Antalya Haberleri

Kadınların mücadelesi Kepez'de masaya yatırıldı

Kepez Belediyesi, kadınların seçme ve seçilme hakkını kazandıkları 5 Aralık'ta 'Güçlü Kadınlar, Güçlü Yarınlar' mottosuyla bir panel düzenledi. Kadınların toplumsal hayatta güçlenmesine dikkat çekilen panelde, hukukçular ve akademisyenler kadın mücadelesinin tarihsel gelişimini, güncel sorunları ve çözüm yollarını değerlendirdi

Abone Ol

Kepez Belediyesi, kadınların seçme ve seçilme hakkını kazandıkları 5 Aralık’ta ‘Güçlü Kadınlar, Güçlü Yarınlar’ mottosuyla Antalya Bilim Merkezi’nde, kadınların toplumsal hayatta güçlenmesine ışık tutacak kapsamlı bir panele ev sahipliği yaptı. Kadınların toplumsal hayatta daha görünür, daha güçlü ve daha etkin rol almasını destekleyen Kepez Belediyesi, bu hedef doğrultusunda düzenlediği paneller ve alanında uzman konuşmacılar aracılığıyla farkındalık çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda hukukçular ve akademisyenleri bir araya getiren panelde, Hukukçu Figen Çalıkuşu, Prof. Dr. Nurşen Adak ve Av. Pınar Toğaç Bulut konuşmacı olarak katıldı. Moderatörlüğünü Burçin Çakın Boyacı’nın üstlendiği panelde, Hukukçu Figen Çalıkuşu ‘Erkek Egemen Toplumda Kadın Olmak’, Prof. Dr. Nurşen Adak ‘Türkiye’de Kadın Hakları Mücadele ve Kazanımları’, Av. Pınar Toğaç Bulut ise ‘Türk Kadınının Siyasi Tarihi’ni anlattı.

'Kadınlar haklarını kendileri aldılar'

Panelin ilk konuşmasını Antalya Konyaaltı Lions Kulübü Derneği olarak ev sahipliğini üstlenen Avukat Pınar Toğaç Bulut, kadınların siyasi haklarını büyük bir mücadeleyle kazandıklarına dikkat çekti. Bulut, Osmanlı ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında kadın hareketinin tarihsel sürecinden de bahsederek şöyle konuştu: "Şöyle bir algı var; hiçbir şey yapılmadı, sanki hiçbir şey olmadan 1934'te kadınlara hakları teslim edildi. Aslında böyle olmadığını hep birlikte göreceğiz. Çünkü 1934'ün de öncesinde kadınların başlatmış olduğu ciddi mücadeleler var. Aslında biz bunları hep görmezden geliyoruz. Maalesef bizim Türk kadını olarak kutlamamız gereken gün bu gün. Bugün bizim günümüz günümüz hepimiz için kutlu ve mutlu olsun."

'Ayrıcalıklar onlar için görünmezdir'

Prof. Dr. Nurşen Adak ‘Türkiye’de Kadın Hakları Mücadele ve Kazanımları’ adlı panelini gerçekleştirdi. Adak, kadın sorunlarına dikkat çekerek şunları kaydetti: " Çoğunlukla 'kadın sorunları' diye adlandırılan toplumsal sorunlardan ve çözümleri de toplumsal olmak zorundadır. 1980 sonrası kazanımlar; yasalar değiştirilmiş, kadın sığınma evleri, kadının statüsü genel müdürlüğü, üniversitelerde kadın sorunları araştırma merkezleri ve benzeri kamu ve özel sektörde çeşitli bir durum oluşmuştur. Kadınların sorun ettiği pek çok konu erkekler için sorun değil. Çünkü onlar toplumda fazla ayrıcalıklarla sahip cinsiyet. Onlar rutin olarak bunlara sahip olduklarından dolayı bu sorunlar onlar için görünmez. Ayrıcalıklar, ayrıcalıklara sahip olanlar için görünmezdir."

'Erkek egemen toplumda kadın olmak'

Panelin son konuşmacısı Hukukçu Figen Çalıkuşu ‘Erkek Egemen Toplumda Kadın Olmak' konusunu anlattı. Çalıkuşu, "Erkek egemen toplumda kadın olmak nasıldır?" sorusunu yönelterek şöyle konuştu: "Erkek egemen toplumda zamanla her şey değişebilir ama özünde erkek egemen toplumda erkek kendisine hak gördüğünü, kadına yasak görür. Erkek egemen toplumun da yargısı da işte böyle cinsiyetçi yargı olur. Bu kadın hakimler için de geçerlidir. Çünkü yargının tarafsız ve bağımsızlık sorunu kadar cinsiyet hiyerarşisine bağlı kalma sorunu da ülkemizde böylelikle var; yargı kararlarıyla ortaya çıkıyor. Kadınlara saldıranlar kadınları, katledenler mahkemelerde bir anda iyi halde olurlar; cezaları indirilir Kadın öldü. Kadın kendini savunamayacak, kadının sesi yok. Bir öykü yazar, o öyküye göre 'erkek öldürmeyip de ne yapsın' durumuna gelir. Yani erkek 'tahrik hükümleri' dediğimiz indirim hakkından yararlanır ve yargı bunu uygun görür; kadın olarak bakamaz. Çünkü erkek egemen toplumda yaşayan bir kadın yerine kendini koyamaz."

'Kadınlar siyaset üstü bir mesele'

"Bizim yargımız maalesef cinsiyet hiyerarşisine bağlı bir yargıdır. Bu ağır bir eleştiridir ama bütün yaşadığımız gerçek bunu ortaya koymaktadır. Çünkü 25 yıllık içinde bulunduğumuz siyasi ortamın yargısı da buna göre şekillendirir. Bir ülke gerçeğinin altını çizmek gerekiyor. Kadınlar siyaset üstü bir mesele. Biz sadece aile içinden buna başlatıyoruz. Sosyal hayatta da görüyoruz. İşte yargı bacağına ne kadar devam ediyor? Kadınlar, cinsiyetçi bir sistem fanusu içine hapsedilmiş. Bu gün 5 Aralık. Kutluyoruz. 5 Aralık'ta Atatürk'ün bir sözünü yani kanun kabul edildikten sonraki bir sözünü çok önemsedim. Atatürk yaptığı konuşmada sıcağı sıcağına şöyle diyor, 'Kadına Seçme ve Seçilme Hakkı Kanunu', bu karar Türk kadınına sosyal ve siyasi hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir.' Belli ki Mustafa Kemal Atatürk şunu düşündü; yani seçme ve seçme hakkına kadın kavuşursa sosyal hayatta da bir dönüşümü toplum başarır. Başaramadık!"