Türkiye’de kentlerin yapılaşmasında yol haritasının belirlenmesi ve uygulanacak yaptırımlarla ilgili İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şubesi tarafından ‘Kentsel Dönüşüm Çalıştayı’ düzenlendi. Çalıştaya İMO Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Balcı başta olmak üzere, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, oda başkanları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Dün sabah başlayarak tüm gün devam eden Çalışatay’da, Antalya’da Kepez Santral Mahallesi ve Gülveren Mahallesi’nde devam eden kentsel dönüşüm projesi özelinde kentsel dönüşümün toplum üzerindeki etkileri, yarattığı sorunlar ve çözüm önerileri konuşuldu.
Kent belleği dikkate alınmalı
İMO Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Balcı, yaptığı konuşmada kentsel dönüşüm projelerinin kentsel belleğin kentin çağdaş ihtiyaçlarına uygun olarak dönüştürülmesi gerektiğine dikkat çekti. Kentsel dönüşüm projelerinde ‘plan’ aşamasının hayati önem taşıdığını belirten Balcı, “Projeler rant elde amacıyla değil, can güvenliğinin sağlanmasını ve yaşam düzeyinin yükselmesini hedeflemeli. Plan kavramı maalesef ülkemizde ciddiye alınmamaktadır. Bir günde alınan kararlarla, ‘Şurası okul, burası konut, oraya sanayi sitesi, şuraya da camii, bir de yolları birleştirdik mi al sana planlama’ denilmektedir. Oysa planlamaların kendi içinde uyması gereken hedef ve ilkeler vardır” dedi.
Antalya’nın kentsel dönüşüm haritası
Kentsel dönüşüm projelerinin oluşturulmadan önce Antalya’nın fizibilite etüdünün sağlıklı bir biçimde yapılması gerektiğini vurgulayan Mustafa Balcı, şöyle konuştu; “Ağır hasta olan Antalya’nın öncelikle tahlillerinin yapılıp envanterinin çıkarılarak teşhisinin konulması, ardından da tedavi yöntemlerinin belirlenmesi gerekir. Yasanın çıkmış olması tedavi için yeterli değildir. Alt yapısının iyi hazırlanması gerekir. Her şeyin planlanması gerekiyor. Parçacı ve rantsal kentsel dönüşümler yerine öncelikle mevcut durumun tespiti çok önemlidir.”
İlçe belediyelerinin karar gücü artmalı
Türkiye’de kentlerin topyekûn yeniden tanzim edilmesi gerektiğinin altını çizen Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal da, ilçe belediyelerinin karar alma gücünün artırılmasına vurgu yaparak şunları söyledi; “İlçe belediyelerinin her kararı büyükşehir belediyelerine gidiyor. Ve hatta kentsel dönüşüm buna bağlı oluyor. Bu da ilçe belediyelerinin elini kolunu bağlıyor. Tek başına karar alabilen hiçbir mekanizma yok. Onay mekanizmaları var. Ortak bir istişare mekanizması da yok. Ada bazında kentsel dönüşüme müracaat edenlere yüzde 30’a kadar ilave inşaat hakkını sağlayacağımızı duyurduk. Bir Allah’ın kulu gelip de başvurmadı” dedi.
Kentsel dönüşümü yanlış anladık
Çalıştaya konuşmacı olarak katılan Faruk Göksu ise, ‘Kentleri Yeniden Düşünmek’ konulu sunum gerçekleştirdi. Türkiye’de yapılan kentsel dönüşüm projelerinin hepsinin gayrimenkul geliştirme projesi odaklı olduğunu belirten Göksu, “Arsa yıkılıyor, imar hakkı artırılıyor. Piyasa koşullarında projenin yatırım maliyeti karşılanıyor. Kentsel dönüşüm amacına uygun yapılmıyor” diye konuştu. Kentsel dönüşüm projelerinin sosyal ve ekonomik boyutlarının da araştırılması gerektiğine dikkat çeken Göksu, “İlk önce kentsel dönüşümün ne olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bana göre minimum riskli alanlar dönüşüyor. Maksimum riskli alanlar dönüşmüyor” ifadelerine yer verdi.
Antalya’ya ‘Kelebek Modeli’
Faruk Göksu, Antalya’da oluşturulacak kent modelinin ‘Kelebek Model’ olması gerektiğini ifade ederek, “Antalya’nın iki kıyısı kelebeğin iki kanadına benziyor. Müthiş ekonomik katma değerler üretiyor. Ama yukarıda Korkuteli, Elmalı, diğer taraftaki havza ve yaylalarla olan ilişki sistematiği kurulmadığı için kırsalda ekonomik faaliyetler kente göre daha düşük oluyor. Antalya’nın anayasası bu model üzerine tartışmalı. En çok kaybeden de Antalya’nın kent merkezi. Antalya’nın kent merkezi çöküyor. Antalya’da kentsel dönüşüm, kıyısal gelişim, kırsal kalkınma ve küresel pazara yeniden entegre olmalı” dedi.
80 bin gecekondu yıkıldı
Türkiye’de en ucuz konutun Antalya’da olduğunu belirten Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü de, “O kadar niteliksiz konutumuz, o kadar niteliksiz şehircilik adımlarımız olmuş ki, ne yazık ki bu geçmişteki sosyolojik birtakım zorunluluklar da bu kötü çalışan değirmene su taşımış. 2009’dan bu yana gecekonduları yok edip, onların yerine imara uygun yapılar yapmaya gayret ediyoruz. Antalya’nın en büyük gecekondu stoku bizim bölgemizdedir. Biz geçtiğimiz 9 yıl içerisinde 80 binden fazla gecekonduyu yıktık. Bunu yaparken en ufak bir kavga gürültü dahi olmadı” dedi. Ramazan BOZCA
Kent belleği dikkate alınmalı
İMO Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Balcı, yaptığı konuşmada kentsel dönüşüm projelerinin kentsel belleğin kentin çağdaş ihtiyaçlarına uygun olarak dönüştürülmesi gerektiğine dikkat çekti. Kentsel dönüşüm projelerinde ‘plan’ aşamasının hayati önem taşıdığını belirten Balcı, “Projeler rant elde amacıyla değil, can güvenliğinin sağlanmasını ve yaşam düzeyinin yükselmesini hedeflemeli. Plan kavramı maalesef ülkemizde ciddiye alınmamaktadır. Bir günde alınan kararlarla, ‘Şurası okul, burası konut, oraya sanayi sitesi, şuraya da camii, bir de yolları birleştirdik mi al sana planlama’ denilmektedir. Oysa planlamaların kendi içinde uyması gereken hedef ve ilkeler vardır” dedi.
Antalya’nın kentsel dönüşüm haritası
Kentsel dönüşüm projelerinin oluşturulmadan önce Antalya’nın fizibilite etüdünün sağlıklı bir biçimde yapılması gerektiğini vurgulayan Mustafa Balcı, şöyle konuştu; “Ağır hasta olan Antalya’nın öncelikle tahlillerinin yapılıp envanterinin çıkarılarak teşhisinin konulması, ardından da tedavi yöntemlerinin belirlenmesi gerekir. Yasanın çıkmış olması tedavi için yeterli değildir. Alt yapısının iyi hazırlanması gerekir. Her şeyin planlanması gerekiyor. Parçacı ve rantsal kentsel dönüşümler yerine öncelikle mevcut durumun tespiti çok önemlidir.”
İlçe belediyelerinin karar gücü artmalı
Türkiye’de kentlerin topyekûn yeniden tanzim edilmesi gerektiğinin altını çizen Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal da, ilçe belediyelerinin karar alma gücünün artırılmasına vurgu yaparak şunları söyledi; “İlçe belediyelerinin her kararı büyükşehir belediyelerine gidiyor. Ve hatta kentsel dönüşüm buna bağlı oluyor. Bu da ilçe belediyelerinin elini kolunu bağlıyor. Tek başına karar alabilen hiçbir mekanizma yok. Onay mekanizmaları var. Ortak bir istişare mekanizması da yok. Ada bazında kentsel dönüşüme müracaat edenlere yüzde 30’a kadar ilave inşaat hakkını sağlayacağımızı duyurduk. Bir Allah’ın kulu gelip de başvurmadı” dedi.
Kentsel dönüşümü yanlış anladık
Çalıştaya konuşmacı olarak katılan Faruk Göksu ise, ‘Kentleri Yeniden Düşünmek’ konulu sunum gerçekleştirdi. Türkiye’de yapılan kentsel dönüşüm projelerinin hepsinin gayrimenkul geliştirme projesi odaklı olduğunu belirten Göksu, “Arsa yıkılıyor, imar hakkı artırılıyor. Piyasa koşullarında projenin yatırım maliyeti karşılanıyor. Kentsel dönüşüm amacına uygun yapılmıyor” diye konuştu. Kentsel dönüşüm projelerinin sosyal ve ekonomik boyutlarının da araştırılması gerektiğine dikkat çeken Göksu, “İlk önce kentsel dönüşümün ne olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bana göre minimum riskli alanlar dönüşüyor. Maksimum riskli alanlar dönüşmüyor” ifadelerine yer verdi.
Antalya’ya ‘Kelebek Modeli’
Faruk Göksu, Antalya’da oluşturulacak kent modelinin ‘Kelebek Model’ olması gerektiğini ifade ederek, “Antalya’nın iki kıyısı kelebeğin iki kanadına benziyor. Müthiş ekonomik katma değerler üretiyor. Ama yukarıda Korkuteli, Elmalı, diğer taraftaki havza ve yaylalarla olan ilişki sistematiği kurulmadığı için kırsalda ekonomik faaliyetler kente göre daha düşük oluyor. Antalya’nın anayasası bu model üzerine tartışmalı. En çok kaybeden de Antalya’nın kent merkezi. Antalya’nın kent merkezi çöküyor. Antalya’da kentsel dönüşüm, kıyısal gelişim, kırsal kalkınma ve küresel pazara yeniden entegre olmalı” dedi.
80 bin gecekondu yıkıldı
Türkiye’de en ucuz konutun Antalya’da olduğunu belirten Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü de, “O kadar niteliksiz konutumuz, o kadar niteliksiz şehircilik adımlarımız olmuş ki, ne yazık ki bu geçmişteki sosyolojik birtakım zorunluluklar da bu kötü çalışan değirmene su taşımış. 2009’dan bu yana gecekonduları yok edip, onların yerine imara uygun yapılar yapmaya gayret ediyoruz. Antalya’nın en büyük gecekondu stoku bizim bölgemizdedir. Biz geçtiğimiz 9 yıl içerisinde 80 binden fazla gecekonduyu yıktık. Bunu yaparken en ufak bir kavga gürültü dahi olmadı” dedi.