‘Zihnisinirler’ ismiyle anılan Dönüşüm Atölyesi, Nazım Hikmet Kongre Merkezi’nde bir etkinlik düzenledi. Etkinliğe Profesyonel Koç Uğur Sezen Usta, Eğitim Uzmanı Birgül Negiş Yıldız, Psikolojik Danışman Başak Ağgöç ve Konyaaltı ilçesi Arapsuyu Mahalle Muhtarı ve aynı zamanda yazar olan Fatma Gül Şahin konuşmacı olarak katıldı. Zihnisinirler, Youtube kanalında üç farklı platformda programlar da sunuyor. Profesyonel Koç Uğur Sezen Usta, “MeTime Köşesi’nde; farklı hikayelerimiz olsa da yaşadıklarımızın benzer olduğuna inanıyoruz. Mola vermeyi, gülmeyi, zevk almayı ve bazen sadece var olmayı unutmayın. Kendinize ayıracağınız zamanın önemini biliyoruz. Bu köşemizde, bireysel gelişim ve stresle başa çıkma konularında rehberlik ediyoruz. Kendinizi yeniden keşfetmeye hazır mısınız?, Atölyem Sanat’ta; Sanatla ruhunuzu beslemek ve yaratıcılığınızı ortaya çıkarmak için buradayız. Atölyelerimizle, hobilerin hayatımızı nasıl zenginleştirdiğini keşfedeceksiniz, Zihnisinirler Gençlik Köşesi’nde ise Zihnisinir Gençlik Ekibi olarak, Z kuşağının gözünden dünyayı ve değerlerini ele alıyoruz. Gençler için ilham verici içeriklerle dolu bu köşemizde, geleceği birlikte şekillendiriyoruz” diye konuştu.
‘Öğretmenlik benim sevdam’
İlk konuşmacı olan Eğitim Uzmanı Birgül Negiş Yıldız, “TSK’da öğretmenlik yaptım. Dolayısıyla asker kişiliğim ile kadınlık kişiliğim çok ön planda olamadı. Sezen bana, kadınlarla ilgili birlikte program yapmayı teklif ettiğinde yanlış kişi olduğumu düşündüm ama konuşunca kadınlarla ilgili ne kadar çok konuşacak şeyin olması gerektiğini fark ettim. MeTime’da gençler biraz daha kendilerinin farkındalar ama bizim yaş grubumuz genellikle YouTime oluyor. Bir türlü MeTime olamıyoruz. Biz MeTime’da ‘kadın’ı konuşuyoruz. Grubumuzda sadece iki kişi değiliz; muhteşem arkadaşlarımız var. Biz yalnız, değiliz, birlikteyiz. Çok güzel şeyler oluyor. Biz çok heyecanlıyız. Öğretmenlik mesleği benim aşkım. Bir şeyleri öğrenmek ve öğretmek, benim sevdam. Öğrendiğim şeyler beni çok mutlu ediyor. Keşfettiğim her şeyi herkesle paylaşmayı seven biriyim. Burası Dönüşüm Atölyesi. Çünkü insanlar en iyi kendi ne yaşadıysa onu yaşatabiliyor. Ben bunu fazlasıyla yaşadım” diye düşüncelerini ifade etti. Sonrasında katılımcılara küçük bir soru-cevaplı etkinlik düzenleyen Yıldız, karakterlerin renklerinden kendilerini tanımalarını istedi.
‘Kişiliklerin hepsini barındırıyoruz’
Psikolojik Koç Uğur Sezen Usta, etkinlikte ortaya çıkan karakterlerin renklerini şöyle açıkladı: “Bu kişiliklerin hepsini biz üzerimizde barındırıyoruz. Fakat küçüklükten bu yana geldiğimiz yaşam boyunca olaylar ve onlarla mücadele etme şeklimiziz bizim sarı, kırmızı, mavi ve yeşil olmamıza neden oluyor. Biz bunu farkında olmadan yapıyoruz. Ancak farkında olduğumuzda kendimize dönüp keşif sürecimiz çok keyifli oluyor. Sar karakter, canlı, coşkulu, meraklı, neşeli, enerjiktir. Ancak her karakterin iyi olduğu gibi kötü yanları da vardır. Sarı karakterin geliştirilmesi gerekenler yönleri şunlar: Coşkuları kontrolden çıkabilir. Patavatsızlık yapabilir; fazla konuşup işlerini aksatabilirler. Kırmızı karakterler, lider doğarlar. Dinamik ve aktiftirler. Değişime ihtiyaçları vardır. Kendilerine güvenirler. Eksi yönleri ise; her zaman haklı olduklarını düşünürler. Emir verici olabilirler. Sabit fikirli ve sabırsızdırlar. Mavi karakterler, derin düşüncelidirler. Analitik düşünürler. Bilgi edinmeyi önemserler, programlıdırlar. Olumsuz yönleri de fazla mükemmelliyetçi olmaları. Bu nedenle yargılayıcı olabilirler. Planlama işini abarttıklarından harekete geçemezler. Yeşil karakterlerin ise; baskın olmayan karakterleri vardır. Rahat, yumuşak başlı ve durgundurlar. Eksi yönleri de kimseyi kırmak istemedikleri için harekete geçmekte zorlanırlar. ‘Hayır’ diyemezler.”
‘Kadına şiddet evrenseldir’
Konyaaltı ilçesi Arapsuyu Mahalle Muhtarı ve aynı zamanda yazar olan Fatma Gül Şahin, kadın ve kadın cinayetleri hakkında şunları kaydetti: “Ben kendimi bildim bileli haksızlığa tahammül edemeyen bir insandım. Sadece kadın ve kız çocuğu olmak yeterli zaten. Biz, Türkiye’de bunu iliklerimize kadar hissediyoruz. Görüşü, inanışı, yaşam tarzı giyim tarzı ne olursa olsun kadına şiddet evrenseldir. Türkiye’de maalesef bu konu çığ gibi büyüyor. Cinsiyet eşitsizliğinin bizlere sunduğu dezavantajları beşikten mezara yaşıyoruz. 2015 yılında, ‘Yeter Artık Biz kadınız’ diyerek çıktık ama yetti mi yetmedi! Çünkü biz, bizi yönetenlerin ve yönetmeye talip olanların bu konuda hiçbir şey yapmadığını düşünüyorum. ‘Yeter Artık Biz Kadınız’ kitabımda cinsiyet eşitsizliğini Büşra isimli bir kız çocuğunun yaşadıkları üzerinden anlatmıştım. Çünkü bunun temelinde yatan şeyin aslında ‘cehalet’ olduğunu ve cehaletten beslenen, kadın bedenini sömürge aracı gören bir zihniyet var. Yasaların koruyucu tedbirler almadığını görüyorsunuz. Bizler şanslı olanlarız. Şanslı olanlar, kendi şansını, eğitimini alıp, kendi ayakları üzerinde durabilen güçlü kadınların bu gücü diğerleri için kullanması gerektiğine inanıyorum. Türkiye’de karanlığın oldukça büyüdüğüne inananlardanım. Bizler mücadele eden küçük bir kitle değiliz. 'Yeter artık!' diyen milyonlarız.”
‘Kendini tanımak’
Psikolojik Danışman Başak Ağgöç ise kişini kendini tanımasının ne adar önemli olduğunu vurguladı ve şunları aktardı: “Zincirin halkalarından birtanesi insanın kendini tanıması. Çünkü insanın kendini tanıması, kendisiyle bitmeyen ve bunu etrafına yaymaya çalışan ve yaydıkça da birçok insanın kendisini tanımasına imkan sağlıyor ve kendisine fırsatlar sunarak birçok insanın kendini tanıması ve farkına varmasına yol açıyor. Bunun da hayatımızda bize olaylar karşısında, birçok alanda fayda sağladığını düşünüyorum. Çok çıkmaza girdiğim zaman ben kendimi tanımaya ihtiyaç duydum. Kendime döndüğüm zamanlarda okurum, araştırırım. Kendini tanımanın birçok yönü var. Beden, duygu, düşünceler, istek ve arzularımız, yetenek ve becerilerimiz. Bu aslında bir bütün ve hayatımızda birçok alana hitap ediyor. Kendimizi tanıdığımız zaman nereye ait olduğumuzu, neyi yapıp neyi yapmak istemediğimiz, toplumun neresinde durduğumuzu ve ona göre ilişkilerimizi belirliyoruz. Alfred Adler’'in de dediği gibi, ‘Kendini tanıma, mutluluğun ilk kanunudur.’”
ARZU YAVUZ