Türk-İş Antalya İl Temsilcisi ve Yol İş Sendikası Antalya 1 No'lu Şube Başkanı Cemil Ünal, asgari ücret görüşmelerinin devam ettiğini hatırlatarak, “Taraflar özgür iradeleriyle sürdürdükleri toplu pazarlık masasında bunu gerçekleştirmektedir. Toplu iş sözleşmesi olan iş yerlerinde ele geçen toplam gelir asgari ücretin üzerindedir. Asgari ücret desteği, özellikle toplu iş sözleşmesinin olduğu iş yerlerinde artarak sürdürülmelidir. Desteğin kapsamı ile esasları yeniden düzenlenmelidir. Kuşkusuz bunun üzerinde ücret, sosyal yardım ve ikramiye gibi ödemeler yapılması mümkündür ve gereklidir” diye konuştu. Sendikal örgütlenme oranlarına değinen Ünal, “Ülkemizde sendikal örgütlenme oranı, maalesef istenen seviyede değildir. Sendikalaşma arttıkça, toplu sözleşme kapsamındaki işçi sayısı yaygınlaştıkça, asgari ücret, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, toplumun daha sınırlı bir kesimi için geçerli olacaktır. Fiyat artışları, başta gıda ve kira olmak üzere, her alanda devam etmektedir. Alınan tedbirler henüz işçinin mutfağına, geçim şartlarına olumlu olarak yansımamıştır. İşçinin, memurun, emeklinin yaşadığı enflasyon ile açıklanan resmi enflasyon rakamları arasında büyük uyumsuzluk vardır” dedi.
'Fark giderek açıldı'
Enflasyon verileri ile ilgili konuşan Ünal, “Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) olan güven, açıklanan enflasyon verileri dikkate alındığında, maalesef ortadan kalkmıştır. İşçinin geçim şartlarını hesaplaması gereken TÜİK, anayasada yer alan açık düzenlemeye rağmen, bu görevi yerine getirmekten kaçınmaktadır. Asgari ücretin hesaplanmasında, çalışanların ihtiyaçları ile tutarlı ve dengeli beslenme seviyesi tespit edilerek, bu temel üzerinden asgari ücret tespit edilmesi, 1970'li yıllardan bu yana devam etmiştir ancak, bilimsel veriler esas alınarak yapılan hesaplama ile karara bağlanan net asgari ücret arasındaki fark giderek açılmıştır. Bu nedenle, hesaplama yapılmaz olmuştur” şeklinde anlattı. Asgari ücretin aylardır açlık sınırının altında olduğunu ifade eden Ünal, “Halen günlük net asgari ücret 380 TL'dir. Bu ücretle işçi ve ailesi hangi zorunlu ihtiyacını karşılayabilecektir? Asgari ücretlilerin ve çalışanların alım gücünü gerileterek ekonomik büyüme sağlanamaz. Üretimde kullanılan girdilerin fiyatı artmaktadır. Üretimde kullanılan hammadde ve ara malı fiyatı döviz artışına da paralel olarak yükselmektedir. Girdiler üzerindeki vergi yükü de diğer ülkelere göre fazladır. Döviz kurundaki artış ve artan vergiler, üretim maliyetini daha da yükseltecektir. Firmaların finansal maliyetleri de giderek yükselmektedir. Ancak, üretimin diğer girdilerinden sağlanamayan tasarruf, işçi ücretleri reel olarak sabit tutularak veya düşürülerek yapılamaz” diye konuştu.
'Bütün ele alınmalı'
‘Ekonomide yaşanan olumsuzlukların nedeni ücretler ve işçiler değildir’ diyen Ünal, “Kaldı ki, toplam satış hasılatı içinde işgücü maliyeti de son yıllarda giderek gerilemektedir. Toplam nüfus içinde ücretli çalışanların sayısı yükselmesine rağmen, milli gelirden aldıkları pay giderek düşmektedir. Uygulanması gereken gelirler politikasıdır. Sosyal taraflar sadece ücret politikasını değil bir bütün olarak gelir politikasını gözden geçirmelidir. Ücretler üzerindeki işçi-işveren kesintilerinin neden yüksek olduğu hep birlikte değerlendirilmelidir. Uygulanan maliye politikası ve teşvikler bir arada ele alınmalıdır. Ancak bunların hiçbiri asgari ücreti düşük belirlemenin gerekçesi olamaz. Komisyonun yapacağı çalışmalar sonrası tespit edilecek asgari ücretin işçilerin ve toplumun beklentilerine uygun olmasını bekliyoruz. Ülkenin milli birlik ve beraberliği, üreterek kalkınması her şeyin üzerindedir. İşçiler olarak biz bunun gereğini her fırsatta yerine getirdik. Beklentimiz, işçiye karşı yükümlülüklerin yerine getirilmesidir. İşçi kesimi olarak komisyon çalışmalarına katkımız bu çerçeve içinde mümkün olacaktır. Yapılacak çalışmaların ülkeye ve taraflara yararlı olmasını ve olumlu sonuçlanılmasını temenni ediyoruz” dedi.
ESRA ALTUNKES