Türkiye Cumhuriyeti’nin 2’nci Cumhurbaşkanı, Kurtuluş Savaşı’nın Garp Cephesi Komutanı, Başbakan, Dışişleri Bakanı ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı görevlerinde bulunmuş, ‘Milli Şef’ unvanına sahip İsmet İnönü, vefatının 52’nci yıl dönümünde Antalya’da düzenlenen konferansla anıldı. Tarihçi, Yazar ve Emekli Albay Kemal Karakuzey tarafından Antalya Şair, Ozan ve Yazarlar Derneği’nde (ANŞOYAD) verilen konferansta, İsmet İnönü’nün Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden süreçte verdiği mücadeleler, katıldığı savaşlar ve Cumhuriyet tarihindeki siyasal, askeri ve devlet adamı kimliği ele alındı. Konferansta konuşan Karakuzey, İnönü’nün Kurtuluş Savaşı’ndan Cumhuriyet’in inşa sürecine, çok partili hayata geçişten dış politikaya kadar uzanan geniş bir yelpazede ülkeye yaptığı hizmetleri tarihsel belgeler ışığında aktardı. İsmet İnönü’nün askeri komutanlığı, devlet adamlığı ve siyaset anlayışı detaylarıyla değerlendirildi.
Farklı yönleriyle ele alındı
Kemal Karakuzey, özellikle Köy Enstitüleri’nin kapatılması ve yabancı ülkelerle yapılan bazı anlaşmalar üzerinden İsmet İnönü’ye yöneltilen ‘vatan hainliği’ suçlamalarının haksız ve gerçek dışı olduğunu vurgulayarak, bu eleştirilerin dönemin koşulları ve Atatürk’ün ‘tam bağımsızlık’ ilkesinin bütüncül yapısı içinde değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Konferansta ayrıca İsmet İnönü’nün özel yaşamına da değinildi. İnönü’nün aile hayatı, eşi Mevhibe İnönü ile olan sevgiye dayalı ilişkisi ve Mevhibe Hanım’ın bir devlet adamının eşinde bulunması gereken özellikleri taşıması, katılımcılar tarafından takdirle karşılandı ve örnek bir birliktelik olarak anlatıldı. Programın sonunda, geniş bir entelektüel katılımla gerçekleştirilen soru-cevap ve tartışma bölümünde, İsmet İnönü’nün tarihsel rolü farklı yönleriyle ele alındı. Katılımcılar ile konuşmacı arasında verimli ve bilgilendirici bir fikir alışverişi gerçekleşti. Konferansta konuşan Tarihçi, Yazar ve Emekli Albay Kemal Karakuzey, İsmet İnönü gibi Cumhuriyet tarihine damga vurmuş bir devlet adamının toplum tarafından yeterince tanınmamasının ve özellikle genç kuşaklara okullarda gerektiği ölçüde anlatılmamasının üzüntü verici olduğunu belirterek, anma günlerinde gerek siyasi partilerde gerekse sosyal medyada daha güçlü bir şekilde sahiplenilmesi gerektiğini ifade etti.