Konyaaltı Kent Meydanı yanında, yeşillikler ve ağaçlar arasında küçük şirin bir park var, parkın içinde de küçük ahşap kulübelerde tamamen el işçiliğle üretim yapan sanatçıların atölyeleri olan bir sanat bahçesi bulunmakta ama bu bahçeden insan geçmiyor
Konyaaltı Belediyesi burayı projede kitap okuma ve sanat alanı olarak ayırmış. Sanat bahçesinin serüveni böyle başlamış. Benim bu konudaki bilgim de resim ve el işleriyle uğraştığım için hem atölye olarak hem de yaptığım işleri sergilemek için bir yer ararken Fatih Bey ve Ömer Bey ile tanışmamla başladı. Sanat bahçesinin varlığından bu arayış sürecinde haberdar oldum ve insanlara burayı anlatırken birçok kişinin böyle bir yerin varlığından haberdar olmadığını görünce bu kadar güzel insanın kendi el emekleriyle üretim yaptıkları sanat bahçesini ve ürünleri tanıtmak istedim.
Şimdi de sanat bahçesi serüvenini, buraya emek vermiş ve vermeye devam eden insanlardan dinleyelim.
Hasan Mutlu - Hedeko İşletme Müdürü: Ben şu an Hedeko adlı firma adına Konyaaltı Kent Meydanı işletme müdürlüğünü yapıyorum. Hedeko, Konyaaltı Belediyesinden 49 yıllığına buranın işletmesini almış ve 12 yıldır işletmektedir. Ben sonradan geldim. Sanat bahçesiyle ilgi birçok şey denenmiş en sonunda çok güzel bir süreç başlamış bundan bir yıl önce. Dediğim gibi bu konudaki en güzel bilgiyi daha önceki işletme müdürü Ömer Beyden edinebilirsiniz.
Ömer Özkan - Önceki İşletme Müdürü: Burasının projedeki adı Gazebo (gazete ve kitap okuma alanı) olarak geçmektedir.
*Projeyi kim düzenlemiş?
Ö.Ö.: Konyaaltı Belediyesi bir yarışma düzenlemiş ve düzenlemiş olduğu bu yarışmada da Gazebo (gazete ve kitap okuma alanı) bir fikir olarak yarışmada kabul görmüş. Yap işlet devret modeliyle de şu anki işletmesini yürüten Hedeko adlı şirket 49 yıllığına Kent Meydanı’nı kiralamış. Biz Hedeko olarak o projeye dayanılarak burada bu parkın içinde bir sanat bahçesi ve gazete ve kitap okuma alanı yapılmasını planladık. O yıllarda burada sanata dair, kitaba dair 5-6 stant yaptık ama asıl amaçtan saptığı için kaldırdık. Sonraki süreçte burası bir sanat sokağı olsun dedik, Hedeko’nun sahibine bir proje götürdüm ve böylece biz yeni bir oluşuma başladık Hedeko olarak. Dükkanların yapımı ve çalışma sistemi olarak projelendirildi, belediyeden yasal olarak izinleri bizzat kendim aldım ve dükkanlar yapıldı. Bu süreçte şu an atölyelerde bulunan sanatçı arkadaşlarla tanıştım. Onların talepleri oldu, talepleri doğrultusunda farklı farklı dallarda birebir kendi el işi ürünlerini üreten ve satan sanatçılara atölyeleri kiraladık. 2019’da sanat bahçesi olarak işlevine başlamış oldu. Ben ilk önce Mukadder Kavas ile tanıştım, Mukadder Hanım Kent Meydanı’na sanatı getirdi. Kendisine teşekkürü bir borç bilirim. Daha sonra Fatih Özdündar ile tanıştım. Sanat bahçesinin güzide sanatçılarını getirdi o bize. Hepsiyle üretecekleri ve sergileyecekleri ürünlerin, tamamının kendi üretimleri ve el emeği olması, birinin ürününün diğerinde bulunmaması, farklı farklı ürünler olması ile ilgili sözleşmeler yaptım. Atölyelerinde üretim yapıyorlar ama kimse orada bir atölye olduğunu bilmiyor. Üretilen emeği sergilemek ve paraya dönüştürmek de gerekliydi böylece Kent Meydanı’nda haftada üç gün, cuma, cumartesi ve pazar olmak üzere sergileme ve satış yapmaları için gereken koşulları sağladık Hedeko olarak. Bu park çok kuytuda kalıyor, önceden burada istenmeyen bazı olaylar oluyordu (tinerciler, uygunsuz davranışlar vs.) Sanat bahçesi parkın içerisindeki tüm kötülükleri sildi süpürdü, sanatın güzel yüzü diyorum ben buna.
*Sanat sokağının ne gibi sorunları var?
Ö.Ö.: Halk bu sokakta yapılan çalışmalara çok duyarsız. Bu sokakta emek üreten sanatçıları al-satçı olarak görüyorlar. Bilmiyorlar burada emek emek sanat üretildiğini. Görmek için de çaba sarfetmiyorlar. Biz yönetim olarak bu sokağa sahip çıkılıp adının duyurulmasını, emeklerinin karşılığını bulmasını istiyoruz. Sanatı yaşatmak istiyorsan önce sanatı yapan insanları yaşatman gerekli, evlerine ekmek götürmek zorundalar. Ben aslında asıl projenin hayata geçirilmesini Gazebo (gazete ve kitap okuma alanı) istiyorum, hayalim oldu hep. Gazeteler üç-beş gazete göndersin mesela, biz dükkanlardan birine raflar yapalım, kitap bağışı için çağrılar yapalım ne kadar güzel olur değil mi? Cehaletin ve tüm kötülüklerin okunarak yenileceğine inanıyorum. Asıl amacımız sanatla ve kitapla buluşturmaktı insanları. Sizin aracılığınızla gazetenizden de destek istiyorum, okumak özgürleştirir.
Fatih Özdündar - gümüş ve telkari sanatçısı: Sanat bahçesinde telkari ve gümüş sanatıyla uğraşıyorum. El emeği ile bir şeyler üreten arkadaşlar olarak üretimlerini pazarlayabilmek için her zaman bir yerler arayıp duruyorduk (kermes, fuarlar.) Kendi kendime düşündüm ne Türkiye genelinde, ne Antalya’mızda hem atölyede üretecek hem de satışın oradan direkt yapılacağı farklı el işi ürünleri olan bir yer kurmalıyız diye düşünürken, Konyaaltı Kent Meydanı’nı gezdiğim sırada böyle bir parkın var olduğunu, boş ve atıl durumda olduğunu gördüm. Bu konuyu işletme müdürü Ömer Beyle paylaştım. ‘Bizler burada el sanatları ürünlerimizi üretsek, satış ve pazarlamasını da burada yapsak’ diye fikrimi ilettim. Ömer Bey de işletme sahibiyle görüştü, sonra birlikte bir toplantı düzenledik bazı kararlar aldık, dışarıdan hazır hiçbir şeyin alınıp burada satılmayacağını tamamen el işçiliğiyle kendi ürettiğimiz ürünleri satacağımızı izah ettim ve sanat dallarını seçtik, sanatçı arkadaşlarla atölyeleri paylaşıp kiraladık. Hepimiz bir araya gelirsek sanat bahçesi olarak da bir marka oluşturabiliriz diye düşündük. Kooperatif ya da dernek olarak değil de tamamen bağımsız sanat üzerinden buluşmayı hedefledik ve kısmen de başardık, güzel bir aile olduk. Hedeko bize haftada 3 gün cuma, cumartesi, pazar olmak üzere Kent Meydanı’nda stant açıp satış yapabilmemiz için izin verdi. Sadece belediyenin ve valiliğin bir etkinliği olduğu zaman sergi açamıyoruz onun dışında haftada 3 gün çıkıp ürettiklerimizi halka sergileyip satış yapabiliyoruz. Fuarlara katılıyoruz mesela Anfaş Fuar alanında 15-18 0cak tarihlerinde Otel Ekipmanları Fuarı’na katılacağız. El sanatları şovları, workşoplar, halı, keçe, cam, çömlek, ahşap, gümüş seramik, origami gibi ürünlerin tanıtımını ve satışını yapacağız. Bundan önce de yılbaşında Marka adlı firmanın sanat danışmanı olduk ve onların yapmış olduğu yılbaşı etkinliğine, yemek festivaline, anneler günü, çocuk festivali gibi hazırladıkları etkinliklere bizi de davet ediyorlar biz de ekip olarak katılıyoruz.
*Sanat bahçesinde yaşadığınız sorunlar nelerdir?
F.Ö.: Sanat bahçesiyle ilgili sorunlarımız halkın ilgisizliği daha doğrusu tanımıyorlar. Bizi tanıyan herkes destekliyor biz de tanıtmak için çabalıyoruz, reklam verdik, el ilanları dağıttık ama yeterince tanıtamadık. Parkın içini hareketlendirmek, sosyal bir tesis haline getirmek lazım. Çocuk oyun alanları, okuma alanları yapılarak hareketi artırmak, insanları buraya çekmek gerekli. Çok içerde kalıyor. İşletme Hedeka bizi kiralar konusunda da destekliyor. Kiralarımız aylık 350 TL, ödeyemediğimiz zaman da sonra ödersiniz diyorlar bizi hiçbir şekilde zorlamıyorlar.
*Üretimlerinizi paraya dönüştürmek sizin devamlılığınızı sağlayan en önemli etken, sanat bahçesinden insan geçmediğine göre haftada 3 gün alana çıkmak ekonomik olarak yeterli geliyor mu, beklentinizi karşılıyormu?
F.Ö.: Yeterli gelmiyor elbette. Üstelik alanda kalıcı bir yerimiz olmadığı için her gün eşyalarımızı taşıyoruz oraya kuruyoruz sonra toplayıp tekrar taşıyoruz masa sandalye, yaş ortalamamız da yüksek sayılır yorucu ve yıpratıcı oluyor. Doğal şartlar da var tabi, yağmur, rüzgar, soğuk, sıcak. Bizim belediyeden ve işletmeden istediğimiz en önemli şey, bize sürekli kurulu stantlar sağlanması, meydanın arka tarafında kenarda ürünlerimizi sürekli sergileyebileceğimiz düzenli bir yerimiz olsa insanlar bilirler burada bu ürünleri istedikleri zaman bulabileceklerini. Sanat bahçesinde, ahşap, resim, tattoo, telkâri ve gümüş, doğal taş, seramik, amigurumi, boncuk işlemesi bir de çanta ve şapka üretimi yapan sanatçılarımız var.
Yazı dizimizin sonraki bölümünde hepsiyle sohbet edip ürünleri tanıtacağız.
Konyaaltı Belediyesi burayı projede kitap okuma ve sanat alanı olarak ayırmış. Sanat bahçesinin serüveni böyle başlamış. Benim bu konudaki bilgim de resim ve el işleriyle uğraştığım için hem atölye olarak hem de yaptığım işleri sergilemek için bir yer ararken Fatih Bey ve Ömer Bey ile tanışmamla başladı. Sanat bahçesinin varlığından bu arayış sürecinde haberdar oldum ve insanlara burayı anlatırken birçok kişinin böyle bir yerin varlığından haberdar olmadığını görünce bu kadar güzel insanın kendi el emekleriyle üretim yaptıkları sanat bahçesini ve ürünleri tanıtmak istedim.
Şimdi de sanat bahçesi serüvenini, buraya emek vermiş ve vermeye devam eden insanlardan dinleyelim.
Hasan Mutlu - Hedeko İşletme Müdürü: Ben şu an Hedeko adlı firma adına Konyaaltı Kent Meydanı işletme müdürlüğünü yapıyorum. Hedeko, Konyaaltı Belediyesinden 49 yıllığına buranın işletmesini almış ve 12 yıldır işletmektedir. Ben sonradan geldim. Sanat bahçesiyle ilgi birçok şey denenmiş en sonunda çok güzel bir süreç başlamış bundan bir yıl önce. Dediğim gibi bu konudaki en güzel bilgiyi daha önceki işletme müdürü Ömer Beyden edinebilirsiniz.
Ömer Özkan - Önceki İşletme Müdürü: Burasının projedeki adı Gazebo (gazete ve kitap okuma alanı) olarak geçmektedir.
*Projeyi kim düzenlemiş?
Ö.Ö.: Konyaaltı Belediyesi bir yarışma düzenlemiş ve düzenlemiş olduğu bu yarışmada da Gazebo (gazete ve kitap okuma alanı) bir fikir olarak yarışmada kabul görmüş. Yap işlet devret modeliyle de şu anki işletmesini yürüten Hedeko adlı şirket 49 yıllığına Kent Meydanı’nı kiralamış. Biz Hedeko olarak o projeye dayanılarak burada bu parkın içinde bir sanat bahçesi ve gazete ve kitap okuma alanı yapılmasını planladık. O yıllarda burada sanata dair, kitaba dair 5-6 stant yaptık ama asıl amaçtan saptığı için kaldırdık. Sonraki süreçte burası bir sanat sokağı olsun dedik, Hedeko’nun sahibine bir proje götürdüm ve böylece biz yeni bir oluşuma başladık Hedeko olarak. Dükkanların yapımı ve çalışma sistemi olarak projelendirildi, belediyeden yasal olarak izinleri bizzat kendim aldım ve dükkanlar yapıldı. Bu süreçte şu an atölyelerde bulunan sanatçı arkadaşlarla tanıştım. Onların talepleri oldu, talepleri doğrultusunda farklı farklı dallarda birebir kendi el işi ürünlerini üreten ve satan sanatçılara atölyeleri kiraladık. 2019’da sanat bahçesi olarak işlevine başlamış oldu. Ben ilk önce Mukadder Kavas ile tanıştım, Mukadder Hanım Kent Meydanı’na sanatı getirdi. Kendisine teşekkürü bir borç bilirim. Daha sonra Fatih Özdündar ile tanıştım. Sanat bahçesinin güzide sanatçılarını getirdi o bize. Hepsiyle üretecekleri ve sergileyecekleri ürünlerin, tamamının kendi üretimleri ve el emeği olması, birinin ürününün diğerinde bulunmaması, farklı farklı ürünler olması ile ilgili sözleşmeler yaptım. Atölyelerinde üretim yapıyorlar ama kimse orada bir atölye olduğunu bilmiyor. Üretilen emeği sergilemek ve paraya dönüştürmek de gerekliydi böylece Kent Meydanı’nda haftada üç gün, cuma, cumartesi ve pazar olmak üzere sergileme ve satış yapmaları için gereken koşulları sağladık Hedeko olarak. Bu park çok kuytuda kalıyor, önceden burada istenmeyen bazı olaylar oluyordu (tinerciler, uygunsuz davranışlar vs.) Sanat bahçesi parkın içerisindeki tüm kötülükleri sildi süpürdü, sanatın güzel yüzü diyorum ben buna.
*Sanat sokağının ne gibi sorunları var?
Ö.Ö.: Halk bu sokakta yapılan çalışmalara çok duyarsız. Bu sokakta emek üreten sanatçıları al-satçı olarak görüyorlar. Bilmiyorlar burada emek emek sanat üretildiğini. Görmek için de çaba sarfetmiyorlar. Biz yönetim olarak bu sokağa sahip çıkılıp adının duyurulmasını, emeklerinin karşılığını bulmasını istiyoruz. Sanatı yaşatmak istiyorsan önce sanatı yapan insanları yaşatman gerekli, evlerine ekmek götürmek zorundalar. Ben aslında asıl projenin hayata geçirilmesini Gazebo (gazete ve kitap okuma alanı) istiyorum, hayalim oldu hep. Gazeteler üç-beş gazete göndersin mesela, biz dükkanlardan birine raflar yapalım, kitap bağışı için çağrılar yapalım ne kadar güzel olur değil mi? Cehaletin ve tüm kötülüklerin okunarak yenileceğine inanıyorum. Asıl amacımız sanatla ve kitapla buluşturmaktı insanları. Sizin aracılığınızla gazetenizden de destek istiyorum, okumak özgürleştirir.
Fatih Özdündar - gümüş ve telkari sanatçısı: Sanat bahçesinde telkari ve gümüş sanatıyla uğraşıyorum. El emeği ile bir şeyler üreten arkadaşlar olarak üretimlerini pazarlayabilmek için her zaman bir yerler arayıp duruyorduk (kermes, fuarlar.) Kendi kendime düşündüm ne Türkiye genelinde, ne Antalya’mızda hem atölyede üretecek hem de satışın oradan direkt yapılacağı farklı el işi ürünleri olan bir yer kurmalıyız diye düşünürken, Konyaaltı Kent Meydanı’nı gezdiğim sırada böyle bir parkın var olduğunu, boş ve atıl durumda olduğunu gördüm. Bu konuyu işletme müdürü Ömer Beyle paylaştım. ‘Bizler burada el sanatları ürünlerimizi üretsek, satış ve pazarlamasını da burada yapsak’ diye fikrimi ilettim. Ömer Bey de işletme sahibiyle görüştü, sonra birlikte bir toplantı düzenledik bazı kararlar aldık, dışarıdan hazır hiçbir şeyin alınıp burada satılmayacağını tamamen el işçiliğiyle kendi ürettiğimiz ürünleri satacağımızı izah ettim ve sanat dallarını seçtik, sanatçı arkadaşlarla atölyeleri paylaşıp kiraladık. Hepimiz bir araya gelirsek sanat bahçesi olarak da bir marka oluşturabiliriz diye düşündük. Kooperatif ya da dernek olarak değil de tamamen bağımsız sanat üzerinden buluşmayı hedefledik ve kısmen de başardık, güzel bir aile olduk. Hedeko bize haftada 3 gün cuma, cumartesi, pazar olmak üzere Kent Meydanı’nda stant açıp satış yapabilmemiz için izin verdi. Sadece belediyenin ve valiliğin bir etkinliği olduğu zaman sergi açamıyoruz onun dışında haftada 3 gün çıkıp ürettiklerimizi halka sergileyip satış yapabiliyoruz. Fuarlara katılıyoruz mesela Anfaş Fuar alanında 15-18 0cak tarihlerinde Otel Ekipmanları Fuarı’na katılacağız. El sanatları şovları, workşoplar, halı, keçe, cam, çömlek, ahşap, gümüş seramik, origami gibi ürünlerin tanıtımını ve satışını yapacağız. Bundan önce de yılbaşında Marka adlı firmanın sanat danışmanı olduk ve onların yapmış olduğu yılbaşı etkinliğine, yemek festivaline, anneler günü, çocuk festivali gibi hazırladıkları etkinliklere bizi de davet ediyorlar biz de ekip olarak katılıyoruz.
*Sanat bahçesinde yaşadığınız sorunlar nelerdir?
F.Ö.: Sanat bahçesiyle ilgili sorunlarımız halkın ilgisizliği daha doğrusu tanımıyorlar. Bizi tanıyan herkes destekliyor biz de tanıtmak için çabalıyoruz, reklam verdik, el ilanları dağıttık ama yeterince tanıtamadık. Parkın içini hareketlendirmek, sosyal bir tesis haline getirmek lazım. Çocuk oyun alanları, okuma alanları yapılarak hareketi artırmak, insanları buraya çekmek gerekli. Çok içerde kalıyor. İşletme Hedeka bizi kiralar konusunda da destekliyor. Kiralarımız aylık 350 TL, ödeyemediğimiz zaman da sonra ödersiniz diyorlar bizi hiçbir şekilde zorlamıyorlar.
*Üretimlerinizi paraya dönüştürmek sizin devamlılığınızı sağlayan en önemli etken, sanat bahçesinden insan geçmediğine göre haftada 3 gün alana çıkmak ekonomik olarak yeterli geliyor mu, beklentinizi karşılıyormu?
F.Ö.: Yeterli gelmiyor elbette. Üstelik alanda kalıcı bir yerimiz olmadığı için her gün eşyalarımızı taşıyoruz oraya kuruyoruz sonra toplayıp tekrar taşıyoruz masa sandalye, yaş ortalamamız da yüksek sayılır yorucu ve yıpratıcı oluyor. Doğal şartlar da var tabi, yağmur, rüzgar, soğuk, sıcak. Bizim belediyeden ve işletmeden istediğimiz en önemli şey, bize sürekli kurulu stantlar sağlanması, meydanın arka tarafında kenarda ürünlerimizi sürekli sergileyebileceğimiz düzenli bir yerimiz olsa insanlar bilirler burada bu ürünleri istedikleri zaman bulabileceklerini. Sanat bahçesinde, ahşap, resim, tattoo, telkâri ve gümüş, doğal taş, seramik, amigurumi, boncuk işlemesi bir de çanta ve şapka üretimi yapan sanatçılarımız var.
Yazı dizimizin sonraki bölümünde hepsiyle sohbet edip ürünleri tanıtacağız.