Aşırı hareketli çocuk denince insanların aklına hiperaktif çocuklar gelebileceğini aktaran Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cem Şengül, ailelere önerilerde bulundu, “Genelde aşırı hareketli çocuk denince aklımıza hiperaktif çocuklar gelir. Çocukta aşırı hareketlilik her ortamda oluyor, yer ve zaman dinlemiyorsa o zaman hiperaktiviteden şüphelenmek gerekir. Çocukların sürekli ellerini ayaklarını oynatması, gereksiz yere sağa sola koşturması ve eşyalara tırmanması hiperaktivite bozukluluğudur” dedi. Hiperaktif çocukların yaşıtlara oranla daha hareketli, yerinde duramayan çocuklar olduğunu hatırlatan Şengül, “Bu tip çocuklar sabit durmakta zorlanırlar. Dikkatlerini tek bir noktaya odaklama güçlüğü yaşarlar. Ders sırasında ve sorumluluk aldıkları meseleleri yürütürken dikkatleri kolay dağılır. Bu tip çocuklar aklına gelen soruları herhangi bir denetime tabi tutmadan ve karşısındakinin konumunu önemsemeden söyleyen çocuklardır. Ama her yaramaz, haşarı ve hareketli çocuk hiperaktiftir de denilemez. Hiperaktif çocukların dikkat sorunları daha çok akademik hayatta dikkat çekmektedir. Aileler okul hayatı başlayıncaya kadar çoğunlukla dikkat ile ilgili problemleri değerlendirmekte zorlanıyor ya da çocuklarına toz konduramayabiliyorlar. Hiperaktivite, bir davranış sorunudur ve diğer davranış sorunlarına da neden olabilir. Başlangıç yaşı 3-4 olarak kabul edilse de belirtiler, daha küçük yaşlarda da kendini belli ediyor. Bu dönemlerde bebeklerde uykusuzluk, huzursuzluk sorunu baş göstermektedir” diye konuştu.
Tedavide aileye çok iş düşüyor
Hiperaktivite tedavisinde aileye çok iş düştüğünü hatırlatan Şengül, “Hiperaktif olan çocuğun tedavi olması gerekiyor. Hiperaktif olan çocuğun büyüdüğünde sorunun kendiliğinden ortadan kalkacağı düşünülüyor ancak bu gerçek bilgi değil. Yapılan araştırmalara göre bu çocuklarda, madde bağımlılığı, şiddete ve suça eğilim, kişilik bozuklukları gelişebilir. Anne ve baba olarak sabırlı olmanız gerekmektedir. Olumsuzluklar, yapamadığı şeyler ve cezalara odaklanmak yerine olumlular üzerinde odaklanın. Bir karakter sorunuyla değil biyolojik bir sorunla mücadele etmekte olduğunuzu unutmayın. Davranışlarınız daha öğretici olması için çok konuşup, öğüt vermeyin. Espri anlayışınızı kaybetmeyin ve sabırlı olun. Kendiniz ve çocuğunuza karşı hoşgörülü olun. Bu çocukların daha fazla düzene ve kurallara ihtiyacı vardır. Enerjilerini boşaltıcı etkinliklerde bulunmaları gerekir. Uzmanın öğretmene hastalık hakkında bilgi vermesi ve iletişim içinde olması önemlidir. Bu hastalıkta başarı ile uygulanan davranış terapisinde çocuğun güçlüklerle başa çıkma becerisinin geliştirilmesi hedeflenir. Çocuk organize olmayı ve zamanı iyi kullanmayı öğrenir. Ailenin hastalık hakkında bilgi ve destek alması çocuklarına doğru yaklaşımda bulunmaları için önemlidir. Öğretmen, kendisine saygısı ve güveni azalan çocuğun başarılı olduğu alanları bularak onu desteklemeli ve planlı çalışmasında yardımcı olmalıdır” dedi.
Esra ALTUNKES