AŞT’de görevden alınan Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür’ün yerine, liyakat öncelikli yönetmelik değiştirilerek dışarıdan atama yapılacağı söylentileri tepkilere yol açtı. Oyuncu-yönetmen Engin Alkan, CHP’li Büyükşehir yönetimine, “Yanlıştan dönün” çağrısı yaptı
Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları (AŞT) Genel Sanat Yönetmeni ünlü oyuncu Mehmet Özgür’ün geçtiğimiz ay görevden alınması, başta sanat dünyası olmak üzere çeşitli çevrelerin tepkilerine neden olmuştu. 2014 yılından beri AŞT’nin Genel Sanat Yönetmenliği görevini sürdüren Özgür’ün, ansızın görevden el çektirilmesi ve sonraki süreçte AŞT’ye mevcut oyunculardan değil de dışarıdan bir atama yapılacağı söylentileri ise tepkileri artırdı. İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda halen oyunculuk ve rejisörlük yapan sanatçı Engin Alkan, tiyatrodergisi.com.tr’de kaleme aldığı bir köşe yazısında Mehmet Özgür’e yapılan bu muamelenin haksız olduğuna değinerek, Büyükşehir yönetimine, “Lütfen bu yanlıştan geri dönün” çağrısı yaptı.
‘AŞT ve Özgür başarılı’
Yazısında, “Bütün yönleriyle baktığımda Antalya Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nu ve kurumun Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür’ü başarılı buluyorum ve hatta AŞT’nin Anadolu’da başarı çizgisini yerelden genele ulaştırabilmiş az sayıdaki sanat kurumundan biri olduğunu düşünüyorum” diyen Alkan, bu başarının mimarı Mehmet Özgür’ün yerel seçimlerde işbaşına gelen CHP’li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek tarafından görevinden azledilmesine ise bir anlam veremediğini belirtti. Kurumda 39’u ücretli ve 9’u hizmet alımlı olmak üzere 48 sanat çalışanının iş akdinin sona erdirildiğine de dikkat çeken Engin Alkan, “Şaşkınlıktan ağzım açık bir halde ‘Neden?’ diye düşündüm. Başarısını defaten kanıtlamış, kat be kat seyircisinin iltifatını kazanmış, kurduğu Çocuk, Kukla ve Gençlik birimleriyle ilklere imza atarak emsallerine örnek olmuş bu değerli kurumda beğenilmeyen, yetersiz bulunan ne olabilir? Bu ülkede ‘meyve veren ağacı taşlama geleneği neden hiç bozulmaz ya rabbi’ serzenişlerimi bir kenara bırakıp, hemen bu azledilmelerin gerekçesini sorgulamaya koyuldum” ifadelerini kullandı.
‘Siyasi rövanşlardan biri mi?’
Alkan yazısında görüşlerini özetle şöyle dile getirdi: “Nasıl bir eksiklik böyle bir karara neden olmuş olabilir? Hiç inanmak istemesem de işin içinde artık laçkalaşmış siyasi rövanşlardan biri mi var diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım. Bu azlin tezlerini ve karşı tezlerini muhtemelen gelişecek hukuki bir süreçte takip ediyor olacağız sanırım. Şehir Tiyatroları tüm birimlerin uymak zorunda olduğu çeşitli yönetmeliklerle yönetilir ve Antalya Belediyesi Şehir Tiyatrosu yönetmeliği de Mehmet Özgür ve ekibi tarafından titizlikle hazırlanmış bir yönetmeliktir. Emsal niteliğindeki bu yönetmelik ilgili maddeleri uyarınca hangi görüşten olursa olsun siyasal iktidarların iki dudağının arasından çıkacak keyfi kelamlar karşısında kurumu ve sanatçıları siyasal maniplasyonlardan koruyan, kurumun kendi sanatçıları tarafından yönetilmesine olanak tanıyan, Sayıştay Başkanlığı’nın görüşüne başvurularak oluşturulan tek yönetmeliktir.”
‘Liyakat öncelikli yönetmelik’
“Yönetmelikte kurumun sanatsal çizgisine yön veren Genel Sanat Yönetmeni’nin atanma koşulu şu cümlelerle yer alır: Genel Sanat Yönetmeni, fakülte veya dengi okul mezunu olmak veya Antalya Şehir Tiyatrosunda önemli çalışmalarda bulunmuş olması gerekir. Genel Sanat Yönetmeni kurum içinden sanatkâr memur statüsüne atanabilme şartlarına haiz personeller arasından Şehir Tiyatrosunun tüm sanat çalışanlarınca yapılacak seçim ile belirlenen en fazla oy alan 2 (iki) aday arasından birisi Başkan tarafından atanır. Başkan tarafından atanacak Genel Sanat Yönetmeninde atama tarihinden itibaren geriye dönük olarak Antalya Şehir Tiyatrosunda Oyuncu ve Yönetmen olarak 5 (beş) yıl kesintisiz çalışma şartı aranır. Bu göreve vekâleten atanacak veya yürütecek olanlardan da aynı özellikler aranır. Başkan tarafından ataması yapılan Genel Sanat Yönetmeninin görev süresi 3 (üç) yıl olup, üst üste 2 (iki) dönemden fazla görev yapamaz. (MADDE 23).”
‘Tiyatroyu tiyatrocular yönetir’
“Anlaşıldığı üzere yönetmelik maddesine göre atanacak Genel Sanat Yönetmenin kurum içinde en az beş yıl çalışmış sanatçılar arasından seçilmesi karara bağlanmış. Böylelikle kurumun kendi sanatçıları tarafından yönetilmesinin önü açılmış, dahası yönetmelikte ‘Tiyatroyu tiyatrocular yönetir’ ilkesi bir hayal olmaktan öte yasal bir dayanak haline getirilmiş. Bildiğim kadarıyla hali hazırda kurumda bu mevzuata uyan en az on sanatçı var. Bu yönetmelik uyarınca sanatçılardan birinin Genel Sanat Yönetmeni olarak atanması mümkünken, aldığımız bilgiler doğrultusunda dışarıdan bir Genel Sanat Yönetmeni atanmak üzere yönetmeliğin ilgili maddesini değiştirmek üzere çalışılmaya başlanmış görünüyor. Başka bir deyişle görece olarak ‘özerk’ bir sanat kurumu daha belediye politikalarının istikrarsız rüzgarına terk edilerek tehlikeli bir belirsizliğe itiliyor.”
‘Bürokrasinin yönetme iştahı’
“Bu gün kamu tiyatrolarının yaşadığı en büyük sorun belediye bürokrat birimlerinin kendi kültürel vizyonları ve sanatsal eğilimleri doğrultusunda bir sanat kurumunun yönetimine dahil olma iştahlarından kaynaklanmaktadır. İstanbul B. Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın 90’lı yıllardan bu yana yaşadığı erozyonu hatırlatırım. Nurettin Sözen zamanında temeli atılan müdür ve GSY arasındaki çift başlı yönetim anlayışı, devamı olan siyasi iktidarların bu yangını kendi erkleri doğrultusunda amansızca çoğaltmasına yol açmıştır. Sonuçta bu gün İstanbul Şehir Tiyatroları sanatçıların söz sahibi olamadığı paramparça bir yönetmelikle, on yıldan fazla bir zamandır belediye bürokratlarının uhdesinde yaşam savaşı veren bir yapıya dönüşmüştür. Kafanızı Kocaeli ya da Bakırköy’e çevirdiğinizde de benzer huzursuz sonuçlarla karşılaşırsınız. Sanatı sevmek ve desteklemek sanat yapmakla aynı şey değildir, en önemlisi sanatçıların inisiyatifini doğrudan ya da dolaylı olarak kurumların yönetiminden uzak tutmak pusulasız gemi yüzdürmeye benzer, nerede karaya oturacağınızı bilemezsiniz.”
‘Lütfen bu yanlıştan dönün’
“Kuruma emek vermiş yönetmenlerden biri olarak değil, Mehmet Özgür’le tanış biri olarak değil, orada üzüntü içinde kaygılanan dostlarımın hatırına değil, Anadolu’da yeşeren tiyatro umudunun coşkulananı olarak değil, ideolojik itişmelerden yılmış bir sanatçı olarak, gündelik siyasete çok uzak bir noktadan tekrar ediyorum; AŞT başarılı bir tiyatrodur ve bu başarının mimarı Mehmet Özgür’dür. AŞT’nin liyakat esaslı bu yönetmeliği kurulma aşamasında olan ve kurulmuş pek çok Şehir Tiyatrosu’na emsal teşkil etmiştir, gelecekte de etmelidir. Siz kültürel ve sosyal alanlarda önderlik edebilecek aydınlık yöneticilere sesleniyorum; sahneye alın terini akıtan sanatçıların kendilerini yönetme ve yöneticilerini seçme hakları vardır. Olmalıdır! Bizler kaybettiğimiz özlük haklarımızı nasıl geri alabiliriz derdine düşmüşken, kazanılanı kaybetmek çok acı ve ürkütücü. Bu yanlıştan lütfen geri dönün.”
Tiyatroseverler protesto etmişti
Öte yandan Eylül ayında açılması gereken Antalya Şehir Tiyatroları (AŞT) perdesinin Kasım ayının ortasında olunmasına rağmen açılmaması, geçtiğimiz günlerde bir grup tiyatro izleyicisi tarafından protesto edilmişti. Büyükşehir Belediyesi önünde toplanan ve şehir tiyatrolarının açılmasını isteyen yaklaşık 30 kişilik grup, üzerinde ‘Seyirci kalma’, ‘Tiyatroma dokunma’, ‘Sanata siyaset karışmamalı’, ‘Oyuncunun yeri sahnedir’, ’24 oyun neden iptal edildi’, ‘Tiyatroyu tiyatrocu yönetir’ yazılı dövizler taşımıştı. Yunus ERDOĞAN
Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları (AŞT) Genel Sanat Yönetmeni ünlü oyuncu Mehmet Özgür’ün geçtiğimiz ay görevden alınması, başta sanat dünyası olmak üzere çeşitli çevrelerin tepkilerine neden olmuştu. 2014 yılından beri AŞT’nin Genel Sanat Yönetmenliği görevini sürdüren Özgür’ün, ansızın görevden el çektirilmesi ve sonraki süreçte AŞT’ye mevcut oyunculardan değil de dışarıdan bir atama yapılacağı söylentileri ise tepkileri artırdı. İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda halen oyunculuk ve rejisörlük yapan sanatçı Engin Alkan, tiyatrodergisi.com.tr’de kaleme aldığı bir köşe yazısında Mehmet Özgür’e yapılan bu muamelenin haksız olduğuna değinerek, Büyükşehir yönetimine, “Lütfen bu yanlıştan geri dönün” çağrısı yaptı.
‘AŞT ve Özgür başarılı’
Yazısında, “Bütün yönleriyle baktığımda Antalya Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nu ve kurumun Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür’ü başarılı buluyorum ve hatta AŞT’nin Anadolu’da başarı çizgisini yerelden genele ulaştırabilmiş az sayıdaki sanat kurumundan biri olduğunu düşünüyorum” diyen Alkan, bu başarının mimarı Mehmet Özgür’ün yerel seçimlerde işbaşına gelen CHP’li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek tarafından görevinden azledilmesine ise bir anlam veremediğini belirtti. Kurumda 39’u ücretli ve 9’u hizmet alımlı olmak üzere 48 sanat çalışanının iş akdinin sona erdirildiğine de dikkat çeken Engin Alkan, “Şaşkınlıktan ağzım açık bir halde ‘Neden?’ diye düşündüm. Başarısını defaten kanıtlamış, kat be kat seyircisinin iltifatını kazanmış, kurduğu Çocuk, Kukla ve Gençlik birimleriyle ilklere imza atarak emsallerine örnek olmuş bu değerli kurumda beğenilmeyen, yetersiz bulunan ne olabilir? Bu ülkede ‘meyve veren ağacı taşlama geleneği neden hiç bozulmaz ya rabbi’ serzenişlerimi bir kenara bırakıp, hemen bu azledilmelerin gerekçesini sorgulamaya koyuldum” ifadelerini kullandı.
‘Siyasi rövanşlardan biri mi?’
Alkan yazısında görüşlerini özetle şöyle dile getirdi: “Nasıl bir eksiklik böyle bir karara neden olmuş olabilir? Hiç inanmak istemesem de işin içinde artık laçkalaşmış siyasi rövanşlardan biri mi var diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım. Bu azlin tezlerini ve karşı tezlerini muhtemelen gelişecek hukuki bir süreçte takip ediyor olacağız sanırım. Şehir Tiyatroları tüm birimlerin uymak zorunda olduğu çeşitli yönetmeliklerle yönetilir ve Antalya Belediyesi Şehir Tiyatrosu yönetmeliği de Mehmet Özgür ve ekibi tarafından titizlikle hazırlanmış bir yönetmeliktir. Emsal niteliğindeki bu yönetmelik ilgili maddeleri uyarınca hangi görüşten olursa olsun siyasal iktidarların iki dudağının arasından çıkacak keyfi kelamlar karşısında kurumu ve sanatçıları siyasal maniplasyonlardan koruyan, kurumun kendi sanatçıları tarafından yönetilmesine olanak tanıyan, Sayıştay Başkanlığı’nın görüşüne başvurularak oluşturulan tek yönetmeliktir.”
‘Liyakat öncelikli yönetmelik’
“Yönetmelikte kurumun sanatsal çizgisine yön veren Genel Sanat Yönetmeni’nin atanma koşulu şu cümlelerle yer alır: Genel Sanat Yönetmeni, fakülte veya dengi okul mezunu olmak veya Antalya Şehir Tiyatrosunda önemli çalışmalarda bulunmuş olması gerekir. Genel Sanat Yönetmeni kurum içinden sanatkâr memur statüsüne atanabilme şartlarına haiz personeller arasından Şehir Tiyatrosunun tüm sanat çalışanlarınca yapılacak seçim ile belirlenen en fazla oy alan 2 (iki) aday arasından birisi Başkan tarafından atanır. Başkan tarafından atanacak Genel Sanat Yönetmeninde atama tarihinden itibaren geriye dönük olarak Antalya Şehir Tiyatrosunda Oyuncu ve Yönetmen olarak 5 (beş) yıl kesintisiz çalışma şartı aranır. Bu göreve vekâleten atanacak veya yürütecek olanlardan da aynı özellikler aranır. Başkan tarafından ataması yapılan Genel Sanat Yönetmeninin görev süresi 3 (üç) yıl olup, üst üste 2 (iki) dönemden fazla görev yapamaz. (MADDE 23).”
‘Tiyatroyu tiyatrocular yönetir’
“Anlaşıldığı üzere yönetmelik maddesine göre atanacak Genel Sanat Yönetmenin kurum içinde en az beş yıl çalışmış sanatçılar arasından seçilmesi karara bağlanmış. Böylelikle kurumun kendi sanatçıları tarafından yönetilmesinin önü açılmış, dahası yönetmelikte ‘Tiyatroyu tiyatrocular yönetir’ ilkesi bir hayal olmaktan öte yasal bir dayanak haline getirilmiş. Bildiğim kadarıyla hali hazırda kurumda bu mevzuata uyan en az on sanatçı var. Bu yönetmelik uyarınca sanatçılardan birinin Genel Sanat Yönetmeni olarak atanması mümkünken, aldığımız bilgiler doğrultusunda dışarıdan bir Genel Sanat Yönetmeni atanmak üzere yönetmeliğin ilgili maddesini değiştirmek üzere çalışılmaya başlanmış görünüyor. Başka bir deyişle görece olarak ‘özerk’ bir sanat kurumu daha belediye politikalarının istikrarsız rüzgarına terk edilerek tehlikeli bir belirsizliğe itiliyor.”
‘Bürokrasinin yönetme iştahı’
“Bu gün kamu tiyatrolarının yaşadığı en büyük sorun belediye bürokrat birimlerinin kendi kültürel vizyonları ve sanatsal eğilimleri doğrultusunda bir sanat kurumunun yönetimine dahil olma iştahlarından kaynaklanmaktadır. İstanbul B. Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın 90’lı yıllardan bu yana yaşadığı erozyonu hatırlatırım. Nurettin Sözen zamanında temeli atılan müdür ve GSY arasındaki çift başlı yönetim anlayışı, devamı olan siyasi iktidarların bu yangını kendi erkleri doğrultusunda amansızca çoğaltmasına yol açmıştır. Sonuçta bu gün İstanbul Şehir Tiyatroları sanatçıların söz sahibi olamadığı paramparça bir yönetmelikle, on yıldan fazla bir zamandır belediye bürokratlarının uhdesinde yaşam savaşı veren bir yapıya dönüşmüştür. Kafanızı Kocaeli ya da Bakırköy’e çevirdiğinizde de benzer huzursuz sonuçlarla karşılaşırsınız. Sanatı sevmek ve desteklemek sanat yapmakla aynı şey değildir, en önemlisi sanatçıların inisiyatifini doğrudan ya da dolaylı olarak kurumların yönetiminden uzak tutmak pusulasız gemi yüzdürmeye benzer, nerede karaya oturacağınızı bilemezsiniz.”
‘Lütfen bu yanlıştan dönün’
“Kuruma emek vermiş yönetmenlerden biri olarak değil, Mehmet Özgür’le tanış biri olarak değil, orada üzüntü içinde kaygılanan dostlarımın hatırına değil, Anadolu’da yeşeren tiyatro umudunun coşkulananı olarak değil, ideolojik itişmelerden yılmış bir sanatçı olarak, gündelik siyasete çok uzak bir noktadan tekrar ediyorum; AŞT başarılı bir tiyatrodur ve bu başarının mimarı Mehmet Özgür’dür. AŞT’nin liyakat esaslı bu yönetmeliği kurulma aşamasında olan ve kurulmuş pek çok Şehir Tiyatrosu’na emsal teşkil etmiştir, gelecekte de etmelidir. Siz kültürel ve sosyal alanlarda önderlik edebilecek aydınlık yöneticilere sesleniyorum; sahneye alın terini akıtan sanatçıların kendilerini yönetme ve yöneticilerini seçme hakları vardır. Olmalıdır! Bizler kaybettiğimiz özlük haklarımızı nasıl geri alabiliriz derdine düşmüşken, kazanılanı kaybetmek çok acı ve ürkütücü. Bu yanlıştan lütfen geri dönün.”
Tiyatroseverler protesto etmişti
Öte yandan Eylül ayında açılması gereken Antalya Şehir Tiyatroları (AŞT) perdesinin Kasım ayının ortasında olunmasına rağmen açılmaması, geçtiğimiz günlerde bir grup tiyatro izleyicisi tarafından protesto edilmişti. Büyükşehir Belediyesi önünde toplanan ve şehir tiyatrolarının açılmasını isteyen yaklaşık 30 kişilik grup, üzerinde ‘Seyirci kalma’, ‘Tiyatroma dokunma’, ‘Sanata siyaset karışmamalı’, ‘Oyuncunun yeri sahnedir’, ’24 oyun neden iptal edildi’, ‘Tiyatroyu tiyatrocu yönetir’ yazılı dövizler taşımıştı.
İLGİLİ HABER
AŞT'de 48 çalışanın işine son verildi