Kültür- Sanat

Keşfedilmemiş hazine: Silyon 

Antalya il sınırları içerisinde yer alan antik bir Likya kenti olan Silyon, ‘keşfedilmemiş bir tarih hazinesi’ olarak nitelendiriliyor. Son dönemde yapılan kazılarla bu tarih hazinesinin gün yüzüne çıkarılması hedefleniyor 

Abone Ol

Aksu (Perge) ovasının kuzeybatısında, Toros Dağları’nın güney eteklerinde kurulan Silyon’un tarihi, Milattan Önce (MÖ) 3. yüzyıla kadar uzanıyor. Bu dönemde Seleukos İmparatorluğu'nun bir parçası olan Silyon, daha sonra Roma İmparatorluğu ve Bizans İmparatorluğu dönemlerinde de önemli bir yerleşim merkezi haline geldi. İlk olarak Likya uygarlığına ait olan ve daha sonra Perslerin egemenliği altına giren kenti Büyük İskender'in Anadolu seferi sırasında ele geçirmesiyle Helenistik döneme geçiş yaptı. Helenistik dönemde kent, kültürel ve ekonomik olarak büyük bir gelişme gösterdi. Silyon, Roma İmparatorluğu döneminde önemli bir askeri üs ve ticaret merkezi haline geldi. Bu dönemde inşa edilen tiyatro, hamamlar ve su kemerleri gibi yapılar, kentin zenginliğini ve stratejik önemini kazandı ve Bizans döneminde ise dini ve askeri bir merkez olarak varlığını sürdürdü. Antalya iline bağlı Serik ilçesi sınırlarında yer alan Silyon, Toros Dağları'nın güney eteklerinde, Aksu (Perge) ovasına hakim bir konumda bulunuyor ve stratejik olarak önemli bir noktada kalıyor. Bu konum, kente hem savunma avantajı hem de ticaret yolları üzerinde bulunma imkanı sağladı. 

 

3 bin kapasiteli tiyatro 

Silyon'da birçok önemli yapı bulunmakla beraber bunlar arasında en dikkat çekici olanları ise şöyle: Kentin en yüksek noktasında yer alan ve etrafı surlarla çevrili olan Akropolis hem askeri hem de dini yapılar içeriyor. Roma döneminde inşa edilen tiyatro, yaklaşık 3 bin kişilik kapasiteye sahip ve yapısı, yarı dairesel planlı olarak iyi korunmuş durumda. Akropolis'in doğusunda yer alan tiyatrosu, o dönemde atletizm yarışmaları ile diğer spor etkinliklerine ev sahipliği yaptı. Roma dönemine ait hamamlar, kentin sosyal yaşamının önemli bir parçasını oluşturdu. Antik dönemde su temini için inşa edilmiş olan su kemerleri, mühendislik açısından oldukça ileri bir yapıya sahip olmasıyla döneminin mimari açıdan geliştiğini gösteriyor. 19.  yüzyılın sonlarında başlayan ilk arkeolojik kazılar, kentin tarihini ve yapılarının özelliklerini ortaya çıkarmada önemli rol oynayarak halen kazılara devam ediliyor. Bu kazılar, Silyon'un zengin tarihine dair yeni bulgular da ortaya koyuyor. 

 

Panoramik manzara  

Günümüzde Silyon, tarihi ve doğal güzellikleri ile ziyaretçilerini ağırlıyor. ‘Ören yeri’ olarak düzenlenen kent, arkeoloji meraklıları ve doğa severler için cazip bir turizm merkezi haline geldi. Kentteki kalıntılar ve panoramik manzara, ziyaretçilere hem tarih hem de doğayla iç içe bir deneyim fırsatı sunuyor. Tarihi zenginlikleri ve stratejik konumu ile Likya, Roma ve Bizans dönemlerine ışık tutan önemli bir antik kent olan Silyon hem askeri hem de ticari açıdan büyük önem arz ediyor. Silyon, günümüzde de arkeolojik ve turistik değerini korumaya devam ediyor.