Antalya Yeni Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi eski yöneticilerinden de olan ünlü işadamı Şahin Aba ile Kamil Arseven isimli kişiyle ilgili Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi 8 Aralık 2016 günü kararını vermişti. Bu isimler her biri farklı suçlamalarla muhatap olmak üzere, resmi belgede sahtecilik (TCK 204/1), kamu kurum ve kuruluşları ve benzeri tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık (TCK 158/1-d), hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlamasıyla (TCK 155/2) sanık olarak yargılanıyordu. Kamil Arseven 155/2 ve 204/1’den, Şahin Aba ise 204/1 ve 158/1-d’den yargılanıyordu. Müdafi olarak sanık Aba’yı Avukat Zuhal Erbektaş, diğer sanık Kamil Erseven’i ise Avukat İlhan Ünal temsil ediyordu. Katılan Mustafa Yurduseven’in vekili ise Avukat Mustafa Altan Kızıltan oldu. Dosyada katılan Mustafa Yurduseven’in eşi Semra Yurduseven ise müşteki olarak yer alıyordu.
Sahte imzalar
Cumhuriyet Savcısı Levent Beyazıt’ın Mart 2015’te hazırladığı iddianamede suç tarihi olarak 2012 yılı Antalya olarak belirtiliyordu. Şahin Aba ile arasında icra davalarının olduğunu belirten Mustafa Yurduseven, bir dönem GATAB Müdürü olarak da görev yapmıştı. Katılan Mustafa Yurduseven’in müşteki olan eşi Semra ile birlikte ortak olarak açtığı Yurt Teknik Harita İmar İnş. Tur. Ltd isimli bir şirketi bulunduğu, yasa gereği şirket ortağı olan bir harita mühendisi dışında şüphelilerden Kamil Arseven’in de şirkette dördüncü ortak olduğu, Şahin Aba’nın ise Kamil Arseven’in yakın arkadaşı olduğu iddianamede yer almıştı. İddianameye göre yakın arkadaş olan her iki şüpheli birlikte hareket etmiş, şirket aleyhine sahte senetler düzenlenmiş, senetlerde alacaklı olarak Şahin Aba, borçlu olarak ise şirket ve şirket sahibi Mustafa Yurduseven gözükmüştü. Şirket ortağı Kamil Arseven ise bazı senetlerde borçlu, bazılarında kefil gözüküyordu. Kriminal ekspertiz raporları ve adli tıp raporuyla on binlerce lira alacak görünen 6 adet senetteki imzaların müştekilere ait olmadığı tespit edilmişti.
Esnaf odası başkan adayı olamıyor
Yapılan cezai indirimlerle sanıklara resmi belgede sahtecilik suçundan 1’er yıl 3’er ay hapis cezası verildi. Ancak sanıklar TCK 53/1 maddesindeki belli haklardan, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakıldı. Böylece sanıklar cezanın infazı tamamlanıncaya kadar vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi dahi olamayacak. Haliyle AESOB, esnaf odaları ya da ATSO gibi seçimlerde ve kooperatif başkanlık seçimlerinde yer alamayacak. Ayrıca aynı şekilde bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten yoksun bırakılacak. Müştekilerin zararlarının da giderilmediği vurgulanan mahkemede, Şahin Aba hakkında daha önce Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGBK) verildiği hatırlatılarak bu kararın bulunduğu dosyaya ihbarda bulunulmasına da karar verildi. Sanıkların kişilik özellikleri, suçun işlenmesindeki özellikler, işlediği suçtan dolayı sanıkların pişmanlık duymuş olması dikkate alınarak verilen cezanın ertelenmesi durumunda bir daha suç işlemeyecekleri dair mahkemenin tam bir vicdani kanaati hasıl olduğundan sanıklara verilen bu ceza ertelendi. Sanıkların resmi belgede sahtecilik suçundan aldıkları ceza ertelendi ertelenmesine ancak TCK 159/1 maddesi gereğince cezalandırıldı. Mahkeme heyeti, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla “dolandırıcılık” suçunun işlenmesi sebebiyle; güveni kötüye kullanmayı anlatan 155/2, dolandırıcılık suçunu anlatan 158/1-d ve zincirleme suçu anlatan 43’üncü maddeler yerine daha az cezayı gerektiren TCK 159/1 maddesinden ceza verdi. Bu maddeye göre 212 gün adli para cezası veren mahkeme, bu cezayı indirimlerle 176’şar güne, bunu da günlüğü 20’şer liradan 3 bin 520’şer lira adli para cezasına çevirdi. Bu cezanın da 7 eşit taksitte ödenmesi karara bağlandı.
İstinaf başvurusu
Taraflar mahkemenin 8 Aralık 2016 tarihli bu kararına itiraz etti, istinafa başvurdu. Müşteki ve katılanlar cezayı az bulurken sanıklar dosyadaki raporlardan birinde bir çelişki olduğunu öne sürdü, kararın bozulmasını istedi. Üst mahkeme olan Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9.Ceza Dairesi, Antalya 1.Ağır Ceza Mahkemesinin kararını inceledi. 9.Ceza Dairesi 26 Eylül 2017 günü oybirliği ile kararını verdi. Mahkeme, tarafların taleplerini inceleyerek yerel mahkemenin kararını oybirliği ile bozdu. Kararda senetlerle ilgili dosyada bulunan bilirkişi raporları, kriminal ekspertiz raporları ve Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nden alınan raporlara dikkat çekilerek “…dosyada bulunan raporlar arasında çelişkiler bulunması ve hükme esas alınamayacağı sonucuna varılmakla çelişkinin giderilebilmesi ve maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından tüm senetlerin aslı celbedilerek duruşmada incelenip sahtecilik yönünden bono unsurlarını taşıyıp taşımadıkları belirlenerek mahkeme heyetinin bu husustaki gözlem ve tespiti tutanağa geçirilip denetime esas olmak üzere tasdikli birer suretleri dosyaya konulduktan sonra gerekirse yeniden tarafların imza ve yazı örnekleri de alınarak ayrıca kamu kurum ve kuruluşları ile banka, noter odalar vb yerlerde bulunan önceden atılmış samimi imzalarını içerir belgelerin araştırılarak dosyaya celbedilmek suretiyle Adli Tıp Kurumu Kanunu'nun 15/f maddesi gereğince Adli Tıp Genel Kurulu'ndan rapor aldırılması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle ve yetersiz gerekçeyle savunma hakkı da kısıtlanarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunduğundan sanık müdafilerinin ve katılanlar vekilinin istinaf taleplerinin bu yönlerden kabulü ile 5271 sayılı CMK’nın 280/1-d ve 289/1-h maddeleri gereğince hükmün sair hususlar incelenmeksizin bozulmasına…” denildi. Buna göre senetler tekrar incelenecek ve Adli Tıp Kurumuna gönderilerek rapor aldırılacak.
Şükrü AĞIRMAN
Sahte imzalar
Cumhuriyet Savcısı Levent Beyazıt’ın Mart 2015’te hazırladığı iddianamede suç tarihi olarak 2012 yılı Antalya olarak belirtiliyordu. Şahin Aba ile arasında icra davalarının olduğunu belirten Mustafa Yurduseven, bir dönem GATAB Müdürü olarak da görev yapmıştı. Katılan Mustafa Yurduseven’in müşteki olan eşi Semra ile birlikte ortak olarak açtığı Yurt Teknik Harita İmar İnş. Tur. Ltd isimli bir şirketi bulunduğu, yasa gereği şirket ortağı olan bir harita mühendisi dışında şüphelilerden Kamil Arseven’in de şirkette dördüncü ortak olduğu, Şahin Aba’nın ise Kamil Arseven’in yakın arkadaşı olduğu iddianamede yer almıştı. İddianameye göre yakın arkadaş olan her iki şüpheli birlikte hareket etmiş, şirket aleyhine sahte senetler düzenlenmiş, senetlerde alacaklı olarak Şahin Aba, borçlu olarak ise şirket ve şirket sahibi Mustafa Yurduseven gözükmüştü. Şirket ortağı Kamil Arseven ise bazı senetlerde borçlu, bazılarında kefil gözüküyordu. Kriminal ekspertiz raporları ve adli tıp raporuyla on binlerce lira alacak görünen 6 adet senetteki imzaların müştekilere ait olmadığı tespit edilmişti.
Esnaf odası başkan adayı olamıyor
Yapılan cezai indirimlerle sanıklara resmi belgede sahtecilik suçundan 1’er yıl 3’er ay hapis cezası verildi. Ancak sanıklar TCK 53/1 maddesindeki belli haklardan, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakıldı. Böylece sanıklar cezanın infazı tamamlanıncaya kadar vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi dahi olamayacak. Haliyle AESOB, esnaf odaları ya da ATSO gibi seçimlerde ve kooperatif başkanlık seçimlerinde yer alamayacak. Ayrıca aynı şekilde bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten yoksun bırakılacak. Müştekilerin zararlarının da giderilmediği vurgulanan mahkemede, Şahin Aba hakkında daha önce Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGBK) verildiği hatırlatılarak bu kararın bulunduğu dosyaya ihbarda bulunulmasına da karar verildi. Sanıkların kişilik özellikleri, suçun işlenmesindeki özellikler, işlediği suçtan dolayı sanıkların pişmanlık duymuş olması dikkate alınarak verilen cezanın ertelenmesi durumunda bir daha suç işlemeyecekleri dair mahkemenin tam bir vicdani kanaati hasıl olduğundan sanıklara verilen bu ceza ertelendi. Sanıkların resmi belgede sahtecilik suçundan aldıkları ceza ertelendi ertelenmesine ancak TCK 159/1 maddesi gereğince cezalandırıldı. Mahkeme heyeti, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla “dolandırıcılık” suçunun işlenmesi sebebiyle; güveni kötüye kullanmayı anlatan 155/2, dolandırıcılık suçunu anlatan 158/1-d ve zincirleme suçu anlatan 43’üncü maddeler yerine daha az cezayı gerektiren TCK 159/1 maddesinden ceza verdi. Bu maddeye göre 212 gün adli para cezası veren mahkeme, bu cezayı indirimlerle 176’şar güne, bunu da günlüğü 20’şer liradan 3 bin 520’şer lira adli para cezasına çevirdi. Bu cezanın da 7 eşit taksitte ödenmesi karara bağlandı.
İstinaf başvurusu
Taraflar mahkemenin 8 Aralık 2016 tarihli bu kararına itiraz etti, istinafa başvurdu. Müşteki ve katılanlar cezayı az bulurken sanıklar dosyadaki raporlardan birinde bir çelişki olduğunu öne sürdü, kararın bozulmasını istedi. Üst mahkeme olan Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9.Ceza Dairesi, Antalya 1.Ağır Ceza Mahkemesinin kararını inceledi. 9.Ceza Dairesi 26 Eylül 2017 günü oybirliği ile kararını verdi. Mahkeme, tarafların taleplerini inceleyerek yerel mahkemenin kararını oybirliği ile bozdu. Kararda senetlerle ilgili dosyada bulunan bilirkişi raporları, kriminal ekspertiz raporları ve Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nden alınan raporlara dikkat çekilerek “…dosyada bulunan raporlar arasında çelişkiler bulunması ve hükme esas alınamayacağı sonucuna varılmakla çelişkinin giderilebilmesi ve maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından tüm senetlerin aslı celbedilerek duruşmada incelenip sahtecilik yönünden bono unsurlarını taşıyıp taşımadıkları belirlenerek mahkeme heyetinin bu husustaki gözlem ve tespiti tutanağa geçirilip denetime esas olmak üzere tasdikli birer suretleri dosyaya konulduktan sonra gerekirse yeniden tarafların imza ve yazı örnekleri de alınarak ayrıca kamu kurum ve kuruluşları ile banka, noter odalar vb yerlerde bulunan önceden atılmış samimi imzalarını içerir belgelerin araştırılarak dosyaya celbedilmek suretiyle Adli Tıp Kurumu Kanunu'nun 15/f maddesi gereğince Adli Tıp Genel Kurulu'ndan rapor aldırılması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle ve yetersiz gerekçeyle savunma hakkı da kısıtlanarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunduğundan sanık müdafilerinin ve katılanlar vekilinin istinaf taleplerinin bu yönlerden kabulü ile 5271 sayılı CMK’nın 280/1-d ve 289/1-h maddeleri gereğince hükmün sair hususlar incelenmeksizin bozulmasına…” denildi. Buna göre senetler tekrar incelenecek ve Adli Tıp Kurumuna gönderilerek rapor aldırılacak.
Şükrü AĞIRMAN