İlerici Kadınlar Derneği (İKD) Antalya Şubesi, düzenlediği basın toplantısı ile ‘Kadınların eşit ve özgür yaşayacağı bir ülke için laiklikten vazgeçmiyoruz’ dedi.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul ve İzmir'de "Laiklikten Vazgeçmiyoruz" başlığıyla gerçekleştirdiği eylemlerde gericiliğe karşı mücadele kararlılığı ortaya koyduklarını belirten İlerici Kadınlar Derneği (İKD) Antalya Şubesi, laiklik karşıtı çevrelere karşı basın toplantısı düzenledi. Son günlerde Diyanet İşleri Başkanı’nın Anayasa’nın laiklik ilkesini alenen ayaklar altına alan söylem ve eylemleri gündemden düşmediğini öne süren İlerici Kadınlar Derneği Antalya Temsilcisi Şerife Can, "Diyanet bugün adeta bir şeyhülislamlık görevi görmektedir. Adli yıl açılışında ortaya çıkan fotoğraf ve sonrasında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın laiklik karşıtı açıklamaları kabul edilemez" dedi.
‘Laiklik talebi manipüle ediliyor’
Son 20 yılda atılan adımlarla Cumhuriyet’in bütün kazanımlarının rafa kaldırıldığını söyleyen Can, "Bugün AKP eliyle yeni bir rejim inşa edilmiştir. Laiklik ilkesi de artık Anayasada sadece lafzi düzeydedir. Toplumun laiklik talebi ise iktidar tarafından dinsizlik yaftası ile manipüle edilmeye çalışılmaktadır. AKP eliyle kurulan yeni rejimin en temel karakterini Diyanet İşleri Başkanı’nın son açıklamaları özetlemektedir. Ali Erbaş’ın inançların ticarete, siyasete, yargıya ve toplumsal yaşama yön vermesi gerektiğine dair ifadeleri laikliğin tam da neden gerekli olduğunun özetidir. Diyanet İşleri Başkanı’na buradan bir kez daha hatırlatıyoruz; evet inançlar bireyseldir, inançlar siyasetin konusu değildir" ifadelerini kullandı.
‘Eğitime darbe vuruldu’
Laikliğin tasfiyesinin başta kadınlar olmak üzere bütün toplumun yurttaşlık haklarının ortadan kaldırılması anlamına geldiğini belirten Can, "Kul ve tebaa anlayışı ile itaatkar ve sindirilmiş bir toplum modelinin adımlarıdır. Bugün başta gündemdeki Afganistan olmak üzere, gerici rejimlerle yönetilen ve laikliğin ortadan kaldırıldığı bütün ülkelerde kadınların mahkûm edildiği karanlık ortadadır. Ülkemiz adım adım bu karanlığa sürükleniyor. Yıllardır dindar ve kindar nesil yetiştirme hedefi ile imam hatip okulları, zorunlu din dersi, zorunlu-seçmeli din dersi dayatmaları, eğitim müfredatının bilimsellikten uzak gerici ideolojik bir anlayışla yeniden yapılandırılması gibi adımlarla eğitime büyük bir darbe vuruldu" şeklinde konuştu.
‘Çocuklar bilimsel eğitimden koparıldı’
Eğitimde birlik ilkesi yok sayılırken, gerek “yasal” gerekse merdiven altı binlerce sübyan mektebi ve medreseler ile yoksul çocukların bilimsel eğitimden koparıldığını öne süren Can, "Devletin değişik kademelerinde tarikat ve cemaatlerin kadrolaşmasının önü açıldı. Yatılı cemaat yurtları, yatılı Kur’an kursları ve değişik adlarla bu gerici örgütlenmelerin militan yetiştirmelerine göz yumuldu. Tarikat ve cemaatlerin uzantısı olduğu açıkça bilinen dernek ve vakıflara merkezi ve yerel yönetimler aracılığı ile büyük kaynaklar aktarıldı, emekçilerin hakları gasp edilirken bu örgütlenmeler büyük holdinglere dönüştürüldü. Müftülere nikah yetkisi tanınarak Medeni Kanun ayaklar altına alındı" dedi.
‘Diyanet İşleri Başkanlığı kapatılsın’
Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde önemli düzenlemeler içeren İstanbul Sözleşmesinin rafa kaldırılarak, kadına yönelik şiddete onay verildiğini söyleyen Can, "Bugün ülkemizde AKP’nin ideolojik işler başkanlığı gibi çalışan ve siyasi bir kurum haline dönüşen Diyanet İşleri Başkanlığı kapatılmalıdır. Devletin din hizmetleri laiklik esasına göre yeniden düzenlenmelidir. Din adamlarının eğitimde, siyasi ve toplumsal yaşamda idari görevlerine son verilmeli, din kurumunun devlet kurumlarındaki varlığı ortadan kaldırılmalıdır. Meslek okulu olmaktan çıkan ve gerici siyasete kadro yetiştiren kurumlar haline dönüşen İmam Hatipler kapatılmalıdır" ifadelerini kullandı.
Ramazan BOZCA
Geçtiğimiz günlerde İstanbul ve İzmir'de "Laiklikten Vazgeçmiyoruz" başlığıyla gerçekleştirdiği eylemlerde gericiliğe karşı mücadele kararlılığı ortaya koyduklarını belirten İlerici Kadınlar Derneği (İKD) Antalya Şubesi, laiklik karşıtı çevrelere karşı basın toplantısı düzenledi. Son günlerde Diyanet İşleri Başkanı’nın Anayasa’nın laiklik ilkesini alenen ayaklar altına alan söylem ve eylemleri gündemden düşmediğini öne süren İlerici Kadınlar Derneği Antalya Temsilcisi Şerife Can, "Diyanet bugün adeta bir şeyhülislamlık görevi görmektedir. Adli yıl açılışında ortaya çıkan fotoğraf ve sonrasında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın laiklik karşıtı açıklamaları kabul edilemez" dedi.
‘Laiklik talebi manipüle ediliyor’
Son 20 yılda atılan adımlarla Cumhuriyet’in bütün kazanımlarının rafa kaldırıldığını söyleyen Can, "Bugün AKP eliyle yeni bir rejim inşa edilmiştir. Laiklik ilkesi de artık Anayasada sadece lafzi düzeydedir. Toplumun laiklik talebi ise iktidar tarafından dinsizlik yaftası ile manipüle edilmeye çalışılmaktadır. AKP eliyle kurulan yeni rejimin en temel karakterini Diyanet İşleri Başkanı’nın son açıklamaları özetlemektedir. Ali Erbaş’ın inançların ticarete, siyasete, yargıya ve toplumsal yaşama yön vermesi gerektiğine dair ifadeleri laikliğin tam da neden gerekli olduğunun özetidir. Diyanet İşleri Başkanı’na buradan bir kez daha hatırlatıyoruz; evet inançlar bireyseldir, inançlar siyasetin konusu değildir" ifadelerini kullandı.
‘Eğitime darbe vuruldu’
Laikliğin tasfiyesinin başta kadınlar olmak üzere bütün toplumun yurttaşlık haklarının ortadan kaldırılması anlamına geldiğini belirten Can, "Kul ve tebaa anlayışı ile itaatkar ve sindirilmiş bir toplum modelinin adımlarıdır. Bugün başta gündemdeki Afganistan olmak üzere, gerici rejimlerle yönetilen ve laikliğin ortadan kaldırıldığı bütün ülkelerde kadınların mahkûm edildiği karanlık ortadadır. Ülkemiz adım adım bu karanlığa sürükleniyor. Yıllardır dindar ve kindar nesil yetiştirme hedefi ile imam hatip okulları, zorunlu din dersi, zorunlu-seçmeli din dersi dayatmaları, eğitim müfredatının bilimsellikten uzak gerici ideolojik bir anlayışla yeniden yapılandırılması gibi adımlarla eğitime büyük bir darbe vuruldu" şeklinde konuştu.
‘Çocuklar bilimsel eğitimden koparıldı’
Eğitimde birlik ilkesi yok sayılırken, gerek “yasal” gerekse merdiven altı binlerce sübyan mektebi ve medreseler ile yoksul çocukların bilimsel eğitimden koparıldığını öne süren Can, "Devletin değişik kademelerinde tarikat ve cemaatlerin kadrolaşmasının önü açıldı. Yatılı cemaat yurtları, yatılı Kur’an kursları ve değişik adlarla bu gerici örgütlenmelerin militan yetiştirmelerine göz yumuldu. Tarikat ve cemaatlerin uzantısı olduğu açıkça bilinen dernek ve vakıflara merkezi ve yerel yönetimler aracılığı ile büyük kaynaklar aktarıldı, emekçilerin hakları gasp edilirken bu örgütlenmeler büyük holdinglere dönüştürüldü. Müftülere nikah yetkisi tanınarak Medeni Kanun ayaklar altına alındı" dedi.
‘Diyanet İşleri Başkanlığı kapatılsın’
Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde önemli düzenlemeler içeren İstanbul Sözleşmesinin rafa kaldırılarak, kadına yönelik şiddete onay verildiğini söyleyen Can, "Bugün ülkemizde AKP’nin ideolojik işler başkanlığı gibi çalışan ve siyasi bir kurum haline dönüşen Diyanet İşleri Başkanlığı kapatılmalıdır. Devletin din hizmetleri laiklik esasına göre yeniden düzenlenmelidir. Din adamlarının eğitimde, siyasi ve toplumsal yaşamda idari görevlerine son verilmeli, din kurumunun devlet kurumlarındaki varlığı ortadan kaldırılmalıdır. Meslek okulu olmaktan çıkan ve gerici siyasete kadro yetiştiren kurumlar haline dönüşen İmam Hatipler kapatılmalıdır" ifadelerini kullandı.
Ramazan BOZCA