulama ortadan kalkana kadar mücadele edeceğim..”
Bu satırları okuyunca inanın bir kez daha nutkum tutuldu. Biraz önce bahsettiğim restoran örneğinin şokunu henüz atlatamamışken şimdi de AVM çıktı. Kafalarındaki engeli aşamamış zihniyetler her yerde karşımıza çıkıyor maalesef. Engellileri ‘rahatsızlık’ unsuru olarak gören beyinsel özürlü bu kişilere yazıklar olsun demekten başka elimizden bir şey gelmiyor.
Sözümün arkasındayım. Bu gibi kişileri, mekanları bir bir ifşa etmeye devam edeceğim. Böyle bir yaklaşımı asla kabul etmem/etmeyeceğim. İçlerinde ‘Hitler ruhu’ taşıyan herkesin, her işletmenin gerçek yüzünü buradan afişe edeceğim.
Hepimizin potansiyel birer engelli olduğumuz gerçeğini bu kişilere sürekli hatırlatacak ve engelli bireyleri toplum dışına itmeye çalışan hastalıklı zihniyetlerle mücadeleye gücüm yettiğince devam edeceğim.
Bu böyle biline…