Artık sadece Antalya değil, Türkiye ezberledi adını.
Çünkü o artık sadece Antalya’nın değil Türkiye’nin fuarı…
Yöresel Ürünler Fuarı, kısa adıyla YÖREX’ten bahsediyorum tabii ki…
Bu yıl 10’uncusu yapılacak. Henüz 10 yaşında ama çok daha yaşlı nice fuarların adı esamesi okunmazken YÖREX’i herkes biliyor, tanıyor. Bir kez daha iddia ediyorum ki, Türkiye’nin en çok sevilen fuarı YÖREX. 2010 yılında 25 bin ziyaretçiyle başlayan fuarı geçen yıl 200 binin üzerinde insan ziyaret etti. Fuarın mimarı ATB Başkanı Ali Çandır her zamanki gibi mütevazı davranıp bu yıl hedefi 250 bin ziyaretçi olarak gösterse de, ben bu rakamın çok daha üzerine çıkacağına inanıyorum. Çünkü hep söylediğim gibi, YÖREX sadece bir fuar değil, Anadolu’nun buluşma noktası. Gurbette sıla hasreti yaşayanların hasreti dindirmek için gelişini heyecanla bekledikleri bir cazibe alanı...
ATB Başkanı Çandır, “Bir günde Türkiye turu yapmak isteyenleri ve memleket hasreti çekenleri 10’uncu YÖREX ’e bekliyoruz” derken fuarın işte bu özelliğine dikkat çekiyor.
YÖREX’le ilgili bugüne kadar birçok yazı yazdım. Bu fuarla ilgili düşüncelerim başından beri hiç değişmedi. Bu yüzden yeni bir yazı yazmak yerine geçen yıl bu günlerde yazdığım yazıyı, tembellik yaparak ve de affınıza sığınarak paylaşmak istiyorum.
***
Son yıllarda en sevdiğim ay Ekim ayı. Nedeni ise her yıl bu ay içerisinde YÖREX’in yapılıyor olması. Tıpkı sevgiliye kavuşma heyecanı ile Ekim ayını dört gözle bekliyorum. Eminim birçok kişi de benim bu heyecanımı duyuyor, hissediyor…
Antalya Ticaret Borsası’nın (ATB) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) desteğiyle 2010 yılında amatör bir heyecanla başlattığı Yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX) bu yıl 9’uncu kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. 24 Ekim’de başlayacak ve 28 Ekim’de kapanacak. Her güzel şey gibi ne yazık ki çok kısa sürüyor…
İlki 2010’da yapılmış ve toplam 24 bin kişi ziyaret etmişti. Bu yılki fuara 200 bin ziyaretçi bekleniyor. 9 yılda neredeyse 10 kat artış. Böylesi bugüne kadar sanırım hiçbir fuarda görülmedi. Daha önce de birçok kere bu köşeden dile getirdim; Türkiye bu fuarı sevdi. YÖREX artık Antalya’nın fuarı olmaktan çıktı, Türkiye’nin fuarı oldu. Bir marka haline geldi. Göreve geldiği günden bu yana başkanlığını yaptığı ATB’ye hatırı sayılır bir ivme kazandıran Başkan Ali Çandır, mimarı olduğu YÖREX’le bugüne kadar unutulmuş, kaybolmaya yüz tutmuş yöresel ürünlere ciddi bir farkındalık kazandırdı. Doğu’dan Batı’ya yüzlerce yöresel ve geleneksel ürüne ev sahipliği yapan YÖREX sayesinde bu ürünler yeniden günyüzüne çıkarıldığı gibi coğrafi işaret alınmasına da öncülük etti/ediyor. Nitekim son yıllarda bu fuara katıldıktan sonra coğrafi işaret alan veya almak için başvuran ürün sayısında bir patlama yaşanıyor. Hemen her gün yeni bir ürüne coğrafi işaret alındığını veya başvuru yapıldığı haberlerini okuyoruz. Dünyanın milyarlarca dolar kazandığı yöresel ürünler piyasasına biz de emin adımlarla giriyoruz. Şimdiye kadar sadece lokal olarak tanınan birçok ürünümüz bugün birer marka haline gelmiş durumda. Bu sayede üretici hak ettiği kazanca ulaştığı gibi dünya piyasasına giren ürünlerimiz vasıtasıyla ülkemizin de bir nevi tanıtımı sağlanıyor. Üstelik bu fuara katılan üreticiler, ambalajlama, sunum, satış ve pazarlama konularında giderek daha ustalaştığı gibi aynı zamanda fuarda büyük market ve otellerin satın alma departmanlarıyla birebir görüşme fırsatı da buluyor.
Önceki gün ATB Başkanı Ali Çandır, fuarın en büyük destekçilerinden Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Çetin’le birlikte düzenlediği basın toplantısında birkaç gün sonra kapılarını açacak olan YÖREX’e 72 ilden kurum, oda, borsa ve firmaların katılacağını açıkladı. Hedeflenen ziyaretçi sayısını ise 200 bin civarında olduğunu söyledi. Ali başkan her zamanki gibi mütevazılığı elden bırakmamış. Bence ziyaretçi sayısı daha da fazla olacak. Başta da vurguladığım gibi bu fuarı dört gözle bekleyen çok insan var. Yakın çevremden biliyorum. Çünkü YÖREX’in fuar olma dışında başka bir misyonu daha var. YÖREX aynı zamanda Anadolu’daki farklı kültürlerin buluşma noktası. Anadolu’nun her bir köşesinden gelen ürünler, bu mozaiğin parçası olan insanları da burada bir araya getiriyor. Ben şahsen YÖREX’e bu duygularla gidiyorum. Orada doğduğum kentin ürünlerine kavuştuğum gibi memleketimin havasını da teneffüs ettiğim hissine kapılıyorum. Hısım akrabamı görmüş gibi oluyorum. Çocukluğumda, gençliğimdeki anılarımı tazeliyor, nostalji yaşıyorum.
Yani demem o ki, YÖREX artık sadece bir fuar değil. Benim ve benim gibi düşünen on binlerce insan için bir yaşam biçimi, bir tutku…
Başta ATB Başkanı Ali Çandır olmak üzere, bu fuarı bizlere kazandıran, katkı koyan herkese yürekten teşekkür ediyorum…