Antalya Büyükşehir Belediyesi önündeki basın açıklamasını Antalya Şehir İçi ve Şehir Dışı Toplu Taşıma ve Turizm Şoförleri Derneği Başkanı Elçin Güner okudu. Açıklamaya dernek üyesi şoförler ve Avukat Nazlı Arın da eşlik etti. Dernek Başkanı Elçin Güner, sürücü sistemini çalıştıran kartların iptal edildiğini ifade etti. Güner, sayının git gide arttığını, şu anda ise yaklaşık 150 şoförün mağdur olduğunu anımsatarak, “Bütün uyarılarımıza rağmen maalesef hiçbir sonuç ve netice alamadık. Pandemi döneminde ekonomik zorluk çekmekte olan tüm sürücü kartlarının açık olması gerekirken Antalya Otobüsçüler Esnaf ve Sanatkarlar Odasının talebi doğrultusunda şoför arkadaşlarımızın kartları kapatılmıştır. Hiçbir hukuki ve geçerli sebep yokken alınan bu karar çalışma özgürlüğünün ihlalidir” dedi.
‘Emekçiler mağdur’
Dernek üyelerinden Antalya şehir içi ulaşımı sağlayan özel halk otobüsü şoförlerinin içinde bulundukları zorlukları anlatabilmek için toplandıklarını dile getiren Güner, “Antalya Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığına bilgi verilerek özel halk otobüslerinde şoförlerimiz çalıştırılmakta ancak sosyal ve ekonomik hiçbir haklarına kavuşamamaktadırlar. Pandemi öncesinde dahi çok zor koşullarda çalışan şoförlerimiz pandemi döneminin başlaması ile hem sağlık hem de ekonomik açıdan çok zor günler geçirmektedir. Bu zorluklara karşı yapılan tüm şikayetler göz ardı edilmekte ve hatta bizzat Ulaşım Koordinasyon Merkezi Genel Kurulu'nun 25.12.2019 tarihli kararı ile şoförlerimize verilen ve parası peşin alınan çalışma kartları iptal edilerek çalışma özgürlüklerinin kısıtlanmasına gidilmektedir. 25.12.2019 tarih ve 2019/12-705 sayılı UKOME kararıyla 60 gün otobüs kullanamayan arkadaşlarımızın kartları kapatılmıştır. Oysaki şu an ülkemizin ve tüm dünyanın içinde bulunmuş olduğu pandemi yasaklarından dolayı çoğu otobüs sahipleri araçlarını ulaşımdan çekmiş bulunmaktadır ve bu durumda şoförlerini 60 günden uzun sürelerle çalıştırmamaktadır. Bu durumda özel hastanelerde şart koşulan sağlık testlerine ve kartlarına para ödeyen ve her türlü şartı sağlayan, kazanılmış hakları bulunan şoförlerimizin kartlarını iptal etmek suretiyle otobüslerde çalıştırılmaları engellenmiştir. Bu durum ulaşım emekçilerinin mağduriyetine yol açmaktadır” diye konuştu.
‘Sesimizi duyan yok’
Derneğin konuyu Büyükşehir Belediyesinin yetkili mercilerine bildirdiğini ancak bir sonuç alamadıklarını dile getiren Güner, “2020 yılının Mart ayından beridir hepimiz pandemiden dolayı haftanın üç günü çalışabilmekteyiz. Bu nedenle çalışabilen şoförlerin dahi kısmi çalışmada bulunduğu düşünüldüğünde ekonomik zorluğun derecesi ortadadır. Şoför arkadaşlarımızın çalışma koşulları ve sosyal hakları çok kötü durumdadır. Kamu hizmeti niteliği taşıyan ulaşım hizmetinde çalışan bu emekçilerin kayıtları Büyükşehir Belediyesinde tutulduğu halde bu kişilerin özlük işlemleriyle hiç ilgilenilmemektedir. Daire Başkanlığında araçlarda hangi şoförlerin çalıştığına dair kayıtların bulunmasına rağmen talep halinde bu kayıtlar şoförlere verilmemekte, sosyal ve ekonomik haklarına kavuşmaları engellenmektedir. Bunun yanı sıra sigortaları yatırılmayan, yasak olmasına rağmen günlük 14-16 saat mesai yaptırılan şoförlerimizin fazla mesai ve hafta tatili ücretleri ödenmemektedir. Şoförlerimiz ulusal bayram ve genel tatil günlerinde aralıksız çalıştırılmaktadır. Sigortasız çalıştırılan şoförlerimizin bir kazaya karışması durumunda sorumluluğu kim alacaktır? İdare hukuku gereği bir kamu hizmetinin gerçekleştirilmesi esnasında yaşanacak kazalardan aynı zamanda belediye de sorumludur. Bu durumda sigortasız çalıştırılan bu şoförlerin sosyal ve ekonomik haklarının sağlanması da kamuyu ilgilendiren önemli bir olgudur” şeklinde konuştu.
‘Bu tutum kabul edilemez’
‘Sigortası yatan arkadaşlarımızın ise çalışma sürelerine ilişkin kısmi sigortaları yatırılmaktadır’ diyen Güner, “Bu nedenle, şoförler kısmi çalışma ödeneklerinden ve işsizlik ödeneklerinden pandemi sürecinde faydalanamamıştır. Aynı zamanda birçoğu araç sahiplerince işten çıkarılmalarına rağmen işsizlik maaşı alamamıştır. Pandemi döneminde işverenlerce maaş sistemi kaldırılıp günlük yevmiye karşılığı çalışmaya çevrilmesi ve verilen yevmiyenin çok düşük miktarlarda olması nedeniyle şoförlerimiz açlık sınırının altında bir yaşam sürdürmektedir. Şoförlere işverenlerce 120 ila 150 TL arası bir yevmiye belirlenmiş olması, işsiz kalan şoförlerin bu paralara çalışmak zorunda bırakılması, pandeminin işverenlerce fırsatçılık haline dönüşmesine sebep olmaktadır. Şoförlerimizin birçoğu haftada üç gün 120 ila 150 TL yevmiye ile haftalık 400-450 TL kazanç elde etmekte, bunun günlük üç öğün yemeği dışarıda yemek zorunda kaldığından büyük kısmı depolama alanlarında yenen yemek ihtiyacına harcanmaktadır. Sonuç olarak bir şoför aldığı günlük yevmiyenin yarısını da depolama alanlarında yemek için harcamakta, eline haftada 250 TL geçmektedir. Asgari ücretin bile 2 bin 825 TL olduğu durumda şoför arkadaşlarımız yemek ücretleri çıktıktan sonra aylık 1000-1200 TL'ye haftada üç gün, günde yaklaşık 16 saat çalışarak geçimlerini sağlamaya çalışmaktadır. Bu şartlar ne insan haklarına, ne iş ahlakına, ne de çalışma özgürlüğüne sığmaktadır. Pandemi sürecinde fedakarca vatandaşın toplu ulaşım hakkını kullanabilmesi için görev yapan şoför arkadaşlarımızın bu fedakarlığının karşılığında belediye ve işverenlerce gösterilen bu tutum asla kabul edilemez” şeklinde konuştu.
‘Hukuksuzluk, haksızlık’
Şoförlerin sağlığının tehdit altında olduğunu dile getiren Elçin Güner, “Depolama alanlarında şoför arkadaşlarımızın mola saatlerinde ihtiyaçlarını giderdiği işletmelerin bulunduğu alanlar Büyükşehir Belediyesine ait iken Antalya Otobüsçüler Esnaf ve Sanatkarlar Odasının talebiyle bu odaya cüzi bir miktarda kira bedeli ile verilmiştir. Oda ise bu alanları çok fahiş kira bedelleriyle özel işletmelere kiralamaktadır. Bu işletmelerin şu anda ruhsatsız olarak işletildiği ve faaliyet gösterilmekte olduğunu bilmekteyiz. Konuyu ilgililere ve yetkililere bildirmiş olmamıza rağmen konuyla ilgili herhangi bir aksiyon alınmamaktadır. Ruhsatsız çalışan bu işletmelerin Büyükşehir Belediyesinden on yıllığına Antalya Otobüsçüler Esnaf ve Sanatkarlar Odasınca kiralanan alanlarda faaliyet gösterdiği ve bu alanların kirasının odaca alınarak bir ticari ranta dönüştürüldüğü açıktır. Sözde şoför ve otobüsçüleri temsil ettiğini iddia eden bu odanın şoförlerimizin sorumluluğuna almadığı, bu alanlarda ihtiyaç gidermeye mecbur şoförlerimizin mağdur edildiğini açıklama gereği duymaktayız. Aynı zamanda devlete karşı olan sorumluluğunu da yerine getirmeyen, kira bedellerini almak amacıyla açıkça bir vergi ve kamu sağlığı ihlaline göz yuman bu odanın 10 yıl daha bu alanlarda söz hakkının bulunması bir hukuksuzluktur, haksızlıktır” dedi.
‘Taleplerimiz net’
Gerekli şikayetleri hem zabıta birimlerine hem de Büyükşehir Belediyesinin ilgili birimlerine yazılı olarak ilettiklerini ancak hiçbir yaptırım uygulanmadığını ifade eden Güner, “Otobüs depolama alanlarında bahsi geçen kişilerin işlettiği yerlerde şoförlerimizden gelen şikayetler doğrultusunda tarafımızca bazı testler yapılmıştır. Bu alanlarda sağlanan yemekler kamu sağlığını tehdit etmektedir. Şoförlerimizin yedikleri yemeklerden hamamböcekleri çıkmış, yemeklerin sunumu ve ortak alanların temizliği içler acısıdır. İnsan sağlığı resmen hiçe sayılmaktadır. Pandemi döneminde hijyenin öneminin çok daha fazla artmasına rağmen emekçilerin kullandıkları lavabo ve tuvaletlerde insani koşullara uygun olmayan bir durum söz konusudur. Temizlik ve hijyen sağlamaya yönelik herhangi bir hijyen ürünü, temizlik ürünü dahi bulunmayan, en basitinden bir sabun dahi bulundurulmayan bu alanları kullanmaya mecbur bırakılan emekçilerimize kimse sahip çıkmamaktadır. Tüm bunların dışında şoförlerimiz tek taraflı beyanlarla ve gerekli inceleme yapılmadan savunma hakları verilmeden birçok cezaya da katlanmaktadır. Maskesiz binen yolcunun şikayet ettiği şoföre çalışmama cezası verilmekte, savunma dahi alınmadan idari cezalara tabi tutulan şoförlerin artık tahammülü kalmamıştır. Ulaşım Daire Başkanlığının Cezai İşlem Komisyonunda şoför arkadaşlarımızı temsilen bir meslektaşımızın bulunmasını talep ediyoruz. Bu talebimizin gerekçesi ise anlatıldığı gibi verilen cezaların hakkaniyetli olmaması ve yaşanan olumsuz olayların tüm sorumluluğunun otobüs emekçilerine yükletilmesidir. Bu nedenle, emekçinin içinde bulunduğu durumu anlayabilecek ve empati yapabilecek seviyede bir kurulun oluşturulmasının sağlanmasını istemekteyiz” ifadelerini kullandı. Avukat Nazlı Arın ise, olayın hukuki boyutunu anlatarak şoförlerin depolama alanlarında sağlıksız bir şekilde göreve gidip geldiğini vurguladı. Şikayetlerinin uzun süredir göz ardı edildiğini anlattı. Ulaşımın kamu hizmeti olduğunu dile getiren Arın, şoförlerin birçok konuda korunamadığını ifade etti. Şoför esnafı adına konuşan Bülent Aldemir, mağduriyetlerini dile getirerek, “Geçen sene Mart ayının 20’sinde araçla yolcu taşıdım. Bu güne kadar 1 gün araç kullanmadım. Aylardır araç kullanamıyorum. Pandemi döneminde sokağa çıkma yasakları uygulandı. Araç sahipleri ve oda bizimle ilgilenmiyor. Pandeminden sonra araç sayılarımız düştü. Bu durumlardan dolayı mağdur olduk. Ve sürücü sistemini çalıştıran kartlarımız oda tarafından kapatıldı” dedi.
Esra ALTUNKES
‘Emekçiler mağdur’
Dernek üyelerinden Antalya şehir içi ulaşımı sağlayan özel halk otobüsü şoförlerinin içinde bulundukları zorlukları anlatabilmek için toplandıklarını dile getiren Güner, “Antalya Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığına bilgi verilerek özel halk otobüslerinde şoförlerimiz çalıştırılmakta ancak sosyal ve ekonomik hiçbir haklarına kavuşamamaktadırlar. Pandemi öncesinde dahi çok zor koşullarda çalışan şoförlerimiz pandemi döneminin başlaması ile hem sağlık hem de ekonomik açıdan çok zor günler geçirmektedir. Bu zorluklara karşı yapılan tüm şikayetler göz ardı edilmekte ve hatta bizzat Ulaşım Koordinasyon Merkezi Genel Kurulu'nun 25.12.2019 tarihli kararı ile şoförlerimize verilen ve parası peşin alınan çalışma kartları iptal edilerek çalışma özgürlüklerinin kısıtlanmasına gidilmektedir. 25.12.2019 tarih ve 2019/12-705 sayılı UKOME kararıyla 60 gün otobüs kullanamayan arkadaşlarımızın kartları kapatılmıştır. Oysaki şu an ülkemizin ve tüm dünyanın içinde bulunmuş olduğu pandemi yasaklarından dolayı çoğu otobüs sahipleri araçlarını ulaşımdan çekmiş bulunmaktadır ve bu durumda şoförlerini 60 günden uzun sürelerle çalıştırmamaktadır. Bu durumda özel hastanelerde şart koşulan sağlık testlerine ve kartlarına para ödeyen ve her türlü şartı sağlayan, kazanılmış hakları bulunan şoförlerimizin kartlarını iptal etmek suretiyle otobüslerde çalıştırılmaları engellenmiştir. Bu durum ulaşım emekçilerinin mağduriyetine yol açmaktadır” diye konuştu.
‘Sesimizi duyan yok’
Derneğin konuyu Büyükşehir Belediyesinin yetkili mercilerine bildirdiğini ancak bir sonuç alamadıklarını dile getiren Güner, “2020 yılının Mart ayından beridir hepimiz pandemiden dolayı haftanın üç günü çalışabilmekteyiz. Bu nedenle çalışabilen şoförlerin dahi kısmi çalışmada bulunduğu düşünüldüğünde ekonomik zorluğun derecesi ortadadır. Şoför arkadaşlarımızın çalışma koşulları ve sosyal hakları çok kötü durumdadır. Kamu hizmeti niteliği taşıyan ulaşım hizmetinde çalışan bu emekçilerin kayıtları Büyükşehir Belediyesinde tutulduğu halde bu kişilerin özlük işlemleriyle hiç ilgilenilmemektedir. Daire Başkanlığında araçlarda hangi şoförlerin çalıştığına dair kayıtların bulunmasına rağmen talep halinde bu kayıtlar şoförlere verilmemekte, sosyal ve ekonomik haklarına kavuşmaları engellenmektedir. Bunun yanı sıra sigortaları yatırılmayan, yasak olmasına rağmen günlük 14-16 saat mesai yaptırılan şoförlerimizin fazla mesai ve hafta tatili ücretleri ödenmemektedir. Şoförlerimiz ulusal bayram ve genel tatil günlerinde aralıksız çalıştırılmaktadır. Sigortasız çalıştırılan şoförlerimizin bir kazaya karışması durumunda sorumluluğu kim alacaktır? İdare hukuku gereği bir kamu hizmetinin gerçekleştirilmesi esnasında yaşanacak kazalardan aynı zamanda belediye de sorumludur. Bu durumda sigortasız çalıştırılan bu şoförlerin sosyal ve ekonomik haklarının sağlanması da kamuyu ilgilendiren önemli bir olgudur” şeklinde konuştu.
‘Bu tutum kabul edilemez’
‘Sigortası yatan arkadaşlarımızın ise çalışma sürelerine ilişkin kısmi sigortaları yatırılmaktadır’ diyen Güner, “Bu nedenle, şoförler kısmi çalışma ödeneklerinden ve işsizlik ödeneklerinden pandemi sürecinde faydalanamamıştır. Aynı zamanda birçoğu araç sahiplerince işten çıkarılmalarına rağmen işsizlik maaşı alamamıştır. Pandemi döneminde işverenlerce maaş sistemi kaldırılıp günlük yevmiye karşılığı çalışmaya çevrilmesi ve verilen yevmiyenin çok düşük miktarlarda olması nedeniyle şoförlerimiz açlık sınırının altında bir yaşam sürdürmektedir. Şoförlere işverenlerce 120 ila 150 TL arası bir yevmiye belirlenmiş olması, işsiz kalan şoförlerin bu paralara çalışmak zorunda bırakılması, pandeminin işverenlerce fırsatçılık haline dönüşmesine sebep olmaktadır. Şoförlerimizin birçoğu haftada üç gün 120 ila 150 TL yevmiye ile haftalık 400-450 TL kazanç elde etmekte, bunun günlük üç öğün yemeği dışarıda yemek zorunda kaldığından büyük kısmı depolama alanlarında yenen yemek ihtiyacına harcanmaktadır. Sonuç olarak bir şoför aldığı günlük yevmiyenin yarısını da depolama alanlarında yemek için harcamakta, eline haftada 250 TL geçmektedir. Asgari ücretin bile 2 bin 825 TL olduğu durumda şoför arkadaşlarımız yemek ücretleri çıktıktan sonra aylık 1000-1200 TL'ye haftada üç gün, günde yaklaşık 16 saat çalışarak geçimlerini sağlamaya çalışmaktadır. Bu şartlar ne insan haklarına, ne iş ahlakına, ne de çalışma özgürlüğüne sığmaktadır. Pandemi sürecinde fedakarca vatandaşın toplu ulaşım hakkını kullanabilmesi için görev yapan şoför arkadaşlarımızın bu fedakarlığının karşılığında belediye ve işverenlerce gösterilen bu tutum asla kabul edilemez” şeklinde konuştu.
‘Hukuksuzluk, haksızlık’
Şoförlerin sağlığının tehdit altında olduğunu dile getiren Elçin Güner, “Depolama alanlarında şoför arkadaşlarımızın mola saatlerinde ihtiyaçlarını giderdiği işletmelerin bulunduğu alanlar Büyükşehir Belediyesine ait iken Antalya Otobüsçüler Esnaf ve Sanatkarlar Odasının talebiyle bu odaya cüzi bir miktarda kira bedeli ile verilmiştir. Oda ise bu alanları çok fahiş kira bedelleriyle özel işletmelere kiralamaktadır. Bu işletmelerin şu anda ruhsatsız olarak işletildiği ve faaliyet gösterilmekte olduğunu bilmekteyiz. Konuyu ilgililere ve yetkililere bildirmiş olmamıza rağmen konuyla ilgili herhangi bir aksiyon alınmamaktadır. Ruhsatsız çalışan bu işletmelerin Büyükşehir Belediyesinden on yıllığına Antalya Otobüsçüler Esnaf ve Sanatkarlar Odasınca kiralanan alanlarda faaliyet gösterdiği ve bu alanların kirasının odaca alınarak bir ticari ranta dönüştürüldüğü açıktır. Sözde şoför ve otobüsçüleri temsil ettiğini iddia eden bu odanın şoförlerimizin sorumluluğuna almadığı, bu alanlarda ihtiyaç gidermeye mecbur şoförlerimizin mağdur edildiğini açıklama gereği duymaktayız. Aynı zamanda devlete karşı olan sorumluluğunu da yerine getirmeyen, kira bedellerini almak amacıyla açıkça bir vergi ve kamu sağlığı ihlaline göz yuman bu odanın 10 yıl daha bu alanlarda söz hakkının bulunması bir hukuksuzluktur, haksızlıktır” dedi.
‘Taleplerimiz net’
Gerekli şikayetleri hem zabıta birimlerine hem de Büyükşehir Belediyesinin ilgili birimlerine yazılı olarak ilettiklerini ancak hiçbir yaptırım uygulanmadığını ifade eden Güner, “Otobüs depolama alanlarında bahsi geçen kişilerin işlettiği yerlerde şoförlerimizden gelen şikayetler doğrultusunda tarafımızca bazı testler yapılmıştır. Bu alanlarda sağlanan yemekler kamu sağlığını tehdit etmektedir. Şoförlerimizin yedikleri yemeklerden hamamböcekleri çıkmış, yemeklerin sunumu ve ortak alanların temizliği içler acısıdır. İnsan sağlığı resmen hiçe sayılmaktadır. Pandemi döneminde hijyenin öneminin çok daha fazla artmasına rağmen emekçilerin kullandıkları lavabo ve tuvaletlerde insani koşullara uygun olmayan bir durum söz konusudur. Temizlik ve hijyen sağlamaya yönelik herhangi bir hijyen ürünü, temizlik ürünü dahi bulunmayan, en basitinden bir sabun dahi bulundurulmayan bu alanları kullanmaya mecbur bırakılan emekçilerimize kimse sahip çıkmamaktadır. Tüm bunların dışında şoförlerimiz tek taraflı beyanlarla ve gerekli inceleme yapılmadan savunma hakları verilmeden birçok cezaya da katlanmaktadır. Maskesiz binen yolcunun şikayet ettiği şoföre çalışmama cezası verilmekte, savunma dahi alınmadan idari cezalara tabi tutulan şoförlerin artık tahammülü kalmamıştır. Ulaşım Daire Başkanlığının Cezai İşlem Komisyonunda şoför arkadaşlarımızı temsilen bir meslektaşımızın bulunmasını talep ediyoruz. Bu talebimizin gerekçesi ise anlatıldığı gibi verilen cezaların hakkaniyetli olmaması ve yaşanan olumsuz olayların tüm sorumluluğunun otobüs emekçilerine yükletilmesidir. Bu nedenle, emekçinin içinde bulunduğu durumu anlayabilecek ve empati yapabilecek seviyede bir kurulun oluşturulmasının sağlanmasını istemekteyiz” ifadelerini kullandı. Avukat Nazlı Arın ise, olayın hukuki boyutunu anlatarak şoförlerin depolama alanlarında sağlıksız bir şekilde göreve gidip geldiğini vurguladı. Şikayetlerinin uzun süredir göz ardı edildiğini anlattı. Ulaşımın kamu hizmeti olduğunu dile getiren Arın, şoförlerin birçok konuda korunamadığını ifade etti. Şoför esnafı adına konuşan Bülent Aldemir, mağduriyetlerini dile getirerek, “Geçen sene Mart ayının 20’sinde araçla yolcu taşıdım. Bu güne kadar 1 gün araç kullanmadım. Aylardır araç kullanamıyorum. Pandemi döneminde sokağa çıkma yasakları uygulandı. Araç sahipleri ve oda bizimle ilgilenmiyor. Pandeminden sonra araç sayılarımız düştü. Bu durumlardan dolayı mağdur olduk. Ve sürücü sistemini çalıştıran kartlarımız oda tarafından kapatıldı” dedi.
Esra ALTUNKES