Spor

BİR PUANIN GÖLGESİ

Konyaspor beraberliğini değerlendiren www.akdenizmanset.com.tr Yazı İşleri Müdürü Gürkan Balcı, Antalyaspor’un savunmada sezonun en dengeli yapısını sahaya koyduğunu ama oyunu yönlendirme sorumluluğunun hala oyuncular arasında dağıtılamadığını ifade etti

Abone Ol

Geldiğinden bu yana savunmada farklı eşleşmeler deneyen Erol Bulut, Dzhikiya’nın sakatlığı nedeniyle bu kez Hüseyin Türkmen ve kaptan Veysel Sarı ikilisine döndü. Bu tercih yalnızca mecburiyet değil, aynı zamanda bir denge kazancıydı. Hüseyin daha önce sezon içinde Giannetti ve Dzhikiya ile dönüşümlü oynamıştı ama Veysel’le kurduğu eşleşme belki de en stabil görüntüydü. Veysel’in liderliği, hücum setlerini henüz çözümleyememiş bir takım için savunmayı yeniden güvenli bir alan haline getirdi. Maç boyunca rakibe yalnızca bir isabetli şut şansı tanındı. Geri dörtlü hem çizgi yönetiminde hem de bire bir müdahalelerde başarılıydı. Bu maç Antalyaspor’un hücumda zorlandığı ama rakibe hiçbir şey vermediği nadir karşılaşmalardan biri olarak sezon arşivine girdi. Giannetti’nin son bölümde oyuna girişi de bu savunma planının kontrollü bir şekilde sürdürüldüğünü gösterdi.

Oyuncular var, karar eksik
Antalyaspor’un sahadaki oyuncu kalitesine bakıldığında, oyun aklını taşıyabilecek en az 3-4 oyuncu görülebiliyor. Ancak bu potansiyelin sahaya etkisi, oyuncuların oyun içinde neye karar vermekle yükümlü olduklarına göre şekilleniyor. Abdülkadir Ömür istikrarlı şekilde 11’de oynuyor, fiziksel olarak iyi durumda ama her maç sanki talimatla hareket eden bir algoritma gibi. Oyun akışında fark yaratmak yerine, hazır ezberi sürdüren bir parça gibi. Van de Streek fiziksel varlığı ve ikili mücadele performansıyla orta sahaya direnç getiriyor ama yön veremiyor. Storm istekli, çabalıyor, çizgiden destek veriyor ama bu destek genellikle yalnız kalıyor. Bu üçlünün performansı sistemin çalışmasına katkı sağlıyor ama maçı çözmeye yetmiyor. Sahada hala oyunu değiştirecek kararları alan kimse yok. Herkes sistemi uyguluyor ama sistemi zorlayan, öne çıkan, sürükleyen bir profil sahaya çıkmıyor. Ve işte bu yüzden topa sahip olmak ile oyunu sahiplenmek arasındaki fark, her hafta daha belirgin hale geliyor.

Direnmek değil yön vermek gerek
Konyaspor karşısındaki savunma bütünlüğü, Antalyaspor’un sezonun geri kalanı için bir omurga yaratabileceğini gösterdi. Ama şimdi gerçek sınav, bu omurganın üzerine nasıl bir oyun inşa edileceği. Pazar günü Göztepe ile iç sahada oynanacak karşılaşma, puan tablosundan daha fazlasını belirleyecek. Bu kez deplasmanda değiliz. Bu kez reaksiyon gösteren değil, inisiyatif alan taraf olmalıyız. Göztepe geçişleri hızlı oynayan, hücum hattı çabuk karar alan bir takım. Antalyaspor’un onları durdurması kadar, kendi oyununu kabul ettirmesi de gerekecek. Savunma performansı artık tek başına takdir sebebi değil; tribün, topu kazanan değil, o topla bir şey yapan takım görmek istiyor. Bu maçta yalnızca üç puan değil, oyun liderliği de test edilecek. Göztepe maçı, karakterin ortaya çıkması için en net fırsatlardan biri olacak. Artık yalnızca var olmak değil, yön vermek zamanı.