Sofistike darbe girişimi
Konferansın açılış konuşmasını yapan Siyaset Bilimci Dr. Murat Yılmaz, Türkiye’nin son 10 yıldır demokratikleşme bağlamında ciddi reformlar yaptığını söyledi. Türkiye’nin vesayet sisteminin en sofistikesini 17 Aralık sürecinde yaşadığını ifade eden Yılmaz, yeni bir anayasaya yapılıp tamamen demokratikleşmeden, anayasadaki boşluklardan faydalanmak suretiyle yeni vesayetlerin ortaya çıkabileceğini söyledi. 17 Aralık’ın bir taarruz olduğunu ifade eden Yılmaz, “Bu tearuzun amacı devletin içerisinde yerleşmiş bir otonom yapının emniyet ve yargı içerisindeki göçünü kullanarak seçilmiş siyasi otoriteyi seçime gederken hırpalamaktı. Türkiye, siyaseti dizayn etme çabalarını medyanın içerisine sağlanan çeşitlilik sayesinde atlatabildi. Ancak bunun özerinde durmak burada ne tür dersler çıkarılabilir bunun üzerinde düşünmek gerekir” diye konuştu.
En büyük ihanet
Hükümetin darbe girişimlerini ‘her sorunu siyaset çözer’ mantığı ile aşmayı başardığını söyleyen Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Kartoğlu da, Türkiye’nin 17 Aralık’ta çok ciddi bir tehditle karşı karşıya kaldığını anlattı. 17 Aralık’ın diğer girişimler gibi bir darbe girişimi olduğunu belirten Kartoğlu, “Bu girişim kendi içimizde yetişen, yeşeren bir kitleye dayanarak yapılan bir girişimdir. Bu girişimi sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne değil, siyasi akıma değil aynı zamanda kendisine gönül bağıyla bağlanan kitleye de yapılabilen en büyük ihanetti” dedi. 10 yıllık süreci anlatırken bir demokratik süreçten bahsedildiğini ifade eden Kartoğlu, “Sayısını hatırlayamadığım bir sürü demokratik paket çıktı. Türkiye’nin temel sorunu olarak bildiğimiz Kürt sorunu gibi birçok sorun bunun içerisinde yer aldı. Tüm bunların yanında birde ekonomik büyüme gerçekleşti” dedi.
Hedef Erdoğan’dı
İstanbul Şehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema ve Televizyon Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fahrettin Altun ise, 17 Aralık’ın net bir siyaset darbesi ve vesayet hamlesi olduğunu söyledi. Altun, 17 Aralık vesayet ve darbe girişiminin daha önceki darbe girişimlerinde farklı ve benzer yanlarını olduğuna değindi. Darbe girişimlerinin yasal bir kılıfa büründürülen illegal müdahale olduğunu söyleyen Altun, 27 Mayıs’tan 12 Eylül’e kadar cereyan eden darbelerin askerin ideolojisini benimsemeyen bütün aktörlere yapıldığını ifade etti. Altun, “Soğuk Savaş’ın bitti dönemde yapılan 28 Şubat, askerlerin tehdit olarak değerlendirdiği siyasi ve sosyal bir kesime yaptığı darbeydi. 17 Aralık darbe girişimi ise doğrudan bir siyasi aktöre hedef aldı. Hedefine Recep Tayip Erdoğan’ı yerleştirdi” dedi.
Türk siyasetinde bir şoktu
17 Aralık darbe girişimi ile diğer darbe girişimleri arasındaki farklılıkları anlatan Altun, “Diğer müdahaleler Türkiye’nin ekonomik daralmanın yaşandığı dönemlerdeyken 17 Aralık Türkiye’nin siyasi istikrar ve ekonomik büyümenin yaşandığı dönemde gerçekleşti. Diğer darbeler içerdeki aktörler tarafında yönetilirken 17 Aralık, Amerika’da yönetildi. Diğer darbeler laikçi uygularları benimseyen aktörler tarafında yapılırken 17 Aralık ise kendisini dini bir grup olarak tanımlanan kapalı bir grup tarafında yapıldı” diye konuştu. “17 Aralık bir şoktu Türk siyasetinde” diyen Cumhurbaşkanlığı İnternet Yayın Müdürü Muhammet Mücahit Küçükyılmaz, 17 Aralık’ın Siyasi İslam’a yapılmış üçüncü darbe girişimi olduğunu belirtti. Gülen Hareketi’nin kendisini hep ayrıştırdığını ifade eden Küçükyılmaz, bu hareketin Türkiye’de yaşanmış bazı siyasi olaylara bakış açısını anlattı. Gülen Hareketi’nin AK Parti eliyle devlet içerisinde kadrolaşma imkanını elde ettiğini belirten Küçükyılmaz, Gülen Hareketi ile gazeteci Emre Uslu’nun aynı olduğunu ifade etti. Halil FİDAN