İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bahadır Erdem, Türkiye’nin büyük bir ekonomik krizden geçtiğini belirterek, “Bu krizin sebebi, Türkiye’nin şu anda içine bulunduğu yönetim sistemidir” dedi
İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bahadır Erdem, İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem hakkında bilgi verdi, gündemi değerlendirdi. Akra Barut Otel’deki basın açıklamasına İYİ Parti Antalya İl Başkanı Mehmet Başaran, Demre Belediye Başkanı Okan Kocakaya, İYİ Parti Antalya milletvekilleri Hasan Subaşı ve Feridun Bahşi, İYİ Parti meclis üyeleri, kurucular kurulu üyeleri, il divanı ve ilçe başkanları katıldı. Prof. Dr. Bahadır Erdem, Türkiye’nin ciddi bir yönetim krizi yaşadığını ve iktidarın her istediğini hiçbir hesap vermeden yapmak istediğini söyledi. Erdem, Millet İttifakı’nın iktidarında parlamenter sisteme geçileceğini vurguladı. Tam bağımsız yargının, adaletin, liyakatin ve gençlerin ülkeye dair umudunun olduğu bir zemin inşa etmek istediklerini anlattı.
Ekonomik kriz
Türkiye’nin büyük bir ekonomik krizden geçtiğini vurgulayan Erdem, “Aslında büyük bir yönetim krizinden, buhrandan geçiyoruz. Doların TL karşısındaki yükselişi ve TL’nin değer kaybı. Türkiye’nin içinde bulunduğu borçların inanılmaz yükselişini yaşıyoruz ülke olarak. Her şeyin bir sebebi var. Bu krizin sebebi, Türkiye’nin şu anda içine bulunduğu yönetim sistemidir. Biz üç yıldır bu sistemin içindeyiz. Sistemin adı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi; ama öyle bir başkanlık sistemi ki dünyada başkanlık sistemiyle yönetilip başarılı olmuş ülkelerin sistemi değil. Biz tamamıyla tüm yetkilerin tek kişide bulunduğu bir yönetim sistemi içinde yaşıyoruz üç yıldan beri. Zaten AK Parti iktidarının Türkiye’yi yönetme biçimi yani, AK Parti’nin kendini güçlü hissettiği yıllardan bugüne tek adam rejimiyle yönetiliyor. Sayın Cumhurbaşkanı, seçildiği andan itibaren aykırı hiçbir fikre, hiçbir muhalif siyasi partinin düşüncesine, önerisine zaten kıymet vermeden ‘Ben ne dersem, ben ne istersem o olur’ anlayışıyla ülkeyi yönetiyor” dedi.
‘Hukuk hayat demektir’
Prof. Dr. Bahadır Erdem, hukukun korunmasının ülke refahını korumak olduğunu ifade ederek, “Hukuk hayat demektir. Hukukun bozulduğu, adaletin bozulduğu her ortamda ekonomik başarının ya da kalkınmanın var olması mümkün değildir. Vatandaşlarımız çok haklı olarak kendi aile bütçelerini düşünüyorlar. Akşam sofrada ne kaynatacaklarını düşünüyorlar. Eve icra gelip gelmeyeceğini, işten atılıp atılmayacaklarını düşünüyorlar. Ya da üniversiteden mezun olan çocuklarının kaç zamandın neden işe giremediklerini düşünüyorlar. Vatandaşların bildiği bir şey var artık; hukuk ne kadar bozulursa ülkenin ekonomisi de o oranda bozuluyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi OHAL döneminde getirildi. Dünyanın birçok Anayasasında OHAL döneminde Anayasa değişikliği yapamazsınız. AK Parti iktidarı üç anayasa değiştirdi. Her değiştirmesi Türkiye’nin başına büyük belalar açtı. En basit örneği, 2010 Anayasa değişikliği sonrası Türkiye Cumhuriyeti’nin yargısı bilinçli bir şekilde FETÖ’ye teslim edildi. Sonra ‘kandırıldık’ dediler. Kandırıldıkları yoktu. AK Parti’nin, FETÖ’nün bu ülkeye verdiği her zararda en az yüzde 50 payı vardır” ifadelerini kullandı.
‘Türkiye çaresiz değil’
Türkiye’nin çaresiz olmadığının altını çizen Erdem, “Sayın Genel Başkanımız ilk kez 2018 yılında iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönmemiz gerektiğini söyledi. ‘Tam anlamıyla halka hizmet etmek için halktan oy alan ve halkın teveccühüyle iktidara gelen sistemin, yine halkın temsilcisi olan milletvekilleri tarafından tam olarak denetlenebildiği bir sistem getirelim’ dedi. İçinde kuvvetler ayrılığı olan bir sistemde halk adalet ve refah içinde yaşar. Biz öyle bir sistemden geçiyoruz ki tüm kararlar tek bir kişi tarafından veriliyor ve bu kişi kimseye hesap vermiyor. AK Parti iktidarı hesap vermek istemiyor. Hesap vermeden ülke yönetilmez. Hesap vermeden apartman yöneticisi apartman yönetemez. Bunlar, ‘Biz ülkeyi canımızın istediği gibi yönetiriz’ diyorlar. Türk Milleti’nin bütçesi, alın teri, emeğinin karşılığı birkaç müteahhide ve onların beslediklerine ekmek kapısı değildir. Böyle rezil bir yönetim olamaz” dedi.
Sisteme geçiş ilkeleri
İyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş ilkeleri belirlediklerini hatırlatan Bahadır Erdem, “Tek bir parti ne yapamaz, Anayasa hazırlayamaz. Bu ilkeleri altı muhalefet partisi olarak birlikte ilkelerimizi ortak hale getiriyoruz. Türkiye’de altı muhalefet partisinin bir araya geldiği çok örnek yok. Bunu başaran da AK Parti’nin kendisidir. Vatandaşlara o kadar eziyet çektirdiler ki, herkese demokrasinin, hukukun, adaletin, refahın önemini gösterdiler. Kendileri inatla aksini yaparak muhalefet partileri ‘Benim değil, biziz, ülke için birlikte hareket etmeliyiz gerekiyor’ noktasına getirdiler. Bu ilkelere göre, Cumhurbaşkanı görev süresi 7 yıl olacak ve görev süresi bittikten sonra bir daha aktif siyasete dönemeyecek. Güçlü bir parlamento ve parlamentonun hükümeti, başbakanı, bakanları denetleme yetkisi olacak. Cumhurbaşkanı tarafsız olacak. Devleti ve milleti temsille görevli, ülkenin en üst en onursal makamı olacak. Tek bir parti anayasa hazırlayamaz, bir anayasa maksimum mutabakatla hazırlanmalıdır. Milletimiz bize yetki verdikten sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasası, tüm partilerle, yargı mensuplarıyla, STK’lar ve akademiyle birlikte hazırlanacak. Gensoru olacak” dedi.
‘Ülkenin gençleri gitmek istiyor’
‘Tam bağımsız yargı istiyoruz, liyakat istiyoruz, adalet istiyoruz, gençlerin yeniden bu ülkeden ümit etmesini istiyoruz’ diyen Erdem, “Ülkede adalete güven yüzde 2, ülkenin gençlerinin yüzde 70’ten fazlası ‘Bu ülkeden ilk fırsatta giderim’ diyor. ‘Anneni babanı görmesen bu ülkeden geri dönemeyecek olsan bile gider misin?’ diye soruluyor gençlere, ‘Evet giderim’ diyor. Ben bu ülkeyi 20 yıldır yönetiyor olsam, 20 yıldır AK Parti’nin veya ona destek olan MHP’nin en ufak bir neferi olsam size samimi söylüyorum sokağa çıkacak yüzüm olmaz. Biz iktidara geldikten sonra adaletin ve hukukun peşinde olacağımız için işlenen suçların hesabının sorulmaması mümkün değil. Çünkü zaten onlar Cumhuriyetin bağımsız savcılarının ve adaletin kovuşturması, soruşturması altında olacaklar. Ancak, intikam gibi bir şeyin peşinde asla olmayız. Biz bu ülkede ilk 100 gün, 300 gün ne yapılmalı hesabının içindeyiz. Yeni kavgalar, mağduriyetler yaratmayız. Sayın Genel Başkanımızın dediği gibi, biz makulün peşinde olan bir partiyiz. Her hukuksuzluğu, her hırsızlığı, vatandaşın cebinden haksız yere çıkan her kuruş parayı bu ülkenin savcıları mutlaka araştıracaktır” diye konuştu.
‘Türkiye sahipsiz değil’
‘Türkiye sahipsiz değil’ diyen Erdem, “Sayın Genel Başkanımızın liderliğinde, gerçekten çok çalışan ve yepyeni kadrolarla dolu bir partiyiz. Aynı zamanda da çok tecrübeliyiz. Bizim muhalefet olarak ülkeyi seçime götürecek gücümüz yok; ama bugün seçim yapılacakmış gibi hazırız. Parti olarak anket yaptırmıyoruz. Ancak tarafsız araştırma şirketlerinin yaptığı anketlerde, her geçen gün halkımızın bize olan teveccühünün arttığını görüyoruz. Biz, oy oranımız ne olursa olsun her zaman milletimize hizmet etmek için sahadayız. Umuyorum ki, hep birlikte bu ülkeye refah getireceğiz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını inşallah demokrasiyle kutlayacağız” dedi. Konuşmasının bir bölümünde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Erdem, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in DSÖ'nün açıkladığı Türkiye'nin Avrupa ülkelerindeki korona hastalarını kabul etme teklifine sert tepki göstermesiyle ilgili konuşarak, “Sağlık Bakanı Koca'ya seslenen Akşener, ‘Sayın Erdoğan’ın ülkemizi sığınmacılar için bir hendeğe çevirmesi yetmedi, şimdi de siz mi çıktınız?’ demiştir. Genel Başkanımız çok haklı. Siz hangi hakla hizmetle kovid hastalarını ülkeye getirerek, yeni varyantlara bu ülkeyi açıyorsunuz?” dedi.
‘Anket sonuçlarıyla ilgilenmiyoruz’
Özel anket çalışması yaptırmadıklarını hatırlatan Bahadır Erdem, “Biz anket sonuçlarıyla ilgilenmiyoruz. Anket umurumuzda bile değil. Bize deseler ki, “Oylarınız yüzde 50 tavana vuruyor.’ Biz aynı hızla aynı vatandaşa hizmet amacıyla sokaktayız. Deseler ki, ‘Oylarınız yüzde 1’ biz aynı hırsla vatandaşa hizmet amacıyla sahadayız. Cevabı millet verecek” dedi. İYİ Parti’nin HDP’ye bakışı nedir sorusunu yanıtlayan Erdem, “AKP’nin bütün politikası sadece çamur atmak üzerine kuruluyor. AKP’nin ilk 6-7 yılıyla son 13-14 yılını birbirinden tamamen farklıdır. AK Parti’nin bütün politikası sadece çamur atmaktır. AK Parti’nin ilk 6 yılıyla son yıllarına bakınca birbirinden 360 derece ayırabilirsiniz. İlkinde vatandaşa proje sunan Avrupa Birliği hedefi koyan bir partiyken, gücü eline aldıktan sonra vatandaşı bölen, ayrıştıran, düşmanlaştıran, kendisine oy atmayacağını düşündüğü milletin yarımını düşman blok ve onları temsil eden bütün siyasi partileri de düşmanlaştıran bir politika izleyerek oy AK Parti son 12-13 yılda hala bu yöntemi yapıyor. Tabii ki Türkiye Cumhuriyeti’nin terör sorunu 40 yıldan fazla uzun süredir çözülememiş. Suriye meselesi ve Suriye’den bize gelen 6 milyon insan beka problemi ama ülkenin ekonomisi de beka problemi, ülkenin gençlerinin yurt dışına kaçmak istemesi de beka problemi, bunlara siz çözüm bulamayınca, üretmeyince çalışmayınca, ülkede ekonomik refahı sağlamayınca ne yapıyorsunuz? İşin kolayına kaçıyorsunuz. Siz bütün kendi seçmeninizin vatandaşın gözünde düşmanlaştırmaya çalışıyorsunuz. Bu ülke 27 yıldan beri Meral Akşener’i tanıyor. Bu ülkede Meral Akşener HDP ile iş tutar diyecek adamın ben alnını karışlarım. Biz burada demokrasi istiyoruz bizim için Türk’ü, Kürdü yok. Diyarbakır’ı, Konya’sı, İstanbul’u yok. 83 milyona biz hizmet etmek için varız. İYİ Parti ilkeler üzerine siyaset yapan bir partidir. Tek çizgimiz var; biz teröre terör demeyen, teröriste terörist demeyen, Apo’ya terörist demeyen HDP ile de iş tutmayız. Apo’dan medet umanlarla da iş tutmayız. Bize bunu söyleyenler önce aynayı çevirsinler kendilerine baksınlar. Biz isterdik bütün partilerle bir arada olalım ama olamayız. İyiliklerimiz herkes için ama haklı bir çizgimiz var. Biz teröriste terörist demeyen bir parti ile aynı masaya oturmayız” ifadelerini kullandı.
Esra ALTUNKES
İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bahadır Erdem, İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem hakkında bilgi verdi, gündemi değerlendirdi. Akra Barut Otel’deki basın açıklamasına İYİ Parti Antalya İl Başkanı Mehmet Başaran, Demre Belediye Başkanı Okan Kocakaya, İYİ Parti Antalya milletvekilleri Hasan Subaşı ve Feridun Bahşi, İYİ Parti meclis üyeleri, kurucular kurulu üyeleri, il divanı ve ilçe başkanları katıldı. Prof. Dr. Bahadır Erdem, Türkiye’nin ciddi bir yönetim krizi yaşadığını ve iktidarın her istediğini hiçbir hesap vermeden yapmak istediğini söyledi. Erdem, Millet İttifakı’nın iktidarında parlamenter sisteme geçileceğini vurguladı. Tam bağımsız yargının, adaletin, liyakatin ve gençlerin ülkeye dair umudunun olduğu bir zemin inşa etmek istediklerini anlattı.
Ekonomik kriz
Türkiye’nin büyük bir ekonomik krizden geçtiğini vurgulayan Erdem, “Aslında büyük bir yönetim krizinden, buhrandan geçiyoruz. Doların TL karşısındaki yükselişi ve TL’nin değer kaybı. Türkiye’nin içinde bulunduğu borçların inanılmaz yükselişini yaşıyoruz ülke olarak. Her şeyin bir sebebi var. Bu krizin sebebi, Türkiye’nin şu anda içine bulunduğu yönetim sistemidir. Biz üç yıldır bu sistemin içindeyiz. Sistemin adı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi; ama öyle bir başkanlık sistemi ki dünyada başkanlık sistemiyle yönetilip başarılı olmuş ülkelerin sistemi değil. Biz tamamıyla tüm yetkilerin tek kişide bulunduğu bir yönetim sistemi içinde yaşıyoruz üç yıldan beri. Zaten AK Parti iktidarının Türkiye’yi yönetme biçimi yani, AK Parti’nin kendini güçlü hissettiği yıllardan bugüne tek adam rejimiyle yönetiliyor. Sayın Cumhurbaşkanı, seçildiği andan itibaren aykırı hiçbir fikre, hiçbir muhalif siyasi partinin düşüncesine, önerisine zaten kıymet vermeden ‘Ben ne dersem, ben ne istersem o olur’ anlayışıyla ülkeyi yönetiyor” dedi.
‘Hukuk hayat demektir’
Prof. Dr. Bahadır Erdem, hukukun korunmasının ülke refahını korumak olduğunu ifade ederek, “Hukuk hayat demektir. Hukukun bozulduğu, adaletin bozulduğu her ortamda ekonomik başarının ya da kalkınmanın var olması mümkün değildir. Vatandaşlarımız çok haklı olarak kendi aile bütçelerini düşünüyorlar. Akşam sofrada ne kaynatacaklarını düşünüyorlar. Eve icra gelip gelmeyeceğini, işten atılıp atılmayacaklarını düşünüyorlar. Ya da üniversiteden mezun olan çocuklarının kaç zamandın neden işe giremediklerini düşünüyorlar. Vatandaşların bildiği bir şey var artık; hukuk ne kadar bozulursa ülkenin ekonomisi de o oranda bozuluyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi OHAL döneminde getirildi. Dünyanın birçok Anayasasında OHAL döneminde Anayasa değişikliği yapamazsınız. AK Parti iktidarı üç anayasa değiştirdi. Her değiştirmesi Türkiye’nin başına büyük belalar açtı. En basit örneği, 2010 Anayasa değişikliği sonrası Türkiye Cumhuriyeti’nin yargısı bilinçli bir şekilde FETÖ’ye teslim edildi. Sonra ‘kandırıldık’ dediler. Kandırıldıkları yoktu. AK Parti’nin, FETÖ’nün bu ülkeye verdiği her zararda en az yüzde 50 payı vardır” ifadelerini kullandı.
‘Türkiye çaresiz değil’
Türkiye’nin çaresiz olmadığının altını çizen Erdem, “Sayın Genel Başkanımız ilk kez 2018 yılında iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönmemiz gerektiğini söyledi. ‘Tam anlamıyla halka hizmet etmek için halktan oy alan ve halkın teveccühüyle iktidara gelen sistemin, yine halkın temsilcisi olan milletvekilleri tarafından tam olarak denetlenebildiği bir sistem getirelim’ dedi. İçinde kuvvetler ayrılığı olan bir sistemde halk adalet ve refah içinde yaşar. Biz öyle bir sistemden geçiyoruz ki tüm kararlar tek bir kişi tarafından veriliyor ve bu kişi kimseye hesap vermiyor. AK Parti iktidarı hesap vermek istemiyor. Hesap vermeden ülke yönetilmez. Hesap vermeden apartman yöneticisi apartman yönetemez. Bunlar, ‘Biz ülkeyi canımızın istediği gibi yönetiriz’ diyorlar. Türk Milleti’nin bütçesi, alın teri, emeğinin karşılığı birkaç müteahhide ve onların beslediklerine ekmek kapısı değildir. Böyle rezil bir yönetim olamaz” dedi.
Sisteme geçiş ilkeleri
İyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş ilkeleri belirlediklerini hatırlatan Bahadır Erdem, “Tek bir parti ne yapamaz, Anayasa hazırlayamaz. Bu ilkeleri altı muhalefet partisi olarak birlikte ilkelerimizi ortak hale getiriyoruz. Türkiye’de altı muhalefet partisinin bir araya geldiği çok örnek yok. Bunu başaran da AK Parti’nin kendisidir. Vatandaşlara o kadar eziyet çektirdiler ki, herkese demokrasinin, hukukun, adaletin, refahın önemini gösterdiler. Kendileri inatla aksini yaparak muhalefet partileri ‘Benim değil, biziz, ülke için birlikte hareket etmeliyiz gerekiyor’ noktasına getirdiler. Bu ilkelere göre, Cumhurbaşkanı görev süresi 7 yıl olacak ve görev süresi bittikten sonra bir daha aktif siyasete dönemeyecek. Güçlü bir parlamento ve parlamentonun hükümeti, başbakanı, bakanları denetleme yetkisi olacak. Cumhurbaşkanı tarafsız olacak. Devleti ve milleti temsille görevli, ülkenin en üst en onursal makamı olacak. Tek bir parti anayasa hazırlayamaz, bir anayasa maksimum mutabakatla hazırlanmalıdır. Milletimiz bize yetki verdikten sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasası, tüm partilerle, yargı mensuplarıyla, STK’lar ve akademiyle birlikte hazırlanacak. Gensoru olacak” dedi.
‘Ülkenin gençleri gitmek istiyor’
‘Tam bağımsız yargı istiyoruz, liyakat istiyoruz, adalet istiyoruz, gençlerin yeniden bu ülkeden ümit etmesini istiyoruz’ diyen Erdem, “Ülkede adalete güven yüzde 2, ülkenin gençlerinin yüzde 70’ten fazlası ‘Bu ülkeden ilk fırsatta giderim’ diyor. ‘Anneni babanı görmesen bu ülkeden geri dönemeyecek olsan bile gider misin?’ diye soruluyor gençlere, ‘Evet giderim’ diyor. Ben bu ülkeyi 20 yıldır yönetiyor olsam, 20 yıldır AK Parti’nin veya ona destek olan MHP’nin en ufak bir neferi olsam size samimi söylüyorum sokağa çıkacak yüzüm olmaz. Biz iktidara geldikten sonra adaletin ve hukukun peşinde olacağımız için işlenen suçların hesabının sorulmaması mümkün değil. Çünkü zaten onlar Cumhuriyetin bağımsız savcılarının ve adaletin kovuşturması, soruşturması altında olacaklar. Ancak, intikam gibi bir şeyin peşinde asla olmayız. Biz bu ülkede ilk 100 gün, 300 gün ne yapılmalı hesabının içindeyiz. Yeni kavgalar, mağduriyetler yaratmayız. Sayın Genel Başkanımızın dediği gibi, biz makulün peşinde olan bir partiyiz. Her hukuksuzluğu, her hırsızlığı, vatandaşın cebinden haksız yere çıkan her kuruş parayı bu ülkenin savcıları mutlaka araştıracaktır” diye konuştu.
‘Türkiye sahipsiz değil’
‘Türkiye sahipsiz değil’ diyen Erdem, “Sayın Genel Başkanımızın liderliğinde, gerçekten çok çalışan ve yepyeni kadrolarla dolu bir partiyiz. Aynı zamanda da çok tecrübeliyiz. Bizim muhalefet olarak ülkeyi seçime götürecek gücümüz yok; ama bugün seçim yapılacakmış gibi hazırız. Parti olarak anket yaptırmıyoruz. Ancak tarafsız araştırma şirketlerinin yaptığı anketlerde, her geçen gün halkımızın bize olan teveccühünün arttığını görüyoruz. Biz, oy oranımız ne olursa olsun her zaman milletimize hizmet etmek için sahadayız. Umuyorum ki, hep birlikte bu ülkeye refah getireceğiz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını inşallah demokrasiyle kutlayacağız” dedi. Konuşmasının bir bölümünde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Erdem, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in DSÖ'nün açıkladığı Türkiye'nin Avrupa ülkelerindeki korona hastalarını kabul etme teklifine sert tepki göstermesiyle ilgili konuşarak, “Sağlık Bakanı Koca'ya seslenen Akşener, ‘Sayın Erdoğan’ın ülkemizi sığınmacılar için bir hendeğe çevirmesi yetmedi, şimdi de siz mi çıktınız?’ demiştir. Genel Başkanımız çok haklı. Siz hangi hakla hizmetle kovid hastalarını ülkeye getirerek, yeni varyantlara bu ülkeyi açıyorsunuz?” dedi.
‘Anket sonuçlarıyla ilgilenmiyoruz’
Özel anket çalışması yaptırmadıklarını hatırlatan Bahadır Erdem, “Biz anket sonuçlarıyla ilgilenmiyoruz. Anket umurumuzda bile değil. Bize deseler ki, “Oylarınız yüzde 50 tavana vuruyor.’ Biz aynı hızla aynı vatandaşa hizmet amacıyla sokaktayız. Deseler ki, ‘Oylarınız yüzde 1’ biz aynı hırsla vatandaşa hizmet amacıyla sahadayız. Cevabı millet verecek” dedi. İYİ Parti’nin HDP’ye bakışı nedir sorusunu yanıtlayan Erdem, “AKP’nin bütün politikası sadece çamur atmak üzerine kuruluyor. AKP’nin ilk 6-7 yılıyla son 13-14 yılını birbirinden tamamen farklıdır. AK Parti’nin bütün politikası sadece çamur atmaktır. AK Parti’nin ilk 6 yılıyla son yıllarına bakınca birbirinden 360 derece ayırabilirsiniz. İlkinde vatandaşa proje sunan Avrupa Birliği hedefi koyan bir partiyken, gücü eline aldıktan sonra vatandaşı bölen, ayrıştıran, düşmanlaştıran, kendisine oy atmayacağını düşündüğü milletin yarımını düşman blok ve onları temsil eden bütün siyasi partileri de düşmanlaştıran bir politika izleyerek oy AK Parti son 12-13 yılda hala bu yöntemi yapıyor. Tabii ki Türkiye Cumhuriyeti’nin terör sorunu 40 yıldan fazla uzun süredir çözülememiş. Suriye meselesi ve Suriye’den bize gelen 6 milyon insan beka problemi ama ülkenin ekonomisi de beka problemi, ülkenin gençlerinin yurt dışına kaçmak istemesi de beka problemi, bunlara siz çözüm bulamayınca, üretmeyince çalışmayınca, ülkede ekonomik refahı sağlamayınca ne yapıyorsunuz? İşin kolayına kaçıyorsunuz. Siz bütün kendi seçmeninizin vatandaşın gözünde düşmanlaştırmaya çalışıyorsunuz. Bu ülke 27 yıldan beri Meral Akşener’i tanıyor. Bu ülkede Meral Akşener HDP ile iş tutar diyecek adamın ben alnını karışlarım. Biz burada demokrasi istiyoruz bizim için Türk’ü, Kürdü yok. Diyarbakır’ı, Konya’sı, İstanbul’u yok. 83 milyona biz hizmet etmek için varız. İYİ Parti ilkeler üzerine siyaset yapan bir partidir. Tek çizgimiz var; biz teröre terör demeyen, teröriste terörist demeyen, Apo’ya terörist demeyen HDP ile de iş tutmayız. Apo’dan medet umanlarla da iş tutmayız. Bize bunu söyleyenler önce aynayı çevirsinler kendilerine baksınlar. Biz isterdik bütün partilerle bir arada olalım ama olamayız. İyiliklerimiz herkes için ama haklı bir çizgimiz var. Biz teröriste terörist demeyen bir parti ile aynı masaya oturmayız” ifadelerini kullandı.
Esra ALTUNKES