İnsanlık tarihinin en büyük sorunlarından birisi olan küresel ısınma ve iklim değişikliği çevresel felaketleri de beraberinde getiriyor. İnsan eliyle oluşturulan bu sorunları gidermenin yolu da yine sera gazı emisyonlarını azaltmaktan geçiyor. Çevre Yüksek Mühendisi Banu Sınmaz Kırtman, Türkiye ve dünyadaki karbon kredisi ticaretinin nasıl gerçekleştirildiğini anlattı. Bir organizasyonun, ürünün veya faaliyetin sera gazı emisyonlarını ölçmek ve değerlendirmek amacıyla kullanılan bir sürecin karbon ayak izini hesaplama olduğunu söyleyen Kırtman, hesaplamanın kişi ya da kurumun tüm faaliyetlerinin listelenerek, bu faaliyetlere karşılık gelen emisyonların, ton karbondioksit cinsinden hesaplandığını ifade etti.
Karbon ayak izinin hedefleri
Banu Sınmaz Kırtman, karbon ayak izi hesaplamasının ardından her bir segment için, ayak izinin miktarına bağlı olarak enerji kullanımı, ulaşım, gıda, satın alınan ürünlerinden kısa, orta ve uzun vadede olmak üzere azaltım hedeflerinin belirlendiğini belirtti. Kırtman, karbon ticaretini, “Karbon denkleştirme sertifikaları olarak da bilinen bu kredilerin temsil ettiği sera gazı emisyonu azaltımı tanımı, eşdeğer kapasitede sera gazı emisyonu yapılan bir faaliyeti referans alarak yapılmaktadır. Örneğin, 20 MW yenilenebilir enerji santraline sahip bir tesis kendisinin doğaya salmadan ürettiği enerjiye karşılık gelen karbon kredisini sertifika altına alıp karbon kredisini tanımlayabilir. Tanımlanan bu krediyi kendini nötrlemek için kullanabileceği gibi satışını yapma hakkını da elde etmiş olur” şeklinde açıkladı.
Sertifikalandırmada iş birliği
“Karbon kredisi üreten santraller, karbon kredisine konu faaliyet sahipleri kendi kredilerini satabileceği gibi, danışman firmalar, broker firmalar da kredi alış satışını yapabilirler” diyen Kırtman, karbon ayak izini düşürmek, nötrlemek isteyen kurum kuruluşların bu kredilerden alarak karbon ayak izi azaltımı yapabileceğini vurgulayarak, “Alım satım işlemleri sertifikasyon kurumlarının şeffaflık esasına dayalı kendi sistemlerinde alıcı ve satıcı, karbon kredi miktarlarına yer vermektedir” dedi. Karbon kredi için tesis/faaliyet sertifikalandırmasında öncelikle bir danışman kurum ile iş birliği içerisinde olmak gerektiğinin altını çizen Kırtman, danışmanın ilgili faaliyetin konu edileceği metodolojiyi tespit ettiğini ve uygun sertifikasyon kurumunun gereklerini yerine getirdiğini söyledi. Kırtman, “Kayıt işlemi, proje tanıtım dosyasının hazırlanmasının ardından, başvurunun kabulünden sonra sertifika kurumunun da kabul görmesiyle bağımsız denetim kurumunun incelemesiyle sertifikasyon işlemi tamamlanmış olur” diyerek süreci açıkladı.
Gönüllü ve zorunlu karbon piyasası
Kırtman, Türkiye ve dünyadaki karbon kredisi ticaretinin nasıl gerçekleştiğini şu şekilde paylaştı: “Dünyada gönüllü ve zorunlu karbon piyasası bulunmaktadır. Kyoto protokolünü imzalayan ülkeler zorunlu piyasada, bizim gibi azaltım hedefi beyan eden ülkeler ise gönüllü piyasada yer almaktadır. Her bir piyasa kendi içinde alım satım yapabilmektedir. Türkiye'de de çok sayıda yenilenebilir enerji santrali sertifika ve kredilendirme işlemlerini yapmış, kredi satışlarını gönüllü piyasaya yapmaktadır. Ülkemizdeki sanayicilerimizin ve kurumsal firmaların sürdürülebilirlik hedefleri kapsamında azaltım hedefleri bulunmaktadır ve azaltım sağlamak için kredi alımı yapmaktadırlar. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) iklim dostu kuruluş belgesi alan kurumlar karbon kredisi tedarik ederek hesaplanan ve onaylanan karbon ayak izlerini nötrlemektedir.”
ARZU YAVUZ