TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi’nde (TUG), çalışmaları etkileyen toz bulutu üzerinde yapılan incelemede, toz kümesinin mermer elementleri içerdiği kanıtlandı
TÜBİTAK’ın Antalya Saklıkent Bakırlıtepe’de bulunan Ulusal Gözlem Evi’nde çalışmaları etkileyen toz bulutunun taş ocaklarından çıktığı kanıtlandı. Saklıkent’te bulunan mermer ocakları, gece gündüz demeden faaliyetlerini sürdürürken, yarattıkları ışık ve toz kirliliği TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi’nin (TUG) sağlıklı çalışma yapmasını engelliyordu. Konu daha öncede basında geniş yer bulmuştu. Saklıkent’teki mermer ocağı işletme yetkilileri ise ocaktan gözlemevinin çalışmalarını engelleyecek derecede toz çıkmadığını ve kimi zaman ise yoğun sisin toz sanıldığı iddialarını gündeme getirmişti. Gözlemevi yetkililerinden Doç. Dr Hasan Esenoğlu, çalışmaları engelleyen toz parçacıklarının TÜBİTAK’ta incelendiğini söyledi.
Tozlar incelendi
Esenoğlu, “Orada kalkan tozları incelettirdik. İncelemeyi TÜBİTAK yaptı. Oradan gelen sonuçlar, toz bulutunun mermer elementinden oluştuğunu gösteriyor. Bölgeyi saran toz bulutları ve suni ışık, çalışmaları engelliyordu” dedi. Maden ocaklarına sürekli uyarılarda bulunduklarını belirten Esenoğlu, “Söz konusu maden ocaklarına valilik makamından da uyarılar gitti. Onlar da akşam saatlerinden sonra çalışmayacaklarını, toz kalkmaması için sulama yapacaklarını söyledi. Suni ışık yaratan spot lambalarını ise gözlem yapmamıza engel olmayacak şekilde yönünü aşağıya doğru çevireceklerini belirtti. Bu şekilde tedbirler alacaklarına dair bizlere söz verdiler” dedi. Bölgenin doğal sit alanı ilan edilmesi konusunda çalışmalar başlatan gözlemevi yetkilileri, gözlemevi bölgesini sit alanı statüsüne koymuşlardı.
Sit alanı oldu
Sit alanını daha da genişletmek için çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Esenoğlu, “Bölgenin sit alanı olması burada yeni bir kazı yapılmaması; var olanların da ömrünü tamamlayıncaya kadar kontrol altında tutulması ile ilgili resmi karar var” dedi. Gözlemevine giden yolların orada yüksek tonajlı tırların geçmesine uygun olmadığını belirten Esenoğlu, “Tırların mermer taşımaları yolları berbat ediyor. O yollar tırların geçmesine uygun değil. Tırlar oradan geçince yollardaki asfalt çatlıyor. Orada devletin stratejik kurumu var. Her gün oraya gidip geliyoruz. Bu da bilimsel çalışmamızı engelliyor. Orası Dünya’ya açık, stratejik önemi olan bir yer. Uzayı net gören yerlerden birisidir orası. Dünya için, bizler için kıymetli” diye konuştu. TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi (TUG), Saklıkent’teki 2 bin 500 rakımlı Bakırlıtepe’de 1997 yılında faaliyetine başladı. Gözlemevi dünyanın dört robotik teleskopundan biri ile Türkiye’nin en büyük teleskopunu barındırıyor.
Halil FİDAN