JMO Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, oda binasında basın açıklaması yaparak kentin su potansiyeline ve kuraklık tehlikesine dikkat çekti. Antalya’nın içme suyunun yüzde 95’inden fazlasını yeraltı sularından karşıladığını belirten Çeltik, “Antalya’da su ne yazık ki sahipsiz” dedi.
Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO)Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, 2018 yılı dünya verilerine göre sudan katma değeri en az sağlayan ülkenin Türkiye olduğunu, Afrika ile aynı katma değeri sağladığını anlattı. Çeltik, “Bu bizim ne kadar az gelişmişliğimizi gösteriyor. 1 Nisan’daki kuraklık haritasıyla buradayız. Antalya tarım ve turizm kenti. Peki, Antalya’nın gerçekten 40-50-100 yıllık planları var mı? Tamamında tarım yapılmalı mı, tamamında turizm yapılmalı mı? Evet, tarım 19 ilçenin tamamında yapılabilir. Peki, buna alt yapısı, çevresi müsaade ediyor mu veya su kaynaklarımız yeterli mi, buna müsaade ediliyor mu? Bu soruların cevaplarını sormak istiyoruz” dedi.
Tarımda radikal değişiklik şart
Tarımda radikal değişikliğin şart olduğunu ifade eden Çeltik, “Bugün baktığınız zaman suyu daha az kullanan çamaşır makineleri, suyu az kullanan pisuarlardan bahsediliyor. Suyun yüzde 80’ini tarım kullanıyor. Suyun yüzde 10’unu sanayi, yüzde 10’unu insanlar kullanıyor. Biz yüzde 10 tasarruf ettiğimiz yerde binde 1 bile tasarruf ya edebiliriz ya edemeyiz. Bence sorun şu, suyu yüzde 80 tarım kullandığı için kesinlikle tarımda radikal değişiklik şart. Nasıl ki imar planlarında ticaret alanları, sanayi alanları, konut alanları belliyken bence geç kalınmadan olması gereken tarım alanlarında da 1/1000’lik, 1/ 5000’lik planlamalar mutlaka yapılmalıdır. Suya çok ihtiyaç duyan bitkiler mısır ve pancar. Suya ihtiyaç duyan bitkiler için planlamalar yapılmalıdır. Burada tarım ilçe müdürlüklerine, üniversitelere büyük görevler düşüyor” dedi.
‘Kadrolar güçlendirilmeli’
Çeltik, Antalya’nın içme suyunun yüzde 95’inden fazlasını yeraltı sularından karşıladığını hatırlatarak, “Antalya’da su ne yazık ki sahipsiz. ASAT’ın suyu arayıp bulmak ve dağıtmak gibi iki önemli asli görevi var. 2 binden fazla çalışan var ve suyun dağıtımında çalışan personel sayısı yüzde 99’dan fazla. Suyu arayan sadece 1 kişi. Binde 1 bile değil. Antalya’daki kurumların kadrolarını güçlendirmesi gerekiyor. ASAT’ta Yeraltı Suları Arama Şube Müdürlüğü ve Daire Başkanlığı kurulmasını önemsiyoruz. Eğer biraz daha geç kalınırsa Kuraklık İdaresi kurulur. Kurumlarda yetişmiş kadro yok. Su ile ilgili bütün kurumların kadrolaşması lazım. Dünyada ve ülkemizde suyun nasıl yönetileceğini, su havzalarını, ne kadar su kaldığını bilen bizler jeoloji mühendisleriyiz. Bu konuda çok iyi yetişmiş meslektaşlarımız var. Bizim Antalya’da Su Komisyonumuz bulunuyor. İstenirse gideriz ücretsiz eğitim veririz. Önlemleri sunarız. Su siyaset üstü bir konudur. Milletvekillerimize yazı yazarak Elmalı bölgesini ziyarete gideceğiz” dedi.
‘Avlan Gölü kuruyabilir’
Başkan Çeltik, Elmalı ilçesine dikkat çekerek, “Elmalı’nın son 15 yıldaki yağış verilerine baktığımızda yağış rejiminin yüzde 10 azaldığını, fakat su kaynakları rezervinin yüzde 40’tan daha fazla kullanıldığını görüyoruz. Burada bir dengesizlik söz konusu. Bilinçsiz kullanım ve soru işaretleri var. 1990’lı yıllarda 5-10 metrede olan yeraltı suları 2020’li yıllarda 90 metrelere çekilmiş durumda. Kuraklıkla birlikte insanlar bilinçsizce sondajlarla yeraltı sularına yöneliyor. Göller yöresindeyiz ve birçok göl, hacminin yüzde 40-50’sinden fazlasını kaybetmiş durumda. Avlan Gölü geçmişte kurutulmuştu ama daha sonra rehabilite edilerek belli bir düzeye geldi. Eğer bugünden önlem alınmaz, denetimler artırılmaz ve insanlar bilinçlendirilmezse Avlan Gölü tekrar kuruyabilir. Yok olmayla karşı karşıya ama çözümü var. Biz mühendisler olarak bu konuda bilgi ve birikimimizi aktarmaya hazırız. Elmalı’daki düdenden yıllık ortalama 60-70 milyon metreküp su ne yazık ki boşa akıyor. Bir tarafta su boşa gidiyor, diğer tarafta Elmalı’nın suyu 10 metreden 90 metrelere gerilemiş ve göl kurumayla karşı karşıya. Burada tam olarak ‘Su akar Türk bakar’ sözüyle karşı karşıyayız. Bölgede çiftçilerin mağdur olmaması için kaçak sondajların önüne geçilmesi gerekmektedir. Elmalı Kaymakamlığı ve bölgedeki kolluk kuvvetlerini göreve davet ediyoruz. İnsanlar mağdur olmasın. Su kamu malıdır. Kaçak sondaj açanlar bölgedeki suyu bilinçsizce kullanarak tüketiyor. Denetimlerin artırılarak sondajlara sayaç takılmasını ve ne kadar suyun kullanıldığının tespit edilmesini istiyoruz” çağrısında bulundu.
‘Korkuteli bahçeleri kurudu’
Korkuteli ilçesini örnek gösteren Çeltik, “Son 30 yılda yağış rejimi yüzde 10 civarında azalırken su kaynaklarının ortalama yüzde 60-70 oranında yok oldu. İlçedeki bahçeler kurudu. Korkuteli artık tarım anlamında geri dönülmez hale geldi. Burada suya daha az ihtiyaç duyan ürünlerin tarımı yapılmalı. Gazipaşa’da 40-50 metrede olan yeraltı sularının 200-250 metrelere, Korkuteli’nde 15-20 metrede olan yeraltı sularının da 120 metrelere çekildiğini ifade edebilirim” dedi. Çeltik, dünyadaki kavim göçlerinin kuraklıklardan kaynaklandığına dikkat çekti. Sürdürülebilir tarımın önemli olduğunu hatırlattı. İklim değişikliği ve kuraklığın bir gerçek olduğunu söyledi. Antalya’nın tarım ve turizm şehri olduğunu hatırlatan Çeltik, kentin 50 veya 100 yıllık planları olup olmadığını sordu. Antalya’nın tamamında tarım, turizm yapılmalı mı sorularının cevabının çok önemli olduğunu vurgulayan Çeltik, “Tarım 19 ilçenin tamamında yapılabilir ama buna altyapı ve çevre müsaade ediyor mu? Su kaynaklarımız yeterli mi?” diye sordu.
Esra ALTUNKES
Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO)Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, 2018 yılı dünya verilerine göre sudan katma değeri en az sağlayan ülkenin Türkiye olduğunu, Afrika ile aynı katma değeri sağladığını anlattı. Çeltik, “Bu bizim ne kadar az gelişmişliğimizi gösteriyor. 1 Nisan’daki kuraklık haritasıyla buradayız. Antalya tarım ve turizm kenti. Peki, Antalya’nın gerçekten 40-50-100 yıllık planları var mı? Tamamında tarım yapılmalı mı, tamamında turizm yapılmalı mı? Evet, tarım 19 ilçenin tamamında yapılabilir. Peki, buna alt yapısı, çevresi müsaade ediyor mu veya su kaynaklarımız yeterli mi, buna müsaade ediliyor mu? Bu soruların cevaplarını sormak istiyoruz” dedi.
Tarımda radikal değişiklik şart
Tarımda radikal değişikliğin şart olduğunu ifade eden Çeltik, “Bugün baktığınız zaman suyu daha az kullanan çamaşır makineleri, suyu az kullanan pisuarlardan bahsediliyor. Suyun yüzde 80’ini tarım kullanıyor. Suyun yüzde 10’unu sanayi, yüzde 10’unu insanlar kullanıyor. Biz yüzde 10 tasarruf ettiğimiz yerde binde 1 bile tasarruf ya edebiliriz ya edemeyiz. Bence sorun şu, suyu yüzde 80 tarım kullandığı için kesinlikle tarımda radikal değişiklik şart. Nasıl ki imar planlarında ticaret alanları, sanayi alanları, konut alanları belliyken bence geç kalınmadan olması gereken tarım alanlarında da 1/1000’lik, 1/ 5000’lik planlamalar mutlaka yapılmalıdır. Suya çok ihtiyaç duyan bitkiler mısır ve pancar. Suya ihtiyaç duyan bitkiler için planlamalar yapılmalıdır. Burada tarım ilçe müdürlüklerine, üniversitelere büyük görevler düşüyor” dedi.
‘Kadrolar güçlendirilmeli’
Çeltik, Antalya’nın içme suyunun yüzde 95’inden fazlasını yeraltı sularından karşıladığını hatırlatarak, “Antalya’da su ne yazık ki sahipsiz. ASAT’ın suyu arayıp bulmak ve dağıtmak gibi iki önemli asli görevi var. 2 binden fazla çalışan var ve suyun dağıtımında çalışan personel sayısı yüzde 99’dan fazla. Suyu arayan sadece 1 kişi. Binde 1 bile değil. Antalya’daki kurumların kadrolarını güçlendirmesi gerekiyor. ASAT’ta Yeraltı Suları Arama Şube Müdürlüğü ve Daire Başkanlığı kurulmasını önemsiyoruz. Eğer biraz daha geç kalınırsa Kuraklık İdaresi kurulur. Kurumlarda yetişmiş kadro yok. Su ile ilgili bütün kurumların kadrolaşması lazım. Dünyada ve ülkemizde suyun nasıl yönetileceğini, su havzalarını, ne kadar su kaldığını bilen bizler jeoloji mühendisleriyiz. Bu konuda çok iyi yetişmiş meslektaşlarımız var. Bizim Antalya’da Su Komisyonumuz bulunuyor. İstenirse gideriz ücretsiz eğitim veririz. Önlemleri sunarız. Su siyaset üstü bir konudur. Milletvekillerimize yazı yazarak Elmalı bölgesini ziyarete gideceğiz” dedi.
‘Avlan Gölü kuruyabilir’
Başkan Çeltik, Elmalı ilçesine dikkat çekerek, “Elmalı’nın son 15 yıldaki yağış verilerine baktığımızda yağış rejiminin yüzde 10 azaldığını, fakat su kaynakları rezervinin yüzde 40’tan daha fazla kullanıldığını görüyoruz. Burada bir dengesizlik söz konusu. Bilinçsiz kullanım ve soru işaretleri var. 1990’lı yıllarda 5-10 metrede olan yeraltı suları 2020’li yıllarda 90 metrelere çekilmiş durumda. Kuraklıkla birlikte insanlar bilinçsizce sondajlarla yeraltı sularına yöneliyor. Göller yöresindeyiz ve birçok göl, hacminin yüzde 40-50’sinden fazlasını kaybetmiş durumda. Avlan Gölü geçmişte kurutulmuştu ama daha sonra rehabilite edilerek belli bir düzeye geldi. Eğer bugünden önlem alınmaz, denetimler artırılmaz ve insanlar bilinçlendirilmezse Avlan Gölü tekrar kuruyabilir. Yok olmayla karşı karşıya ama çözümü var. Biz mühendisler olarak bu konuda bilgi ve birikimimizi aktarmaya hazırız. Elmalı’daki düdenden yıllık ortalama 60-70 milyon metreküp su ne yazık ki boşa akıyor. Bir tarafta su boşa gidiyor, diğer tarafta Elmalı’nın suyu 10 metreden 90 metrelere gerilemiş ve göl kurumayla karşı karşıya. Burada tam olarak ‘Su akar Türk bakar’ sözüyle karşı karşıyayız. Bölgede çiftçilerin mağdur olmaması için kaçak sondajların önüne geçilmesi gerekmektedir. Elmalı Kaymakamlığı ve bölgedeki kolluk kuvvetlerini göreve davet ediyoruz. İnsanlar mağdur olmasın. Su kamu malıdır. Kaçak sondaj açanlar bölgedeki suyu bilinçsizce kullanarak tüketiyor. Denetimlerin artırılarak sondajlara sayaç takılmasını ve ne kadar suyun kullanıldığının tespit edilmesini istiyoruz” çağrısında bulundu.
‘Korkuteli bahçeleri kurudu’
Korkuteli ilçesini örnek gösteren Çeltik, “Son 30 yılda yağış rejimi yüzde 10 civarında azalırken su kaynaklarının ortalama yüzde 60-70 oranında yok oldu. İlçedeki bahçeler kurudu. Korkuteli artık tarım anlamında geri dönülmez hale geldi. Burada suya daha az ihtiyaç duyan ürünlerin tarımı yapılmalı. Gazipaşa’da 40-50 metrede olan yeraltı sularının 200-250 metrelere, Korkuteli’nde 15-20 metrede olan yeraltı sularının da 120 metrelere çekildiğini ifade edebilirim” dedi. Çeltik, dünyadaki kavim göçlerinin kuraklıklardan kaynaklandığına dikkat çekti. Sürdürülebilir tarımın önemli olduğunu hatırlattı. İklim değişikliği ve kuraklığın bir gerçek olduğunu söyledi. Antalya’nın tarım ve turizm şehri olduğunu hatırlatan Çeltik, kentin 50 veya 100 yıllık planları olup olmadığını sordu. Antalya’nın tamamında tarım, turizm yapılmalı mı sorularının cevabının çok önemli olduğunu vurgulayan Çeltik, “Tarım 19 ilçenin tamamında yapılabilir ama buna altyapı ve çevre müsaade ediyor mu? Su kaynaklarımız yeterli mi?” diye sordu.
Esra ALTUNKES
"ASAT'ta suyu arayan bir ben varım" diyen kişi sizi yanlış bilgilendirmiş Sayın Başkanım.