Spor

Kadınların gözünden Kırkpınar: Er meydanı sadece pehlivanlara değil

Er meydanında güreşçiler ter dökerken, tribünlerde ve organizasyonun mutfağında yüzlerce kadın görev alıyor. Kırkpınar Yağlı Güreşleri, ata sporu kadar ataerkil bir yapıyı temsil etse de son yıllarda kadınların katılımı ve emeğiyle farklı bir dönüşüm yaşıyor.

Abone Ol

Tribünlerde Artan Kadın Varlığı
Eskiden yalnızca erkek seyircilerin yoğun olduğu Sarayiçi tribünlerinde artık kadınlar da büyük bir coşkuyla yer alıyor. Kadın güreşseverler sadece izlemekle kalmıyor; pehlivanları takip ediyor, takımlar kuruyor, yağlı güreşe özgü gelenekleri öğrenerek bu kültüre sahip çıkıyor. Özellikle genç kadınların folklorik ilgiyle başladığı bu takip, zamanla tutkuya dönüşüyor. Kadın izleyicilerin artışı, güreşlerin anlatım diline, tanıtım biçimine ve seyirci profiline de doğrudan yansıyor.

Organizasyonda Kadın Emeği Belirleyici
Kırkpınar organizasyonunun arka planında ise yüzlerce kadın görev yapıyor. Belediye personelinden sağlık ekiplerine, medya çalışanlarından kültürel program organizatörlerine kadar birçok alanda kadınlar etkin rol üstleniyor. Güreşçilerin kayıtlarının alındığı sekreterliklerde, bilgi işlem masalarında ve halkla ilişkiler alanlarında kadınların sistematik emeği tüm süreçleri ayakta tutuyor. Ayrıca bu yıl ilk kez bir kadın — Filiz Gencan Akın — Edirne Belediye Başkanı olarak Kırkpınar’a ev sahipliği yapıyor.

Annelik ve Destekçi Kimliğiyle Kırkpınar'da Kadınlar
Birçok pehlivan, er meydanına çıkmadan önce annesinin duasını alıyor. Bu anneler, sabahın erken saatlerinden itibaren Sarayiçi’ne geliyor, çocuklarını tribünden izliyor, maç bitiminde ise sarılarak zaferi ya da mağlubiyeti paylaşıyor. Kırkpınar’ın geleneksel maskülen yapısı içinde, kadınların bu duygusal desteği aslında organizasyonun en güçlü manevi zeminini oluşturuyor. Bazı kadınlar ise çocuklarını başpehlivan yapmak için yıllarca Türkiye’nin dört bir yanında onları turnuvalara taşıyor.

Kadınlar Kırkpınar Kültürünü Yaşatıyor
El emeği göz nuru el işlemeli peştemaller, yazmalar, geleneksel motifli hediyelikler… Kırkpınar haftasında kurulan stantların büyük bölümü kadın üreticilere ait. Kırsaldan gelen kadınlar, güreş kültürünün estetik ve el sanatları yönünü temsil ediyor. Kadın kooperatifleri ve girişimci kadın dernekleri, bu organizasyona ekonomik açıdan da katkı sunarak “er meydanının” aslında çok sesli ve çok renkli bir alan olduğunu ortaya koyuyor.

Ata Sporu, Ana Eliyle Şekilleniyor
Kırkpınar’da kadınlar artık sadece izleyen değil, üreten, yöneten, planlayan konumunda. Sosyal medya yönetiminden protokol organizasyonuna kadar pek çok stratejik noktada yer alan kadınlar, ata sporunu ana eliyle geleceğe taşıyor. Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın’ın dediği gibi: “Er meydanı sadece gücün değil, sevginin, birliğin ve dayanışmanın da alanıdır. Kırkpınar’ı bu kadar özel yapan şey, her bir detayında kadın emeğinin de izinin olmasıdır.”

Toplumsal Dönüşümün Sessiz Ama Güçlü Aktörleri
Kadınların Kırkpınar’daki varlığı, sadece bir spor organizasyonundaki görev paylaşımı olarak değil, aynı zamanda ataerkil yapıya karşı kültürel bir kırılma noktası olarak da değerlendiriliyor. Akademisyenler ve sosyologlar bu dönüşümün, gelenekle modernizmi harmanlayan örneklerden biri olduğuna dikkat çekiyor. Kadınların bu görünmeyen ama vazgeçilmez katkısı, Kırkpınar’ı her yıl daha demokratik, daha kapsayıcı ve daha çağdaş bir kültürel miras haline getiriyor.