Yürü be hoca!..
Bu memleketten Turhan Atasever, Çetin Kaya ve Hamza Taş gibi siyasetçiler gelip geçti.
Onların zamanında Antalya bugünkü içerisinde bulunduğu durumda olacaktı da, birileri kendi kendisine at koşturacaktı öyle mi?
Sıkardı..
İsmet Gökşen Doğru Yol Partisi’nde (DYP).
Turhan Atasever Milliyetçi Hareket partisi’nde (MHP).
Çetin Kaya Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP).
Hamza Taş da AK Parti’de (AKP) siyaset yaptılar.
Hasan Subaşı’nı ortaya çıkartan İsmet Gökşen’dir. Subaşı Belediye Başkanı olduktan bir süre sonra İsmet Gökşen ile fikir ayrılığına düşmeye başlamış, resmen kendi aralarında çatışma yaşanmıştı. Gökşen’in ağzından çıkan her kelime, Antalya’nın siyaset gündemine resmen bomba gibi düşerdi. O gündemleri de çoğu zaman kendi çıkışları belirlerdi. Ve Subaşı 3’ncü dönemde seçilemedi. Ardından tekrar adaylığını koydu ancak, yine seçilemedi.
Kendisi halen siyasette büyük ağabey konumunda.
Turhan Atasever ismini orta yaşlı gençlik pek bilmez. Ancak öyle bir üslubu vardı ki, mertliği, dürüstlüğü ve verdiği sözlerin arkasında duruşuyla partili-partisiz herkesin beğenisini kazanmış birisiydi. Yaşadığı kentin menfaatlerini korumak adına, asla partizanca davranmaz, haklıyı-haksızı ayrıştırmasıyla bilinirdi.
Çetin Kaya gibi birisi de gelip geçti bu kentin siyaset dünyasından. Çocukla çocuk, milletvekiliyle milletvekili, sporcuyla sporcu olmuştu. Onun pamuk gibi yüreği 7’den 77’ye herkesin kendisine sempati duymasını sağlamıştı. İster kendi partilisi olsun, ister olmasın, yardıma muhtaç her kim olursa olsun bıkıp usanmadan koşturur, sorunun üstesinden gelebilmek için çaba harcardı. Onun prensibi ılımlı siyaset, sorunları konuşarak çözmekti. Ve söylediği her sözün, kent menfaatleri olduğunu bilmeyen yoktu.
Ve Hamza Taş.
Taş, şu an Antalya’nın İl Başkanı olacaktı da, son çıkışlarıyla bırakın Antalya’yı, Türkiye gündemine oturmayı başaran Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ı, profesyonel bir futbolcunun topla oynadığı gibi oynamayacaktı öyle mi?
İsmet Gökşen yaşıyor olsaydı Akaydın’ı tefe koyardı.
Turhan Atasever, seçip, seçip kullandığı cümlelerle Mustafa Akaydın’ı laflarıyla döverdi.
Çetin Kaya böyle şeylerin olmasına başından müsaade etmezdi.
Hamza Taş vurdu mu öyle bir ses getirirdi ki, anlatmakla bitmez, yaşamak lazım.
Akaydın Kemer’de bir konuştu, pir konuştu. İki gün sonra kendisinin 3 yıllık icraatında gazeteciler Kemer’i kaşıdı.
Kaşıdı mı, gazeteciye kaşıttı mı o tartışılır da, bir günde 3-4 canlı yayın programlarına katılmasından anlaşılmıştır ki, CHP’de birilerinin bir yerde, artık bir şeyler yapması gerekiyordu, onu da Mustafa Akaydın gerçekleştirdi!..
Hal böyle mi ki?
Hoca bence gemileri yakmamış, tabiri caizse resmen eteğindeki taşları dökmüştür.
Rektörlük ataman yapılmayıp, cerrahlığa dönmeye başladığın günlerde, seni Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığına CHP’den aday yapan eski Genel Başkan’ın kötü.
Senin seçilmende, yerel seçimlerde yüzde 60’ın üzerinde oy aldırmayı başaran Muratpaşa ve Konyaaltı Belediye Başkanları kötü.
Seçilmene bir nebze de olsa katkı koyan mevcut İl Başkanı kötü.
Yerel seçim propaganda çalışmalarının en ön saflarında yer alan kişi yada kişiler kötü.
Meclis üyelerin hepten kötü.
Ve bir tek sen iyisin öyle mi?
Adama kahkahalarla gülerler.
Vefa bakkalda satılmıyor.
Hem, “CHP’liliğimi kimseye tartıştırmam” diyeceksin, hem de CHP’de eski yeni kim olursa olsun, TV, TV dolaşarak, canlı yayınlarda da bazılarına aşağılayıcı kelimelerle göndermeler yapacaksın.
Sonra da, AK Parti’den gelmiş veya eski DYP’li yol arkadaşlarınla masa başı muhabbetlerinde kararlar alacaksın ve, “CHP’liliğimi kimseye tartıştırmam” diye demagoji yapacaksın öyle mi?
Antalya’da böyle muhalefet olduğu sürece yürü be hoca kim tutar seni.
Yaparsan sen yaparsın!.
Ama unutma ki, artık söylemlerin Antalya’yı aştı, Türkiye geneline ulaştı. Bu nedenle Antalya’nın olmayan muhalefetine gerek bile kalmadı.