Döviz kurunda gerçekleşen artışın sanayi esnafında büyük sıkıntılara neden olduğunu aktaran Akdeniz Sanayi Sitesi Kooperatifi Başkanı Mehmet Öztürk, “Bu artış önce esnafa daha sonra da müşteriye yansıdı. Esnaf para kazanamazken müşterinin cebi yandı. Esnafın kar oranları düştü ve birçoğu kredi ve vergilerini ödemekte zorlanıyor şu anda. Türkiye’nin kalkınması için sanayi ve üretim çok önemlidir. Devletten beklentimiz üretim yapan işletmelere faizsiz kredi verilmesidir” dedi.
*Sanayideki sorunlar nelerdir, sorunlar çözülebildi mi? Esnafın durumu nasıl para kazanabiliyor mu?
**Son bir yılda Dolar ve Euro’da gerçekleşen artış sanayi esnafımızın büyük sıkıntılar yaşamasına neden oldu. Esnafın sıkıntı çekmesinin nedeni ise, sanayide kullanılan birçok malzemenin yurt dışından ithal ediliyor olması. Özellikle demir, çelik, yedek parça gibi ürünler yurt dışından temin ediliyor. Dolar ve Euro’nun artışıyla beraber bu ürünlerin alımında yüzde 70 civarında fiyat artışı meydana geldi. Bu artış önce esnafa daha sonra da müşteriye yansıdı. Esnaf para kazanamazken müşterinin cebi yandı. Esnafın kar oranları düştü ve birçoğu kredi ve vergilerini ödemekte zorlanıyor şu anda. Faizin uygun olduğu dönemlerde ise esnafın girdileri sabit olduğu için sıkıntı olmuyor. Ancak şu anda kredilerin faizleri yüzde 100’ün üzerinde artmış durumda. Nakit akışında vadeler uzadı. Sanayideki bu durum tamirata dayalı işler yapan esnafı pek etkilemedi ancak üretime dayalı ve katma değeri
*Esnaf ziyaretleriniz sırasında sanayi esnafının sizden ne gibi talepleri oluyor, bu talepleri gerçekleştirebiliyor musunuz?
**Şu anda birçok esnafımızda kalfa, çırak ve teknisyen eksikliği sıkıntısı var. Bunun yanında işini büyütmek isteyen işletmelerimizde yer bulma sorunu var. Mevcut sanayimiz dolu olduğundan bu işletmeler yeni yer bulup işletmesini büyütemiyor. Bunların dışında sanayimizdeki en büyük sıkıntı nakit sıkıntısıdır. Vadeler uzadığından para akışı da aksıyor.
*Sanayide 3 dönemdir başkanlık yapıyorsunuz. Sizin başkanlığa geldiğiniz dönemden bu yana neler değişti ve gelişti?
**Göreve geldiğimiz dönemde ilk hizmet olarak Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü ile beraber Akdeniz Sanayi Sitesi’nin yollarının tamamını sıcak asfaltla kaplattık. Daha sonra ise Sanayi Sitemizde bulunan 4-5 adet atıl durumdaki parkı onarıp yeşil alan olarak kazandırdık. Sanayimizdeki en önemli ihtiyaçlardan biri esnaf ve çalışanların sağlık sorunlarıydı. Sanayide sağlık alanı olarak ayrılmış olan yere sağlık polikliniği yaptırdık. Sanayi esnafımıza büyük bir katkı sağladı. Yine yaptığımız en önemli çalışmalardan biri yetersiz olan mevcut işletmelerin kapasitelerinin artırılmasıyla ilgili sanayide kat artışı aldık. Kat artışında bize destek olan Büyükşehir Belediyesine ve Kepez Belediyesine teşekkürlerimi sunuyorum. Sanayimizdeki hırsızlık olaylarına çözüm getirmek amacıyla güvenlik sistemi kurduk. Daha önce yılda 700-800 civarında olan hırsızlık olaylarını yılda 10-15 civarına düşürdük. Antalya Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin başarılı çalışmaları ve Akdeniz Sanayi Sitesi Kooperatifi özel güvenliğimizin iş birliğiyle Sanayi Sitemizde son 7 aydır bir hırsızlık vakası meydana gelmedi.
*Sanayi denildiğinde akla çırak geliyor. Çırak sorunu devam ediyor mu ve bu duruma çözüm bulabildiniz mi?
**Bizler de zamanında çıraklık yaptık. Elimiz yüzümüz yağ içinde eve giderdik. O zaman böyle imkânlar da yoktu. Baba mesleği dedik sabrettik usta olduk. Antalya Büyükşehir Belediyemizle birlikte bir yatılı çıraklık okulunu hayata geçirdik. Bu projenin amacı, çevre il ve ilçelerden sanayide çalışmak için gelip kalacak yeri olmayan gençlerimizin burada barınma ve yeme içme ihtiyaçlarının belediye tarafından karşılanarak sanayide çalışacak eleman yetiştirmektir. Bu sayede hem sanayide ihtiyaç olan çırak sorununun ortadan kalkması hem de çalışmak için gelen gençlerin yetiştirilmesi öngörülmüştür. Ancak henüz beklenen sayıya ulaşılamamıştır.100 yatak kapasiteli yurtta şu an 35-40 civarı öğrenci yetişmektedir. Bu çok iyi ve özel bir projeydi. Örgün eğitimin 12 yıla çıkmasıyla birlikte çıraklık okulları kapandı. Bu karardan sonra 250 bin civarında olan çırak sayısı bir anda 30 binlere düştü. Sanayici ve kobilerden büyük eleştiri alan bu karardan devlet bu yıl döndü ve çıraklık okullarını tekrar devreye soktu. Devletin başarısız olduğu bir konu meslek liseleri oldu. Meslek liselerinden bir türlü istenilen performans alınamadı. Türkiye’nin şu anda kanayan yarası meslek liseleridir. Meslek liselerinde gerçekten meslek sahibi gençler yetişmiyor ve piyasada teknisyen eleman bekleyen işletmelere de eleman gelmiyor. Bu nedenle işletmeler küçülüyor, kapanıyor veya sektör değiştiriyor.
*Türkiye’de sanayinin önemi nedir? Sizce hak ettiği değeri görüyor mu?
**Bu ülkenin dünyada söz sahibi olabilmesinin tek yolu sanayi üretimini planlı programlı gerçekleştirmesidir. Dünyanın bugün en gelişmiş ülkeleri sanayileşmiş ülkelerdir. Afrika’da sözü geçen ülke olmamasının nedeni de sanayinin olmamasıdır. Devlet sanayiye destek vermek zorundadır ancak yeterli destek verilmemektedir. Özellikle Antalya gibi turizm kentlerinde otellere verilen krediler sanayi alanına verilirse sanayide o fabrikalar yaz kış üretim yaparak dünya pazarlarına ürün satar. Türkiye üretmek zorundadır. Sanayisiz bir Türkiye düşünülemez. Konum itibariyle de üretip pazarlamak için Türkiye önemli bir konumdadır. Devletin üretim yapan işletmelere sahip çıkması ve destek vermesi gerekmektedir. Bizde şu anda organize sanayi siteleri rant kapısı olmuş durumda. Fabrikalarını kapatan yer sahipleri dükkanlarını çok yüksek fiyatlara kiralıyor. Bu yanlış bir sistem.
*Esnaf adına hükümetten beklentileriniz nelerdir? Sanayide acil olarak nelere ihtiyaç var?
**İlk olarak devletten beklentimiz üretim yapan işletmelere faizsiz kredi verilmesi. KOSGEB kuruluş amacının dışına çıkmıştır. KOSGEB’in amacına uygun devam etmesini bekliyoruz. Makine imalatçılarının faizsiz kredi kullanarak makineleri üretmesi ve yurt dışı pazarlarında satması gerekiyor. Yeterince üretip satamadığımız için ithalat ve ihracat arasında açık var. Üretimi artırıp işletmelere destek verilmesi bu açığı kapatacaktır. Devlet yetkililerinin gelip sanayilerde üretim faaliyeti gösteren işletmeleri tespit edip destek vermeleri gerekiyor. Aynı zamanda Halk Bankası’nın eskiden olduğu gibi işletmelere verdikleri faizsiz kredilerin devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Turizm ve inşaat sektörüne verilen değerin fazlasının sanayiye verilmesi gerekiyor. Terör olayları iklim koşulları gibi etkenler turizmi etkileyebilir ancak ne bir terör olayı ne de hava şartları sanayiye etkileyemez. Sanayici yaz kış demeden üretimine devam eder ve dünya pazarlarına satar. Özellikle Antalya gibi bir turizm kentinde sanayici hak ettiği değeri görmüyor.
*Sanayi deyince iş kazaları akla geliyor. İş kazaları meydana geliyor mu? Bunun için ne gibi tedbirler alınıyor?
**İş güvenliği yasasına yeni maddeler eklendi, genişletildi. Şu anda her işletme bir iş güvenliği firmasıyla anlaşma imzalamak zorunda. Sıfır olması söz konusu değil ancak iş kazaları en aza inmiş durumda. İş güvenliği yasasında devletin etkin kanunları devreye sokmasıyla birlikte aylık iş yerlerine hekim geliyor ve iş yerinin eksiklerini rapor ediyor. İşverenin de bu eksikleri tamamlaması gerekiyor. Devletin teşvikleriyle hem medya aracılığıyla hem de iş güvenliği uzmanları tarafından sanayilerde eğitimler veriliyor. Artık ilkokuldan itibaren iş güvenliği dersinin verilmesi gerekiyor. Sanayide birçok Suriyeli çalışıyor. Suriyeliler kayıt dışı çalışıyorlar. TC vatandaşı olmadıkları için sigortaları işveren tarafından yapılamıyor. Herhangi bir iş kazasında bu işveren için büyük bir sorun teşkil ediyor. Şu an Suriyelilerin de çıraklık okullarında okuyabilmeleri için devletin çalışmaları devam ediyor. Özellikle sanayide çalışan Suriyeli gençlerin kayıt altına alınması ve çıraklık okuluna gidebilmeleri sağlanıyor. Ben bu çalışmanın faydalı olacağını düşünüyorum.
Akdeniz Sanayi Sitesi esnaflarından Tugayhan Makine Limitet Şirketi sahibi Ayhan Yanık ise, sanayideki çırak sıkıntısının devam ettiğini anlattı.
*Sanayideki en önemli sorun nedir?
**İşimiz gereği Türkiye’de birçok şehre gidiyoruz ve genel itibariyle Türkiye’de bir çırak sorunu var. Biz de işletme olarak aynı sıkıntıyı çekiyoruz. Çırak bulamadığımızdan iş yetişmiyor ve üretimi azaltarak bunu telafi etmek zorunda kalıyoruz. Eskiden çekirdekten yetişme diye bir şey vardı. Aileler çocuklarını yaz tatillerinde sanayiye verir ve orada çırak olarak yetişirdi. Çırak işini öğrenip kalfa olur sonra da usta olurdu. Şimdi böyle bir şey yok. Çıraklık ortadan kalktı. Artık meslek liseleri ve çıraklık okullarında yetişiyorlar. Bu yüzden sanayide çırak sıkıntısı çekiliyor. Günümüzde gençler çıraklık yapmaktansa kafelerde garsonluk yapmayı tercih ediyor çünkü daha kolay geliyor. Ancak geleceğe yönelik düşünüldüğünde garsonluktan iş sahibi olunmaz ancak sanayide çırak yetişir ve ilerde kendi işinin patronu bile olabilir. Konu para kazanmaksa para kazanmanın birçok yolları var ancak bu ülke üretimle kalkınır. Dövizin yükselmemesi, istihdam sağlanması üretimle olacak bir şeydir.
RÖPORTAJ: Esra ALTUNKES- Hande KONUR