Güncel

Finansal Dolandırıcılık 

TÜKONFED Bankacılık Komisyonu Başkanı Hüseyin Ölmez, son günlerde yoğunlaşan ‘Finansal Dolandırıcılık’ üzerine konuştu. Ölmez, konuya ilişkin, “Finansal dolandırıcılık, toplumumuz üzerinde ekonomik ve sosyal derin yaralar açmış, açmaktadır” dedi. 

Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Bankacılık Komisyon Başkanı Hüseyin Ölmez, önümüzdeki günlerde Gazi Meclisi’nde ‘Finansal Dolandırıcılık’ konusunun görüşüleceğini bildirdi. TÜKONFED olarak, 2015 yılından bu yana, ‘İnternet ve internet üzerinden Banka dolandırıcılığı’ ile ilgili olarak çalışmalar yaptıklarını, pek çok gönüllünün yazılı ve görsel medyada açıklamalarda ve önerilerde bulunduğunu belirten Hüseyin Ölmez, “Bir Bankamız nezdinde bulunan hesaplar üzerinde son zamanlarda yoğunlaşan dolandırıcılık olayları, sosyal medyada sık tartışılmaya başlanmıştır. Konunun sosyal medyaya yansıması ve tartışılması, kamuoyu yaratılması ve nihayet Gazi Meclisimizde görüşülmesinin sağlanması açısından çok yararlı olduğu tartışmasızdır. Diğer yandan, neredeyse, klavyesi olanın yazdığı, kamerası olanın video çektiği bu konuda, dolandırılan finansal tüketicilere zarar verecek ölçüde bilgi kirliliği olmuştur. Bu bilgi kirliliği, bankalarımızın kanunlarla verilmiş görev ve sorumluluklarını yerine getirmemesi, BDDK’nın özellikle tüketici işlemlerinde yeterli denetim yapmaması nedeniyle, tüketici aleyhine dolandırıcılara dolaylı destek olmaktır” dedi. 

 

’Ekonomik ve sosyal yaralar’ 

Ayrıca, Gazi Meclisi’nde yapılacak görüşmelerde, bankalardan istenilen bilgilerin, ‘Sır’ gerekçesine sığınılarak gönderilmemesine izin verilmeyeceğine inandığını belirten Başkan Hüseyin Ölmez, “Çünkü, finansal dolandırıcılık toplumumuz üzerinde ekonomik ve sosyal derin yaralar açmış, açmaktadır. Gazi Meclisimizde yapılacak görüşmelerden önce görüşlerimizi açıklamak ve yaratılan bilgi kirliliğinin de dağıtılmasına katkı sağlamak istiyoruz. Açıklamalarım, Konfederasyonumuza yapılan mağdur başvuruları ve bilgi birikimimiz, deneyimlerimizin sonucudur. Dolandırıcılık, tescilsiz inovasyonu en fazla olan ve gereksinmelerimiz ile zaaflarımızı kullananların iştigal alanıdır. Finansal Tüketici’nin yasal sorumlulukları hakkında, özellikle ağır kusurlu olmaması için daha önce çok fazla açıklama yaptık” ifadelerini kullandı. 

 

Bankaların davranışları 

Bankaların dolandırıcılık olaylarındaki davranışlarına da değinen Hüseyin Ölmez, Bankalarımız dolandırıcılık olmadan; hassas davrandığı, finansal tüketici çeşitli yöntemlerle uyardığı halde, dolandırıcılık olayı gerçekleştiğinde, tüm sorumluluğu ve faiziyle riski tüketiciye yüklemekte aradan çekilmektedir. Tüketiciden, dolandırıldığı parayı faiziyle tahsil etmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun; E. 2012/11-550 K. 2012/820 T. 21.11.2012, Karar Özerinde, ‘Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadaki hesabından üçüncü kişilerce internet bankacılığı aracılığıyla parasının çekilmesinden davalı bankanın sorumlu olduğunu ileri sürerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Bankalar, diğer alanlarda olduğu gibi, internet ortamında yapılacak işlemlerde de sistem güvenliğini sağlama yükümlülüğü altındadır. Bankanın, interaktif bankacılık işlemleri sırasında şifre bilgilerinin üçüncü kişilerce ele geçirilmesini önleyecek bir güvenlik mekanizması oluşturması gereklidir. Sistem güvenliğinin sağlanamamasından kaynaklanan zararların sorumluluğu bankaya ait olacaktır. Banka, usulsüz işlemin gerçekleşmesinde mevduat sahibinin müterafik kusurunun bulunduğunu ispat etmesi halinde tazminatta indirim isteyebilir. Davalı banka, davacının müterafik kusurunu ve suç teşkil edebilecek bir eyleminin varlığını da kanıtlayamadığından davacı mudinin kendisine tevdi ettiği mevduatı aynen iade etmekle yükümlüdür’ şeklindedir. Maalesef Bankalarımız genellikle, dolandırılan finansal tüketicilerin taleplerini reddetmektedir” diye konuştu.  

 

Bankaların sorumlulukları 

Ölmez, yaşanılan dolandırıcılık olaylarında, müşterinin ağır kusurunun yanında, bankaların sorumluluklarını da 4 başlıkta vurguladı,  

1.Şüpheli İşlem Bildirimi: 

“Son günlerde yoğunlaşan dolandırıcılık olayları iki ayrı şekilde gerçekleşmektedir. a) Daha önce Trojan denilen virüs atılan cep telefonu veya bilgisayarlar gecenin geç saatlerinde ele geçirilerek, kredi kartı ile alışveriş yapmakta, mevduat hesabında para varsa başka hesaplara havale veya EFT/FAST yapmakta; varsa ek hesabı limitinin sonuna kadar kullanmakta ve nihayet tüketici kredisi talebinde bulunarak verilen son limiti kullanıp, EFT/FAST yapmaktadır. b) Dolandırıcı; kişisel ve Banka verilerini elde ettiği finansal tüketiciye bu bilgileri de vererek güven sağlayıp; edinemediği şifre ve diğer bilgileri de edinip dolandırma işleminin gerçekleştirmektedir. Bu işlemlerin ortak özellikleri ise, belirtilen olaylarda genellikle, işlemler çok kısa sürelerde gerçekleşmektedir. Dolandırılan finansal tüketicin o güne kadar finansal hareketlerine uyuşmayan, örnek olarak, 50.000 TL’lik kredi kartı limiti 6.000 TL’sini geçmeyen, hiç kredi kullanmayan kişinin hesabından, Yargıtay Genel Kurulu’nun betimlemesine göre ‘Yaşamın doğal akışına aykırı işlemlerin yapılması, bankanın takip etmekte zorunlu kanuni zorunluluğu olduğu ‘Şüpheli İşlem’dir. Bankalar için bu işlemi takip etmek ve önlem almak, bilgisayar sistemlerine yükleyecekleri sistemle, saniyeliktir. Şüpheli işlem saptaması ve bağlı olarak blokesinin yapılması, dolandırıcının parayı kullanmasını engelleyecektir. Bu işlemlerde genellikle, ‘Sadece Banka Kartı ile Kullanılabilen Kiralık Hesaplar’ dolandırılan paraların aktarıldığı hesaplardır. Kiralık hesaba gelen para net suç parasıdır ve alıcı banka için de şüpheli işlemdir. Ancak ne yazık ki ne dolandırma işleminin yapıldığı banka ne suç parasının geldiği banka bu şüpheli işlem işlemini yapmamakta, dolandırılan suç parası sadece bankamatikten kartla çekilebilirken, dolandırıcıların günlerce, suç paralarını almaya müsamaha etmektedir. Kanımca bu işlem ilgili bankacılar için, Bankalar Kanunu’nun 160. Maddesi kapsamında da değerlendirilmesi gereken işlemlerdir. 

2. Bankadan kişisel verilerin ve Banka bilgilerinin Kanuna aykırı çıkarılması: 

Yukarıda (b) maddesinde açıkladığımız gibi, Sadece Tüketici de ve Banka da bulunması gereken, Banka verilerinin dolandırıcıların eline geçmesi de bankaların ayrı bir kusurudur. 

3. Suçu Bildirme Sorumluluğu: 

TCK nun 278 ve 279. Maddesi suçu ve suçluyu herkes için bildirme zorunluluğu getirmiştir. Bankaların bu konuda herhangi bir ayrıcalığı olmadığı halde; Bankalar dolandırıcılık olaylarında, tüketiciyi Cumhuriyet Savcılıklarına yönlendirmekte, Kendi avukatları, dolandırılan paraları ödeyemeyen tüketiciyi takip etmektedir. 

4. Yargı ve Soruşturma Aşamasında, Yetkili Mercilere Zamanında ve Hızlı Yardımda Bulunmama:  

Dolandırıcılık olaylarına karşı, hızlı tavır alan suçluları yargı karşısına en kısa sürede çıkaran emniyetin raporuna göre bankalar ve telefon şirketleri, yakalanan şahıslar ve işlemler ile ilgili olarak, zamanında ve sağlıklı bilgi vermediğini belirtmişlerdir. Aynı raporda yer alan, ‘Tespit edilmiş, dolandırıcılığa karışan 18 bin IBAN olmasına rağmen IBAN sahiplerinin kimlik bilgilerine erişim sağlanamamaktadır’ hususu ilgili bankalar için ağır bir hizmet kusurudur. Yukarıda somut olaylarla bildiğimiz hususlar dolandırıcılara dolaylı destek olmaktır. Bankaların yasal yükümlülüklerini yerine getirmemesinin nedenlerden biri de BDDK’nin, tüketici taleplerine karşı genellikle duyarsız kalmasıdır.” 

Finansal Tüketici olarak beklentiler 

Başkan Ölmez, Gazi Meclisi’nden ‘Finansal Tüketici’ olarak beklentilerini şu şekilde sıraladı, “1.Emniyet tarafından düzenlenen rapor dikkate alınarak; dolandırıcılar için caydırıcı cezalar düzenlenmeli ve diğer önlemler alınmalı. 2. Şüpheli İşlemlerle İlgili olarak, işlemin boyutları net olarak tarif edilmeli ve bankalara, cezai karşılığı olan görev verilmeli, bankalara şüpheli işlemlerde, ‘makul sürede’ bloke yapma yetkisi verilmeli, makul süre, günümüz teknik olanakları düşünüldüğünde 24 saati geçmemelidir. İşlem suç niteliğini aldıysa, cezai karşılığı olan ihbar mükellefiyeti getirilmelidir. Bankalara belli süre, mesai saatleri dışında internet üzerinden kredi kullandırmamalıdır. 3. BDDK’nin, bankalar tarafından uygulanmayan mevcut yasal zorunlulukları uygulamasını sağlaması için deneti ve bağlı olarak yaptırım uygulaması sağlanmalıdır. 4. Bankalarda, IBAN numarası alınmış, ama kişisel bilgileri olmayan hesaplar derhal işleme kapatılmalıdır. 5. Hesap kiralama işlemlerinde, hesap sahibine, kiralayana ve bankalara ayrı bir yaptırım uygulanmalıdır.”