Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Ağustos ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı Süleyman Özer'in başkanlığında gerçekleştirildi. ATSO Başkanı Davut Çetin, gündemle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Antalya turizminde ve ticaretinde yıllardır konuşulan sorunların devam ettiğine dikkat çeken Çetin, “Bu konuları başta Sayın Valimiz olmak üzere, yetkililerle ve Rehberler Odası, TÜRSAB gibi ilgili kuruluşlarla konuşuyoruz. Odamızın denetim ve yaptırım yetkisi yok, bakanlıklar ve belediyeler bu konularla daha fazla ilgilenmelidir. Artık kurallar konulmalı, denetim yapılmalı ve kurala uymayan iş yerine yaptırım uygulamalıyız. Turizm polisi, turizm zabıtası gibi yeni denetim birimleri olmalıdır. Turizm ve ticarette bir yetki boşluğu yaşanmaktadır. Antalya merkezine, Kalekapısı, Işıklar, Güllük, Konyaaltı bölgelerine turist çekmek, caddeyi denetlemek kimin işidir? Turizm Bakanlığının mı, Valiliğin mi, Büyükşehir’in mi, İlçe Belediyesinin mi, Ticaret ve Sanayi Odasının mı, Esnaf Odasının mı? Bu konuda bir boşluk olduğu açıktır. Bu vesileyle bir başka hususa daha dikkat çekmek istiyorum. Turist sayısındaki artış son derece önemlidir, ancak Almanya, Hollanda gibi ülkelerden gelen turist sayısına baktığımızda halen 2014 yılı düzeylerinde kaldığımızı görüyoruz. İstanbul ve Ege’de de klasik bireysel Avrupalı turist yeterince yoktur. Bunun nedenlerini konuşmak ve çözümü düşünmek zorundayız. Türkiye’ye seyahat yapacaklara çeşitli uyarılar yapılmaktadır. Türkiye’de hukuk sistemine güven turizmi bile etkileyen bir konudur. Bu konuda dünyadaki imajımıza dikkat edilmelidir” dedi.
Kaz Dağları’ndaki tartışma
Başkan Çetin, İzmir'deki orman yangınlarını ele alarak, Türkiye'nin yangın, sel, deprem gibi afetlere karşı çok daha donanımlı ve hazırlıklı olmak zorunda olduğunu, bu konuların siyaset malzemesi olmaması gerektiğine dikkat çekti. Çetin, çevre koruması konusunda her düzeyde daha hassas olunması uyarısında bulunarak, “Antalya, turizm ve tarım nedeniyle doğal koşullara, iklim değişikliğine daha duyarlıdır. Avrupa'da sıcak hava, Antalya'ya son dakika satışlarında azalmaya neden oldu. Dolayısıyla 'çevreden bize ne' diyemeyiz” dedi. Türkiye’de de Kaz Dağları’nda maden tartışması yaşandığını hatırlatan Çetin, “Ormanda madencilik yapılmasın diyemeyiz, önemli olan kurallara uyulması ve en doğru biçimde yapılmasıdır. Maden Mühendisleri Odası raporuna göre altın madeninden devletimizin kazancı 75 milyon dolar olacaktır. Maden olacaksa, hiç olmazsa Türkiye'nin kazancı daha yüksek olmalıdır. Bu konuları siyaset dışı konular olarak ele almalı, fayda ve maliyet karşılaştırması yaparak karar vermeliyiz” şeklinde konuştu.
Ekonomide iç durgunluk
Ekonomi cephesinde iç piyasada durgunluğun devam ettiğini hatırlatan Çetin, “Dünyada ticaret savaşları hız kazanmaktadır. Avrupa ekonomisi yavaşlamaya devam etmektedir. Bu nedenle ihracatta bazı sektörlerimiz iyi durumdadır, ama bazıları zorlanmaktadır. Temmuz ayında otomotiv iç pazar satışı geçen yıla göre yüzde 66 azalma kaydetti, beyaz eşya satışı yüzde 31 düştü. Konutta düşüş temmuzda devam etti. Tüketici güveninde hafif bir kıpırdanma oldu, reel sektör güven endeksinde de bir yükselme başladı. Bu iyileşmenin devam etmesini temenni ediyoruz. Antalya verileri nispeten Türkiye'ye göre daha iyi duruyor. Turist sayısı artışı yüzde 17 oranındadır ve yeni rekorlar kırılmaktadır. Karşılıksız çeklerde Türkiye'de yüzde 52, Antalya'da yüzde 29 artış var, fakat karşılıksız çek oranı artmamıştır. Protestolu senet artışı yüksek, ama hacim olarak yüksek bir tutar ifade etmiyor” dedi.
Konut fiyatları
Konut satışlarındaki yavaşlamanın hem inşaat yatırımlarını hem de konut fiyatlarını etkilediğini aktaran Çetin, “Konut fiyatı grafiği Antalya’nın nisbeten daha iyi olduğunu göstermektedir. Kırmızıçizgi İstanbul, en üstteki mor çizgi bizim çizgimiz. İstanbul'da 2014-2017 döneminde fiyatların hızlı arttığını, 2017'den itibaren sabit kaldığını görüyoruz. Batı Akdeniz son aylarda Türkiye ve diğer büyük illere göre pozitifte kalmıştır. Şimdi kamu bankaları konut kredisinde önemli bir kampanya başlattılar. Son haftalarda konut piyasasında bir kıpırdanma ve satış başladığını arkadaşlarımız söylüyorlar. Konut kredisi bakiyesinde henüz artış yok, bununla birlikte önümüzdeki ay ivmelenmenin rakamlara yansıyacağını bekliyoruz. İnşaat sektöründe duruma biraz daha yakından bakmakta fayda var. Konut satışlarında yavaşlama hem inşaat yatırımlarını hem de konut fiyatlarını etkiledi. Yeni inşaat ruhsatları ilk 6 ayda yüzde 66 oranında düşmüştür. Türkiye genelinde son bir yılda konut fiyatı artışı yüzde 1.7 oldu. İstanbul'da fiyatlar yılda yüzde 2 düştü. Büyük iller arasında Antalya konut fiyatlarında daha iyi durumda kalmıştır” dedi. Çetin, kredi kampanyasıyla konut ve inşaat sektörünün desteklenmensinin doğru olduğunu ancak faizlerdeki düşüşün kalıcı olması gerektiğinin altını çizdi.
Markalaşmaya yatırım zamanı
‘Antalya olarak, Ağustos sonu itibariyle 10 milyon yabancı turist sayısını aşmış bulunuyoruz’ diyen Çetin, “Geçen yıla göre yüzde 17 düzeyinde bir artış var. Bu yıl iç turizmde de en azından İstanbul ve Ege’ye göre daha iyiyiz. Buna rağmen turizm ile ilgili olarak esnafımızdan yağmur gibi şikayetler gelmekte ve herkes kavga etmektedir. Taksici eylem yapıyor, rent a car ile kavga ediyor. Bazı yerlerde rent a carları kötüleyen İngilizce afişler asılmıştır. Diğer tarafta esnaf rehberlere isyan ediyor. Hanutçuluktan şikayetlerin, yabancı rehberlerin esnafı kötülediği yönünde şikayetlerin sonu gelmiyor. Rehberler acentaları sorumlu tutuyor. Geçen ay söyledim, turizmde kriz olduğunda herkes turist gelmesi için dua etmektedir, turist geldiği zaman ise kavga bitmemektedir. Herkes diğerini şikayet etmeden önce bir durup düşünmelidir. Önce hepimiz bir kendimize bakalım, ne yaptığımıza, ne sattığımıza bakalım. Herkesin aynı şeyleri sattığı yerde ticaretin bereketi zaten olmaz. Halen yoldan geçeni çevirip mal satmaya kalkıyoruz. Artık yenilik, kaliteye ve markalaşmaya yatırım zamanıdır. Caddeden geçeni değil, internette dolaşan kişiyi yakalamak zamanıdır.
Artık kısır tartışmaları bırakalım. Gelişmiş ülkelere bakalım, oralarda hangi sektörler gelişiyor, geleceğin sektörleri nelerdir inceleyelim. Türkiye’de ve Antalya’da küçük tarım üreticisi ve esnaf, hatta hepimiz mutlaka dönüşmeli, kendimizi yenilemeliyiz” dedi.
Esra ALTUNKES
Kaz Dağları’ndaki tartışma
Başkan Çetin, İzmir'deki orman yangınlarını ele alarak, Türkiye'nin yangın, sel, deprem gibi afetlere karşı çok daha donanımlı ve hazırlıklı olmak zorunda olduğunu, bu konuların siyaset malzemesi olmaması gerektiğine dikkat çekti. Çetin, çevre koruması konusunda her düzeyde daha hassas olunması uyarısında bulunarak, “Antalya, turizm ve tarım nedeniyle doğal koşullara, iklim değişikliğine daha duyarlıdır. Avrupa'da sıcak hava, Antalya'ya son dakika satışlarında azalmaya neden oldu. Dolayısıyla 'çevreden bize ne' diyemeyiz” dedi. Türkiye’de de Kaz Dağları’nda maden tartışması yaşandığını hatırlatan Çetin, “Ormanda madencilik yapılmasın diyemeyiz, önemli olan kurallara uyulması ve en doğru biçimde yapılmasıdır. Maden Mühendisleri Odası raporuna göre altın madeninden devletimizin kazancı 75 milyon dolar olacaktır. Maden olacaksa, hiç olmazsa Türkiye'nin kazancı daha yüksek olmalıdır. Bu konuları siyaset dışı konular olarak ele almalı, fayda ve maliyet karşılaştırması yaparak karar vermeliyiz” şeklinde konuştu.
Ekonomide iç durgunluk
Ekonomi cephesinde iç piyasada durgunluğun devam ettiğini hatırlatan Çetin, “Dünyada ticaret savaşları hız kazanmaktadır. Avrupa ekonomisi yavaşlamaya devam etmektedir. Bu nedenle ihracatta bazı sektörlerimiz iyi durumdadır, ama bazıları zorlanmaktadır. Temmuz ayında otomotiv iç pazar satışı geçen yıla göre yüzde 66 azalma kaydetti, beyaz eşya satışı yüzde 31 düştü. Konutta düşüş temmuzda devam etti. Tüketici güveninde hafif bir kıpırdanma oldu, reel sektör güven endeksinde de bir yükselme başladı. Bu iyileşmenin devam etmesini temenni ediyoruz. Antalya verileri nispeten Türkiye'ye göre daha iyi duruyor. Turist sayısı artışı yüzde 17 oranındadır ve yeni rekorlar kırılmaktadır. Karşılıksız çeklerde Türkiye'de yüzde 52, Antalya'da yüzde 29 artış var, fakat karşılıksız çek oranı artmamıştır. Protestolu senet artışı yüksek, ama hacim olarak yüksek bir tutar ifade etmiyor” dedi.
Konut fiyatları
Konut satışlarındaki yavaşlamanın hem inşaat yatırımlarını hem de konut fiyatlarını etkilediğini aktaran Çetin, “Konut fiyatı grafiği Antalya’nın nisbeten daha iyi olduğunu göstermektedir. Kırmızıçizgi İstanbul, en üstteki mor çizgi bizim çizgimiz. İstanbul'da 2014-2017 döneminde fiyatların hızlı arttığını, 2017'den itibaren sabit kaldığını görüyoruz. Batı Akdeniz son aylarda Türkiye ve diğer büyük illere göre pozitifte kalmıştır. Şimdi kamu bankaları konut kredisinde önemli bir kampanya başlattılar. Son haftalarda konut piyasasında bir kıpırdanma ve satış başladığını arkadaşlarımız söylüyorlar. Konut kredisi bakiyesinde henüz artış yok, bununla birlikte önümüzdeki ay ivmelenmenin rakamlara yansıyacağını bekliyoruz. İnşaat sektöründe duruma biraz daha yakından bakmakta fayda var. Konut satışlarında yavaşlama hem inşaat yatırımlarını hem de konut fiyatlarını etkiledi. Yeni inşaat ruhsatları ilk 6 ayda yüzde 66 oranında düşmüştür. Türkiye genelinde son bir yılda konut fiyatı artışı yüzde 1.7 oldu. İstanbul'da fiyatlar yılda yüzde 2 düştü. Büyük iller arasında Antalya konut fiyatlarında daha iyi durumda kalmıştır” dedi. Çetin, kredi kampanyasıyla konut ve inşaat sektörünün desteklenmensinin doğru olduğunu ancak faizlerdeki düşüşün kalıcı olması gerektiğinin altını çizdi.
Markalaşmaya yatırım zamanı
‘Antalya olarak, Ağustos sonu itibariyle 10 milyon yabancı turist sayısını aşmış bulunuyoruz’ diyen Çetin, “Geçen yıla göre yüzde 17 düzeyinde bir artış var. Bu yıl iç turizmde de en azından İstanbul ve Ege’ye göre daha iyiyiz. Buna rağmen turizm ile ilgili olarak esnafımızdan yağmur gibi şikayetler gelmekte ve herkes kavga etmektedir. Taksici eylem yapıyor, rent a car ile kavga ediyor. Bazı yerlerde rent a carları kötüleyen İngilizce afişler asılmıştır. Diğer tarafta esnaf rehberlere isyan ediyor. Hanutçuluktan şikayetlerin, yabancı rehberlerin esnafı kötülediği yönünde şikayetlerin sonu gelmiyor. Rehberler acentaları sorumlu tutuyor. Geçen ay söyledim, turizmde kriz olduğunda herkes turist gelmesi için dua etmektedir, turist geldiği zaman ise kavga bitmemektedir. Herkes diğerini şikayet etmeden önce bir durup düşünmelidir. Önce hepimiz bir kendimize bakalım, ne yaptığımıza, ne sattığımıza bakalım. Herkesin aynı şeyleri sattığı yerde ticaretin bereketi zaten olmaz. Halen yoldan geçeni çevirip mal satmaya kalkıyoruz. Artık yenilik, kaliteye ve markalaşmaya yatırım zamanıdır. Caddeden geçeni değil, internette dolaşan kişiyi yakalamak zamanıdır.
Artık kısır tartışmaları bırakalım. Gelişmiş ülkelere bakalım, oralarda hangi sektörler gelişiyor, geleceğin sektörleri nelerdir inceleyelim. Türkiye’de ve Antalya’da küçük tarım üreticisi ve esnaf, hatta hepimiz mutlaka dönüşmeli, kendimizi yenilemeliyiz” dedi.
Esra ALTUNKES