Yazı dizimizin bu haftaki bölümünde sanatı sokağa taşıyan, zanaatkar dostlarımızla sohbetimize devam ediyoruz. Kültürümüz gereği derdini anlatan, derdini dinleyen, birlikte ağlayan, gülen, “komşusu açken tok yatmayan” bir toplumuz biz. İnsan sokaktaysa sanat da sokakta olmalı.
Doğal taş tasarım atölyesi
Oğuz DEMİR
Yazı dizimizin bu haftaki bölümünde sanatı sokağa taşıyan, zanaatkar dostlarımızla sohbetimize devam ediyoruz. Kültürümüz gereği derdini anlatan, derdini dinleyen, birlikte ağlayan, gülen, “komşusu açken tok yatmayan” bir toplumuz biz. İnsan sokaktaysa sanat da sokakta olmalı
*Sanat bahçesinde doğal taş üstüne çalışmalar yapıyorum. El emeğimizle, gönül gözümüzün yettiği kadar üretmeye çalışıyoruz. Doğal taş ürünleri son dönemde çok gözde olmaya başladı. Bunun nedeni de yaydığı inanılan pozitif enerji ve şifalı olduğuna inanılması. Geçmişten bugüne şifalı olduğuna inanılmış, doğal taşlardan silahından tutun da ilacına, takısına psikolojik rahatlatmaya kadar birçok amaç için kullanılmış. Dünyanın her yerinde her taşın anlamı enerji anlamında aynı anlama gelir. Mesela akik taşının koruyucu bir taş olduğuna inanılır. Sitrin taşı bereketi ve parayı temsil etmektedir. Değerli taşlar arasında yer alan obsidyen, volkan lavlarının ani soğuması sonucu oluşmaktadır. Çok bilinmemesine rağmen oldukça değerli bir doğal taş olan obsidyenin bilinen birçok yararı bulunmaktadır. Günümüzde alternatif tıp, kozmetik, mücevher ve spa alanlarında kullanılmaktadır. Kristal bir özelliğe sahip olmaması sebebiyle şekilsiz ve camsı bir yapıdadır. Obsidyen madeni yüzyıllar boyu şifa amacıyla kullanılmıştır. Obsidyen taşı tarih öncesi dönemlerde de çıkarılmış ve insanlar tarafından çeşitli alanlarda kullanılır. Aztekler obsidyenin şifalı özelliğini keşfederek, toz haline getirmiş ve yaraların iyileşmesinde kullanmıştır. Taş Çağı’nda obsidyen kullanımı daha çok maske, ayna gibi aletlerin yapılışında işe yaramıştır. Eski Amerika medeniyetinden bazı halklar obsidyeni kutsal saymışlar ve Tanrı’ya adadıkları kurbanlarını kesmek için obsidyeni kullanmışlardır. Bunun için de obsidyen taşını keskinleştirerek bıçak haline getirmişlerdir. Günümüzde en çok da öfke kontrolü sorununda kullanılmaktadır. Benim bildiğim enerji taşı olarak kullandığımız 70 civarı şifalı taş var. Değerli taşların kalitesi sertliklerine göre belirlenir, bunlar da en az 5 setlik derecesinden başlar, 10 derece en kaliteli taştır. İnsanlar bu taşların yaydığına inandıkları enerjilerinden medet umuyorlar ben de bunları tasarlayıp farklı görsellik ve kulanım amacıyla, bileklik, kolye, küpe şeklinde tasarlayıp insanlara sunmaya çalışıyorum. Sanat bahçesinde üretim yaptığım bir atölyem ve Kent Meydanı’nda ürünlerimi satışa sunduğum bir standım var. Ekonomik olarak da buradan, bu ürettiğim tasarımlardan geçiniyorum. Sanat bahçesi oluşumu yeni olduğu ve tanınmadığı için zorlanıyoruz. İleriki süreçte hepimizi güzel günlerin beklediğine inanıyorum.
Sanat bahçesiyle siz nasıl tanıştınız?
**Sanat bahçesiyle Fatih Özdündar sayesinde tanıştım. Bir oluşumdan bahsetti hep birlikte birbirimize tutunarak sanat bahçesini kurduk, herkes elini taşın altına koydu. Cefasını da birlikte çektik, sefasını da birlikte süreceğimize inanıyorum.
*Doğal taşları tasarım yapmadan önce ham veya işlenmemiş taş olarak mı alıyorsunuz?
**Ham olarak aldığımız taşlar da var, işlenmiş boncuk şeklinde gelenleri de var. Ben satışa sunmadan önce onları tasarlayıp dizayn ediyor, kombinleyip enerjilerini düzenliyorum. Ben müşterilerime tanıtırken dünya üzerinde bilinen anlamlarıyla onları bilgilendiriyorum. Taştan kimseye zarar gelmez faydası, bir enerjisi varsa da insanları rahatlatıp pozitif enerji yaratır ve mutlu eder, benim misyonum da taşları tanıtmak sanat bahçesinde. Sanat bahçesi huzur içinde üretim yapabileceğiniz, insana ilham veren, üretkenliğini artıran bir aile ortamı hepimiz için. Sanat bahçesi ailesinde var olan arkadaşların her birinin farklı sanat dallarında yetenekleri ve üretimleri var. Bu da bize farkı kombinler ve farklı tasarım yapma imkanları sağlıyor. Çok şanslıyız bu konuda, birçok farklı fikir ve birçok ortak çalışma yapabiliyoruz bu da bizim üretkenliğimizi, çeşitliliği artırıyor. Mesela gümüşle doğal taşı kombinliyorum, takı tasarımı yapan arkadaşımız doğal taşla veyahut gümüşle farklı tasarımlar oluşturabiliyor. Dediğim gibi çok şanlıyız birlikte olmakla. Bir gün o yemyeşil ağaçlar ve bitkiler arasındaki şirin bahçenin insan cıvıltılarıyla da dolacağına inanıyoruz.
Geçici dövme atölyesi
Barış AYDIN
Akdeniz Üniversitesine eğitime gelmiştim. Harçlığımı çıkarmak için bu işe başladım. 1997’den bu yana sahilde, otellerde geçici dövme, yüz boyama ve kum boyama işiyle uğraşıyorum. Sezonluk bir iştir, yazları okulların tatil olduğu zamanlarda işimiz oluyor kış dönemi genelde ölü geçer. Sanat bahçesiyle bir arkadaşımın önerisi üzerine tanıştım. Onların da bu alanda açığı varmış beni kabul ettiler daha çok yeniyim oluşumun içinde. Sanatın meydanlarda olması gerekli bence. Biz kültür olarak pazarlara, sokak tezgâhlarına alışığız. AVM kültürü bizim kültürümüz değil sonradan edindik bunu. Bırakın sokaklarda insanlarla iletişim halinde birbirimize dertlerimizi anlatarak, gönüldaş olarak devam edelim. Geçici dövmeyi kınayla yapıyorum. Latin Amerika’da üretilen, daha önce yerlilerin, Aborjinlerin kullandığı bir bitki biz de bu ürüne geçmek üzereyiz. Sağlığa hiçbir zararı olmayan tamamen doğal bitki boyası.
Origami ustası
Gülay IŞIKLIOĞLU
Ressam bir babanın, el sanatları ile ilgi bir annenin çocuğuyum. Doğduğunuz aile sizin ilgi alanlarınızı da belirliyor aslında. Eğitim alanım bambaşka bir daldaydı. Ankara Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Kendi alanımla çalışma fırsatım olmadı ve en çok sevdiğim beni en güzel ifade eden alanda kendi el emeğimi ve göz nurumu değerlendirmeye karar verdim. Taş boyama, ahşap boyama, filografi yaptım. Kızım dünyaya geldiği zaman origami oyuncağı-sağlıklı oyuncak- ona hediye geldi ve origami ile olan serüvenim de böylece başlamış oldu. Origami çekirdek yemeye benziyor, bulaşınca kopamıyorsun. Origami oyuncağı üretmeye başlayınca dönüşler çok olumlu oldu bu da beni, bunu iş olarak yapmak için yüreklendirdi. Değer bilen kişilerle karşılaşmak çok önemli. Bununla ilgili usta öğreticiliğimi de aldım. Bilgi ve becerilerimi aktarma konusunda çok hevesli biriyim. Diğer yaptığım tüm ürünler o güne kadar hobiydi bu iş oldu. Kermesler zamanında Fatih beyle tanıştım, beni sanat bahçesine davet ettiler, ben de zevkle bu aileye katıldım. İyi ki tanışmışım, iyi ki bu oluşuma dahil olmuşum. Sıkıntılar yok mu, elbette var ama biz özgür ruhla kendimizi ifade edip üretiyoruz. Diğer sorunların da zamanla aşılacağına inanıyorum.
4 yıldır origami oyuncakla uğraşıyorum. Bizim ülkemizde emeğin değeri yok. Senin emeğin başkasına çok ucuz ne yazık ki. Origami; şu an bilinen şekliyle Japon sanatıdır. Tığ örgü ve doldurma oyuncak anlamına geliyor. Bizde eskiden nenelerimiz sık iğne dediğimiz teknikle yıllarca işlemişler. Ama biz kendi kültürlerimiz üzerine koymayıp başka yol ve yöntemler arıyoruz. Doldurma örgü oyuncaktır bizdeki adı.
Ne yazık ki şu söz beni çok etkiledi; “Senin emeğin başkasına çok ucuz.” Emek diyoruz hal bu ki, emek… Gönlünü, gözünü, düşlerini ilmek ilmek, tel tel hayallerini işleyen emektarlar diyoruz . Emek diyoruz; ağalar, beyler emek bu kadar ucuz olmamalı. Emek diyoruz…
Doğal taş tasarım atölyesi
Oğuz DEMİR
Yazı dizimizin bu haftaki bölümünde sanatı sokağa taşıyan, zanaatkar dostlarımızla sohbetimize devam ediyoruz. Kültürümüz gereği derdini anlatan, derdini dinleyen, birlikte ağlayan, gülen, “komşusu açken tok yatmayan” bir toplumuz biz. İnsan sokaktaysa sanat da sokakta olmalı
*Sanat bahçesinde doğal taş üstüne çalışmalar yapıyorum. El emeğimizle, gönül gözümüzün yettiği kadar üretmeye çalışıyoruz. Doğal taş ürünleri son dönemde çok gözde olmaya başladı. Bunun nedeni de yaydığı inanılan pozitif enerji ve şifalı olduğuna inanılması. Geçmişten bugüne şifalı olduğuna inanılmış, doğal taşlardan silahından tutun da ilacına, takısına psikolojik rahatlatmaya kadar birçok amaç için kullanılmış. Dünyanın her yerinde her taşın anlamı enerji anlamında aynı anlama gelir. Mesela akik taşının koruyucu bir taş olduğuna inanılır. Sitrin taşı bereketi ve parayı temsil etmektedir. Değerli taşlar arasında yer alan obsidyen, volkan lavlarının ani soğuması sonucu oluşmaktadır. Çok bilinmemesine rağmen oldukça değerli bir doğal taş olan obsidyenin bilinen birçok yararı bulunmaktadır. Günümüzde alternatif tıp, kozmetik, mücevher ve spa alanlarında kullanılmaktadır. Kristal bir özelliğe sahip olmaması sebebiyle şekilsiz ve camsı bir yapıdadır. Obsidyen madeni yüzyıllar boyu şifa amacıyla kullanılmıştır. Obsidyen taşı tarih öncesi dönemlerde de çıkarılmış ve insanlar tarafından çeşitli alanlarda kullanılır. Aztekler obsidyenin şifalı özelliğini keşfederek, toz haline getirmiş ve yaraların iyileşmesinde kullanmıştır. Taş Çağı’nda obsidyen kullanımı daha çok maske, ayna gibi aletlerin yapılışında işe yaramıştır. Eski Amerika medeniyetinden bazı halklar obsidyeni kutsal saymışlar ve Tanrı’ya adadıkları kurbanlarını kesmek için obsidyeni kullanmışlardır. Bunun için de obsidyen taşını keskinleştirerek bıçak haline getirmişlerdir. Günümüzde en çok da öfke kontrolü sorununda kullanılmaktadır. Benim bildiğim enerji taşı olarak kullandığımız 70 civarı şifalı taş var. Değerli taşların kalitesi sertliklerine göre belirlenir, bunlar da en az 5 setlik derecesinden başlar, 10 derece en kaliteli taştır. İnsanlar bu taşların yaydığına inandıkları enerjilerinden medet umuyorlar ben de bunları tasarlayıp farklı görsellik ve kulanım amacıyla, bileklik, kolye, küpe şeklinde tasarlayıp insanlara sunmaya çalışıyorum. Sanat bahçesinde üretim yaptığım bir atölyem ve Kent Meydanı’nda ürünlerimi satışa sunduğum bir standım var. Ekonomik olarak da buradan, bu ürettiğim tasarımlardan geçiniyorum. Sanat bahçesi oluşumu yeni olduğu ve tanınmadığı için zorlanıyoruz. İleriki süreçte hepimizi güzel günlerin beklediğine inanıyorum.
Sanat bahçesiyle siz nasıl tanıştınız?
**Sanat bahçesiyle Fatih Özdündar sayesinde tanıştım. Bir oluşumdan bahsetti hep birlikte birbirimize tutunarak sanat bahçesini kurduk, herkes elini taşın altına koydu. Cefasını da birlikte çektik, sefasını da birlikte süreceğimize inanıyorum.
*Doğal taşları tasarım yapmadan önce ham veya işlenmemiş taş olarak mı alıyorsunuz?
**Ham olarak aldığımız taşlar da var, işlenmiş boncuk şeklinde gelenleri de var. Ben satışa sunmadan önce onları tasarlayıp dizayn ediyor, kombinleyip enerjilerini düzenliyorum. Ben müşterilerime tanıtırken dünya üzerinde bilinen anlamlarıyla onları bilgilendiriyorum. Taştan kimseye zarar gelmez faydası, bir enerjisi varsa da insanları rahatlatıp pozitif enerji yaratır ve mutlu eder, benim misyonum da taşları tanıtmak sanat bahçesinde. Sanat bahçesi huzur içinde üretim yapabileceğiniz, insana ilham veren, üretkenliğini artıran bir aile ortamı hepimiz için. Sanat bahçesi ailesinde var olan arkadaşların her birinin farklı sanat dallarında yetenekleri ve üretimleri var. Bu da bize farkı kombinler ve farklı tasarım yapma imkanları sağlıyor. Çok şanslıyız bu konuda, birçok farklı fikir ve birçok ortak çalışma yapabiliyoruz bu da bizim üretkenliğimizi, çeşitliliği artırıyor. Mesela gümüşle doğal taşı kombinliyorum, takı tasarımı yapan arkadaşımız doğal taşla veyahut gümüşle farklı tasarımlar oluşturabiliyor. Dediğim gibi çok şanlıyız birlikte olmakla. Bir gün o yemyeşil ağaçlar ve bitkiler arasındaki şirin bahçenin insan cıvıltılarıyla da dolacağına inanıyoruz.
Geçici dövme atölyesi
Barış AYDIN
Akdeniz Üniversitesine eğitime gelmiştim. Harçlığımı çıkarmak için bu işe başladım. 1997’den bu yana sahilde, otellerde geçici dövme, yüz boyama ve kum boyama işiyle uğraşıyorum. Sezonluk bir iştir, yazları okulların tatil olduğu zamanlarda işimiz oluyor kış dönemi genelde ölü geçer. Sanat bahçesiyle bir arkadaşımın önerisi üzerine tanıştım. Onların da bu alanda açığı varmış beni kabul ettiler daha çok yeniyim oluşumun içinde. Sanatın meydanlarda olması gerekli bence. Biz kültür olarak pazarlara, sokak tezgâhlarına alışığız. AVM kültürü bizim kültürümüz değil sonradan edindik bunu. Bırakın sokaklarda insanlarla iletişim halinde birbirimize dertlerimizi anlatarak, gönüldaş olarak devam edelim. Geçici dövmeyi kınayla yapıyorum. Latin Amerika’da üretilen, daha önce yerlilerin, Aborjinlerin kullandığı bir bitki biz de bu ürüne geçmek üzereyiz. Sağlığa hiçbir zararı olmayan tamamen doğal bitki boyası.
Origami ustası
Gülay IŞIKLIOĞLU
Ressam bir babanın, el sanatları ile ilgi bir annenin çocuğuyum. Doğduğunuz aile sizin ilgi alanlarınızı da belirliyor aslında. Eğitim alanım bambaşka bir daldaydı. Ankara Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Kendi alanımla çalışma fırsatım olmadı ve en çok sevdiğim beni en güzel ifade eden alanda kendi el emeğimi ve göz nurumu değerlendirmeye karar verdim. Taş boyama, ahşap boyama, filografi yaptım. Kızım dünyaya geldiği zaman origami oyuncağı-sağlıklı oyuncak- ona hediye geldi ve origami ile olan serüvenim de böylece başlamış oldu. Origami çekirdek yemeye benziyor, bulaşınca kopamıyorsun. Origami oyuncağı üretmeye başlayınca dönüşler çok olumlu oldu bu da beni, bunu iş olarak yapmak için yüreklendirdi. Değer bilen kişilerle karşılaşmak çok önemli. Bununla ilgili usta öğreticiliğimi de aldım. Bilgi ve becerilerimi aktarma konusunda çok hevesli biriyim. Diğer yaptığım tüm ürünler o güne kadar hobiydi bu iş oldu. Kermesler zamanında Fatih beyle tanıştım, beni sanat bahçesine davet ettiler, ben de zevkle bu aileye katıldım. İyi ki tanışmışım, iyi ki bu oluşuma dahil olmuşum. Sıkıntılar yok mu, elbette var ama biz özgür ruhla kendimizi ifade edip üretiyoruz. Diğer sorunların da zamanla aşılacağına inanıyorum.
4 yıldır origami oyuncakla uğraşıyorum. Bizim ülkemizde emeğin değeri yok. Senin emeğin başkasına çok ucuz ne yazık ki. Origami; şu an bilinen şekliyle Japon sanatıdır. Tığ örgü ve doldurma oyuncak anlamına geliyor. Bizde eskiden nenelerimiz sık iğne dediğimiz teknikle yıllarca işlemişler. Ama biz kendi kültürlerimiz üzerine koymayıp başka yol ve yöntemler arıyoruz. Doldurma örgü oyuncaktır bizdeki adı.
Ne yazık ki şu söz beni çok etkiledi; “Senin emeğin başkasına çok ucuz.” Emek diyoruz hal bu ki, emek… Gönlünü, gözünü, düşlerini ilmek ilmek, tel tel hayallerini işleyen emektarlar diyoruz . Emek diyoruz; ağalar, beyler emek bu kadar ucuz olmamalı. Emek diyoruz…