‘Daha iyi olacak’
Akdeniz Manşet Gazetesi’ne yeni sezon öncesi önemli açıklamalarda bulunan Antalyaspor Başkanı Sinan Boztepe, umutlu konuştu. Antalyaspor’un bugünü ve yarını konusunda çarpıcı ifadeler kullanan Başkan Boztepe, “Allah nasip ederse Antalyaspor başarıyı bulmuş bir hale gelecek. Kendi gelir kaynaklarını yaratan bir kulüp hedefliyoruz. Gelir kaynaklarının gerçekten de sağlandığı ve bu kulübün kendi kendini döndürdüğü bir duruma doğru gidebilmesi için çabamızı gösteriyoruz. Bir iki yıla kadar da oraya gider” şeklinde konuştu.
‘Transfer engeli kalkacak’
Transfer engeliyle ilgili konuşan Başkan Boztepe, “Transfer engelini Temmuz ayı bitmeden kaldırmış olacağız. Çünkü 3 oyuncu transfer ettik. Takip ettiğimiz oyuncular var. Kanatlar var. Sağ sol kanatlar var. Ortalama 4-5 oyuncuyu daha kadromuza katmayı hedefliyoruz. Bu oyuncuları oynatabilmek ve lisanslarını isteyebilmek için Temmuz ayının sonuna kadar transfer engeli kalkmış olacak. Şu anda Antalyaspor’un kasasında halihazırda bir para yok. Veya çıkıp alın şu transfer engelini kaldır diyecek kimse de yok. Bu sene Avrupa’yı hedefliyoruz. Antalyaspor’un artık Avrupa’da oynaması lazım” dedi.
‘Kulübün maddi desteği olmadı’
“Öztürk ailesine olan borcu hesaplamazsak 25 milyon Euro civarında borcumuz var” diyen Boztepe, “Bunun içinde vergi, SGK, kredi borcu dahil” şeklinde konuştu. Boztepe, şöyle dedi: “Zamanında Vakıf da Dernek de gelir kaynağı yaratmak veya da paranın akışının daha kolay sağlanabilir bir noktaya getirilmesi için kurulmuş. Şimdi vakıf vakıf, dernek de dernek icraatlarını yürütüyor. Kendi giderleri var. Hafriyatta bu sene inşaatın azlığından dolayı bir serzeniş var. Bunu da prosedürü doğru hale getirebilmek için belediye ve dernek ortak bir şirket kuruyor. Belediye yüzde 52, hafriyat ve Antalyaspor Kulübü de yüzde 24 hissenin sahibi olacak. Oradaki masraflar falan düştükten sonra kulüp kendi masraflarını ve kendi harcamalarını bizim altyapıya da harcadıkları paraların olduğu bir hesabın içerisinde. Hesap tablosu var ortada. Haliyle altyapıya bir destekleri ve kendi alt branşları destekleri oldu. Bize yetersizlikten dolayı herhangi bir desteğin olmadığı aşikardır.”

‘3 başkan oturup konuşabiliyoruz’
“Şimdiye kadar Vakıf ve Dernek ile bir fikir ayrılığına vardığımız hiçbir konu olmadı. Vakıf ile de olmadı, dernekte de olmadı. Yani biz kendi işimizi doğru planlama yapmaya çalışıyoruz. Dernek herhangi bir işimize müdahil olup da karşı çıkmadı. Şimdiye kadar hiç öyle bir ayrılık yaşamadık. Yani ayrı bir fikre de düşmedik. Dernek ile A.Ş.’nin başkanının bir olması gerektiği hep konuşuldu, düşünüldü. Ona göre de icraatlar yapıldı. Biz şimdi şunu yapmaya çalışıyoruz. Ben Vakıf başkanı, dernek başkanıyla beraber 3 başkan birlikte oturup toplantılar yaparak, konuşarak ayrı ayrı da bunun yapılabilirliğini sorgulayıp aslında yapılabilir bir hale getirme çabasını gösteriyoruz. Dernek başkanlığı bana göre ayrı bir başkanlık. Orada 15 branş var. Orada hiç yoksa 50-60 çalışan var. Yani o çok ayrı bir dert. Ben buraya yetişemiyorum.”
‘Ben şeffaf bir adamım’
“Yönetimde bir değişikliğe gideceğimiz gözüküyor. İlk yönetimi oluştururken hızlı davranmak zorundaydık. Ancak düşündüğümüz gibi olmadı. Bunu da tecrübe etmiş olduk. Yani başka bir şehirden müdahil olmak, işe müdahil etmek çok kolay olmuyormuş. Onlar da zaten kendi yoğunluklarından müsaade istediler. Burada bir 4-5 kişilik bir değişim revizyon oldu. Baya bir heyecanlılar. Şu anda ekonomik olarak katkıları oldu. Bundan sonraki süreçte de ellerinden geldiği kadar destek oluyorlar. Ben şeffaf konuşan bir adamım. Öyle reklamı çok seven biri değilim. Herkes yüzüme karşı dostane davranıyor. Yanınızdayız diyorlar. Ancak benim yanımdan ayrıldıktan sonra arkamdan konuştuklarını duyuyorum.”
‘Arkamızdan iş çeviriyorlar’
“7-8 aydır bizi izleyen insanlar diyorlar ki ya bu adamlar bir samimiyet koydu ortaya. İyi niyet koydu. Bu adamlar bir şeyleri başarmaya çalışıyor. Bize destek olmak isteyenlere bir dur, yapma, verme, ne gereği var, niye yapıyorsun diyen de oluyor. Bunları duyuyorum. Onu yapma, verme, etme diyenler yüzümüze dostane davranan insanlar. Herkes yüzümüze dost. Ama arka tarafımızdan iş çeviriyor. Bu da futbol camiasında ve Antalya’da gerçekten de meşhur bir şey. İyi niyetimizi görenler gelip nasıl bir katkı koyabiliriz diyorlar. Biraz da sportif başarıyı sağlarsak şehir daha bir kenetlenmiş hale gelir. Biz hizmet için buradayız ama farklı hesapları olan insanlar da var. O insanlar da haliyle bizi yıpratmaya çalışıp taraftarların veya da camianın gözünde biraz daha etkisizleştirmeye çalışıyorlar. Kendi hesaplarını devreye sokması gibi planları var. Onları zaten ayırt ediyoruz. Onları görmezden geliyoruz. Çünkü ne olduğunu biliyoruz. Bazen kişisel küfürler ya da hakaretler olduğu zaman canımızı sıkıyor.”
Yusuf Şimşek olayı
“Yusuf Şimşek geçmişte Antalyaspor ile ne yaşamış bilmiyorum. Bizim yönetimden yakinen tanıyanlar var. Takımı en son Süper Lig’e çıkaran kişi. Emek vermiş ve başarılı bir hoca. Yusuf Şimşek fikri tamamen benim fikrimdi. Yusuf hocayı altyapı için düşünüyoruz. A Takımla alakalı değil. Ben Yusuf Şimşek’e altyapı koordinatörlüğünü teklif ettim. Yani tamamen altyapıdaki hocaların eğitimin çalışması, planlanması için. Şuanda anlaşma gibi bir durumumuz yok. Öylece kaldı. Yani masanın üstünde duruyor.”
‘Antalya arkamızda dursun’
“Biz Antalyalı kimliği olmayan ama gerçekten de gönülden kente gönül vermiş insanlarız. Zaman harcıyoruz. Onun haricinde sağlığımızdan da kendi özel hayatımızdan ödün veriyoruz. Ailemizden uzak kalıyoruz. Şimdi biz bu kadar emek harcarken Antalya’dan da şunu istiyoruz. Gerçekten de samimiyetimize inanıyorlarsa bize destek olsunlar. En azından arkamızda dursunlar, maçlarımıza gelsinler. Tribünlerimizi dolduralım. Taraftar takımı ateşler. Takım başarıyı sağlar. Başarı sponsorlukları getirir. Sponsorluklar daha rahat bir finansal olarak yönetilen bir kulüp haline gelir. Her şeyin başı taraftar zaten. Taraftar olmayan bir kulüp hiçbir şey yapamaz. Burası bir şehir, kocaman bir şehir. Şehrinin kulübüne gönül vermiş. Gerçekten de böyle gönülden sevdalanmış, cefakar bir taraftar grubu var. Onların haricinde bütün şehirde ekmek yiyen, buranın ekmeğini yiyen havasını suyunu içen buradan para kazanan insanların artık Antalyaspor’a getirin. Öyle milyonlar vermeseler bile kombinesini alıp statta yerini, formasını, atkısını alsın. Bunlar için uğraşıyoruz. Benim bütün camiadan istediğim sadece bu. Yani her şey para demek değil. Gönülden destek versinler, bizi desteklesinler. Bize bu yeter.”
RÖPORTAJ: Şifa ÇİÇEK ---
Akdeniz Manşet Gazetesi’ne yeni sezon öncesi önemli açıklamalarda bulunan Antalyaspor Başkanı Sinan Boztepe, umutlu konuştu. Antalyaspor’un bugünü ve yarını konusunda çarpıcı ifadeler kullanan Başkan Boztepe, “Allah nasip ederse Antalyaspor başarıyı bulmuş bir hale gelecek. Kendi gelir kaynaklarını yaratan bir kulüp hedefliyoruz. Gelir kaynaklarının gerçekten de sağlandığı ve bu kulübün kendi kendini döndürdüğü bir duruma doğru gidebilmesi için çabamızı gösteriyoruz. Bir iki yıla kadar da oraya gider” şeklinde konuştu.
‘Transfer engeli kalkacak’
Transfer engeliyle ilgili konuşan Başkan Boztepe, “Transfer engelini Temmuz ayı bitmeden kaldırmış olacağız. Çünkü 3 oyuncu transfer ettik. Takip ettiğimiz oyuncular var. Kanatlar var. Sağ sol kanatlar var. Ortalama 4-5 oyuncuyu daha kadromuza katmayı hedefliyoruz. Bu oyuncuları oynatabilmek ve lisanslarını isteyebilmek için Temmuz ayının sonuna kadar transfer engeli kalkmış olacak. Şu anda Antalyaspor’un kasasında halihazırda bir para yok. Veya çıkıp alın şu transfer engelini kaldır diyecek kimse de yok. Bu sene Avrupa’yı hedefliyoruz. Antalyaspor’un artık Avrupa’da oynaması lazım” dedi.
‘Kulübün maddi desteği olmadı’
“Öztürk ailesine olan borcu hesaplamazsak 25 milyon Euro civarında borcumuz var” diyen Boztepe, “Bunun içinde vergi, SGK, kredi borcu dahil” şeklinde konuştu. Boztepe, şöyle dedi: “Zamanında Vakıf da Dernek de gelir kaynağı yaratmak veya da paranın akışının daha kolay sağlanabilir bir noktaya getirilmesi için kurulmuş. Şimdi vakıf vakıf, dernek de dernek icraatlarını yürütüyor. Kendi giderleri var. Hafriyatta bu sene inşaatın azlığından dolayı bir serzeniş var. Bunu da prosedürü doğru hale getirebilmek için belediye ve dernek ortak bir şirket kuruyor. Belediye yüzde 52, hafriyat ve Antalyaspor Kulübü de yüzde 24 hissenin sahibi olacak. Oradaki masraflar falan düştükten sonra kulüp kendi masraflarını ve kendi harcamalarını bizim altyapıya da harcadıkları paraların olduğu bir hesabın içerisinde. Hesap tablosu var ortada. Haliyle altyapıya bir destekleri ve kendi alt branşları destekleri oldu. Bize yetersizlikten dolayı herhangi bir desteğin olmadığı aşikardır.”
‘3 başkan oturup konuşabiliyoruz’
“Şimdiye kadar Vakıf ve Dernek ile bir fikir ayrılığına vardığımız hiçbir konu olmadı. Vakıf ile de olmadı, dernekte de olmadı. Yani biz kendi işimizi doğru planlama yapmaya çalışıyoruz. Dernek herhangi bir işimize müdahil olup da karşı çıkmadı. Şimdiye kadar hiç öyle bir ayrılık yaşamadık. Yani ayrı bir fikre de düşmedik. Dernek ile A.Ş.’nin başkanının bir olması gerektiği hep konuşuldu, düşünüldü. Ona göre de icraatlar yapıldı. Biz şimdi şunu yapmaya çalışıyoruz. Ben Vakıf başkanı, dernek başkanıyla beraber 3 başkan birlikte oturup toplantılar yaparak, konuşarak ayrı ayrı da bunun yapılabilirliğini sorgulayıp aslında yapılabilir bir hale getirme çabasını gösteriyoruz. Dernek başkanlığı bana göre ayrı bir başkanlık. Orada 15 branş var. Orada hiç yoksa 50-60 çalışan var. Yani o çok ayrı bir dert. Ben buraya yetişemiyorum.”
‘Ben şeffaf bir adamım’
“Yönetimde bir değişikliğe gideceğimiz gözüküyor. İlk yönetimi oluştururken hızlı davranmak zorundaydık. Ancak düşündüğümüz gibi olmadı. Bunu da tecrübe etmiş olduk. Yani başka bir şehirden müdahil olmak, işe müdahil etmek çok kolay olmuyormuş. Onlar da zaten kendi yoğunluklarından müsaade istediler. Burada bir 4-5 kişilik bir değişim revizyon oldu. Baya bir heyecanlılar. Şu anda ekonomik olarak katkıları oldu. Bundan sonraki süreçte de ellerinden geldiği kadar destek oluyorlar. Ben şeffaf konuşan bir adamım. Öyle reklamı çok seven biri değilim. Herkes yüzüme karşı dostane davranıyor. Yanınızdayız diyorlar. Ancak benim yanımdan ayrıldıktan sonra arkamdan konuştuklarını duyuyorum.”
‘Arkamızdan iş çeviriyorlar’
“7-8 aydır bizi izleyen insanlar diyorlar ki ya bu adamlar bir samimiyet koydu ortaya. İyi niyet koydu. Bu adamlar bir şeyleri başarmaya çalışıyor. Bize destek olmak isteyenlere bir dur, yapma, verme, ne gereği var, niye yapıyorsun diyen de oluyor. Bunları duyuyorum. Onu yapma, verme, etme diyenler yüzümüze dostane davranan insanlar. Herkes yüzümüze dost. Ama arka tarafımızdan iş çeviriyor. Bu da futbol camiasında ve Antalya’da gerçekten de meşhur bir şey. İyi niyetimizi görenler gelip nasıl bir katkı koyabiliriz diyorlar. Biraz da sportif başarıyı sağlarsak şehir daha bir kenetlenmiş hale gelir. Biz hizmet için buradayız ama farklı hesapları olan insanlar da var. O insanlar da haliyle bizi yıpratmaya çalışıp taraftarların veya da camianın gözünde biraz daha etkisizleştirmeye çalışıyorlar. Kendi hesaplarını devreye sokması gibi planları var. Onları zaten ayırt ediyoruz. Onları görmezden geliyoruz. Çünkü ne olduğunu biliyoruz. Bazen kişisel küfürler ya da hakaretler olduğu zaman canımızı sıkıyor.”
Yusuf Şimşek olayı
“Yusuf Şimşek geçmişte Antalyaspor ile ne yaşamış bilmiyorum. Bizim yönetimden yakinen tanıyanlar var. Takımı en son Süper Lig’e çıkaran kişi. Emek vermiş ve başarılı bir hoca. Yusuf Şimşek fikri tamamen benim fikrimdi. Yusuf hocayı altyapı için düşünüyoruz. A Takımla alakalı değil. Ben Yusuf Şimşek’e altyapı koordinatörlüğünü teklif ettim. Yani tamamen altyapıdaki hocaların eğitimin çalışması, planlanması için. Şuanda anlaşma gibi bir durumumuz yok. Öylece kaldı. Yani masanın üstünde duruyor.”
‘Antalya arkamızda dursun’
“Biz Antalyalı kimliği olmayan ama gerçekten de gönülden kente gönül vermiş insanlarız. Zaman harcıyoruz. Onun haricinde sağlığımızdan da kendi özel hayatımızdan ödün veriyoruz. Ailemizden uzak kalıyoruz. Şimdi biz bu kadar emek harcarken Antalya’dan da şunu istiyoruz. Gerçekten de samimiyetimize inanıyorlarsa bize destek olsunlar. En azından arkamızda dursunlar, maçlarımıza gelsinler. Tribünlerimizi dolduralım. Taraftar takımı ateşler. Takım başarıyı sağlar. Başarı sponsorlukları getirir. Sponsorluklar daha rahat bir finansal olarak yönetilen bir kulüp haline gelir. Her şeyin başı taraftar zaten. Taraftar olmayan bir kulüp hiçbir şey yapamaz. Burası bir şehir, kocaman bir şehir. Şehrinin kulübüne gönül vermiş. Gerçekten de böyle gönülden sevdalanmış, cefakar bir taraftar grubu var. Onların haricinde bütün şehirde ekmek yiyen, buranın ekmeğini yiyen havasını suyunu içen buradan para kazanan insanların artık Antalyaspor’a getirin. Öyle milyonlar vermeseler bile kombinesini alıp statta yerini, formasını, atkısını alsın. Bunlar için uğraşıyoruz. Benim bütün camiadan istediğim sadece bu. Yani her şey para demek değil. Gönülden destek versinler, bizi desteklesinler. Bize bu yeter.”
RÖPORTAJ: Şifa ÇİÇEK ---