Doğasını seven vatandaş Mahmut Aksu çevreyi kirleten, kendilerine tahsis edilen alan dışında mermer çıkaran, pasa (halk dilinde hafriyat-moloz) döken, ormanı katleden mermer ve taş ocaklarına karşı savaş açtı. Mahmut Aksu verdiği mücadelede yaşadıklarını şöyle anlattı: Doğamızı korumaya çalışıyorum. Kesinlikle mermer ocaklarına karşı değilim. Sadece yalan yanlış sahte raporlar aldığını düşünerek, izinli alan dışına çıkarak çalışan firmalarla mücadele ediyorum. Mevcut kanunlar çerçevesinde çalışan mermer ocaklarına karşı hiçbir lafımız yok. Ben Isparta’da yaşıyorum. Ancak Antalya-Isparta il sınırındaki Çandır Köyü vatandaşıyım. O dağları karış karış bilirim. Orman müdürleri görevden alındı Haskızılören köyü ile Çandır Köyü arasında 20-25 km vardır. Antalya’nın Serik ilçesine bağlı Haskızılören köyünde Bonamer Mermer ve Demirçelik San. ve Tic. Ltd. Şti. faaliyet gösteriyor. Bu mermer ocağı ağaç katliamı yapıyor. Tohum meşere (tohumluk bırakılan ağaç) sahasına moloz döktüler. Bunu nedense devletin bazı kurumlarındaki görevliler görmezden geliyor. Verdiğim onlarca dilekçeye rağmen ısrarla işlem yapılmıyor. Yaptığım şikâyetlerle ilgili tutanak yazılıp yazılmadığını, işlem yapılıp yapılmadığını öğrenmek istiyorum. Ancak beni oyalıyorlar, cevap vermiyorlar. O kadar dilekçeden sonra nihayet bana bir yanıt gönderdiler. Resmi yanıt dilekçesinde, bahse konu alanda hiçbir ağaç katliamı olmadığını, ormana zarar verilmediğini belirttiler. Ama ben o alana giderek katliamı fotoğrafladım. Daha sonra bunun üzerine BİMER ve CİMER’e yazı yazdım. Sayın cumhurbaşkanımıza hitaben mektuplar, dilekçeler ve şikâyet başvuruları gönderdim. Bu başvurularım sonrası geçtiğimiz hafta tesadüf müdür bilemem, Isparta ve Antalya Orman Bölge Müdürleri apar topar görevden alındı. Cumhurbaşkanımıza rağmen Dilekçemde Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben ‘Sayın Cumhurbaşkanım, eninde sonunda beni de Antalya’da öldürülen sayın Ali Ulvi Büyüknohutçu ve değerli eşi gibi öldürecekler, bunu not edin. Ama ben rabbime kavuşmaktan, orada bu kanunsuzlarla hesaplaşmak için beklemekten korkmayacağım. Bir daha bu vekiller için meydana çıkar, tek bir kurşun sıkar, tankların altında ezilirsem hem bu dünya, hem ahiret bana zehir olsun’ ifadelerini kullandım. Bu ifadeleri kullanmamın sebebi, sayın Cumhurbaşkanım bu ülke için bir şeyler yapmaya çalışırken altındaki ilgililerin bu kadar duyarsız kalarak, doğa katliamlarına göz yummalarıdır. Ayrıca şikâyet konusu alanda “kaya parçası düşmüştür” diye rapor yazıp, sayın cumhurbaşkanını kandırmaya çalışmaları gücüme gidiyor. Böyle yaparak bizim gibi duyarlı vatandaş ve halkla dalga geçiyorlar. Oraya 8 yaşında bir çocuğu bile götürsek, burada yapılan şeyin doğa katliamı olduğunu anında görecektir. Korkum genişletme izni Geçtiğimiz günlerde Haskızılören köyünde bulunan Bonomer Mermer firması ile ilgili bazı kurumlara uyarıda bulundum. Dilekçemde ‘Bölgeniz sınırları içinde kalan mermer ocağında, alan dışına çıkarak korkunç bir ağaç katliamına başlanmıştır. Bu yıkılan orman ağaçlarını, dökülen pasaları daha düne kadar gören tek bir memur yoktur. Tarafınızdan bölgeye gidilerek bu taşım yapılan alanda oluşan ağaç katliamlarının suç zabıtlarının tutularak cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunmanızı, eğer bu suç zabıtları tutulmamaya devam ederse, hakkınızda cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunacağımı yüksek müsaadelerinize arz ederim’ ifadelerine yer verdim. Şu anda en büyük korkum, bahse konu ilgililerin kendilerini kurtarmak için firmaya pasa genişletme izni verme olasılığıdır. Antalya-Isparta il sınırında yaşanan Bu katliam gözden kaçırılmamalıdır. Şükrü AĞIRMAN
Özel Haber
12 Kasım 2017 - 18:00
Güncelleme: 12 Kasım 2017 - 18:01
Doğaseverin en büyük korkusu
Antalya’da çevre katliamını engellemek için Cumhurbaşkanı’na mektup yazan doğasever Mahmut Aksu, en büyük korkusunun şikâyet ettiği firmaya pasa genişletme izni vermesi olduğunu söyledi
Özel Haber
12 Kasım 2017 - 18:00
Güncelleme: 12 Kasım 2017 - 18:01