Antalya Kiracılar Dayanışması Platformu Kurucu Başkanı Cengiz Kul, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonomide dengelenme sürecine girildiğini ve kirada yüzde 25 sınırının devam etmesi için bir sebep olmadığını belirtmesine tepki gösterdi. Kul, “Geçici madde ile getirilen düzenlemenin madde 344/2 uyarınca hâkim tarafından verilecek kararlar bakımından da uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre, taraflarca kira bedeline ilişkin bir anlaşma yapılmışsa da madde 344/2’deki TÜFE endeksli üst sınır değil; geçici madde ile getirilen yüzde 25 oranındaki üst sınır uygulanacaktır. Bu düzenleme emredici niteliğinde olduğundan mal sahibi tarafı için bağlayıcı oldu. Ancak bu kez ev sahipleri, sözde satış, aile bireyleri ihtiyacı, sözleşmeye aykırılık gibi bahanelerle kiracıyı rahatsız ederek yüzde 25’ten ve hatta enflasyondan bile daha fazla kira almaya çalıştı ya da 5 yıldan önce tahliye etmek için şartları zorlamaya başladı. Bunda başarılı olanların oranı hiç de az olmadı. Bununla birlikte yine de kiracıların yenilenen sözleşmelerle ilgili bu yüzde 25 tavan sınırlamasının doğurduğu güven ortamında ya sadece yüzde 25 oranında zam yaptı ya da kiracılar, ev sahibinin rayice göre taleplerine veya yeni kiralamanın el yakan fiyatlarına maruz kalmadan biraz daha dengeli bir artışa ev sahibini ikna etmeye çalıştı. Evet, ‘bir taraftan yüzde 25 sınırlaması bitecek derken, bir taraftan daha kötüsü geliyor’ diyebiliriz” şeklinde belirtti.
‘Hiçbir şey tek taraflı değil’
Bu yüzde 25’lik zam sınırına bugüne kadar ev sahibinin baskısı altında olan kiracıların da uymadığını veya kiracının ev sahibiyle karşı karşıya getirildiğini ifade eden Kul, “Üstüne üstlük toplumun kanayan yarasına merhem ararken yüzde 25 sınır ile cinayetler, intiharlar, sokağa atılmalar aldı başını gitti. Buna gerek hükümet gerek muhalefet cephesi tepkisiz kaldı. Bu yüzde 25’lik zammı ev sahibinin insafına bırakan yönetimin olayların bu denli yaşanan olaylarda katkısı vardır. Bu sorun tek taraflı değildir. Hükümet buna çözüm ile değil, sürekli sorunlarla gelmiştir. Hükümet, ‘Çözüm’ diye vatandaşa arabulucu sistemini getirdi fakat o da tutmadı. Hükümet ve muhalefet partileri, kendi menfaatleri dışında bugüne kadar hiçbir vatandaşın yarasına merhem olmamıştır.Vatandaşın kendi çocuğuna beslenme koyamaz hale geldiği bir ülkede vergi ile enflasyon düzeltmesi nerede görüldü? Resmen zengin zengin yapıldı, fakir fukara kaderine terk edildi. Dediğim gibi tek taraflı değil. Kendi vatandaşımız da açgözlü, fırsatçı olduğu gibi hükümet ve muhalefet de kendi menfaatleri doğrultusunda yasa çıkarmadığı için, mağdur daha mağdur oldu. Artık tüm yetkililerin mültecilere değil, kendi vatandaşına sahip çıkmasını temenni ediyorum. Olayların daha farklı boyutlara gelmeden barınma sorununa TBMM’deki 36 maddelik çözüm önerimizi tekrar gündeme getirmelerini bekliyoruz” diye konuştu.
ARZU YAVUZ