Zayıflar-Kuvvetliler.. Dünler-yarınlar..
Bugüne kadar bu sözün doğruluğu defalarca kanıtlandı..
Ama günümüz Antalya’sında, bunu daha belirgin yaşıyoruz..
Muhalefet partileri, iktidar partisinin icraatlarında hep “adalet ve eşit fırsat” istiyor..
Peki bu kimin umurunda?
…
Bazı siyasetçi, işadamı ve bu gibilerin başkanlara “yalakalık” yapmasını normal karşılamalı..
Çünkü kuvvet, “para” ve “çıkar”ı da yanına alıyor..
Ve..
Buna göre düşünürsek, “iktidar savaşları”nın anlamı kendiliğinden ortaya çıkıyor..
Peki ya vatan-millet?
Maalesef onu takan yok..
…
Bu ülke –siyasetçiler yüzünden- yeterince gergin..
Yetmiyor..
İlle de “kopsun” diye iktidarı da muhalefeti de adeta yarışıyor..
Sanki başları göğe erecek..
İktidara bakıyorsunuz, kimseyi takmıyor..
Muhalefete bakıyorsunuz, iktidara karşı kendi içlerinde bile anlaşamıyorlar..
Öbür parti öne çıkacak endişesiyle, “doğru”ya hiç bakan yok..
Yani, “zihniyet” olarak, birbirlerinden hiçbir farkları yok..
Düşündükleri tek şey, “iktidar” olup “kuvvetliler” arasında yer almak ve bunun nimetlerinden faydalanmak..
…
Siyasetçi takımı, halk yerine “bazı” gazetecileri peşlerine takmayı “yeterli” sanıyor..
Oysa; arkasına halkı almayan hiçbir hareketin, eylemin “başarılı olma” şansı yok..
Ben Cumhuriyet Bayramı dahil, hiçbir eylemde siyasilerin arkasında “halk” görmedim..
Aksine, siyasiler halkın arkasına sığınıp prim yapmaya çalışıyor..
Eylemlerde de bunu açık-seçik görüyoruz..
Üstelik..
5-10 tane satılmayan ve okunmayan gazetedeki “ağız dalaşı” ile bir şeyler yaptık sanıyorlar..
Ve gariptir, bu da onların kendilerini dev aynasında görmelerini sağlıyor galiba..
Maşallah, attılar mı mangalda kül bırakmıyorlar..
Projeleri yok..
Önerileri yok..
Kim iktidardaysa, onlar “tu-kaka”..
Muhalefettekiler sütten çıkmış ak kaşık..
…
“Büyük sıçrayışı gerçekleştirmek isteyen, birkaç adım geriye gitmek zorundadır..
Bugün, yarına ‘dün’le beslenerek yol alır..”
20. yüzyılın en etkili Alman şairi, oyun yazarı ve tiyatro yönetmeni Bertolt Brecht’in bu sözünü, siyasetçilerimize ithaf ediyorum..
Belki bir ders alırlar diye..
Ama, hiç umudum yok..
Çünkü, bizim siyasetçi takımımız “dün” ne ise, “bugün” de aynı..
Ve “yarın”larımız da, işte böyle güç savaşlarıyla geçen “dün”lerle beslenerek yol alıyor..
…
Bu zihniyetteki siyaset takımıyla Antalya’nın da, Türkiye’nin de “büyük sıçrayış”ı gerçekleştirme imkanı var mı?
Cevaplarınızı bekliyorum..