Maliyeti düşüren ölümcül madde
Solitin aslında gıdalarda hiç bulunmaması gereken tamamen kimyasal bir ajan. Hatta, basit olarak melaminimsi bir plastik, sütlere, yoğurt ve ayranlara ve sütün girdiği her çeşit besine katılıyor çünkü bu molekül su ile inanılmaz şekilde bağlanarak kıvam arttırıyor. Bu, hem imalat prosesleri açısından zaman kazandırıyor, hem gıda doğallığını kaybettiğinden son kullanma tarihini uzatıyor ve firmaların stoklu çalışmasını sağlıyor, hem de maliyeti inanılmaz düşürerek firmaların rekabet gücünü arttırıyor. Böbrek yetmezliği ve hafıza
Aile Hekimi Doktor Mehmet Ozan Uzkut süt ve süt ürünleri içerisindeki solitinin tehlikelerine dikkat çekerek şöyle konuştu; “Çocuklarımıza beş kuruşa, yirmi kuruşa, elli kuruşa gofret, çikolata ve süt ürünleri alabilmemiz; evlerimize çeşit çeşit peynir, yoğurt, hazır sütlü tatlı vs. girebilmesi hep bu yüzden. Solitin bir tricalcid bileşiği yani doğada en bol ve bedava bulabileceğiniz türden, tebeşir gibi, alçı taşı gibi. Oysa bu bileşik böbreklerden atılırken renal tubuluslardaki glomerüllerde birikiyor ve filtrasyonu yani böbreklerin kanı süzmesini engelliyor ve sonuç böbrek yetmezliğine kadar uzanan böbrek rahatsızlıkları, serum, üre ve kraetinin düzeylerinde artış ve bunun getirdiği devamlı yorgunluk hali, hafıza ve konsantrasyon bozuklukları hatta solitin ciddi mental bozukluklar yaratıyor.
Şizofreni ile ilişkili
Almanya Solingen Üniversitesi Psikiyatri Bölümünce 2009 da 21. Europe Pscyhatry Society için hazırlanan bildirgede şizofreni ve solitinin kullanımı arasında ilişkiler olması muhtemel olduğu, özellikle paranoid şizofreni vakalarında kanda tricalciophospate bileşiklerinin normalden 16 kat yüksek olduğu belirtilmesine rağmen bildirge nedense kongrede sunum için kabul edilmedi. Solitinin tespiti için ne yapılmalı
Öncelikle belirtmek gerekir ki üretici firmalar solitini hiçbir şekilde ürün etiketlerinde bildirmiyor. Aldığımız ürünlerde solitin olup olmadığını yine de bir kaç basit deneyle anlayabiliriz. Eğer bu yönde bir şüphe oluşursa derhal bulunduğunuz ildeki Hıfsızsıhha Müdürlüğü ile iletişime geçerek şüpheli gıdanın test edilmesini talep ediniz. Bu şekilde binlerce hatta yüzbinlerce insanın sağlığını kurtarabilirsiniz. Çevrenize baktığınızda ne kadar çok diyaliz merkezi ve böbrek hastası olduğunu siz de görüyorsunuz. Bu artışın sebebi bazı ahlaksız firmaların kâr hırsından başka bir şey değil. Aldığınız sıvı ürünler (süt, ayran, çikolatalı süt vs) için şu yolu izleyebilirsiniz. Bir metali (çatal, kaşık vs) el yakacak düzeyde ısıtın ve test etmek istediğiniz sıvıya batırarak çalkalama hareketi yapın, metali çıkardığınızda birbirinden ayrılmış öbekler halinde beyaz topaklar görürseniz o üründe “solitin var” demektir.
Peynir ve gofrette test
Peynir ve benzer türlü ürünlerde ise üründen bir parça alarak sirkeli suya koyunuz. Eğer sirkeli suyun üzerinde kalan beyazımsı bir tabaka görürseniz o üründe “solitin var” demektir. Çikolata, gofret türü ürünlerde ise ürünü elinizle basitçe kırın, eğer kırığın her iki tarafında süt beyazı noktalar varsa o üründe de solitin vardır. Sağlığımız için, geleceğimiz için, çocuklarımız ve sevdiklerimiz için bu bilgileri bütün çevremize yayalım ve toplumsal olarak tepkimizi ortaya koyarak AB normlarında olmayan bu katkı maddesinin üretici firmalar tarafından daha fazla kullanılmasını engelleyelim.” Uzkut sözlerini şöyle sürdürdü; “Süt ve süt ürünlerinde yapılan denetimlerde taklit ve tahşiş yapıldığı, bu ürünlerin içerisine nişasta, bitkisel yağ, jelatin ve benzeri bir çok maddenin katıldığı defalarca tespit edilmiştir. Öte yandan solitin diye bir maddenin hiç var olmadığı ya da var olup süt ve ürünlerinde kullanılmadığı iddiasıyla ilgili olarak bazı internet sitelerinde açıklamalar da görmek mümkündür. Bazısı gıda firmalarına, bir kısmı gıda ile ilgili birlik veya derneklere ait internet sitelerinde; firma yetkilileri ve gıda derneklerinin üyesi olan bazı akademisyenlerin solitin kullanımını yalanladığına dair ifadeler göze çarpmaktadır. Doğru olan; firmaların ‘bizim ürünümüzde solitin yoktur’ diye açıklama yapmasıdır. Ancak bu açıklamalar; diğer firmaların ürünlerinde solitin olmayacağı anlamına da gelmemektedir. Analizler yapılmalı, kötü olan ürün yasaklanmalıdır. Süt ve ürünlerinde solitinin kullanıldığını yalanlayan internet sitelerindeki bu haberlerde; bahse konu iddiaların ilk olarak 2009 yılında, sosyal medyada ise 2011 yılında yayıldığı, o günlerden bu yana yalanlanmasına rağmen iddiaların yayılmaya devam ettiği öne sürülmektedir. Ancak internette yapılan basit araştırmada da görülmektedir ki süt ve ürünlerinde solitin kullanıldığını yalanlayan açıklama yapan kurumlar, Sağlık Bakanlığı ya da Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (Tarım ve Ormancılık Bakanlığı) değil özel firma ve derneklerdir. İki bakanlığın da süt ve ürünlerinde solitin kullanıldığı iddialarına açıklık getirecek açıklama yapması, kamunun bilgilenmesi açısından doğru olacaktır.” Şükrü AĞIRMAN
Solitin aslında gıdalarda hiç bulunmaması gereken tamamen kimyasal bir ajan. Hatta, basit olarak melaminimsi bir plastik, sütlere, yoğurt ve ayranlara ve sütün girdiği her çeşit besine katılıyor çünkü bu molekül su ile inanılmaz şekilde bağlanarak kıvam arttırıyor. Bu, hem imalat prosesleri açısından zaman kazandırıyor, hem gıda doğallığını kaybettiğinden son kullanma tarihini uzatıyor ve firmaların stoklu çalışmasını sağlıyor, hem de maliyeti inanılmaz düşürerek firmaların rekabet gücünü arttırıyor.
Aile Hekimi Doktor Mehmet Ozan Uzkut süt ve süt ürünleri içerisindeki solitinin tehlikelerine dikkat çekerek şöyle konuştu; “Çocuklarımıza beş kuruşa, yirmi kuruşa, elli kuruşa gofret, çikolata ve süt ürünleri alabilmemiz; evlerimize çeşit çeşit peynir, yoğurt, hazır sütlü tatlı vs. girebilmesi hep bu yüzden. Solitin bir tricalcid bileşiği yani doğada en bol ve bedava bulabileceğiniz türden, tebeşir gibi, alçı taşı gibi. Oysa bu bileşik böbreklerden atılırken renal tubuluslardaki glomerüllerde birikiyor ve filtrasyonu yani böbreklerin kanı süzmesini engelliyor ve sonuç böbrek yetmezliğine kadar uzanan böbrek rahatsızlıkları, serum, üre ve kraetinin düzeylerinde artış ve bunun getirdiği devamlı yorgunluk hali, hafıza ve konsantrasyon bozuklukları hatta solitin ciddi mental bozukluklar yaratıyor.
Şizofreni ile ilişkili
Almanya Solingen Üniversitesi Psikiyatri Bölümünce 2009 da 21. Europe Pscyhatry Society için hazırlanan bildirgede şizofreni ve solitinin kullanımı arasında ilişkiler olması muhtemel olduğu, özellikle paranoid şizofreni vakalarında kanda tricalciophospate bileşiklerinin normalden 16 kat yüksek olduğu belirtilmesine rağmen bildirge nedense kongrede sunum için kabul edilmedi.
Öncelikle belirtmek gerekir ki üretici firmalar solitini hiçbir şekilde ürün etiketlerinde bildirmiyor. Aldığımız ürünlerde solitin olup olmadığını yine de bir kaç basit deneyle anlayabiliriz. Eğer bu yönde bir şüphe oluşursa derhal bulunduğunuz ildeki Hıfsızsıhha Müdürlüğü ile iletişime geçerek şüpheli gıdanın test edilmesini talep ediniz. Bu şekilde binlerce hatta yüzbinlerce insanın sağlığını kurtarabilirsiniz. Çevrenize baktığınızda ne kadar çok diyaliz merkezi ve böbrek hastası olduğunu siz de görüyorsunuz. Bu artışın sebebi bazı ahlaksız firmaların kâr hırsından başka bir şey değil. Aldığınız sıvı ürünler (süt, ayran, çikolatalı süt vs) için şu yolu izleyebilirsiniz. Bir metali (çatal, kaşık vs) el yakacak düzeyde ısıtın ve test etmek istediğiniz sıvıya batırarak çalkalama hareketi yapın, metali çıkardığınızda birbirinden ayrılmış öbekler halinde beyaz topaklar görürseniz o üründe “solitin var” demektir.
Peynir ve gofrette test
Peynir ve benzer türlü ürünlerde ise üründen bir parça alarak sirkeli suya koyunuz. Eğer sirkeli suyun üzerinde kalan beyazımsı bir tabaka görürseniz o üründe “solitin var” demektir. Çikolata, gofret türü ürünlerde ise ürünü elinizle basitçe kırın, eğer kırığın her iki tarafında süt beyazı noktalar varsa o üründe de solitin vardır. Sağlığımız için, geleceğimiz için, çocuklarımız ve sevdiklerimiz için bu bilgileri bütün çevremize yayalım ve toplumsal olarak tepkimizi ortaya koyarak AB normlarında olmayan bu katkı maddesinin üretici firmalar tarafından daha fazla kullanılmasını engelleyelim.” Uzkut sözlerini şöyle sürdürdü; “Süt ve süt ürünlerinde yapılan denetimlerde taklit ve tahşiş yapıldığı, bu ürünlerin içerisine nişasta, bitkisel yağ, jelatin ve benzeri bir çok maddenin katıldığı defalarca tespit edilmiştir. Öte yandan solitin diye bir maddenin hiç var olmadığı ya da var olup süt ve ürünlerinde kullanılmadığı iddiasıyla ilgili olarak bazı internet sitelerinde açıklamalar da görmek mümkündür. Bazısı gıda firmalarına, bir kısmı gıda ile ilgili birlik veya derneklere ait internet sitelerinde; firma yetkilileri ve gıda derneklerinin üyesi olan bazı akademisyenlerin solitin kullanımını yalanladığına dair ifadeler göze çarpmaktadır. Doğru olan; firmaların ‘bizim ürünümüzde solitin yoktur’ diye açıklama yapmasıdır. Ancak bu açıklamalar; diğer firmaların ürünlerinde solitin olmayacağı anlamına da gelmemektedir. Analizler yapılmalı, kötü olan ürün yasaklanmalıdır. Süt ve ürünlerinde solitinin kullanıldığını yalanlayan internet sitelerindeki bu haberlerde; bahse konu iddiaların ilk olarak 2009 yılında, sosyal medyada ise 2011 yılında yayıldığı, o günlerden bu yana yalanlanmasına rağmen iddiaların yayılmaya devam ettiği öne sürülmektedir. Ancak internette yapılan basit araştırmada da görülmektedir ki süt ve ürünlerinde solitin kullanıldığını yalanlayan açıklama yapan kurumlar, Sağlık Bakanlığı ya da Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (Tarım ve Ormancılık Bakanlığı) değil özel firma ve derneklerdir. İki bakanlığın da süt ve ürünlerinde solitin kullanıldığı iddialarına açıklık getirecek açıklama yapması, kamunun bilgilenmesi açısından doğru olacaktır.”
Sosyal medyada yeniden dolaşıma sokulan "Süt ürünleri üretiminde solitin adlı zararlı kimyasal bir madde kullanıldığı” şeklindeki iddialar üzerine Gıda ve Beslenme Derneğinden açıklama geldi. Dernek üyesi Prof. Halkman, “İddia tümüyle palavra. Solitin adlı bir kimyasal madde yok” dedi.