25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen panele çeşitli meslek gruplarından, sivil toplum kuruluşlarından temsilciler ve akademisyenler katıldı. Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu'ndan Avukat Esra Gençer Özdemir, Antalya Kadın Platformu'ndan Psikolog Kadriye Tuğcu ve Antalya Tabip Odası Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyonu'ndan Doktor Hafize Öztürk Türkmen panelde konuşmacı olarak yer aldı. Panelin kolaylaştırıcılığını Songül Şarklı üstlendi.
‘Enfeksiyonlara zemin hazırladı’
Panelde konuşan Psikolog Kadriye Tuğcu, yaşanılan depremin üzücü etkisinden bahsederek, “İlk haftalarda enkazda kalanlara yönelik arama kurtarma faaliyetleri, kurtarılanların tedavisi su, beslenme, barınma, hijyen gibi temel yaşamsal ihtiyaçlar öncelikliydi. İlk üç gün devlet kurumlarının seferber edilmemesi, pek çok insanın kurtarılabilecekken enkaz altında can çekişerek hayatını kaybetmesi ile sonuçlandı. Rahim ağzı kanseri taramaları yapılamıyor, smear testleri yapılamıyor. Gebelerin takibi aksadı. Kadınlar gün içinde daha az su tüketerek idrarlarını tutmak zorunda kaldı. Bu durum da enfeksiyonlara zemin hazırladı. Meme kanseri gibi takip gerektiren hastalıkların takibi aksadı. Kadınların bakım emeği yükünün kat be kat arttığı gözlemleniyor. Gündelik ihtiyaçların temini hâlâ kadınların omzunda. Çadır, konteyner başvurusu yapmak, ihtiyaçları temin etmek, aileleri için sıklıkla kadınların aşevi kuyruklarında olduğu görülüyor” dedi.
Birlik ve beraberliğin önemi
Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu'ndan Avukat Esra Gençer Özdemir, birlik ve beraberliğin önemine değinerek, “Depremin ilk günlerinde bireysel çabalarla insanlar dayanışma içerisinde birbirlerine yardım etmek zorunda kaldılar. Avukatlar olarak depremin ilk gününden bu yana oraya giden ve olan arkadaşlarımız birçok suçu da önlediler. Antakya’da yıkılan binalara ilişkin resmi belgelerin bulunduğu kamu kurumunun binası yıkılmamıştı. Depremin ardından ilk yıkılmak istenen bina bu yer oldu. Bu bir tesadüf değil tabii ki de. Avukatlar, yıkım ekiplerinin önünde nöbet tutarak bu binayı yıktırmadılar. Bu sayede çok sayıda belge delil olarak kayıtlara alındı” dedi. Kadın Sağlığı Komisyonu Üyesi Doktor Hafize Öztürk ise depremde yaklaşık 15 milyon kişinin etkilendiğini 4 milyon kişinin ise yer değiştirmek zorunda kaldığını ifade etti ve “Pek çok kadın kalabalık yaşam ortamında görece tanımadıkları insanlarla birlikte tuvalete gitmemek için hastalandılar. Kadınlarda vajinik vakası, idrar yolu enfeksiyonu karşılaştığımız en çok vakalardan biri olarak karşımıza çıktı. Kadınlar, gebelikten koruyucu yollara ulaşamadılar” diye konuştu.
ESRA ALTUNKES