Konyaaltı Belediyesi’nin düzenlediği Ramazan etkinlikleri tüm hızıyla devam ediyor. Son olarak sahne alan Nihat Akçer ve Makbule Kaya, muhteşem konserleriyle binlerce Antalyalıyı buluşturdu
Muhteşem performans
23 Nisan Ulusal Egemenlik Parkı’nda düzenlenen etkinliklerin ikinci haftasında Nihat Akçer ve sazendeleri ile Türk Sanat Müziği’nin unutulmaz isimlerinden Makbule Kaya sahne aldı. Eyvan Gecesi ile muhteşem bir performans ortaya koyan Nihat Akçer ve sazendeleri, sahne de yapılan çiğ köfte ile de renkli görüntüler oluşturdular. Diyarbakır yöresine ait şarkıları seslendiren Nihat Akçer, muhteşem sesiyle dinleyenleri mest etti. Zaman zaman söylediği hareketli Türkülere ise Antalyalılar coşkuyla eşlik etti.
Albüm hediyesi
Konyaaltı Belediyesi Ramazan ayı etkinliklerinin 10’uncu gününde sahne alan Türk Sanat Müziği’nin sevilen ses sanatçılarından Makbule Kaya ise alanı hınca hınç dolduran Antalyalılara muhteşem bir konser verdi. Sürmelim, Elindedir bağlama, Hadi gari sen de gel, Mendil verem mi, Şekeroğlan gibi bir birinden değerli eserleri Antalyalılar için seslendiren Makbule Kaya, seyircilerin arasına da inerek, kalabalığı şarkılarına ortak etti. Seyirci arasında kimi zaman yarışma da yapan Kaya, gecenin en yaşlı seyircisi Emine Tatar’a söylettiği bir şarkı sonunda albüm hediye etti.
Antalya töresi türküleri
Antalya yöresine ait Türküler’de seslendiren Sanatçı, gece boyunca kendisine eşlik eden vatandaşlarla birlikte halay çekip oynadı. Makbule Kaya, Ramazan ayı etkinlikleri kapsamında kendisini Antalya’ya davet eden Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e de ayrıca teşekkür etti. Konyaaltı Belediyesi Ramazan ayı etkinlikleri 3 Temmuz Cuma günü Türk Halk Müziği’nin sevilen sesi Oğuz Aksaç, 4 Temmuz Cumartesi günü ise Devlet Solist Sanatçısı Belkıs Akkale ile Türk Halk Müziği’nin unutulmaz isimlerinden İzzet Altınmeşe konserleriyle devam edecek.
Haber Merkezi
YILDIZLI İFTARLAR
Parlak Retaurant
Antalya'da yılların verdiği tecrübeyle hizmet veren Parlak Restaurant, Ramazan ayında da misafirlerini konuk ediyor. Kazım Özalp Caddesi üzerinde bulunan restoran, Ramazan ayında misafirlerine Türk mutfağına ait lezzetlerle hizmet veriyor. Kömürde piliç, tas kebabı, zengin iftariyelikleri ve tatlıları ile fark yaratan Parlak Restaurant, konuklarına güzel bir iftar keyfi yaşatıyor.
İftar Mönüsü
İftar tabağı
Çorba: Seçmeli çorba çeşitleri
Kömürde piliç, tas kebabı ve sebze yemekleri, pilav, salata
Tatlı: Seçmeli tatlı çeşitleri
MÜFTÜ DİYOR Kİ
Anne ve baba
Anne ve baba. Dünyaya gelişimize vesile kılınan iki eşsiz insan. Hz. Adem ve Havva'dan beri hayatlarını birleştirip yuva kuran ebeveynler, Rablerine sorumlulukları gereği o yuvanın sıcaklığında tertemiz yeni nesiller yetiştirmeyi hep borç bilirler. Kendilerine emanet edilen minik canları Allah'ın rızasına uygun yetiştirebilmek için her zorluğa katlanır, her türlü fedakârlığı göze alırlar. Her ihtiyacında yanlarında olan anne baba, gün gelip ihtiyarladıklarında, kendileri bakıma ve ilgiye muhtaç hâle geldiklerinde artık yetişkin bir birey olan çocuklarının yanlarında olmasını bekler. Yıllar akıp gittikçe kaçınılması mümkün olmayan, ömrün en düşkün dönemi ihtiyarlık zamanına eriştiklerinde anne babamızla ilişkilerimizin önemi daha da artar.
Bizden yalnızca kendisine kulluk etmemizi isteyen Rabbimiz, anne babamıza iyi davranmamızı da kesin bir şekilde emreder: "Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara 'Öf!' bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kol kanat ger ve 'Rabbim! Onların beni küçükken (sevgi ve şefkatle) yetiştirdikleri gibi, sen de onlara merhamet eyle.' diye dua et."
Anne babanın yaşlanmasıyla sorumlulukların tersine döndüğü süreçte evladın ebeveynini ihmal etmesi, onlara kötü muamelede bulunması ne Allah'ın ne de Rasulü'nün rızasına uygun düşer. Zira hiçbir karşılık beklemeden sevmenin, hiçbir çıkar gözetmeden vermenin timsali olan anne ve babalar, çocuklarını yetiştirirken onlar farkında olsunlar ya da olmasınlar her türlü sıkıntıya göğüs germişlerdir. Küçükken anne babamız olmadan eksik kaldığımızı düşünüp onlarsız bir hayatı dahi tasavvur edemezken, büyüdükçe kendi ayaklarımız üzerinde durabildiğimizi fark edip kimi zaman kendi kendimize yetebildiğimiz yanılgısına düşeriz. Böylesi durumlarda ihmal ettiğimiz kişilerden biri de anne babamız olur. Hâlbuki hangi yaşta olursak olalım, her ne kadar kendimize yeni bir yuva kurup eşimizin ve çocuklarımızın sorumluluklarını üzerimize alırsak alalım, anne babamıza karşı görevlerimizi ihmal etmemizi ve onları yalnız bırakmamızı gerektirecek hiçbir neden yoktur. İmkânları ne kadar iyi olsa da hiçbir huzurevi, hiçbir bakıcı anne babanın evladından beklediği ilgi ve sıcaklığı hissettiremez. Anne babamızın bizden hayatta bir tek beklentisi vardır, o da onlara hayırlı birer evlat olabilmektir. Bunu ispat edebileceğimiz en uygun zaman ise sevgiye, şefkate ve anlayışa en çok muhtaç oldukları ihtiyarlık dönemidir. Genç ve sağlıklı zamanlarında gözlerinden sakındıkları evlatları uğruna nice zorluklara katlanan fedakâr anne babalarımızın ömürlerinin sonbaharında samimi bir gülüşü, hürmet ve ilgiyi kısaca her türlü iyiliği hak ettiği aşikârdır. Böylesi hassas bir dönemde Allah katında geri çevrilmeyecek dualardan birisi olan anne baba duasına mazhar olmak evlatları için en değerli kazanımdır.
Osman ARTAN
Antalya Müftüsü
ORUÇLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER
Yaşlılıktan dolayı oruç tutmaya gücü yetmeyen kişi, her gün için bir sadaka-i fıtr miktarı fidye verir. Buna da imkânı yoksa Allah'tan af diler. Fakat böyle bir kişi, kısa günlerde rahatlıkla oruç tutabilme imkânına ulaşırsa tutamadığı oruçları, o günlerde kaza etmesi gerekir. Zira Ramazan ayında oruç tutmaya gücü yetmeyen kimselerle iyileşme ümidi bulunmayan hastalar ileride oruç tutabilecek duruma gelirlerse tutamadıkları oruçları kaza etmeleri gerekir. Önceden verdikleri fidyelerin hükmü kalmaz, bunlar sadaka sayılır.
HADİS
Âişe'den (r.anhâ); Resûlullah (S.A.S.), kendisine şöyle buyurmuştur: "Kime yumuşak huyluluktan nasibi verilmişse, dünyâ ve âhiret iyiliğinden de verilmiş demektir. Akrabalık bağlarını gözetmek, iyi komşuluk ve güzel ahlâk, ülkeyi imar eder ve ömrü bereketlendirir."
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 159)
NE PİŞİRELİM
Kemalpaşa tatlısı
2 su bardağı su
2 tatlı kaşığı limon suyu
Hamur için:
Yaklaşık 2 su bardağı un,
Yarım tatlı kaşığı karbonat
2 adet yumurta,
5 yemek kaşığı margarin,
Yapılışı: Şekeri ve suyu tencereye koyarak 2-3 dakika kaynatın. Limon suyunu ekleyip 1-2 taşım daha kaynatıp ocağı kapatın. Unu geniş bir tepsiye eleyin. 2 yemek kaşığı un ayırıp kalan unun ortasını açarak yumurtayı kırın ve karbonat ekleyin. Oda sıcaklığında yumuşatılmış 4 yemek kaşığı margarini koyarak peyniri rendeleyin. 3-4 dakika yoğurup yumuşak bir hamur hazırlayın. Fırın tepsisini 1 yemek kaşığı yağ ile yağlayın. Hamuru 18 parçaya bölün. Her parçayı ayrılan undan kullanarak elinizde yuvarlayın ve yaptığınız hamur toplarını aralıklarla tepsiye dizin. Önceden ısıtılmış orta ısılı fırında, pembeleşene kadar yaklaşık 20 dakika pişirin. Fırından çıkan hamurları ılık şerbete atıp yumuşayıncaya kadar yaklaşık 15 dakika kaynatın. Kevgirle şerbetten alıp soğuyunca üzerlerini hindistancevizi ile süsleyip servis yapın.
ANTALYA: 20.29 03.47
AFYONKARAHİSAR: 20.36 03.36
BURDUR: 20.34 03.44
ISPARTA: 20.33 03.43
ALANYA: 20.23 03.44
MANAVGAT: 20.26 03.45
KUMLUCA: 20.30 03.52
FETHİYE: 20.35 03.55