Vatandaşı canından bezdiriyor..
Ve doğal olarak vatandaş da “nerede bu devlet, bu hükümet bu olaylara niye göz yumuyor” diye feryat ediyor..
Zaten, “amaçlanan şey” de bu; “halk bu iktidara olan güvenini yitirsin”..
Askeri darbe girişimi tutmadı, vatandaşı birbirine çatıştırma gayretleri tutmadı, ekonomik ambargo ve baskılar tutmadı, yabancı ülkelerin vize vesaire gibi baskıları tutmadı..
Şimdi de bir yandan “iktidar partisi erken seçimden kaçıyor” algısı ve “devlet halka eziyet ediyor, korumuyor” algısı yaratılıyor..
Bu da tutmazsa, (ki tutacak gibi görünüyor) bu defa başka bir “girişim” mutlaka gelecektir..
Bugün bunları örneklerle anlatacağım..
…
HASTANELERDEKİ MANZARA
Hastaneye gidiyorsunuz, kötü muamele görüyorsunuz..
Olması gereken yerde tekerlekli sandalye yok, asansör bozuk, bir şey soruyorsunuz, doğru-dürüst cevap alamıyorsunuz..
Tesisler 5 yıldızlı, ama hizmet tek yıldızlı bile değil..
Öte yandan, MİT TIR’ları davasından tutuklu Enis Berberoğlu falan VİP hizmet alıyor..
Bunlar da basına yansıyınca, millet feryat ediyor tabii:
“Bu nasıl bir uygulama, vatandaştan yana olması gereken devlet nerede?”
…
Biliyorsunuz/yaşıyorsunuz, hastaneler bu hükümetin en başarılı icraatlarından biri..
Ne oldu da, böylesine başarılı olunan bir alanda her şey kötüleşmeye, şikayetler artmaya başladı?
Bence, birileri halkımızı hükümete karşı özel olarak örgütlüyor sanki..
…
TRAFİKTE YAŞANANLAR
Araçlardaki cam filmleri için önce “serbest bırakıldı” denildi, geçtiğimiz ay içinde “yeniden yasak geldi”..
Bakanlıktan, “hiç serbest bırakılmadı” diye açıklama yapıldı..
Bu kafa karışıklığı netleştirilmediği için, cam filmi konusunda binlerce insan mağdur oldu..
Kredi çekenler, atölye açanlar, cam filmi taktıranlar derken hepsi için para döktüler..
Şimdi o cam filmini taktıranlar hem ceza yiyor, hem de söktürme parası ödüyor..
Bitmedi, bir de çifte standandart var..
Bir sürücü anlatıyor;
“Benim cam filmi en açık olanlarından, bana ağır kusur yazdılar.. Ama, yanımda orijinal simsiyah camlı bir araç muayeneden geçti ki, sorma üstad..”
…
Yıllarını sürücülükle geçiren bir arkadaşım anlatıyor:
“Mesele cam filmi ile sınırlı değil..
Trafik polisleri 30/1-b’yi o kadar yanlış yorumluyor ki, daha ileri gidip ‘terörist’ diye isimlendiriyorlar insanları..
Eksoz belli bir desibele kadar kullanılabilir, bu 90 desibeldir..
Ama eksoz ucundaki krom parçayı gören trafikçi basıyor cezayı..
Peki neye dayanarak yazılıyor bu cezalar, polisin elinde desibel ölçen bir cihaz mı var?
Hayır, polis burada tamamen kişisel kararlar alıyor, o araca inanılmaz cezalar kesilip bağlanıyor, trafikten men edilip muayenesi iptal ediliyor..
Modifiye bir suç değil yaşam tarzıdır, modifiye severlerde terörist değildir..
Bu yapılanlar haksızlıktır ve küçümsenmeyecek bir sayılarının olduğunu görmemek endişe vericidir..”
…
Böyle olunca insanların canı yanıyor tabii..
Ve başlıyor, “bu nasıl bir uygulama, nerede bu devlet” diye bağırmaya..
…
ŞU OLAN-BİTENE DİKKAT
Bir baba oğlunu 17 yerinden bıçaklayarak öldürdükten sonra öğreniyoruz ki, “polisten koruma istendiği halde” ilgilenen olmamış..
Baba çocuğunu havagazının önüne bağlayıp sonuna kadar açarak zehirlemek isterken anne karakola gidip acil yardım istemiş, polisler hemen gitmek yerine kadını ahret sorusu yağmuruna tutmuşlar..
Allah’tan bir kadın komiser yetişmiş imdada, ama sonrasında kötü niyetli bir babanın elinden çocuğu yine de kurtaramadılar..
Bunun faturası hükümete kesildi..
…
Bir yol çalışması yapılıyor..
Önceleri çabucak biten bu tür çalışmalar uzatılıyor ve esnaf bilerek mağdur ediliyor..
Faturası hükümete kesiliyor..
…
Resmi kurumlarda vatandaşın işleri kasıtlı olarak uzatılıyor, zorluk çıkartılıyor..
Yetmiyor, bir de kötü muamele yapılıyor..
Faturası hükümete kesiliyor..
…
Bunlara benzer yüzlerce örnek vermek mümkün, haberlerde hepsini görüyorsunuz zaten..
Ve bütün bunlardan canı yanan vatandaş da başlıyor, “bu nasıl bir uygulama, nerede bu devlet” diye bağırmaya..
…
“GİZLİ BİR EL” DEVREDE
Evet, bütün bunları ya yaşıyor ya da görüyorsunuz..
Ve bütün bunlar “bilerek-isteyerek” yapılıyor..
Halk, kasıtlı olarak canından bezdiriliyor..
Bence bunların hepsi, bu hükümete ve Erdoğan’a kurulmuş “örgütlü” birer tuzak..
2019 seçimlerine giderken, yine “gizli bir el” devrede ve farklı bir “darbe” uyguluyor..
Amaçlanan şey; “halk bu iktidara olan güvenini yitirsin”..
Bunu gözardı etmeyin derim..