ATB Başkanı Çandır, bu yıl 10’uncusu düzenlenecek YÖREX Fuarı öncesi düzenlenen toplantıda, “10 yıllık dönemde kendi potansiyelimizi katma değere dönüştürebileceğimizi ve 10 milyar dolarlık ihracat değerine ulaşabileceğimizi düşünüyorum” dedi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) desteğiyle Antalya Ticaret Borsası (ATB) tarafından düzenlenecek olan Yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX), 23-27 Ekim tarihleri arasında ANFAŞ Fuar Merkezi'nde açılacak. Fuar öncesi basın mensuplarıyla toplantıda buluşan ATB Başkanı Ali Çandır, 81 ilin yöresel ürünler ve değerinin tanıtılacağı YÖREX’i 250 bin kişinin ziyaret etmesini beklediklerini ifade ederek, “10 yıllık dönemde kendi potansiyelimizi katma değere dönüştürebileceğimizi ve 10 milyar dolarlık ihracat değerine ulaşabileceğimizi düşünüyorum" dedi. 11 yıl önce 109 olan coğrafi işaretli ürün sayısının bugün 453’e ulaştığının altını çizen Çandır, “11 yıl önce TOBB’un başlattığı ‘Kriz varsa çare de var’ iletişim kampanyasından yola çıkarak yöresel ürünler projesini ürettik. ‘Sizin Oraların Nesi Meşhur’ özdeyişimizden hareketle faaliyetlerine başladığımız YÖREX Fuarı ise bu projenin ürünlerinden biridir” dedi.
15 ürün tescil aşamasında
YÖREX ile yöresel ürünler ve coğrafi işaretlerin ülke gündemine alınmasına, yerel yönetimlerin bu konuda faaliyetlerde bulunmasına, yerelde kalkınmanın yolunun, yerinde kalkınmadan geçtiğinin anlaşılmasında katkı verdiklerini ifade eden Çandır, “Tescil için işlem gören 415 ürünü de kapsam içinde düşünürsek potansiyeli 3 bin civarında olan yöresel ürünlerimizin yaklaşık 3’te 1’ine tescil anlamında temas etmişiz. Coğrafi işaretli ürünlerimizin bu dönemde sadece 3’ü (Antep Baklavası, Aydın İnciri ve Malatya Kayısısı) AB’de tescil ettirilmiştir. Bu arada 15 ürün de tescil aşamasındadır. Bu durum bizler için bir bakımdan sevindirici diğer bakımdan ise kat etmemiz gereken daha çok yolumuzun olduğuna işaret etmektedir” şeklinde konuştu.
Enstitü kurulsun önerisi
Başkan Ali Çandır, coğrafi işaretli ürün ihracat değerinin 2 milyar dolar civarında olması gerektiğini ancak tescilli ürün ihracatıyla ilgili resmi bir verinin olmadığını hatırlattı. Ali Çandır, AB tescilli 3 ürünün ciddi bir ihracatının söz konusu olduğunu bildiklerini aktararak, “Eğer coğrafi işaret tescilli ürünlerin ihracatıyla ilgili müstakil bir istatistik tutulabilseydi bugün kesin rakamlar vermemiz mümkün olabilirdi. ‘Ölçemediğinizi yönetemezsiniz’ deyimini bu ürünlerimiz için düşünürsek ciddi bir boşluk alanına sahip olduğumuzu söyleyebiliriz. O halde ulusal ve uluslararası alanda coğrafi işaretli ürünlerimizin yönetimini ve gelişimini sürdürülebilir biçimde gerçekleştirmek istiyorsak bir coğrafi işaretler enstitüsü kurmamız gereklidir. Enstitünün kurumsallığı ile faydalar sağlanacaktır. 10 yıl önce coğrafi işareti ve çeşitlerini tanıtmaya çalışırken bugünlerde AB koruması altında 3 ürünümüz bulunduğunu ve tescil için 15 ürünümüzün başvuru aşamasında olduğunu konuşuyoruz. Üstelik bu sayının yetersiz olduğunu da dile getiriyoruz. Oysaki coğrafi işaretler Fransa ve İtalya’da 100 yılı aşkın bir geçmişe ve bunun yanı sıra tabandan örgütlenmenin temeli olan kooperatifçilik anlayışına sahip bulunmaktadır” şeklinde konuştu.
7 bölgeden 81 il fuarda
Bundan sonra odaklanılması gerekenlerle ilgili bilgi veren Çandır, “Taahhütte bulunduğumuz standartlarda üretilmesi, paketlenmesi ve depolanması, tüketicilere söz verilen biçimde sunulması, standart izleme, denetleme ve kayıt etme, işlevlerinin hayata geçirilmesi olmalıdır. Diğer taraftan bu çalışmalarla birlikte, kamunun teşvik ve desteklerinde coğrafi işarete ilave önem vermesi, bankaların bu konuda iş yapanlara düşük faizli krediler ve ilave kolaylıklar sağlaması, yerel yönetimlerin bu ürünlerin tüketimi ve tanıtımı için kaynak oluşturması, meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve medyanın bu işi sahiplenmesiyle gelecek on yıllık dönemde kendi potansiyelimizi katma değere dönüştürebileceğimizi ve 10 milyar dolarlık ihracat değerine ulaşabileceğimizi düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Çandır, fuarda 7 bölgeden 81 il, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 18 kalkınma ajansı, 150 civarında oda ve borsa ile toplam 600 civarında katılımcı firma, kurum ve kuruluşun yer alacağını kaydetti. Çandır, fuarda Ezine Peyniri’nden Erzurum Oltu Taşı’na, Mersin Cezeryesi’nden İzmit Pişmaniyesi’ne, Bafra Pidesi’nden Trabzon Hamsiköy Sütlacı’na binlerce yöresel ürünün ziyaretçilerin beğenisine sunulacağını sözlerine ekledi.
Peynirler sergilenecek
Fuardaki etkinliklerle ilgili bilgi veren Çandır, “Bu yıl YÖREX’te TOBB’un katkılarıyla üreticiler, firmalar ve ulusal market zincirleriyle yüz yüze görüşme imkanı sağlanacak. Coğrafi işaretler konulu panel ve tecrübe paylaşımı etkinlikleri düzenleyeceğiz. Coğrafi işaretli ve işaret başvurusunda bulunmuş peynirlerin sergilendiği özel bir alan oluşturacağız. Herkesin bu konudaki potansiyelimizi görmesini istiyoruz. Bu alanda peynir atölyesi gerçekleştireceğiz. Özellikle çocuklarımız ve gençlerimizin peynirin nasıl yapıldığını görmelerini istiyoruz. Yani üretimi ve üretmeyi göstermek istiyoruz. Tadım etkinlikleriyle zenginliklerimizin farkını, tadanların öğrenerek bulmalarını diliyoruz” diye konuştu.
Taklit yöresel ürünler
YÖREX’in gittikçe gelişip büyüdüğünü ve Antalya’nın önemli bir markası haline geldiğini belirten Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin ise, yöresel ürünler pazarlarının taklidinin yapıldığını söyledi. Yöresel ürünlerle ilgili olarak çok değişik pazarlar açıldığını ifade eden Çetin, “En büyük şikayetlerimizden biri yöresel ürünlerle ilgili çok değişik pazarlar açılıyor Antalya’da. Bunların ne hijyeni var, ne de kayıt altına alınabiliyor. Çoğu yöresel ürün olmayan ürünler, taklit ürünler satılıyor. Bunlara taviz vermememiz gerekiyor. Burada markamız varken diğer yöresel ürünlere taviz vermememiz gerekiyor. Buna yerel yöneticilerin dikkat etmesi gerekir. Antalya merkezde olduğu gibi ilçelerde de yöresel ürünleri içinde barındıran pazar ya da mağazaların açılması gerekir” dedi.
Desteklenip dünyaya tanıtılmalı
‘Turizmcileri yöresel ürünler alanına çekmemiz gerekir’ diyen Başkan Çetin, “Almanya 4.6 milyar dolar, Hollanda 4.1 milyar dolar, Fransa 3.7 milyar dolar peynir ihraç etmektedir. Bizim 200 çeşit çok iyi peynirimiz var, 166 milyon dolar ihracat rakamımız var. İlerlememiz gereken yol var. Bunu paketleme ve markalaşma ile yapabiliriz. Sıradan bir ürünle yurt dışında rekabet edemeyiz. Yöresel ürünlerle ülkemizin gastronomisini yurt dışına çok iyi tanıtabiliriz. Elimizde çok iyi potansiyel var, 16 milyon turist sayımız var. O misafirlere bu konuyu çok iyi anlatabilirsek, her otelde bir stant açabilirsek destek alabiliriz” dedi. ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı, fuarların desteklenip dünyaya tanıtılmasını isteyerek, “Şehrin tanıtımı ve gelişimi için fuarlar çok önemlidir. Her önüne gelen yöresel ürün adı altında çarşıda pazarda stant açıyor. Parkta bahçede bunların yapılmasının önüne geçilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Esra ALTUNKES
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) desteğiyle Antalya Ticaret Borsası (ATB) tarafından düzenlenecek olan Yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX), 23-27 Ekim tarihleri arasında ANFAŞ Fuar Merkezi'nde açılacak. Fuar öncesi basın mensuplarıyla toplantıda buluşan ATB Başkanı Ali Çandır, 81 ilin yöresel ürünler ve değerinin tanıtılacağı YÖREX’i 250 bin kişinin ziyaret etmesini beklediklerini ifade ederek, “10 yıllık dönemde kendi potansiyelimizi katma değere dönüştürebileceğimizi ve 10 milyar dolarlık ihracat değerine ulaşabileceğimizi düşünüyorum" dedi. 11 yıl önce 109 olan coğrafi işaretli ürün sayısının bugün 453’e ulaştığının altını çizen Çandır, “11 yıl önce TOBB’un başlattığı ‘Kriz varsa çare de var’ iletişim kampanyasından yola çıkarak yöresel ürünler projesini ürettik. ‘Sizin Oraların Nesi Meşhur’ özdeyişimizden hareketle faaliyetlerine başladığımız YÖREX Fuarı ise bu projenin ürünlerinden biridir” dedi.
15 ürün tescil aşamasında
YÖREX ile yöresel ürünler ve coğrafi işaretlerin ülke gündemine alınmasına, yerel yönetimlerin bu konuda faaliyetlerde bulunmasına, yerelde kalkınmanın yolunun, yerinde kalkınmadan geçtiğinin anlaşılmasında katkı verdiklerini ifade eden Çandır, “Tescil için işlem gören 415 ürünü de kapsam içinde düşünürsek potansiyeli 3 bin civarında olan yöresel ürünlerimizin yaklaşık 3’te 1’ine tescil anlamında temas etmişiz. Coğrafi işaretli ürünlerimizin bu dönemde sadece 3’ü (Antep Baklavası, Aydın İnciri ve Malatya Kayısısı) AB’de tescil ettirilmiştir. Bu arada 15 ürün de tescil aşamasındadır. Bu durum bizler için bir bakımdan sevindirici diğer bakımdan ise kat etmemiz gereken daha çok yolumuzun olduğuna işaret etmektedir” şeklinde konuştu.
Enstitü kurulsun önerisi
Başkan Ali Çandır, coğrafi işaretli ürün ihracat değerinin 2 milyar dolar civarında olması gerektiğini ancak tescilli ürün ihracatıyla ilgili resmi bir verinin olmadığını hatırlattı. Ali Çandır, AB tescilli 3 ürünün ciddi bir ihracatının söz konusu olduğunu bildiklerini aktararak, “Eğer coğrafi işaret tescilli ürünlerin ihracatıyla ilgili müstakil bir istatistik tutulabilseydi bugün kesin rakamlar vermemiz mümkün olabilirdi. ‘Ölçemediğinizi yönetemezsiniz’ deyimini bu ürünlerimiz için düşünürsek ciddi bir boşluk alanına sahip olduğumuzu söyleyebiliriz. O halde ulusal ve uluslararası alanda coğrafi işaretli ürünlerimizin yönetimini ve gelişimini sürdürülebilir biçimde gerçekleştirmek istiyorsak bir coğrafi işaretler enstitüsü kurmamız gereklidir. Enstitünün kurumsallığı ile faydalar sağlanacaktır. 10 yıl önce coğrafi işareti ve çeşitlerini tanıtmaya çalışırken bugünlerde AB koruması altında 3 ürünümüz bulunduğunu ve tescil için 15 ürünümüzün başvuru aşamasında olduğunu konuşuyoruz. Üstelik bu sayının yetersiz olduğunu da dile getiriyoruz. Oysaki coğrafi işaretler Fransa ve İtalya’da 100 yılı aşkın bir geçmişe ve bunun yanı sıra tabandan örgütlenmenin temeli olan kooperatifçilik anlayışına sahip bulunmaktadır” şeklinde konuştu.
7 bölgeden 81 il fuarda
Bundan sonra odaklanılması gerekenlerle ilgili bilgi veren Çandır, “Taahhütte bulunduğumuz standartlarda üretilmesi, paketlenmesi ve depolanması, tüketicilere söz verilen biçimde sunulması, standart izleme, denetleme ve kayıt etme, işlevlerinin hayata geçirilmesi olmalıdır. Diğer taraftan bu çalışmalarla birlikte, kamunun teşvik ve desteklerinde coğrafi işarete ilave önem vermesi, bankaların bu konuda iş yapanlara düşük faizli krediler ve ilave kolaylıklar sağlaması, yerel yönetimlerin bu ürünlerin tüketimi ve tanıtımı için kaynak oluşturması, meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve medyanın bu işi sahiplenmesiyle gelecek on yıllık dönemde kendi potansiyelimizi katma değere dönüştürebileceğimizi ve 10 milyar dolarlık ihracat değerine ulaşabileceğimizi düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Çandır, fuarda 7 bölgeden 81 il, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 18 kalkınma ajansı, 150 civarında oda ve borsa ile toplam 600 civarında katılımcı firma, kurum ve kuruluşun yer alacağını kaydetti. Çandır, fuarda Ezine Peyniri’nden Erzurum Oltu Taşı’na, Mersin Cezeryesi’nden İzmit Pişmaniyesi’ne, Bafra Pidesi’nden Trabzon Hamsiköy Sütlacı’na binlerce yöresel ürünün ziyaretçilerin beğenisine sunulacağını sözlerine ekledi.
Peynirler sergilenecek
Fuardaki etkinliklerle ilgili bilgi veren Çandır, “Bu yıl YÖREX’te TOBB’un katkılarıyla üreticiler, firmalar ve ulusal market zincirleriyle yüz yüze görüşme imkanı sağlanacak. Coğrafi işaretler konulu panel ve tecrübe paylaşımı etkinlikleri düzenleyeceğiz. Coğrafi işaretli ve işaret başvurusunda bulunmuş peynirlerin sergilendiği özel bir alan oluşturacağız. Herkesin bu konudaki potansiyelimizi görmesini istiyoruz. Bu alanda peynir atölyesi gerçekleştireceğiz. Özellikle çocuklarımız ve gençlerimizin peynirin nasıl yapıldığını görmelerini istiyoruz. Yani üretimi ve üretmeyi göstermek istiyoruz. Tadım etkinlikleriyle zenginliklerimizin farkını, tadanların öğrenerek bulmalarını diliyoruz” diye konuştu.
Taklit yöresel ürünler
YÖREX’in gittikçe gelişip büyüdüğünü ve Antalya’nın önemli bir markası haline geldiğini belirten Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin ise, yöresel ürünler pazarlarının taklidinin yapıldığını söyledi. Yöresel ürünlerle ilgili olarak çok değişik pazarlar açıldığını ifade eden Çetin, “En büyük şikayetlerimizden biri yöresel ürünlerle ilgili çok değişik pazarlar açılıyor Antalya’da. Bunların ne hijyeni var, ne de kayıt altına alınabiliyor. Çoğu yöresel ürün olmayan ürünler, taklit ürünler satılıyor. Bunlara taviz vermememiz gerekiyor. Burada markamız varken diğer yöresel ürünlere taviz vermememiz gerekiyor. Buna yerel yöneticilerin dikkat etmesi gerekir. Antalya merkezde olduğu gibi ilçelerde de yöresel ürünleri içinde barındıran pazar ya da mağazaların açılması gerekir” dedi.
Desteklenip dünyaya tanıtılmalı
‘Turizmcileri yöresel ürünler alanına çekmemiz gerekir’ diyen Başkan Çetin, “Almanya 4.6 milyar dolar, Hollanda 4.1 milyar dolar, Fransa 3.7 milyar dolar peynir ihraç etmektedir. Bizim 200 çeşit çok iyi peynirimiz var, 166 milyon dolar ihracat rakamımız var. İlerlememiz gereken yol var. Bunu paketleme ve markalaşma ile yapabiliriz. Sıradan bir ürünle yurt dışında rekabet edemeyiz. Yöresel ürünlerle ülkemizin gastronomisini yurt dışına çok iyi tanıtabiliriz. Elimizde çok iyi potansiyel var, 16 milyon turist sayımız var. O misafirlere bu konuyu çok iyi anlatabilirsek, her otelde bir stant açabilirsek destek alabiliriz” dedi. ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı, fuarların desteklenip dünyaya tanıtılmasını isteyerek, “Şehrin tanıtımı ve gelişimi için fuarlar çok önemlidir. Her önüne gelen yöresel ürün adı altında çarşıda pazarda stant açıyor. Parkta bahçede bunların yapılmasının önüne geçilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Esra ALTUNKES