Hayat bazen öylesine ağır gelir ki, taşıyamayız, taşıyamayacağımız hissine kapılırız…
Eminim bir çoğunuz zaman zaman yaşamıştır bu hissi.
Kendimizle çeliştiğimiz, inançlarımızla çeliştiğimiz, karamsarlığa kapıldığımız, efkara boğulduğumuz anlar olur. İşte o anlarda yanınızda bir dostumuzun olmasını arzu ederiz…
Hayatın bize sunduğu en büyük sürprizdir bence dost. Çünkü böyle tam dibe vurduğun anlarda, ‘artık her şey bitti’ dediğin zamanlarda uzatır sana elini. Umutsuzluğa kapılıp ‘dost most yok kardeşim’ dediğimiz anda karşımıza çıkar.
‘Darda kalana Hızır yetişir’ inancımız vardır ya, işte aramızdaki Hızırlardır dostlarımız…
Hayatımızın olmazsa olmazıdır onlar. Aramakla filan bulunmuyor. O bizi zor anımızda buluyor. Hayat bana bunu öğretti. Çeyrek yüzyıla yakındır yaşadığım Antalya’da belki para biriktiremedim, servetim olmadı ama çok şükür ki dost biriktirdim. Eskiden en küçük olumsuzlukta korkardım. İşimde, sosyal hayatımda karşıma çıkan en ufak engelde paniklerdim. Artık korkmuyorum, paniklemiyorum çünkü dostlarım var.
Zor zamanımda bana el uzatacak, beni içinde bulunduğum kör kuyudan çıkaracak dostlarım…
Gerçek dost diyeceğim ama bu kavram, önüne çıkan herkese dost diyenler için geçerli olabilir. Herkes dost olamaz. İyi vakit geçirdiğin, gülüp eğlendiğin arkadaşın, yakın arkadaşın olabilir ancak dost dediğin senin en berbat halini dahi bilip kabul edendir. Bir insanı her haliyle, en iyi gününde olduğu gibi en kötü anında kabul etmek herkesin yapabileceği bir şey değildir. Bu yüzden de dostlukların sayısı azdır zaten. Dostluklarda ‘hesap’ yoktur. Rakamlar değil harfler (anlamlar) önemlidir. Kan bağınız olmadığı halde kardeş yerine konulandır dost. Onunla konuşurken bir şey anlatmaya gerek kalmaz çünkü o gözlerinizden okur anlatılmak isteneni. Sevincinize, başarınızdan kaynaklanan mutluluğunuza kıskanmadan ortak olandır dost. Git dediğinizde gitmeyen, herkesten kaçmak istediğinizde sizi bırakmayandır. Sadece iyi gününde değil, için kan ağlarken de yanında olup tüm derdini, tasanı paylaşan, acını yüreğinde hissedendir.
Velhasılı kelam, her insana nasip olmayacak hazinelerdendir dost. Evet, bir nasip meselesidir dostluk ve tamamen insanın iradesi dışında gelişir. Yani ‘şununla dost olayım’ deyip dost olamazsınız herhangi biriyle. ‘İnsanı yol değil, yol arkadaşı yorar’ denir. Yola çıkacağımız insanları yüzde yüz isabetle seçme şansımız yoktur. Bu seçimi veya elemeyi yapacak olan bizler değiliz; yoldur, yolculuktur. Yanımızdakinin dostumuz olup olmadığı, yolculuk esnasında ortaya çıkar. Özellikle siyasette ve ticarette bu yürüyüşlerin büyük bir kısmı hüsranla sonuçlanır. Hepimizin hayatında fazlasıyla yaşanmıştır bu hüsranlar…
Kadim bir dostluğun oluşabilmesi için zorluklar, yokluklar yaşanmalıdır. Şairin dediği gibi ‘Asıl marifet, bahar aylarında veya yaz mevsiminde değil, kışın açabilmektir.’
Yani iyi gün dostu olmak kolaydır da mühim olan kötü gün dostu olabilmektir…