İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu adına basın açıklamasını yapan Avukat Mahir Önal, 19 Aralık 2000’de cezaevlerinde gerçekleştirilen ve tarihe ‘19 Aralık Katliamı’ olarak geçen operasyonun 25’inci yılında, adaletin hala sağlanmadığını vurguladı. Önal, İHD’nin 16–17 Kasım 2002 tarihlerinde yapılan Genel Kurulu’nda 19 Aralık gününün ‘Cezaevlerinde İnsan Hakları İçin Mücadele ve Dayanışma Günü’ ilan edildiğini hatırlatarak, “Bu tarih, yalnızca geçmişte yaşanan bir katliamın değil, bugün de devam eden tecrit ve hak ihlallerinin sembolüdür” dedi.
‘32 kişi yaşamını yitirdi, failler yargılanmadı’
Av. Mahir Önal, 25 yıl önce F Tipi hapishanelerini protesto eden açlık grevindeki mahpuslara yönelik olarak 20 cezaevinde eş zamanlı operasyon düzenlendiğini, üç gün süren ve canlı yayınlanan bu operasyonlarda 30 mahpus ve 2 kamu görevlisi olmak üzere 32 kişinin yaşamını yitirdiğini, yaklaşık 300 mahpusun ise yaralandığını ifade etti. Operasyonları protesto eden 2 bin 145 yurttaşın gözaltına alındığını, 58 kişinin tutuklandığını belirten Önal, sağ kurtulan mahpusların ise ağır işkence ve tecrit uygulamalarına maruz bırakıldığını ve haklarında çok sayıda dava açıldığını söyledi. Operasyon sırasında kimyasal gazların kullanıldığına dair iddiaların araştırılmadığını vurgulayan Önal, “İnsan yaşamını korumakla yükümlü olan devlet, bu yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi ihlallerin bizzat sorumlusu olmuştur” ifadelerini kullandı.
‘Zamanaşımı kararı kabul edilemez’
‘19 Aralık Katliamı’ faillerinin yargılandığı davalardan birinin 17 Kasım 2025’te Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldüğünü hatırlatan Önal, mahkemenin olağanüstü dava zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle sanıklar hakkında düşme kararı verdiğini belirtti. “Bu karar, birçok toplumsal davada olduğu gibi 19 Aralık Katliamı davasında da cezasızlık politikasının sürdürüldüğünü göstermektedir” diyen Önal, kararın kabul edilemez olduğunu vurguladı.
‘Tecrit sistemi daha da ağırlaştı’
Av. Mahir Önal, 19 Aralık’tan bugüne tecrit sisteminin daha da ağırlaştırıldığını, F Tipi hapishanelerin yanı sıra Yüksek Güvenlikli, S Tipi ve Y Tipi hapishanelerle yeni bir infaz sistemine geçildiğini söyledi. Bu cezaevlerinde mahpusların günde yalnızca 1–1,5 saat havalandırmaya çıkarıldığını, günün geri kalan 23 saatini tek başına, hiçbir insan teması olmadan geçirdiğini belirten Önal, kitap, gazete ve televizyona erişimin de ciddi biçimde kısıtlandığını söyledi. Önal, Türkiye hapishanelerindeki en ağır sorunlardan birinin hasta mahpuslar olduğunu belirterek, İHD’nin Nisan 2025 raporuna göre en az 1412 hasta mahpusun bulunduğunu, bunlardan 335’inin ağır hasta olduğunu açıkladı. Adli Tıp Kurumu tarafından verilen “Cezaevinde kalabilir” raporlarıyla hasta mahpusların tahliyelerinin engellendiğini söyleyen Önal, bunun doğrudan yaşam hakkı ihlali olduğunu vurguladı.
İHD’nin talepleri
Av. Mahir Önal, ‘19 Aralık Katliamının’ yıl dönümünde şu talepleri kamuoyuyla paylaştı: “Katliamda sorumluluğu bulunan tüm faillerin yargılanması. Ağır tecrit ve izolasyon uygulamalarına son verilmesi. F Tipi, Yüksek Güvenlikli, S Tipi ve Y Tipi hapishanelerin kapatılması. İdare ve Gözlem Kurullarının kaldırılması. İşkence ve kötü muameleye son verilmesi, faillerin cezasız kalmaması. Mahpusların sağlık, adil yargılanma, iletişim ve sosyal haklara erişiminin sağlanması. Ağır hasta, engelli ve ileri yaştaki mahpusların derhal tahliye edilmesi.” Açıklamasını “19 Aralık Katliamını unutmadık, unutturmayacağız” sözleriyle tamamlayan Av. Mahir Önal, “Mahpusların insan onuruna yaraşır koşullarda yaşaması için mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyuna bir kez daha ilan ediyoruz” ifadesini kullandı.