Antalya'da, Kaleiçi Derneği Başkanı Ömür Kuşcalar, 'Madem ki başarı ve başarısızlık belirli puanlarla ölçülüyor, bizler de sayın başkanların mevcut derslerindeki başarılarını hazırlayacağımız karneyle belirleyeceğiz' dedi
Yat Limanı pislikten geçilmiyor
Türkiye'ye 1984 yılında FIJET (Uluslararası Turizm Yazarları Birliği) tarafından bu alandaki ilk ödül Altın Elma'yı kazandıran tarihi Kaleiçi Yat Limanı Projesi'nin, Kaleiçi esnafının altın günlerini yaşamasına neden olduğunu hatırlatan Kuşçalar. İlgisizlikten viraneye dönmüş bölgede esnafın artık ''Eskiler altın elma yiyorlarmış, bizlerde altın ayvayı'' dediklerini kaydetti. Yat Limanı'nın pislikten geçilmediğini, yollarının delik deşik olduğunu, duvarlar yıkıldığını ve tarihi surların otlarla çevrelendiğini ifade eden Kuşcalar, şu görüşleri dile getirdi: ''Yıllardır böyle, büyük bir merak içerisindeyiz. Niye kimse elini sürmüyor. Bütün siyasiler seçim öncesi programlarını hazırladıkları broşürlere yat limanını fon olarak kullanıyorlar ama yat limanına hizmet yok. Fonda kaldık yani. Dergi, kitap, gazete ve televizyonlarda Antalya denilince Yat Limanı görüntüleri konuluyor Antalya'nın simgesi olmuş bir yer. Bunda da simge olmaktan kurtulamadık.''
Yapılan ve yapılmayanlar
Kuşçalar, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nın gerçekleştirdiği ''Kaleiçi buluşmaları'' adı altındaki toplantılara davet edilmediklerini söyledi. Şehir merkezindeki tek kültür turizmi yapılabilen 2 bin yaşındaki Kaleiçi Yat Limanı'nın dünya genelindeki emsalleriyle kıyaslandığında, çelimsiz, sıska, zayıf ve çaresiz durumda olduğunu vurgulayan Kuşcalar, açıklamasını şöyle sürdürdü: ''Bir toplumun geçmişi tarihi ve mimarisi, geleceğine ışık tutabilecek yegane etkenlerin başında gelir. Tarihini ve geçmişini ihmal edip gerekli önemi göstermeyenlerin bu günü ve geleceği de asla parlak olamayacaktır ve o toplum bu zihniyetlerin her icraatını kuşkuyla karşılayıp vicdanlarında yargılayacaktırlar. Her siyasi seçilmeden önce bir takım vaatlerde bulunur. Bunu son seçimlerde de gördük. Dernek olarak seçimler öncesi verilen taahhütlerin ne kadarı yerine getirildi, mevcut yapılması gereken görevlerin hangilerinin yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa ne kadar başarılı olduğu şeklinde bir araştırma yapılacaktır. Bunlar bir karne konseptinde hazırlanarak Kaleiçi Yat Limanı esnafının yorumlarıyla notlara dökülecektir. Sonuç önümüzdeki hafta bir basın toplantısıyla Antalya halkının bilgilerine sunulacaktır.''
Yat Limanı pislikten geçilmiyor
Türkiye'ye 1984 yılında FIJET (Uluslararası Turizm Yazarları Birliği) tarafından bu alandaki ilk ödül Altın Elma'yı kazandıran tarihi Kaleiçi Yat Limanı Projesi'nin, Kaleiçi esnafının altın günlerini yaşamasına neden olduğunu hatırlatan Kuşçalar. İlgisizlikten viraneye dönmüş bölgede esnafın artık ''Eskiler altın elma yiyorlarmış, bizlerde altın ayvayı'' dediklerini kaydetti. Yat Limanı'nın pislikten geçilmediğini, yollarının delik deşik olduğunu, duvarlar yıkıldığını ve tarihi surların otlarla çevrelendiğini ifade eden Kuşcalar, şu görüşleri dile getirdi: ''Yıllardır böyle, büyük bir merak içerisindeyiz. Niye kimse elini sürmüyor. Bütün siyasiler seçim öncesi programlarını hazırladıkları broşürlere yat limanını fon olarak kullanıyorlar ama yat limanına hizmet yok. Fonda kaldık yani. Dergi, kitap, gazete ve televizyonlarda Antalya denilince Yat Limanı görüntüleri konuluyor Antalya'nın simgesi olmuş bir yer. Bunda da simge olmaktan kurtulamadık.''
Yapılan ve yapılmayanlar
Kuşçalar, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nın gerçekleştirdiği ''Kaleiçi buluşmaları'' adı altındaki toplantılara davet edilmediklerini söyledi. Şehir merkezindeki tek kültür turizmi yapılabilen 2 bin yaşındaki Kaleiçi Yat Limanı'nın dünya genelindeki emsalleriyle kıyaslandığında, çelimsiz, sıska, zayıf ve çaresiz durumda olduğunu vurgulayan Kuşcalar, açıklamasını şöyle sürdürdü: ''Bir toplumun geçmişi tarihi ve mimarisi, geleceğine ışık tutabilecek yegane etkenlerin başında gelir. Tarihini ve geçmişini ihmal edip gerekli önemi göstermeyenlerin bu günü ve geleceği de asla parlak olamayacaktır ve o toplum bu zihniyetlerin her icraatını kuşkuyla karşılayıp vicdanlarında yargılayacaktırlar. Her siyasi seçilmeden önce bir takım vaatlerde bulunur. Bunu son seçimlerde de gördük. Dernek olarak seçimler öncesi verilen taahhütlerin ne kadarı yerine getirildi, mevcut yapılması gereken görevlerin hangilerinin yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa ne kadar başarılı olduğu şeklinde bir araştırma yapılacaktır. Bunlar bir karne konseptinde hazırlanarak Kaleiçi Yat Limanı esnafının yorumlarıyla notlara dökülecektir. Sonuç önümüzdeki hafta bir basın toplantısıyla Antalya halkının bilgilerine sunulacaktır.''