Türkiye’nin ilk kadın ilahiyatçılarından biri olan ve suikaste kurban giden Doç. Dr. Bahriye Üçok için Antalya’da anma töreni gerçekleştirildi. CHP Antalya İl Kadın Kolları’nın Demokrasi Şehitleri Parkı’nda gerçekleştirdiği anma törenindeki basın açıklamasını CHP Kadın Kolları İl Başkanı Nilüfer Deveci okudu. Anma programına partililer ve çok sayıda vatandaş katıldı. Üçok’un hayatını hatırlatan Deveci, “Çağdaş ilahiyatçı, Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu olan ülkemizin aydın kalemlerinden Doç. Dr. Bahriye Üçok'u anarken bizler bugün onu anmak kadar anlamakta da sorumlu olanlar olarak söylemlerini içselleştiriyoruz ve yaşatmaya söz veriyoruz. 1919 yılında Trabzon'da doğan Bahriye Üçok Ankara Üniversitesi Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesinde Ortaçağ Türk İslam Tarihi Bölümünde okurken aynı zamanda Devlet Konservatuarı Opera ve Bale bölümünde devam etti. 1953 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde ilk kadın öğretim üyesi olarak göreve başladı. 1964 yılında ‘İslam devletlerinde kadın hükümdarlar’ adlı çalışmasıyla doçent oldu. Çok iyi Arapça ve Farsça biliyordu. Kuran-ı Kerim'e bağlı kalarak İslam dinini hoşgörü kapsamında çağdaş bir şekilde yorumladı ve o yıllardan itibaren tehdit almaya başladı. 1970’li yıllarda Cumhuriyet senatosunda ve sonrasında Sosyal Demokrat Halkçı Partide milletvekilliği ve parti meclisi üyeliği görevlerinde bulundu” şeklinde konuştu.
‘İzin vermeyeceğiz’
Başkan Deveci, Üçok’un katledilme anını hatırlatarak, “Laiklik mücadelesinin ilk kadın kahramanlarından olan Bahriye Üçok'u evine gönderilen bombalı paketle katledenler; Onun belenenini yok ederek düşüncelerini, örnek yaşamını, yol göstericiliğini de yok edeceklerini sandılar, bunu hayal ettiler. Görülüyor ki bu hayalleri asla gerçekleştiremeyecekler, buna izin vermeyeceğiz. Laikliğin ne anlama geldiğini; diyanet eleştirisi nedeniyle karartılan televizyon ekranlarından, kadın cinayetlerinden, madenci ölümlerinin kaderci yaklaşımlarından, tarikat - cemaat yurtlarında olanlardan, başı gerektiği gibi örtülü olmadığı için öldürülen İranlı Masha Amini'lerdern ve daha birçok olgudan anlıyoruz” dedi.
‘Bir gittik bin geldik’
‘Kadınların mücadelesinin aynı zamanda ‘laiklik mücadelesi’ olması gerektiğini, gericiliğin irticanin önce kadınları hedef aldığını, bunu önlemek için kadınlar olarak birlik olmamız gerektiğini tekrar hatırlıyoruz’ diyen Deveci, “Laiklik demokrasi için ekmek ve su kadar önemli ve gereklidir. Laiklikten dönüşü düzeltmek ekonomiyi düzeltmek kadar asla kolay değildir. ‘Laikliği birinci planda tutmak inanıyorum ki hem kadın hakları hem de Türkiye'nin bütünlüğünü sağlamakta tek çıkar yoldur’ diyen aydınlanma öykümüzün kadın önderi Bahriye Üçok ve eğitimde sanatta, siyasette toplumun temel sorunlarında bilimin ışığında mücadele eden; Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Turan Dursun, Onat Kutlar, Türkan Saylan, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı, Uğur Mumcu gibi mücadelesini yılmadan yorulmadan yapanları öldürenler Türkiye'nin aydınlanma mücadelesine karşı çıkan karanlık güçlerdir. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar Kubilay'dan bugüne, katledilen yakılan aydınların, devrimcilerin, yurtseverlerin aydınlığını ülkemizden silemediler, silemeyecekler. Bir gittik bin geldik. Unutmadık demek yetmiyor. Dinmeyen acımız, öfkemiz, özlemimiz, sevgimizle tüm demokrasi şehitlerimizi bir kez daha saygıyla anıyoruz. Işıkları ile yolumuzu aydınlatmaya devam edecekler” diye konuştu.
ESRA ALTUNKES