Yetti gari Barış!.
İstanbul’u didik didik etmiş, Büyükşehir dahil (!) her belediye başkanı ile röportajlarını yapmış, atlamış uçağa Antalya’ya gelip, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ile röportaj yapmıştı ya hani
Barış Yarkadaş’tan bahsediyorum.
Yarkadaş’ı kimisi, “Gürsel Tekin’in danışmanı” diye tanıtıyor.,
Kimisi de, “CHP’nin Deniz Baykal döneminde Parti Meclisi Üyesi.”
Özer Ülken ve ekibi CHP İl Yönetimi’nden düşürüldükten sonra, yeni isimler için arayış var.
Kimileri Ziraat mühendisleri Odası Başkanı Vahap Tuncer ismini ortaya atıyor.Tuncer Hasan Ünal’ın danışmanıymış.
Kimileri de, eski Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Manavgatlı Ayhan Dolanay başta olmak üzere, Burdurlu Eşref Ural ile Korkutelili Mehmet Özbey’i.
Son bomba ise Sivaslı Özcan Güngör.
“Danışmanları kıskanmaktan yola çıktın, lafı nerelere getiriyorsun” denecektir.
CHP İl Başkanlığı için adı geçen Özcan Güngör de Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in danışmanıymış.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ile röportaj yapabilmenin kriteri Gürsel Tekin’in danışmanı olmaktan geçiyor!..
CHP İl’de boşalan koltuğa oturabilmek için, yine Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in danışmanı olmak gerekiyor öyle mi?
Bu duruma kıskanılmaz da ya ne yapılır?
Bir danışman bile olamadık!.
İyi de bu danışman veya danışılanlar partilileri bir birine katmıyor mu?
Dünya kenti Antalya’ya hizmet için gecesini, gündüzüne katan Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın hocamın bir dakikası dahi çok değerli olduğu halde, danışman mı, eski parti meclisi üyesi mi her neyse ona ayırdığı saatlere yazık günah değil mi?
Neymiş
“Antalya’da oylar Akaydın hocam yüzünden düşmüş. Buna katılıyor muymuş..”
Soruya bak..
Sana ne be adam?
Üzerine çok mu farz oldu?
Röportaj sırasında, Akaydın hocama, “Kılıçdaroğlu doğru söylemiyor mu demek istiyorsunuz” diye soruyor.
Yuh.
“Borç batağından bahsediyorsunuz, çok mu gerekliydi İsmail Cem televizyon ödülleri yarışması” sorusunu yöneltiyor.
Bunu ben bile sormadım, İstanbulluya ne oluyor!..
Diyor ki, “Antalya halkı sizin şehir içi otobüs güzergahlarını değiştirmenizden çok şikayetçi.”
Bu kadarına da pes arkadaş.
Barış beyefendi, Antalya’ya gelip-gittiğinde sanki şehir içi ulaşımları için dolmuş veya halk otobüsü kullandı. Seni havalimanından Birol Kaya aldırmadı mı? Öyle yapmadıysa işte sana yeni hedef. O da zatıalinizi Antalya’ya davet ettiğini söylediğiniz Birol Kaya’dır.
Mardan otel olayını da öyle bir kaşımış ki İstanbullu Barış.
Ben röportajı okuyup sonlarına geldikçe
“Hocam. Göreve geldiğiniz ilk günden itibaren sizleri sürekli eleştiren bizleri hiç vakit geçirmeden makamınıza çağırıp anlımızdan öpmeniz gerekir” çağrısı yapmak geldi içimden.
Ama yapmayacağım.
Öpmek isteyenin içinden bir şey geçmedikten sonra, kendimizi zorla mı öptüreceğiz?
Belki de içinden bir şeyler geçiyordur da, ben farkında değilimdir.
Olamaz mı?
Her neyse
Ben İstanbul’lu Barış’ın bırakın Genel başkan Yardımcısının danışmanlığını yaptığı veya eski parti meclisi üyesi olduğunu, Akaydın hocama yönelttiği soruları gördükten sonra, içime azılı bir AK Parti’li şüphesi yerleşti!.
Ya sende hocam!..