Asayiş

Sessiz Hekimler: Şimdi ayağa kalkma zamanı

Antalya Sessiz Hekimler Platformu üyeleri, Gazze için ‘Sessiz Yürüyüş’ünü sürdürüyor. Kapalıyol’da bir araya gelen sağlık çalışanları, “Şimdi ayağa kalkma ve bu utancı üzerimizden atma zamanı. Şimdi zaman, kim olduğumuzu hatırlama zamanı” dedi

Abone Ol

Antalya’da sağlık çalışanlarının Gazze için mücadelesi sürüyor. Kapalıyol’da bir araya gelen Sessiz Hekimler Platformu üyeleri İsrail’in Gazze’ye saldırılarını protesto etmek amacıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Grup adına açıklamayı okuyan Dr. Harun Çolak, dualar ederek, “Biz İslam ümmetiyiz. Biz, bir kısmı maddi, bir kısmı manevi işgal altında olan Ümmet-i Muhammed’iz. Biz, düşmanın bir kısmını bombalarıyla bedenlerini, bir kısmını ise batıl fikirleriyle ruhlarını parçaladığı Müslümanlarız. Biz, bir kısmı fiziksel işkenceyle davasından vazgeçirilmeye çalışılan, bir kısmına ise kim olduğu unutturularak davası elinden alınan mazlum ümmetiz. Biz, birbirine küstürülmüş kardeşleriz, İslam’ın yetim kalmış evlatlarıyız. Biz, yüz yıldır devam ettirdiği derin gaflet uykusunu son bir buçuk yılda mazlumların artık dayanılmaz hale gelen çığlıklarının böldüğü İslam alemiyiz. Biz, artık uyandık ama bu kadar geç uyanmanın sonucu olarak artık ne kaybedecek tek bir damla kanımız ne de feryat edecek tek bir saniyemiz var” ifadelerini kullandı.

‘En kutlu miras’

Gazze’de yaşananlar için artık sızlanma zamanının geçtiğini, artık Gazze için bir şeyler yapma vakti geldiğini vurgulayan Dr. Çolak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sızlanma zamanımız geçti, İslam aleminin iniltileri göğe yükseliyor. Ağlama zamanımız geçti, gözlerde yaşlar kurudu. Şimdi ayağa kalkma ve bu utancı üzerimizden atma zamanı. Yere düşürdüğümüz İslam’ın sancağını geçmiş zamandan teslim alıp gelecek zamanın burçlarına takma zamanı. Şimdi zaman, kim olduğumuzu hatırlama zamanı. Biz, İtalyanlara ‘Biz teslim olmayız, kazanırız veya ölürüz’ diyen Ömer Muhtar’ın, ‘İslam benim dinim, Arapça benim dilim ve Cezayir benim vatanım’ diyerek Fransızlara başkaldıran şeyh Abdullah’ın, ‘Ölsek de Ravza’nı ruhumuz bekler’ diyerek 70 gün çölde muhasara altında çekirge yemek pahasına İngilizlere karşı Peygamberin muhafızlığını yapan Fahreddin Paşa ve ordusunun, ‘Şüphesiz bu bir cihattır. Sonu ya zaferdir ya şehadettir’ diyen şehit alim İzzeddin el Kassam’ın torunlarıyız. Onlardan kalan hürriyeti, izzeti ve direnişi devam ettirmek de üzerimize biz daha doğmadan nasip edilmiş en kutlu mirastır.”

‘Sessizlik öldürür’

“Artık üzerinde yaşadığımız bu hazinenin farkına varıp, üstümüze yapışmış bu ümitsizlik zincirini kırıp içine düştüğümüz bu kuyudan çıkma vakti. Yüz yıllık uykudan uyanıp Müslümanlara edilen zulmün hesabını sorma, Allah’a verdiğimiz sözü yerine getirme vakti. Ömrünü bu davaya vermiş ve şu an İsrail hapishanesinde tarihin en büyük cezasını almış yaşayan şehit Abdullah Galip Bergusi’nin dediği gibi, ‘Eli kalem tutanlarımız bu davayı yazacak. Hitabeti güçlü olanlarımız bu davayı konuşacak. Herkes bir şey yapacak; ama kimse sessiz kalmayacak! Çünkü sessizlik öldürür!’ Çaba bizden, nusret O’ndan (cc) olacak.”