Türkiye Kamu-Sen Antalya İl Temsilcisi, Türk Büro-Sen Şube Başkanı Yılmaz Danabaşoğulları, yaklaşan Ramazan Bayramı öncesi değerlendirmelerde bulunarak, memurlara bayram ikramiyesi verilmesinin zaruri olduğunu ifade etti. Yoksulluk sınırı araştırmasıyla ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Danabaşoğulları, “Hepimizin bildiği gibi kamuda bayram ikramiyesi almayan tek kesim memurlar ve sözleşmeli personeldir. Yaşanan ekonomik gelişmeler, içinde bulunduğumuz mübarek Ramazan ayı ve çok yakında idrak edeceğimiz Ramazan Bayramı ile birlikte değerlendirildiğinde kamu görevlilerimizin bayram ikramiyesi ile ödüllendirilmesi ve yüzde 7’lere dayanan dört aylık kayıplarının bu yolla telafi edilmesi, bütün sonuçlarıyla hayırlı bir yaklaşım olacaktır” dedi.
Salgının getirdiği olumsuzluklar
Yılmaz Danabaşoğulları, nisan ayına ilişkin yoksulluk sınırı araştırmasında vatandaşın cebine yansıyan enflasyonun çok yüksek olduğunu hatırlatarak, “Tüm dünya küresel bir salgın tehdidiyle karşı karşıyadır. Bu salgının sosyolojik, psikolojik ve ekonomik boyutları olacaktır. Dünya genelinde milyarlarca insan evlerinde karantina altındadır. Dolayısıyla ekonomik faaliyetler de en aza inmiş durumdadır. Buna karşın salgının ekonomiye yansımaları önümüzdeki dönemde daha fazla hissedilecektir. Herkes bu salgının yarattığı stres nedeniyle gergin ve huzursuz bir bekleyiş içindedir. Ülkemiz bu süreçte başarılı bir sınav vermiştir. Her şeye rağmen kamu görevlilerimiz bütün olumsuzlukları bir tarafa bırakıp kamu hizmetlerini eksiksiz bir biçimde sunmaktadır. Bizler evlerimizde salgından korunmak için beklerken onlar iş yerlerinde, sokakta, ülkemizin dört köşesinde alanlarda hizmet üretmeye devam etmektedir. Bütün bu çabalar sonucunda hastanelerimizde, vergi dairelerinde, postanelerde hizmetler kesintisiz bir şekilde devam etmekte; elektrik, su, internet, telefon, güvenlik, adalet gibi temel ihtiyaçlarda hiçbir sorun yaşanmamaktadır. Elbette bu sürecin getirdiği olumsuzlukların bir ayağı da ekonomiktir. Yapılan araştırma, korona günlerinde sağlık ve gıda harcamalarının büyük bir artış gösterdiğini ortaya koymuştur. Sadece dört ayda gıda fiyatları yüzde 11,32, sağlık giderleri ise yüzde 8,6 zamlanmıştır. Araştırmaya göre dört kişilik bir ailenin zorunlu masrafları dört ay içinde tam 468,3 lira zamlanmıştır. Memur maaşlarına yılbaşında ortalama 220 lira zam yapıldığı düşünüldüğünde maaşların ortalama aylık 268 lira yani yüzde 6,5 eridiği ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar genel enflasyon rakamları yüzde 3’ler dolayında olsa da çarşı pazara, dolayısıyla cebimize yansıyan enflasyon bunun iki katı üzerinde seyrediyor. Bu da vatandaşlarımızın yaşadığı ekonomik sorunların resmi rakamlara tam olarak yansımadığını gösteriyor. Bu süreç getirecekleri ve götürecekleriyle uzun süre etkisini hissettirecek belki de hayatımız hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktır. Bütün bu belirsizlikler içinde en güzel şekilde hizmet üreten kamu çalışanlarının ekonomik kaygılar nedeniyle yeni bir kaosa girmesi önlenmelidir. Salgınla mücadeleyi başarılı bir biçimde yönettik ve tedbirler yavaş yavaş yumuşatılıyor. İnşallah çok yakın bir zamanda hayatımızı normalleştirmeye de başlayacağız. Her şey normale dönse bile eğer bir tedbir alınmazsa bu salgının ekonomik etkileri bizleri başka bir krizin içine sürükleyecektir” diye konuştu.
Esra ALTUNKES
Salgının getirdiği olumsuzluklar
Yılmaz Danabaşoğulları, nisan ayına ilişkin yoksulluk sınırı araştırmasında vatandaşın cebine yansıyan enflasyonun çok yüksek olduğunu hatırlatarak, “Tüm dünya küresel bir salgın tehdidiyle karşı karşıyadır. Bu salgının sosyolojik, psikolojik ve ekonomik boyutları olacaktır. Dünya genelinde milyarlarca insan evlerinde karantina altındadır. Dolayısıyla ekonomik faaliyetler de en aza inmiş durumdadır. Buna karşın salgının ekonomiye yansımaları önümüzdeki dönemde daha fazla hissedilecektir. Herkes bu salgının yarattığı stres nedeniyle gergin ve huzursuz bir bekleyiş içindedir. Ülkemiz bu süreçte başarılı bir sınav vermiştir. Her şeye rağmen kamu görevlilerimiz bütün olumsuzlukları bir tarafa bırakıp kamu hizmetlerini eksiksiz bir biçimde sunmaktadır. Bizler evlerimizde salgından korunmak için beklerken onlar iş yerlerinde, sokakta, ülkemizin dört köşesinde alanlarda hizmet üretmeye devam etmektedir. Bütün bu çabalar sonucunda hastanelerimizde, vergi dairelerinde, postanelerde hizmetler kesintisiz bir şekilde devam etmekte; elektrik, su, internet, telefon, güvenlik, adalet gibi temel ihtiyaçlarda hiçbir sorun yaşanmamaktadır. Elbette bu sürecin getirdiği olumsuzlukların bir ayağı da ekonomiktir. Yapılan araştırma, korona günlerinde sağlık ve gıda harcamalarının büyük bir artış gösterdiğini ortaya koymuştur. Sadece dört ayda gıda fiyatları yüzde 11,32, sağlık giderleri ise yüzde 8,6 zamlanmıştır. Araştırmaya göre dört kişilik bir ailenin zorunlu masrafları dört ay içinde tam 468,3 lira zamlanmıştır. Memur maaşlarına yılbaşında ortalama 220 lira zam yapıldığı düşünüldüğünde maaşların ortalama aylık 268 lira yani yüzde 6,5 eridiği ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar genel enflasyon rakamları yüzde 3’ler dolayında olsa da çarşı pazara, dolayısıyla cebimize yansıyan enflasyon bunun iki katı üzerinde seyrediyor. Bu da vatandaşlarımızın yaşadığı ekonomik sorunların resmi rakamlara tam olarak yansımadığını gösteriyor. Bu süreç getirecekleri ve götürecekleriyle uzun süre etkisini hissettirecek belki de hayatımız hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktır. Bütün bu belirsizlikler içinde en güzel şekilde hizmet üreten kamu çalışanlarının ekonomik kaygılar nedeniyle yeni bir kaosa girmesi önlenmelidir. Salgınla mücadeleyi başarılı bir biçimde yönettik ve tedbirler yavaş yavaş yumuşatılıyor. İnşallah çok yakın bir zamanda hayatımızı normalleştirmeye de başlayacağız. Her şey normale dönse bile eğer bir tedbir alınmazsa bu salgının ekonomik etkileri bizleri başka bir krizin içine sürükleyecektir” diye konuştu.
Esra ALTUNKES