İstanbul'da bir öğretmenin veli tarafından şiddete uğraması olayına tepki gösteren Eğitim- Sen, Eğitim-İş, Hürriyetçi Eğitim- Sen ve Eğitim Gücü-Sen başkan ve sendika üyeleri hep bir ağızdan şiddete hayır dedi. İstanbul Sarıyer'de bulunan Prof. Dr. Kemal Yiğitoğlu Ortaokulu öğretmeni N.Ö.’nün okulda akran zorbalığı yapan öğrencisini uyarmasının ardından öğrencinin velisinin öğretmene saldırması ve öğretmenin hastaneye kaldırılmasının ardından yaşanılan darp olayı ile ilgili olarak eğitim sendikaları basın açıklaması gerçekleştirdi. Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar, yaşanılan şiddet olayına dikkat çekerek, “Yanlış sosyal ve kültürel politikalar ile cezasızlık nedeniyle toplumda kara bir tohum gibi filiz veren şiddet, iktidar tarafından eğitimin ve eğitim emekçisini değersizleştirme söylemi yüzünden okullarda da kendini göstermeye başlamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı Cumhuriyet rejiminin öğretmenlere verdiği yetkiyi tamamen veli ve öğrenciye verdi. Öğrenci öğretmenin bakışından rahatsız olduğunu dile getirince öğrenci haklı görülüyor, öğretmen hakkında işlem yapılıyor. Sosyal medyada kısa sürede yükselen tepkiler üzerine açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de bakan değilmişçesine olayı sadece ‘kınadığını’ açıklamıştır. Eğitim-İş olarak yaralı öğretmenimize acil şifalar diliyor, ‘Yalnız değilsiniz öğretmenim. Biz buradayız’ diyoruz. Eğitimin ülke geleceğiyle birebir ilişkili bir alan olduğunu hatırlatıyor, eğitimde şiddete karşı çıkmak için tüm kamuoyunu daha yüksek tepki göstermeye çağırıyoruz” diye konuştu.
‘Eğitim politikalarının sonucu’
Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, öğretmene yönelik şiddetin eğitim politikalarının bir sonucu olduğunu hatırlatarak, “Eğitimin içeriği şiddetsiz ve karşılıklı saygıya dayanan bir toplum hedefinin çok uzağındadır. Şiddeti öven, mevcut eşitsizlikleri ve ayrımcılıkları besleyen içeriğe sahip yayınlar bizzat Bakanlığın ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin desteğiyle öğrencilerimize ve velilere ulaşabilmektedir. Oysa okullarda eğitimin bileşenleri arasında dayanışmayı artıracak, barış ve demokrasi kültürünü geliştirecek etkinliklere yeterince yer verilmemektedir. Her sorunun çözümünün öğretmende arandığı, öğretmenin kendi işi olmayan angaryalarla görevlendirildiği ve ALO 147 gibi ihbar hatları uygulamasının yarattığı tahribat veli, öğrenci ve öğretmen arasındaki dayanışma ve diyalogun zedelenmesini beraberinde getirmiştir. Eğitimin esas bileşenleri arasındaki iletişim zarar gördüğü noktada gayet rutin bir uygulama olan eğitim sürecindeki planlamalar dahi bir tehditmiş gibi algılanmakta ve öğretmene saldırı olarak geri dönmektedir. Eğitim-Sen olarak, bizlere dayatılan her türlü haksız ve hukuksuz uygulamanın, kamu-özel ayrımı yapmaksızın, eğitim ve bilim emekçilerinin birleşik, örgütlü mücadelesiyle kırılabileceğine inanıyor, haklarımız ve geleceğimiz için bütün eğitim ve bilim emekçilerini birlikte mücadeleye davet ediyoruz” dedi.
‘Hiçbir öğretmen mağdur olamaz’
Hürriyetçi Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Hilmi Taner, şiddet olayına karşı olduklarını dile getirerek, “Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, öğretmenlere yönelik şiddet olaylarına ilişkin, 'Hiçbir öğretmenimizin bu süreçlerde mağdur olmasına müsaade etmeyeceğiz’ dedi. Biz öğretmenlere Bakanlık tarafından dağıtılan önlükler, ne yazık ki öğretmeni şiddetten korumaktan uzaktır. Hatta İstanbul Sarıyer ilçesinde meydana gelen bu son öğretmene şiddet olayında, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında şiddet eylemini gerçekleştiren velinin gözaltına alındığı ve Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandığı açıklanmıştır. Ancak korkumuz şudur; veli, ‘öğretmen önlük giymiyordu ben nereden bileyim öğretmen olduğunu’ şeklinde konuşsa ne olacak, verdiğiniz önlük bile eğitimcinin aleyhinde kullanılan bir eşyaya dönüşecek. Onun için bir an önce gerekli yasal adımlar atılmalıdır. Sağlık sisteminde olduğu gibi eğitim sisteminde de eğitim çalışanlarına karşı yapılan şiddet olaylarında Bakanlık veya İl Milli Eğitimler doğrudan müdahil olmalıdır. Eğitimciye şiddeti bugün İstanbul'da gördük yarın Antalya’da görmeyeceğimizin bir garantisi yoktur. Bu anlamda eğitim çalışmalarının itibarı ve can güvenlikleri Antalya'da İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Antalya Valiliği tarafından ülke genelinde ise Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öncelik haline getirilinceye kadar, bizleri kendi canımızı ve itibarımızı korumak zorunda bırakanlara hakkımızı helal etmediğimizi net bir şekilde ifade ediyoruz” şeklinde konuştu.
‘Şiddet yasası yürürlüğe girmeli’
Eğitim Gücü-Sen Antalya Şube Başkanı Yıldız Albayrak Sargın ise, “MEB Öğretmene Şiddet Yasasını çıkarmak ve okulda güvenliği sağlamak için harekete geçmelidir. Eğitim Gücü Sendikası olarak eğitim çalışanlarına her türlü şiddetin son bulmasını istiyoruz. Şiddetin her türlüsünü kınıyoruz. Tüm öğretmenlerimiz bizim öğretmenimizdir. Üyemiz olsun olmasın şiddete uğrayan her öğretmenimizle bizzat ilgileniyor, süreçlerini takip ediyoruz. Eğitim çalışanlarına şiddet için caydırıcı cezalar gelmesi elzemdir. MEB'den beklentimiz, okulları güvenli hale getirecek fiziki tedbirleri alması, okullara mesleği ‘güvenlik’ olan personel atamasını sağlaması, öğretmene el kalktığında davalara Bakanlık düzeyinden müdahil ve savunucu olması, gerekli yaptırımları içeren ‘Öğretmene Şiddet Yasası’nın bir an önce yürürlüğe girmesidir” diye konuştu.
ESRA ALTUNKES