Suriye’ye dönmeyecekler
Ancak Suriyelilerin gelmesiyle birlikte halde eskisi gibi para kazanamayan Hataylı işçiler memleketlerine dönmeye başladı. Bunlardan biri de Ertuğrul İşler. Valizini toplayıp memleketin yolunu tutan İşler, "Sadece Antalya'yı değil, ülkeyi terk etsinler. Suriyeliler yüzünden Hatay'da iş bulamayınca Antalya'ya geldim. Buraya da geldiler. Seralarda demircilik yapıyordum. Burada da fiyatları düşürdüler. Mecburen yine memlekete gidiyorum" dedi. Hal çevresindeki gecekonduda yaşayan ve hamallık yaparak hayatını devam ettiren Suriyeli tarih öğretmeni Seyfettin Hüseyin, "Ülkemizdeki iç savaştan kaçtık. Kardeş kanı duruncaya kadar da dönmeyeceğiz. Bize Türkiye Cumhuriyeti kucak açtı. Ama Antalya'da bulunmamızdan rahatsız oluyorlar. Bizi potansiyel suçlu gibi görüyorlar. Bizim kime ne zararımız var? Biz Türkiye Cumhuriyeti devletinden merhamet bekliyoruz" dedi.
Yaşam şartları çok ağır
Antalya kent merkezindeki hal çevresinin dışında, Suriyeli sığınmacıların ağırlıkta olduğu bir başka yer ise Serik ve Manavgat ilçeleri. Burada da seralarda, kesme çiçek sektöründe ve pamuk tarlalarında çalışan Suriyeliler, yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Suriyeli göçmenler, mahalle sakinlerinin anlatımıyla önce Denizkent'in çıkışında ormanlık alanda 2- 3 çadırda yaşamaya başladı, sonrasında her geçen gün naylondan yapılan çadırlara bir yenisi eklendi. Kurulan her çadır çocuklarıyla birlikte bir Suriyeli ailenin evi oldu. Orman içinde naylonlardan kurulan çadırkentte çoğunluğu çocuk 200'ün üzerinde Suriyeli göçmen yaşıyor. Ancak ağır koşulları bulunuyor. Ormanın içinde elektrik, su olmadığı gibi tuvalet, banyo gibi temel ihtiyaçların giderildiği bir yer de yok. Naylon kampta kadınlar üzerinden dönen bir iş bölümü var. Kampın tüm işlerini kadınlar yapıyor. Yemek için kadınlar gün boyu sacda ekmek pişirirken, onlarca çocuk taze pişen ekmekten kendilerine düşen payı alabilmek için ateşin başında bekliyor. Açlık, yoksulluk ve hastalık onlarca Suriyeli göçmenin Antalya'da yaşadıkları yerde de peşini bırakmadı.
Mahalleli memnun değil
Mahalle sakinlerinden Mustafa Küçük, Taşağıl'dan gelen Suriyeliler'in bir kamyonun içinde jandarma nezaretinde getirildiğini söyledi. Küçük, Suriyeliler'in mahallelerinde olmalarından memnun olmadıklarını söylerken, gitmelerini istediklerini dile getirdi. Mahalleden Şükrü Bağcı ise pamuk işçisi olarak gelen 2- 3 Suriyeli ailelerin sayısının bugün 30 - 40 çadıra ulaştığını söyledi. Suriyeliler gelene kadar kimsenin mahallede kapısını kilitlemediğini anlatan Bağcı, "Suriyeliler geldi hırsızlık, pislik çoğaldı" dedi. Mahallenin huzurunun bozulduğunu anlatan Bağcı, “Buraya gelen bir başkasına haber veriyor. 'Daha iyi, geniş, serbest' diye çağırıyor. Ayrıca devlet de getiriyor" diye konuştu.
Sokakta iki farklı görüş
Kenti terk etmeleri istenen Suriyelilerle ilgili tartışma, sokağa da yansıdı. Antalya sokaklarında, "Suriyeliler kalsın mı, yoksa gitsin mi?" tartışmaları başladı. Antalya'da yaşayan vatandaşlardan kimi "Suriyeliler derhal gitmeli" derken, kimi ise "Kalsınlar" dedi. Ev kadını Fazilet Alacan, "Bu Suriyelilerin başka ülkelere kaçmak yerine vatanları için savaşması gerekirdi. Buraya gelenler bir an önce memleketlerine gönderilmeli" derken, pazarda sebze satan Cevat Yürekyakan, "Bu vatan bize zor yetiyor. Bir de Suriyeliler çıktı başımıza" diye konuştu. Halde hamallık yapan Fevzi Erdoğan, yevmiyelerin Suriyeliler'in gelmesiyle düştüğünü belirterek bir an önce gönderilmelerini istedi. Abdülkadir Karay ise Antalya'nın bir turizm şehri olduğunu ve Suriyelilerin kentin imajına zarar verdiğini iddia edip valilikçe yapılan tebligatları desteklediğini söyledi. Ali Yeşiltaş ise Suriyeli mağdurlara yardım edilmesi gerektiğini söyledi. Demirgül Mahallesi'nde esnaf Aziz Durak da, "Suriyeliler kalmalı. Zor durumdaki insanlara Türk milleti tarihten bu yana hep kucak açmıştır. Mazlumlara destek olunmalı. Antalya'dan da kovulmamalı" diye konuştu.