YÜZÜNCÜ YILDA EKONOMİ:   BAŞARDIKLARIMIZ,   BAŞARAMADIKLARIMIZ,   BAŞARACAKLARIMIZ!  

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı kutlu olsun!  

Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Türkiye’nin gelişmesine katkı yapan milletimizin tüm fertlerini saygı, sevgi ve minnetle anıyorum!  

Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına girerken ekonomi tartışmaların tam odağındadır. Öncelikle ekonominin ulaştığı büyüklük ve sanayileşmenin ulaştığı boyutlar, arzuladığımız gibi olmasa da dünya ekonomisinin yirmi büyük ekonomisi olmamız bile başlı başına önemli bir başarıdır. Türkiye yaklaşık 1 trilyon dolar seviyesinde bir milli gelire sahiptir. Türkiye ekonomisinin dünya ekonomisindeki büyüklüğü %1 ve nüfusumuzun dünyadaki payı da %1,05 seviyesindedir. Bu büyüklüklere göre ekonominin dünyadaki yeri nüfusumuzla uyumludur. Türkiye, bölgesinin en güçlü ekonomi, sanayi ve teknoloji merkezi olmayı da başarmıştır.   

Ekonomide başardıklarımızı incelersek, Atatürk döneminde başlatılan sanayileşmeye dayalı modern devlet hedefinin büyük çoğunlukla gerçekleştiğini söylemek mümkündür. Türk ekonomisi, motorlu araçlar üretimi, çimento üretimi, tarım makineleri üretimi, elektronik ürünlerin üretimi, çelik üretimi gibi sektörlerde Avrupa’nın en büyük beş ülkesi arasındadır. Ayrıca bu sektörlerde, Macaristan’dan Çin sınırına kadar dünyanın en geniş kara coğrafyasında en büyük sanayi ülkesidir. 1980’lerden sonra küresel ekonomiye açılmasına rağmen, 2022 yılında 254 milyar dolar ihracat yapabilmeyi başarmıştır. Cumhuriyetin kuruluşunda ülke nüfusunun %90’ı kırsal kesimde yaşarken, 100. Yılda %77’si şehirlerde yaşmaktadır. Bu kadar şehirli nüfusun piyasa sitemi içerisinde tedarik sorunları, eğitim ve sağlık problemleri çözümlenebilmesi Cumhuriyetimizin başarılarındandır.  

Yüzüncü yılda ekonomide çözemediğimiz kadim sorunlarımızda mevcuttur. Öncelikle ekonomik büyümemizdeki istikrarsızlık devam etmektedir. 1923 ile 2022 yılları arasında ortalama büyüme hızımız %4,80 seviyesindedir. Fakat bu büyüme aralıksız devam etmez. Büyümenin %21’lik aralıkta %11’e kadar gerilediği dönemler ve %10’a kadar pozitif büyüdüğü dönemler vardır. Dolayısıyla batı ekonomilerindeki gibi aralıksız istikrarlı büyüme dönemleri ise kısıtlıdır. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana değişik ekonomik ve siyasi krizler nedeniyle kesikli bir büyüme patikasında gelişme devam etmektedir. Yine ekonomi için büyük tehdit olan enflasyon sorunu şiddetli bir şekilde devam etmektedir. 2018 yılından sonra artan yüksek enflasyon gösterdi ki, ekonomide parasal genişleme, popülizm ve dışa bağımlılık sorunları enflasyonun parlamasını da hızlandırmaktadır. Ekonomideki enerjide dışa bağımlılık, verimsizlik, yüksek teknoloji üretememe ve sermaye birikiminin yetersizliği gibi sorunlar da devam etmektedir.  

Ekonomide başarılması gerekenler konusu ise, gelecek yüzyılı şekillendirecek konulardır. Öncelikle Türk ekonomisindeki istikrarsızlık ve tarz sorununun çözümlenmesi gerekir. Dünyadaki gelişmiş ekonomilerin hepsinin kapitalist gelişme modeli uygulamasına rağmen kendi kültürel kimliklerini yansıtan tarzları vardır. Mesela, Japon veya Kore ekonomileri dendiğinde, yüksek teknoloji üretmeye dayanan, büyük şirket ağları ile yönetilen stratejik iktisat politikası uygulayan bir modeli vardır. Türkiye’nin ise ekonomisini sınıflandırmak veya tanımlamak kolay değildir. Çünkü kısa dönemlerde birbiri ile çelişen ekonomi politikası anlayışları üzerinden ekonomi yönetilmeye çalışılmaktadır. Öncelikle devletin Türk tarzı diyebileceği bir ekonomik anlayışı yerleştirmesi gerekir. İkinci önemli konu ise, devletin ekonomide bütün alanlara destek vermeye çalışırken verimsizliğe sebep olabilmektedir. Bunun yerine özellikle yüksek teknoloji ve yüksek katma değerli üretim alanlara yönelik destek politikasına yönelmesi gelecekteki önemli konulardandır. Gelecek nesil için en önemli çevre mirasının ve tarım sektörünün korunması gibi konularında milli bir duyarlılıkla ele alınması gereklidir. Diğer bir konu da Türk ekonomisinin asırlardır süren sermaye ihtiyacının sürekliliğinin sağlamasında başarmamız gereken konular arasındadır.  

Yüzüncü yılda büyük başarılarımızın ifadesi olan Cumhuriyeti’miz ortak akıl ve milli bir heyecanla ekonomimizin de daha gelişmiş bir yapıya kavuşması için rehberimiz olmaya gelecek asırlarda da devam edecektir. Türk ekonomisinin başarıları, Cumhuriyet mucizesinin sonuçlarındandır.