21 Eylül’den itibaren aşamalı olarak okullarda yüz yüze eğitimin başladığını hatırlatan Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, “Önce anasınıfı, birinci sınıf ve meslek liselerinde uygulamalı dersler başladı. 12 Ekim tarihinden itibaren de 2, 3, 4, 8 ve 12. sınıflar yüz yüze eğitime başladılar. Eğitim-Sen olarak öğrenci ve öğretmenlerin sağlığı açısından güvenli bir eğitim öğretim ortamı oluşturulduktan sonra yüz yüze eğitimin başlatılmasının doğru olduğunu vurgulamıştık. Ne yazık ki okullarda sınıf mevcutlarının azaltılması, okulların hijyeni, maske, dezenfektan gibi konularda gerekli önlemler alınmadan yüz yüze eğitimin başlatılması sağlandı. Alınan tedbirlerin yetersiz olmasından dolayı kaygılıyız” şeklinde konuştu.
‘Personel ve hijyen sorunu var’
Özellikle anasınıflarında temizlik personelinin eksikliğinin önemli bir sorun haline geldiğini aktaran Sönmez, “Ana sınıflarında sınıfların, tuvaletlerin, koridorların temizliği velilerin ödediği ücretlerle tutulan personel tarafından sağlanmaktaydı. Birçok velinin öğrencileri okula göndermemesi nedeniyle velilerden toplanan paraların yetersiz olduğunu söyleyen okul idareleri hem personel bulundurmuyor hem de öğretmenlere neredeyse mobbing tanımı içerisine girecek baskılar yaparak velilerden daha fazla para toplanmasını istiyorlar. Bazı okullarda öğretmenler hijyen konusunda adım atılmamış olmasını tutanakla tespit etmişlerdir. Bu sorunları çözmek için okullara ödenek ayrılmaması personel eksikliğinin yaşanmasına ve hijyen sorununu beraberinde getirmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı bu sorunları giderecek adımları bir an önce atmalıdır. Çocuklarımızın, öğretmenlerimizin sağlığından tasarruf yapılamaz” dedi.
‘Pratikte bir anlam ifade etmiyor’
Yeniden bir düzenleme yapılması gerektiğinin altını çizen Nurettin Sönmez, “MEB’in, ‘İstemeyen veliler öğrencileri yüz yüze eğitime göndermeyebilir’ kararı pratikte bir anlam ifade etmiyor. Yapılan düzenlemelerle okula gelmek istemeyen öğrenciler, sadece çarşamba günleri uzaktan eğitime erişme olanağına sahipler. Ancak tüm öğrenciler yapılacak sınavlarda tüm kazanımlardan sorumlu olacaklar. Bu durum öğrencileri istemeseler de kronik rahatsızlıkları olsa da evlerinde risk grubunda bulunan aile bireyleri olsa da okula devam etmeye mecbur bırakmaktadır. Toplamda yapılan tüm düzenlemelerin özel okullar lehine sonuç üreteceği açıktır. MEB, yüz yüze eğitime geçişle ilgili tüm planlamaları, öğrencilerin üstün yararını gözeterek yeniden yapmak zorundadır. Tüm öğrencilerimizin eğitime eşit erişebilmesi vazgeçilmez bir haktır. Kendisini sorumlu hisseden öğretmenlerin öğrencinin yararına ürettiği çözümlere izin verilmiyor. Salgın koşullarında eğitimin yüz yüze ve uzaktan olarak farklı biçimlerle birlikte devam etmesinin yarattığı sorunlara öğretmen arkadaşlarımız yaratıcı çözümler üretmekte ancak bu durum kimi okul yöneticileri tarafından engellenmeye çalışılmaktadır. Yüz yüze eğitime katılamayan öğrencileri için sınıftan yaptığı dersi canlı olarak yayınlamak isteyen öğretmenlerin, okul yönetimlerince engellenmesini anlamak mümkün değil. Bir okul yöneticisinin önceliğinin, her koşulda öğrencilerin eğitime erişimini sağlamak olması gerekirken, bunun engellenmeye çalışılması kabul edilemez” diyerek konuşmasını tamamladı.
Esra ALTUNKES
‘Personel ve hijyen sorunu var’
Özellikle anasınıflarında temizlik personelinin eksikliğinin önemli bir sorun haline geldiğini aktaran Sönmez, “Ana sınıflarında sınıfların, tuvaletlerin, koridorların temizliği velilerin ödediği ücretlerle tutulan personel tarafından sağlanmaktaydı. Birçok velinin öğrencileri okula göndermemesi nedeniyle velilerden toplanan paraların yetersiz olduğunu söyleyen okul idareleri hem personel bulundurmuyor hem de öğretmenlere neredeyse mobbing tanımı içerisine girecek baskılar yaparak velilerden daha fazla para toplanmasını istiyorlar. Bazı okullarda öğretmenler hijyen konusunda adım atılmamış olmasını tutanakla tespit etmişlerdir. Bu sorunları çözmek için okullara ödenek ayrılmaması personel eksikliğinin yaşanmasına ve hijyen sorununu beraberinde getirmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı bu sorunları giderecek adımları bir an önce atmalıdır. Çocuklarımızın, öğretmenlerimizin sağlığından tasarruf yapılamaz” dedi.
‘Pratikte bir anlam ifade etmiyor’
Yeniden bir düzenleme yapılması gerektiğinin altını çizen Nurettin Sönmez, “MEB’in, ‘İstemeyen veliler öğrencileri yüz yüze eğitime göndermeyebilir’ kararı pratikte bir anlam ifade etmiyor. Yapılan düzenlemelerle okula gelmek istemeyen öğrenciler, sadece çarşamba günleri uzaktan eğitime erişme olanağına sahipler. Ancak tüm öğrenciler yapılacak sınavlarda tüm kazanımlardan sorumlu olacaklar. Bu durum öğrencileri istemeseler de kronik rahatsızlıkları olsa da evlerinde risk grubunda bulunan aile bireyleri olsa da okula devam etmeye mecbur bırakmaktadır. Toplamda yapılan tüm düzenlemelerin özel okullar lehine sonuç üreteceği açıktır. MEB, yüz yüze eğitime geçişle ilgili tüm planlamaları, öğrencilerin üstün yararını gözeterek yeniden yapmak zorundadır. Tüm öğrencilerimizin eğitime eşit erişebilmesi vazgeçilmez bir haktır. Kendisini sorumlu hisseden öğretmenlerin öğrencinin yararına ürettiği çözümlere izin verilmiyor. Salgın koşullarında eğitimin yüz yüze ve uzaktan olarak farklı biçimlerle birlikte devam etmesinin yarattığı sorunlara öğretmen arkadaşlarımız yaratıcı çözümler üretmekte ancak bu durum kimi okul yöneticileri tarafından engellenmeye çalışılmaktadır. Yüz yüze eğitime katılamayan öğrencileri için sınıftan yaptığı dersi canlı olarak yayınlamak isteyen öğretmenlerin, okul yönetimlerince engellenmesini anlamak mümkün değil. Bir okul yöneticisinin önceliğinin, her koşulda öğrencilerin eğitime erişimini sağlamak olması gerekirken, bunun engellenmeye çalışılması kabul edilemez” diyerek konuşmasını tamamladı.
Esra ALTUNKES