Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Abdulaziz Akkaya, sigara içen ve içmeyen kadınların karşılaştırıldığı çalışmalarda; sigara içen kadınlarda infertilite (kısırlık) görülme oranının yüksek, doğurganlığın düşük ve gebe kalma süresinin daha uzun olduğunun gözlendiğine dikkat çekti. Sigaranın kadın üreme fonksiyonlarına etkisi ve infertilite ile ilişkisi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Op. Dr. Akkaya, “Kadının sigara içmesi ya da sigara dumanına maruz kalmasının üreme fonksiyonlarına etkisi vardır. Günümüzde her yıl dünya genelinde 5.4 milyon kişinin ölümüne neden olan ve yaygın bir hale gelen tütün kullanımının küresel olarak sağlık üzerine etkilerine dikkat çekilmesi amaçlanmıştır. Tütün kullanımı dünyada en önemli önlenebilir hastalık nedenidir ve erişkin ölümlerinin yüzde 10’undan sorumludur. Dünyada her yıl 6 milyon kişi sigaraya bağlı bir hastalıktan, 600 binden fazla insan da kendisi sigara içmediği halde başkalarının içtiği sigara dumanına maruz kaldığı için hayatını kaybetmektedir. Eğer önlem alınmazsa 2030 yılında yıllık ölüm 8 milyona ulaşacaktır. Bu ölümlerin yüzde 80’i az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşecektir” dedi. Kadına özgü zararları Günümüzde, sigaranın bilimsel olarak kanıtlanmış sağlık zararlarından hareketle hazırlanmış birçok liste olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Akkaya, “Her iki cinsiyet için de geçerli olan bu listelerde kanserler, kalp-damar ve solunum yolu hastalıkları büyük çoğunluğu oluşturmaktadır. Bu zararların birçoğunun erkeklere göre kadınlarda daha ağır olduğu bilinmektedir. Örneğin sigara kadınlarda akciğer kanseri açısından daha etkilidir, adenokarsinomlar sigara içen erkeklere göre sigara içen kadınlarda daha sık görülmektedir. Bundan daha da kötüsü sigaranın, menstruel bozukluk, üreme fonksiyonu bozuklukları, serviks kanseri, anne ölümleri gibi ayrıca ve fazladan kadına özgü zararları da vardır” diye konuştu. Kısırlıkla ilişkisi Sigaranın kadın üreme fonksiyonlarına etkisi ve infertilite ile ilişkisi hakkında açıklamalarda bulunan Op. Dr. Akkaya, “İnfertilite, çiftlerin bir yıl süresince çocuk istemeleri ve korunma yöntemi kullanmadan düzenli cinsel ilişkide bulunmalarına rağmen gebeliğin gerçekleşmemesi olarak tanımlanmaktadır. Üreme çağındaki kadınlarda sigara içme sıklığının yüzde 25 olduğu kabul edilmektedir. Literatürde, üreme çağındaki kadınlarda günlük içilen sigara miktarının ve sigara içme süresinin doğurganlığı ve üreme yeteneğini doğrudan etkileyebildiği vurgulanmaktadır. Sigara içen kadınlarda infertilite görülme oranı, içmeyenlere oranla on kat daha fazladır. Kadınların yüzde 13’ünde infertiliteye sigara içiminin neden olduğu belirtilmektedir. Sigara içen ve içmeyen kadınların karşılaştırıldığı çalışmalarda; sigara içen kadınlarda infertilite görülme oranının yüksek, doğurganlığın düşük ve gebe kalma süresinin daha uzun olduğu belirlenmiştir. Özellikle günde 20 adetten fazla sigara içen kadınlarda yukarıda sayılan sorunlar daha fazla oranda görülebilmektedir” dedi. Pasif içiciler Pasif olarak sigara dumanına maruz kalınca üreme fonksiyonlarının olumsuz etkilendiğini açıklayan Op. Dr. Akkaya, “Yapılan bir çalışmada, aktif olarak sigara içen kadınların bir günde içtikleri sigara sayısına bağlı olarak gebe kalmada sorun yaşamadıkları ve sigara içmeyen kadınlarla karşılaştırıldığında bu kadınların en az 3-12 ay daha geç bir sürede gebe kaldıkları belirlenmiştir. Bunun yanında, kadının eşinin sigara içmesi nedeniyle pasif sigara dumanına maruz kalması da kadınların üreme fonksiyonlarını olumsuz olarak etkilemektedir. Sigara içen kadınlarda yumurtalıklarından salgılanan estrojen hormonu düzeyindeki azalma, yumurtalıkların fonksiyonlarında azalmaya neden olmakta ve yumurtalıklarda folikül hücrelerinin gelişmesini sağlayan hormon (FSH) düzeyini yükseltmektedir” şeklinde konuştu. Zararları saymakla bitmiyor Op. Dr. Akkaya, “Kendiliğinden düşük yapma riski artmaktadır. Menapoza daha erken yaşta girilmektedir. Erken doğum eylemi gerçekleşebilir. Bebeğin doğum ağırlığı ortalama 150-300 gramdan daha az olur. Adet bozuklukları ve iki adet arası sürenin kısalması, mesane ve rahim ağzı kanseri gibi risk faktörlerine neden olabilmektedir. Yumurtalıklardaki foliküllerde tükenme (gebe kalmada sorun yaşama/erken menapoza girme) gibi riskleri vardır. Sigara içen kadınlarda bronş ve akciğer kanserinin yanında; serviks, mesane, larinks, ağız-yutak, böbrek ve pankreas kanserleri de daha sık görülmektedir. Sigara içen kadınlarda, kalp-damar ve kronik akciğer hastalıkları da daha sık görülmektedir. Sigara içenlerde koroner kalp hastalığından ölüm hızı içmeyen kadınlara göre iki kat, kronik akciğer hastalığı nedenli ölüm riski ise 12 kat daha yüksek bulunmuştur. ABD’de, kadınlarda kronik akciğer hastalığı nedenli ölümlerin yüzde 90’ının sigaraya bağlı olarak meydana geldiği hesaplanmaktadır. Sigara içilen evde büyüyen çocukların solunum sistemi ile ilgili enfeksiyonlara daha sık yakalandıkları da bilinmektedir. Sigara içenlerin cildinin erken yaşlandığı, sesinin kalınlaştığı, osteoporozun sigara içenlerde daha fazla görüldüğü bilinmektedir” diyerek sigaranın diğer sakıncalarını anlattı.
Esra ALTUNKES
Esra ALTUNKES