Gündem

 ‘Savaşa dur’ dediler 

Direniş Çadırı Platformu organizesinde, ‘Vanaları Kapat, Gazze’de Katliam Sürüyor, Petrolü Türkiye’den Gidiyor’ başlıkları altında, Kapalıyol havuz başında ellerinde pankart ve dövizleri açan grup, basın açıklaması gerçekleştirdi, ‘savaşa dur’ dedi 

Açıklamayı Direniş Çadırı Platformu adına Özlem Beyhan okudu. Soykırımın devam ettiğini hatırlatan Beyhan, “Katil İsrail, emperyalizmin ve iş birlikçilerin desteğiyle Filistin’de soykırıma devam ediyor. Bütün insanlığın gözleri önünde; bütün kameraların, sosyal medyaların tanıklığında Gazze’de, Batı Şeria’da kardeşlerimiz gözü dönmüş işgal rejimi tarafından her gün, her an katlediliyor. Tam dokuz aydır en vahşi katliamlara emperyalistlerden ve iş birlikçilerden güç alarak imza atan siyonist katliam ve soykırım makinesini kırıp parçalamak, biliyor ve iman ediyoruz ki temel önceliğimizdir. Aylardır meydanlara bu amaçla çıkıyoruz. Bütün bir yeryüzünde halklar meydanlara, cadde ve sokaklara bu amaçla çıkıyor. Bir yanda vahşet ve katliam cephesi; diğer yanda vicdan, adalet ve haysiyet cephesi yer alıyor” dedi.  

 

‘Soykırım makinesi’ 

Katliamın bir ön önce bitmesini istediklerini hatırlatan Beyhan, “Soykırım makinesini nasıl durdurup parçalayabileceğimizi biliyoruz. Bir kez daha vurguluyoruz; katil ve câni işgal rejimi, emperyalistlerin desteği ve bölgedeki iş birlikçiler sayesinde ayaktadır. İşgal, kökleri ve uzantılarıyla kendi habis varlığını pekiştirmek için uzun yıllardır elinden gelen her türlü gayreti göstermiştir. Emperyalizmin desteğini de arkasına alan siyonist varlık, bölge ülkeleriyle çeşitli anlaşmalar yapmış, tanınıp bölge nezdinde meşru bir statü edinmek için iş birlikçi rejimlere ekonomik, askeri, politik alanlarda sıkı markajlar uygulamıştır. Biz,  siyonist rejimle hesaplaşmak maksadıyla meydanlara çıkanlar, meseleyi öncelikle buradan hareketle kavrıyoruz. Bu hakikat kavranılmadan Filistin meselesinde de kalıcı bir çözüm bulunamaz. Türkiye’yi, İslam dünyasına dâhil olup İsrail’i bağımsız bir devlet olarak tanıyan ilk ülke olma utancına sevk eden gerçeklikle tekrar tekrar yüzleşmeliyiz. Emperyalizmin ileri karakolu olarak Batı Asya’da, İslam coğrafyasının kalbinde inşa edilen İsrail’i ancak emperyalizmin bir başka misyonu tanıyabilirdi. Bu bağlamda Türkiye’nin tarihsel rolü iyi anlaşılmalı ve güncel pozisyonu o doğrultuda değerlendirilmeli ve mücadelemizin esasları buna göre şekillendirilmelidir. Ayı aşan bir işgal, katliam ve soykırım sürecinden bahsedemeyiz” şeklinde konuştu.  

 

‘Zulüm, işgal, sömürü’ 

‘Filistin, enteresan bir biçimde son yüzyılda zulüm, işgal ve sömürü hattıyla ıslah, bağımsızlık ve eşitlik hattının kapışmasının başat cephesi olmuştur’ diyen Beyhan, “Türkiye, uzun bir mücadele tarihine sahip bu cephede emperyalist saftaki tarihi sorumluluğuyla hareket etmiş, zevahiri kurtarmak için dönem dönem sûret-i haktan görünmeye çalışmış;  iktidar döneminde bu rolü görece daha etkileyici biçimde sahnelemiştir. İsrail işgal rejimiyle Türkiye’nin peyderpey gelişen ve bu iktidar döneminde sahne performansı gereği gel-gitlerle yer yer heyecanlı bir hâl alan ilişkiler, pek çok alanda zirve yükselişler kaydetmiştir. Tarihe geçen bu büyük utanç ve suçun vebali her gün daha da ağırlaşıyor. Şer şebekesi NATO’nun ve o şebekenin başı olan ABD üslerini kapatmadınız, kapatmaya dahi yeltenmediniz; ticaret ve petrol sevkiyatında alabildiğine sorumsuz davrandınız. Aylardır sokaklarda, meydanlarda yankılanan çağrıları duymazdan geldiniz, yeri gelince şiddetle bastırdınız”  dedi.